ishak BALLICA
18-03-2013, 19:22
[Only Registered Users Can See Links]
[Only Registered Users Can See Links]
Sevgili dostlar,içinde bulunduğumuz yaşam koşulları nedeni ile bir koşuşturmadır gidiyoruz.Zira büyük şehirlerin beton yapıları arasına sıkışıp kalmış bizler için baharın emarelerini bire bir gözlemleyip de yaşamak adeta imkansız gibi bir şey oldu.Yer gök beton binalar, asfalt yollar ile kaplı.Adına park dediğimiz göstermelik mekanlarda ise adını ve sanını bilmediğimiz bin bir çeşit ithal bitkiler ile dolu.Hani eskiden tüm evlerin bahçelerinde mutlaka bulunan bir meyva ağacı filan olsa; cemrelerin düştüğünü ve bahar aylarının ayağını salladığını göreceğiz.Pespembe çiçek açan bademler, bembeyaz gelinlik giymiş gibi donanan erik ağaçları artık çocukluk yıllarımızdan arda kalan birer görsel öğe oldular.
[Only Registered Users Can See Links]
[Only Registered Users Can See Links]
Ben ve ekip arkadaşlarım geçtiğimiz hafta sonu tüm bu güzellikleri yeniden görebilmek ve yaşayabilmek adına cuma akşamı çok da geç olmamak şartıyla, uygun bir saatte buluşarak düştük yollara.Balık-olta olayını sabah suyuna sakladığımız için, öyle hiç de acelemiz yok.Otobana girmeden yolda yavaş yavaş İzmir/Çeşme'ye doğru yol alıyoruz.Yem ve nevale işini de yolda bir yerlere uğrayarak kolayca hallediyoruz.
Ne zaman ki şehir dışına çıkmaya başlıyoruz, ay ışığının aydınlattığı ortamda yol kenarlarındaki bağ-bahçe kenarlarındaki çiçek açmış badem-erik ağaçlarından gözlerimizi ayıramıyoruz.Yahu diyoruz hep bir ağızdan.Bahar ayağını sallamış da haberimiz yok.Doğa adeta yeniden doğuyor gibi.Her yer yemyeşil.Ve tüm kır çiçekleri açarak gelen baharı karşılamaya hazırlanıyorlar.
Erdal kardeşimin yazlığına varınca hemencecik yarın sabah için istirahate geçmedik.Evin bahçesine birer sandalye ve masa koyarak başladık sohbete.Hava sakin, rüzgar yok denilecek kadar zayıf.Ama ortalık serin.Allah tan kılık,kıyafetimiz sağlam da üşümüyoruz.Sohbet eşiliğinde içilen birer kadeh içecek de zaten içimizi ısıtmaya yetti de arttı bile.
Saat gece 01,30 gibi saatlerimiz sabah 05,00'e kurarak az biraz istirahate çekildik.Sağa döndün,sola döndün, az biraz uyuklama derken zaman su gibi akıp geçti ve başladı cep telefonlarımızın alarmları çalmaya.Evet, yolculuk vakti gelmişti.Alelacele toparlanarak,elimize eşyalarımızı aldık ve doğru tekne başına yolladık.Ohoooo, Sevgili Kaptanım Ertaç hocam çoktan gelmiş de bizleri bekliyor.
[Only Registered Users Can See Links]
[Only Registered Users Can See Links]
Yola çıktıktan sonra ilk durağımız her zamanki gibi hava aydınlanıncaya kadar iş yapan Kırma Mercan meramız oldu.Burada tavalık bir kaç balığımızı aldık.Hava aydınlanmaya başlamasına rağmen diğer balık türlerinden ses çıkmayınca başka bir meraya doğru yol aldık.Bu arada sabah inceden inceye esmekte olan rüzgar da kesildiği için,çapa atma gereği duymadık.Yani adına akış denilen tarzda av yapmaya başladık.Günün tek süpriz balığı Sevgili Mehmet kardeşime denk gelen bir adet Kırlangıç oldu.
Bu arada zaman ilerliyor ve yavaş yavaş dönüş zamanı yaklaşıyordu.Motoru tekrardan çalıştırıp başka bir merada da oyalandıktan sonra sabah 06,00 gibi başlayan av güncemize, saat 12,00 civarı son vererek dönüş yoluna geçtik.
[Only Registered Users Can See Links]
[Only Registered Users Can See Links]
Bu av esnasında hepimiz yem olarak sülünez kullandık.Takımlar ise her zamanki gibi en altta kurşunun yer aldığı klasik 3 köstekli takımlar oldu.Bizlere denk gelen balıklar Mercan, karagöz,kırma mercan, hanos idi.En yakın zamanda dostlarınız ile birlikte çok daha bereketlisinin sizlere denk gelmesi dileği ile tüm dostlara rastgele.
