Çağatay
02-01-2012, 13:48
[Only Registered Users Can See Links]
[Only Registered Users Can See Links]
YENİ YILIN İLK AVI…İLK LEVREKLER…
VE İLK TROFE LEVREĞİM
Merhaba arkadaşlar.
Cumartesi günü arkadaşlarla birbirimizin yeni yılını kutlarken, aynı zamanda acaba pazar günü bir av yapar mıyız diye konuşmuş, ancak malum yılbaşı gecesi ertesi olması sebebi ile kesin bir şey konuşmamıştık.
Kendi adıma yılbaşı gecesi geç vakitlere kadar oturmayıp hatta erken denebilecek bir saatte yattığım için Pazar sabahı erkenden kalktım. Poseidon rüzgar raporuna baktım, 4-6 kuzeyli rüzgar veriyordu. İçimden tam havası levreğin dedim. Evde otur otur vakit geçmek bilmedi. Ancak, insanları rahatsız etmemek adına öğle saatlerine kadar kimseyi aramadım. Öğlen önce arkadaşım Anıl beyi aradım. Durumuma bakayım ben sana bir saate kadar haber veririm dedi. Hemen akabinde İshak beyi (İshak Ballıca) aradım, o dünden razı vaziyette, hazırım gidelim dedi. Bir süre sonra Anıl bey ben de geliyorum deyince, organize olmuş olduk.
Yoldan, mamun temin ettik. Avlak bölgesine vardığımızda kuvvetli rüzgar ve köpük köpük bir deniz bizi karşıladı. Av için oldukça erken denilebilecek bir saatte oltaları denize kavuşturduk. Anıl beyle bende kamış vardı, İshak bey genelde el oltası ile avlanmayı tercih etti. El oltasına pek alışkın olmadığımdan, kıyıdan yemli levrek avı için aldığım yeni kamışımı ilk defa deneyecektim. 2,70 boyunda, oldukça sert uçlu, 190 gram atarı olan, oldukça hafif, karbon bir kamıştı. Bu kamışı yine oldukça hafif olması sebebi ile at-çek avlarında tercih edilen Ryobi Ecusima 4000 makine ile kombine ettim. Böylece aşırı rüzgarlı havada boyu kısa olan kamışa hakim olabilecek, dalgada sürüklenmeyen ağır kurşunu atabilecek ve en önemlisi kolum yorulmadan uzun süre elde beklemeli av yapabilecektim.
Bir süre sonra ilk levrek İshak beye denk geldi ve açılışı yapmış oldu. Yaklaşık 600-700 gram bir levrekti.
İshak bey ve ilk levreği.
[Only Registered Users Can See Links]
Bir müddet sonra ortak arkadaşımız Kaya bey arabası ile çıkageldi. O da oltalarını suya kavuşturdu.
Kısa süre sonra, benim kamışta bir asılma hissettim, olması gerektiği tasmaladıktan sonra mücadele başlamıştı. Makinenin kalomasını gerektiği kadar açıp, hiç acele etmeden balığı kıyıya almayı başardım. O da yaklaşık kilo civarı bir levrekti.
İshak beyin ardından ben de balığı almayı başardım.
[Only Registered Users Can See Links]
Avdan görüntüler, sabırla beklerken.
[Only Registered Users Can See Links]
Anıl bey
[Only Registered Users Can See Links]
Bekleyişimiz devam ederken, at-çek yapan bir arkadaş da bizim biraz ötemizde balığını aramaya başladı. Ona son dikkat ettiğimde elindeki çuvala balığını yerleştirmişti bile. Hava kararmaya yakın meradan ayrıldı.
Biz sürekli yemleri tazeleyip sabırla beklemeye devam ediyorduk. Bu bekleyiş bir süre sonra İshak beyde meyvesini verdi ve bir öncekinden daha iri tahminen bir kilo civarındaki levreği başarı ile kıyıya aldı.
[Only Registered Users Can See Links]
Bu süre zarfında Kaya beye de bir mırmır denk geldi.
