PDA

Tüm Versiyonu Göster : Sırtı yapmak isteyenler 2


levrek
30-10-2005, 21:12
Yapay Yem Seçimi
Seçilecek olan suni yemler av merasında bulunan küçük balıkların yapıları ve boyları açısından benzerlik göstermesi gerekmektedir.Suni yemleri yapılarına göre:Yüzen,bırakılan yerde kalan,batan,dibe dalan ve su yüzeyinde yüzen tipler diye gruplandırabiliriz.

Yapay Yem Seçiminde Işık Faktörü
Çok çeşitli marka ve modelleri bulunan yapay yemlerin kullanım zamanı ve yerleri için bazı kriterler oluşmaktadır.Havanın durumuna, ışığına veya avlanma derinliğine göre bir seçim yapmamız gerekmektedir.
Bu yüzden ilk olarak Güneşin renk tonlarının sudaki emilini bilmemiz gerekir,çünkü suni yemin üzerindeki renklerin su içindeki görünüşlerini korumaları gerekmektedir:Sırasıyla suda tonlarını kaybeden renkleri şu şekilde sıralayabiliriz.
Kırmızı renk 7 metreye kadar kırmızılığını korur,sonra 8-10 metre de donuk kahverengiye ve daha derine indikçede siyah renge dönüşür.
Portakal rengi ise 10 metreye kadar rengini korur,11-13 metrelerde gri olarak görünür,13 metreden sonra siyah renge dönüşür.
Sarı renk 13 metreye kadar sarı,20 metreye kadar turkuaz olarak görünür,20 metreden sonra siyaha döner.
Yeşil ise 23 metreye kadar rengini korur,30 metreye kadar gri,ondan sonrada siyah olur.
Mor renk ise 30 metreye kadar mordur,sonrada griden siyaha döner.
Mavi ise 35 metreye kadar rengini korur,sonrada griden siyaha döner.
Siyah ise kendi rengini korur.
Gümüş ve sedef renkleri ise 40 metrelere kadar renklerini korurlar.
Renklerin verilen derinliklerde kendi yapılarını korumaları ancak suyun temizliğine ve yoğunluna bağlıdır.Kirli sularda metreler azalmaktadır, ayrıca Güneşin doğmasından batmasına kadar yaptığı açılarda yapay yemlerin üzerinde yansımalarıda da farklılık gösterir. Işık şiddeti ve spektrumu, mevsimlere, hava durumuna ve günün saatine göre değişir. Avlanmanın (sırtı ) günün hangi saatinde yapılacağı da görüş mesafesini etkileyen faktörlerdendir. Güneş ışınları deniz üstüne 48° den küçük bir açı ile geldiğinde büyük bir kısmı suya girmeden yüzeyden yansıtılırlar. Bu gibi hallerde suyun içi kararmış olacaktır. Bu duruma göre saat 10.00 ila 14.00 arası deniz altının en aydınlık olduğu saatlerdir.Tuz ,sudaki renk filtrasyonunu önemli ölçüde etkilemez.Üç metreye kadarki sığ sularda spektrum gün ışığına çok yakındır.30 metre derinlikte gölgeler yok olur,yani Renkli fosforlu suni yemler tek boyuda iner. Dip yapısı ile su hareketleri ve akıntıların görüş mesafesine etkisi daha çoktur. Dalgalı bir havada görüş mesafesinin azalması gibi,dip yapısında da ne kadar silt denen tortu tabakası varsa bunun suda asılı partikülleri yaratması o kadar kolay olacaktır. Bu da görüş mesafesini olumsuz yönde etkileyecektir.Özellikle bu tip dip yapısı olan yerlerde akıntı ve dalga hareketi durumu oldukça güçleştirecektir. Tam tersine kayalık çakıllı, mercan oluşumlu dip yapılarında görüş mesafesi çok daha iyidir.
SES,
15 C ‘lik sıcaklıkta deniz suyunda aldığı yol 1550 m/saniyedir.Havadaki hızından dört kat daha fazladır.Bu yüzden bazı yapay yemlerde bulunan bilyeler, seğirtme sırasında çıkardıkları sesler bakımından,balıkların dikkatini o yöne çekmesini oldukça kolaylaştırır.Oysa İnsan kulağı suyun içinde
sese karşı yön tayininde bulunamaz,sesin kaynağını bulamamaz.
Ne Kadar Kalama?
Tekne seyir halinde iken misinayı ne kadar salmamız gerekmektedir?Bu sorunun cevabına birçok farklı cevaplar alabiliriz,ancak önemli olan av mahalindeki balığı ürkütmemektir.Yani motordan çıkan sesin Db olarak azalması ve pervaneden çıkan köpüklerin kaybolması gerekmektedir.Ayrıca suni yemlerin Yüzme yeteneklerinin bozulmaması ve yapılarında belirtilen derinliklere inebilmeleri için gerekli bir mesafeye ihtiyaçları vardır.Aşağıdaki Tabloda ancak 55 metreden sonra rapala kendi derinliğine( firmaların verdiği ) inebildiğini görebiliriz:
Kalama
10 m.de performansın 50% ne ulaşır
20 m.de performansın 75% ne ulaşır
30 m.de performansın 85% ne ulaşır
35 m.de performansın 90% na ulaşır
55 > m.de performansın 100% ne ulaşır

