hhlevent
05-01-2007, 19:38
Muhterem arkadaşlar,
Enteresan olduğu için size hembir anı hem br tecrübe olarak bir olayı anlatacağım. Bu anlatacağım olay teknik bir bilg olmamakla beraber balıkçılıkta çok faideli olduğu için sizlere aktarmayı münasip gördüm. Daha önce balıkçılığa başladığım Aşkale'den bahsetmiştim. O günden sonra avcılıktan hiçbrşey kaybetmeden balıkçılık da beni iyice sardı, dolayısıyla ava giderken mantarına sarılmış bir oltayı da av çantamda taşımaya başladım. İşte böyle ava çıktığım birgünde Karasuyun kenarından durgun bir yerden geçerken ayaklarımdan kaçan çekirgelerden suya düşener oluyordu ama düşmeleri ile sıçrayan balıkların kapması bir oluyordu. Aklıma birden çantamdaki olta geldi. Çantamı çıkarıp oltayı aldım ve yakaladığım bir çekirgeyi oltaya taktım. Mantar hiç beklemeden suya daldı. Hazine bulmuş kadar sevindim çünkü o kır arazide solucan bulmanın imkanı yoktu. Avı bırakıp balık tutmaya devam ettim. Bazen bir çekirgeyle iki balık tuttuğum oluyordu. Çekirgenin en küçük parçasına bile saldırıyorlardı. İrilikleri de küçümsenmeyecek kadardı. Artık av o gün benim için ölmüştü. Oradaki çalılardan çengelli iki çubuk yapıp balıkları dizdim ve birini bir elime diğerini öbür elime alarak eve döndüm. Ondan sonra solucan arama çabaları bitti(tabii mevsimine göre). Sıkıştığım zaman ve de bulabilirsem bu usulü tatbik ederim. Deneyin muvaffak olacaksınız...
Geçmiş bayramınızı ve yeni yılınızı bu vesileyle tebrik ederim.
Sevgiler rastgelsin...
Enteresan olduğu için size hembir anı hem br tecrübe olarak bir olayı anlatacağım. Bu anlatacağım olay teknik bir bilg olmamakla beraber balıkçılıkta çok faideli olduğu için sizlere aktarmayı münasip gördüm. Daha önce balıkçılığa başladığım Aşkale'den bahsetmiştim. O günden sonra avcılıktan hiçbrşey kaybetmeden balıkçılık da beni iyice sardı, dolayısıyla ava giderken mantarına sarılmış bir oltayı da av çantamda taşımaya başladım. İşte böyle ava çıktığım birgünde Karasuyun kenarından durgun bir yerden geçerken ayaklarımdan kaçan çekirgelerden suya düşener oluyordu ama düşmeleri ile sıçrayan balıkların kapması bir oluyordu. Aklıma birden çantamdaki olta geldi. Çantamı çıkarıp oltayı aldım ve yakaladığım bir çekirgeyi oltaya taktım. Mantar hiç beklemeden suya daldı. Hazine bulmuş kadar sevindim çünkü o kır arazide solucan bulmanın imkanı yoktu. Avı bırakıp balık tutmaya devam ettim. Bazen bir çekirgeyle iki balık tuttuğum oluyordu. Çekirgenin en küçük parçasına bile saldırıyorlardı. İrilikleri de küçümsenmeyecek kadardı. Artık av o gün benim için ölmüştü. Oradaki çalılardan çengelli iki çubuk yapıp balıkları dizdim ve birini bir elime diğerini öbür elime alarak eve döndüm. Ondan sonra solucan arama çabaları bitti(tabii mevsimine göre). Sıkıştığım zaman ve de bulabilirsem bu usulü tatbik ederim. Deneyin muvaffak olacaksınız...
Geçmiş bayramınızı ve yeni yılınızı bu vesileyle tebrik ederim.
Sevgiler rastgelsin...