Hava karardıktan sonra bir yandan sert esen rüzgara karşı dayanmaya çalışıp diğer taraftan elde kamış beklerken oldukça kuvvetli bir asılma ile karşılaştım. Hiç boşluk vermeden kamışı kaldırdım, balıkla karşılıklı bir mücadeleye girdik, ip çekme oyununda olduğu gibi birbirimize fazla yüklenmeden tartıyorduk, balığı dengeye getirdikten sonra sarma koluna ilişmeden kaloma ayarına davrandım, uygun kalomayı bulduğumu düşündüğümde , sakin hareketlerle kolu çevirmeye başladım. Ben bir yandan kolu çeviriyorum o da diğer yandan gelmeyeceğim diye direniyor, her direnişinde küçük dev dediğim Ryobi'nin kaloma mekanizması cız cız ötüyordu. Bir müddet mücadeleden sonra balığı dalgaların arasında yansımasından seçebildim, adeta nutkum tutulmuştu, esaslı bir pehlivan ile karşı karşıyaydım. Dalganın yalayıp küçük tümsek yarattığı kıyı şeridine kadar balığı çektim, ancak hayvan kuma sürtünmeye başlayınca makinenin açık olan kaloması boşa dönmeye başladı, yanımda kepçe olmadığı için kamış misinası elle tutup, çok az bir mesafe daha hayvanı çok yavaşça sürükledim, ani bir hareketle kamışı bırakıp, balığın yanına atladım, kucaklayıp emniyetli kısma attım ve İshak beye fotoğraf makinesi diye seslenmeye başladım. O an benim için müthiş bir mutluluktu. Bugüne kadar yakaladığım en iri levrekti. Av dönüşü ölçüm ve tartım işlemini yaptığımda, bu canavarın, 64 cm boyunda 3.18 kg. ağırlığında olduğunu görmek beni daha da mutlu etmişti.
64 cm. boy, 3.18 Kg'luk kuzu. :oha:
[Only Registered Users Can See Links]
Yaklaşık saat 20.00 sularında, o ana kadar şansı dönmemiş olan Anıl bey pes edip izin istedi ve avlaktan ayrıldı. Aslında biz avdan tatmin olmuştuk, ancak oldukça bol olan yemlerimizin hatırına bir müddet daha kalalım dedik. Ben o saatten sonra işi zevke dönüştürdüm. Olta atmaktan çok İshak beyin yanında muhabbete başladım. İshak beyin bırakma yaptığı kamışı, tam sohbetin en koyu anında yerinden uçtu, onda o an el oltası olduğu için müdahale edemedi kaldı ki olta tuttuğu elinin parmağı da önceki levreğin sırt dikeninin batması yüzünden kanıyordu ve peçete sarılıydı, ben fırlamak zorunda kaldım ancak makinenin sarma kolu bana göre ters tarafta olduğu için yeterince seri davranamadım ve balığı kaçırdık, hiç üzülmedik, nasip değilmiş dedik zira keyiflerimiz yerinde idi.
İshak bey bir süre sonra üçüncü levreği de aldı. Bu pehlivan da güzel bir balıktı, kilo üstüydü.
[Only Registered Users Can See Links]
Saat 22.00 suları avı sonlandırmaya karar verdik, zira Anıl bey arabası ile ayrıldığı için toplu taşıma vasıtaları ile geri dönecektik. İn, bin, aktarma derken dönüş vakit alacaktı ve ertesi gün mesai olduğundan vakitlice evde olmak durumundaydık. Hedeflediğimiz avı da gerçekleştirmiştik, bu yüzden de daha fazla kalmanın anlamı yoktu.
İshak beyin levrekleri kıyıda ve evde toplu halde.
[Only Registered Users Can See Links]
[Only Registered Users Can See Links]
Benim levrekler, evde toplu halde.
[Only Registered Users Can See Links]
Daha iyi avlar sizlerin olsun.
Aşağıda İshak beyin avımızla ilgili bir video çalışması var. İyi seyirler.