[Only Registered Users Can See Links]
/xxyppp_balyk-avy-videosu-0053-ishak-ballica_sport#.UTWbF6LwmSo[/url]
[Only Registered Users Can See Links]
Sevgili dostlar,içinde bulunduğumuz yaşam koşulları nedeni ile bir koşuşturmadır gidiyoruz.Zira büyük şehirlerin beton yapıları arasına sıkışıp kalmış bizler için baharın emarelerini bire bir gözlemleyip de yaşamak adeta imkansız gibi bir şey oldu.Yer gök beton binalar, asfalt yollar ile kaplı.Adına park dediğimiz göstermelik mekanlarda ise adını ve sanını bilmediğimiz bin bir çeşit ithal bitkiler ile dolu.Hani eskiden tüm evlerin bahçelerinde mutlaka bulunan bir meyva ağacı filan olsa; cemrelerin düştüğünü ve bahar aylarının ayağını salladığını göreceğiz.Pespembe çiçek açan bademler, bembeyaz gelinlik giymiş gibi donanan erik ağaçları artık çocukluk yıllarımızdan arda kalan birer görsel öğe oldular.
[Only Registered Users Can See Links]
[Only Registered Users Can See Links]
Ben ve ekip arkadaşlarım geçtiğimiz hafta sonu tüm bu güzellikleri yeniden görebilmek ve yaşayabilmek adına cuma akşamı çok da geç olmamak şartıyla, uygun bir saatte buluşarak düştük yollara.Balık-olta olayını sabah suyuna sakladığımız için, öyle hiç de acelemiz yok.Otobana girmeden yolda yavaş yavaş İzmir/Çeşme'ye doğru yol alıyoruz.Yem ve nevale işini de yolda bir yerlere uğrayarak kolayca hallediyoruz.
Ne zaman ki şehir dışına çıkmaya başlıyoruz, ay ışığının aydınlattığı ortamda yol kenarlarındaki bağ-bahçe kenarlarındaki çiçek açmış badem-erik ağaçlarından gözlerimizi ayıramıyoruz.Yahu diyoruz hep bir ağızdan.Bahar ayağını sallamış da haberimiz yok.Doğa adeta yeniden doğuyor gibi.Her yer yemyeşil.Ve tüm kır çiçekleri açarak gelen baharı karşılamaya hazırlanıyorlar.
Erdal kardeşimin yazlığına varınca hemencecik yarın sabah için istirahate geçmedik.Evin bahçesine birer sandalye ve masa koyarak başladık sohbete.Hava sakin, rüzgar yok denilecek kadar zayıf.Ama ortalık serin.Allah tan kılık,kıyafetimiz sağlam da üşümüyoruz.Sohbet eşiliğinde içilen birer kadeh içecek de zaten içimizi ısıtmaya yetti de arttı bile.
Saat gece 01,30 gibi saatlerimiz sabah 05,00'e kurarak az biraz istirahate çekildik.Sağa döndün,sola döndün, az biraz uyuklama derken zaman su gibi akıp geçti ve başladı cep telefonlarımızın alarmları çalmaya.Evet, yolculuk vakti gelmişti.Alelacele toparlanarak,elimize eşyalarımızı aldık ve doğru tekne başına yolladık.Ohoooo, Sevgili Kaptanım Ertaç hocam çoktan gelmiş de bizleri bekliyor.
[Only Registered Users Can See Links]
[Only Registered Users Can See Links]
Yola çıktıktan sonra ilk durağımız her zamanki gibi hava aydınlanıncaya kadar iş yapan Kırma Mercan meramız oldu.Burada tavalık bir kaç balığımızı aldık.Hava aydınlanmaya başlamasına rağmen diğer balık türlerinden ses çıkmayınca başka bir meraya doğru yol aldık.Bu arada sabah inceden inceye esmekte olan rüzgar da kesildiği için,çapa atma gereği duymadık.Yani adına akış denilen tarzda av yapmaya başladık.Günün tek süpriz balığı Sevgili Mehmet kardeşime denk gelen bir adet Kırlangıç oldu.
Bu arada zaman ilerliyor ve yavaş yavaş dönüş zamanı yaklaşıyordu.Motoru tekrardan çalıştırıp başka bir merada da oyalandıktan sonra sabah 06,00 gibi başlayan av güncemize, saat 12,00 civarı son vererek dönüş yoluna geçtik.
[Only Registered Users Can See Links]
[Only Registered Users Can See Links]
Bu av esnasında hepimiz yem olarak sülünez kullandık.Takımlar ise her zamanki gibi en altta kurşunun yer aldığı klasik 3 köstekli takımlar oldu.Bizlere denk gelen balıklar Mercan, karagöz,kırma mercan, hanos idi.En yakın zamanda dostlarınız ile birlikte çok daha bereketlisinin sizlere denk gelmesi dileği ile tüm dostlara rastgele.
[Only Registered Users Can See Links]
/xxyppp_balyk-avy-videosu-0053-ishak-ballica_sport#.UTWbF6LwmSo[/url]