MAVİ FENER
03-03-2019, 10:39
[Only Registered Users Can See Links]
Türkiye Denizlerinde Oksijenin Dağılımı
Türkiye suları, suda oksijenin dağılışı bakımından mümkün olan değişiklikler için iyi bir örnektir. Akdeniz’de 100-200 metre derinliklere kadar inen yüzey suları yüksek oksijen içerirler. Derinliğin daha fazla artması ile oksijen muhteviyatı azalırsa da, sıcaklığın bütün yıl boyunca hemen hemen aynı ve organik madde dağılımının az oluşu nedeniyle en derin (4600 metre) olan yerlerine kadar oksijen içeriği nispeten yüksektir. (13-14 C derecede 4 ml/l’den fazla, doymuş halin %70-80’nine eşittir). Bundan dolayı Akdeniz’de balıklar ve diğer canlılar, bu deniz’in bütün derinliklerinde mevcutturlar.
Buna karşılık, Akdeniz’in en kuzey ucu sayılacak Karadeniz’de tamamen farklı bir durum vardır. En fazla derin yeri 2245 metre olan Karadeniz, İstanbul Boğazı zemininin yüksek oluşundan dolayı, Akdeniz ile serbestçe sil alış verişi yapamamaktadır. Bu yüksek zemin, Karadeniz zemin sularının, oksijen yüklü olan Karadeniz dışındaki sular ile yer değiştirmelerine imkan vermez. Verimli olan yüzey tabakalarından çökerek derin su tabakalarında ve zemin üzerinde biriken zengin maddeler de, buralarda bozulurken bütün serbest oksijeni harcadıklarından, Karadeniz’deki canlı yaşamının derinlemesine yayılışındaki alt sınır 130-190 metre*lerdir.
Daha derinlerde, sadece anaerobik bakteriler ve özellikle de, kısmen organik maddeleri bozarak, çoğunlukla da sudaki sülfatı kullanarak hidrojen sülfür (H2S) meydana getiren bakteriler yaşamaktadır. Bu zehirli gazın miktarı, yaklaşık 200 metre derinlikten daha aşağıda, artan bir şekilde meydana gelir. (6 ml/I’ye kadar). Bu zehirli durgun suyun hacmi, yüksek organizasyonlu hayvanların yaşadıkları yukarıdaki su tabakalarının hacminin yaklaşık beş katıdır. Dolayısıyla “Karadeniz’de yaşayan balıklar” denince bundan, ilk 100-150 metrelerde yaşayan balıklar anlaşılmalıdır.
kaynak (ateşevirgen)
Türkiye Denizlerinde Oksijenin Dağılımı
Türkiye suları, suda oksijenin dağılışı bakımından mümkün olan değişiklikler için iyi bir örnektir. Akdeniz’de 100-200 metre derinliklere kadar inen yüzey suları yüksek oksijen içerirler. Derinliğin daha fazla artması ile oksijen muhteviyatı azalırsa da, sıcaklığın bütün yıl boyunca hemen hemen aynı ve organik madde dağılımının az oluşu nedeniyle en derin (4600 metre) olan yerlerine kadar oksijen içeriği nispeten yüksektir. (13-14 C derecede 4 ml/l’den fazla, doymuş halin %70-80’nine eşittir). Bundan dolayı Akdeniz’de balıklar ve diğer canlılar, bu deniz’in bütün derinliklerinde mevcutturlar.
Buna karşılık, Akdeniz’in en kuzey ucu sayılacak Karadeniz’de tamamen farklı bir durum vardır. En fazla derin yeri 2245 metre olan Karadeniz, İstanbul Boğazı zemininin yüksek oluşundan dolayı, Akdeniz ile serbestçe sil alış verişi yapamamaktadır. Bu yüksek zemin, Karadeniz zemin sularının, oksijen yüklü olan Karadeniz dışındaki sular ile yer değiştirmelerine imkan vermez. Verimli olan yüzey tabakalarından çökerek derin su tabakalarında ve zemin üzerinde biriken zengin maddeler de, buralarda bozulurken bütün serbest oksijeni harcadıklarından, Karadeniz’deki canlı yaşamının derinlemesine yayılışındaki alt sınır 130-190 metre*lerdir.
Daha derinlerde, sadece anaerobik bakteriler ve özellikle de, kısmen organik maddeleri bozarak, çoğunlukla da sudaki sülfatı kullanarak hidrojen sülfür (H2S) meydana getiren bakteriler yaşamaktadır. Bu zehirli gazın miktarı, yaklaşık 200 metre derinlikten daha aşağıda, artan bir şekilde meydana gelir. (6 ml/I’ye kadar). Bu zehirli durgun suyun hacmi, yüksek organizasyonlu hayvanların yaşadıkları yukarıdaki su tabakalarının hacminin yaklaşık beş katıdır. Dolayısıyla “Karadeniz’de yaşayan balıklar” denince bundan, ilk 100-150 metrelerde yaşayan balıklar anlaşılmalıdır.
kaynak (ateşevirgen)