[Only Registered Users Can See Links]
YENİ YILIN İLK AVI…İLK LEVREKLER…
VE İLK TROFE LEVREĞİM
Merhaba arkadaşlar.
Cumartesi günü arkadaşlarla birbirimizin yeni yılını kutlarken, aynı zamanda acaba pazar günü bir av yapar mıyız diye konuşmuş, ancak malum yılbaşı gecesi ertesi olması sebebi ile kesin bir şey konuşmamıştık.
Kendi adıma yılbaşı gecesi geç vakitlere kadar oturmayıp hatta erken denebilecek bir saatte yattığım için Pazar sabahı erkenden kalktım. Poseidon rüzgar raporuna baktım, 4-6 kuzeyli rüzgar veriyordu. İçimden tam havası levreğin dedim. Evde otur otur vakit geçmek bilmedi. Ancak, insanları rahatsız etmemek adına öğle saatlerine kadar kimseyi aramadım. Öğlen önce arkadaşım Anıl beyi aradım. Durumuma bakayım ben sana bir saate kadar haber veririm dedi. Hemen akabinde İshak beyi (İshak Ballıca) aradım, o dünden razı vaziyette, hazırım gidelim dedi. Bir süre sonra Anıl bey ben de geliyorum deyince, organize olmuş olduk.
Yoldan, mamun temin ettik. Avlak bölgesine vardığımızda kuvvetli rüzgar ve köpük köpük bir deniz bizi karşıladı. Av için oldukça erken denilebilecek bir saatte oltaları denize kavuşturduk. Anıl beyle bende kamış vardı, İshak bey genelde el oltası ile avlanmayı tercih etti. El oltasına pek alışkın olmadığımdan, kıyıdan yemli levrek avı için aldığım yeni kamışımı ilk defa deneyecektim. 2,70 boyunda, oldukça sert uçlu, 190 gram atarı olan, oldukça hafif, karbon bir kamıştı. Bu kamışı yine oldukça hafif olması sebebi ile at-çek avlarında tercih edilen Ryobi Ecusima 4000 makine ile kombine ettim. Böylece aşırı rüzgarlı havada boyu kısa olan kamışa hakim olabilecek, dalgada sürüklenmeyen ağır kurşunu atabilecek ve en önemlisi kolum yorulmadan uzun süre elde beklemeli av yapabilecektim.
Bir süre sonra ilk levrek İshak beye denk geldi ve açılışı yapmış oldu. Yaklaşık 600-700 gram bir levrekti.
İshak bey ve ilk levreği.
[Only Registered Users Can See Links]
Bir müddet sonra ortak arkadaşımız Kaya bey arabası ile çıkageldi. O da oltalarını suya kavuşturdu.
Kısa süre sonra, benim kamışta bir asılma hissettim, olması gerektiği tasmaladıktan sonra mücadele başlamıştı. Makinenin kalomasını gerektiği kadar açıp, hiç acele etmeden balığı kıyıya almayı başardım. O da yaklaşık kilo civarı bir levrekti.
İshak beyin ardından ben de balığı almayı başardım.
[Only Registered Users Can See Links]
Avdan görüntüler, sabırla beklerken.
[Only Registered Users Can See Links]
Anıl bey
[Only Registered Users Can See Links]
Bekleyişimiz devam ederken, at-çek yapan bir arkadaş da bizim biraz ötemizde balığını aramaya başladı. Ona son dikkat ettiğimde elindeki çuvala balığını yerleştirmişti bile. Hava kararmaya yakın meradan ayrıldı.
Biz sürekli yemleri tazeleyip sabırla beklemeye devam ediyorduk. Bu bekleyiş bir süre sonra İshak beyde meyvesini verdi ve bir öncekinden daha iri tahminen bir kilo civarındaki levreği başarı ile kıyıya aldı.
[Only Registered Users Can See Links]
Bu süre zarfında Kaya beye de bir mırmır denk geldi.
Hava karardıktan sonra bir yandan sert esen rüzgara karşı dayanmaya çalışıp diğer taraftan elde kamış beklerken oldukça kuvvetli bir asılma ile karşılaştım. Hiç boşluk vermeden kamışı kaldırdım, balıkla karşılıklı bir mücadeleye girdik, ip çekme oyununda olduğu gibi birbirimize fazla yüklenmeden tartıyorduk, balığı dengeye getirdikten sonra sarma koluna ilişmeden kaloma ayarına davrandım, uygun kalomayı bulduğumu düşündüğümde , sakin hareketlerle kolu çevirmeye başladım. Ben bir yandan kolu çeviriyorum o da diğer yandan gelmeyeceğim diye direniyor, her direnişinde küçük dev dediğim Ryobi'nin kaloma mekanizması cız cız ötüyordu. Bir müddet mücadeleden sonra balığı dalgaların arasında yansımasından seçebildim, adeta nutkum tutulmuştu, esaslı bir pehlivan ile karşı karşıyaydım. Dalganın yalayıp küçük tümsek yarattığı kıyı şeridine kadar balığı çektim, ancak hayvan kuma sürtünmeye başlayınca makinenin açık olan kaloması boşa dönmeye başladı, yanımda kepçe olmadığı için kamış misinası elle tutup, çok az bir mesafe daha hayvanı çok yavaşça sürükledim, ani bir hareketle kamışı bırakıp, balığın yanına atladım, kucaklayıp emniyetli kısma attım ve İshak beye fotoğraf makinesi diye seslenmeye başladım. O an benim için müthiş bir mutluluktu. Bugüne kadar yakaladığım en iri levrekti. Av dönüşü ölçüm ve tartım işlemini yaptığımda, bu canavarın, 64 cm boyunda 3.18 kg. ağırlığında olduğunu görmek beni daha da mutlu etmişti.
64 cm. boy, 3.18 Kg'luk kuzu. :oha:
[Only Registered Users Can See Links]
Yaklaşık saat 20.00 sularında, o ana kadar şansı dönmemiş olan Anıl bey pes edip izin istedi ve avlaktan ayrıldı. Aslında biz avdan tatmin olmuştuk, ancak oldukça bol olan yemlerimizin hatırına bir müddet daha kalalım dedik. Ben o saatten sonra işi zevke dönüştürdüm. Olta atmaktan çok İshak beyin yanında muhabbete başladım. İshak beyin bırakma yaptığı kamışı, tam sohbetin en koyu anında yerinden uçtu, onda o an el oltası olduğu için müdahale edemedi kaldı ki olta tuttuğu elinin parmağı da önceki levreğin sırt dikeninin batması yüzünden kanıyordu ve peçete sarılıydı, ben fırlamak zorunda kaldım ancak makinenin sarma kolu bana göre ters tarafta olduğu için yeterince seri davranamadım ve balığı kaçırdık, hiç üzülmedik, nasip değilmiş dedik zira keyiflerimiz yerinde idi.
İshak bey bir süre sonra üçüncü levreği de aldı. Bu pehlivan da güzel bir balıktı, kilo üstüydü.
[Only Registered Users Can See Links]
Saat 22.00 suları avı sonlandırmaya karar verdik, zira Anıl bey arabası ile ayrıldığı için toplu taşıma vasıtaları ile geri dönecektik. İn, bin, aktarma derken dönüş vakit alacaktı ve ertesi gün mesai olduğundan vakitlice evde olmak durumundaydık. Hedeflediğimiz avı da gerçekleştirmiştik, bu yüzden de daha fazla kalmanın anlamı yoktu.
İshak beyin levrekleri kıyıda ve evde toplu halde.
[Only Registered Users Can See Links]
[Only Registered Users Can See Links]
Benim levrekler, evde toplu halde.
[Only Registered Users Can See Links]
Daha iyi avlar sizlerin olsun.
Aşağıda İshak beyin avımızla ilgili bir video çalışması var. İyi seyirler.