Ayrıca kullanacağımız misina çapınında yapay yemin istenilen derinliğine ulaşmasında önemli bir rol oynar.Örneğin 12 cm.lik Deep Husky Jerk 25 metrelik kalama da 0,30 luk bir misina ile 4.6 metre dalarken
25 metrelik kalama da 0,25 lik bir misina ile 5.5 metre dalar.
25 metrelik kalama da 0,20 lik bir misina ile 5.8 metre dalar.
Aynı durum tersinede çalışmaktadır:
25 metrelik kalama da 0,35 lik bir misina ile %10 yükselmiştir.
25 metrelik kalama da 0,50 lik bir misina ile %20 yükselmiştir.
Kamış ya da el oltasının denize olan yüksekliği arttıkça rapalanın derine inmesi zorlaşmaktadır.
Eğer ağırlık kullanırsak inmesi gereken derinlikten daha derine iner,örneğin rapalanın 6 metre önüne 30 gr.lık bir kurşun taktığımızda %30 daha fazla daldığını görürüz.
Bazı arkadaşlar kalın misinanın daha çok dalacağını düşünürler oysa kalın misina seyir halinde suya karşı daha çok direnç göstereceğinden dolayı havalanması daha çok olur

:dikkat: Not:Bilgiler derleme ve tecrübelerden oluşmuştur

aserkansatı
30-10-2005, 21:33
Levrek gerçekten sağol...Tekrar tekrar okunabilecek kadar değerli bilgilerini baş ucumda bulunduracağım.

Bir Dost
30-10-2005, 23:48
levrek kardeş ellerine sağlık levrek avında anlaşılan çok ustasın hem ellerine hem yüreğine sağlık

HALDUN YALIMLI
31-10-2005, 17:39
Erol abi ellerine sağlık farkın belli oluyor.Harika bilgilerin için teşekkürler.

levrek
31-10-2005, 19:35
Teşekkür ederim,
başka arkadaşlarda mutlaka sırtı çekiyorlardır ve bunu yapar ikende farklı yöntemler kullanıyorlardır,örneğin kimisi misinanın kalamasını 200 metre bıraktığında randıman almış ya da çektiği bölgeye ait farklı bir sistem kullanıyordur yöreye has olarak, işte bunları da yazalım arkadaşlar,sevgilerimle

katiti
29-11-2005, 18:39
başlığı biraz geç gördüm aslında ama yıllar önce kullandığımız bir sistem geldi aklıma.

şekerleme (lolipop) çubuklarını bilirsiniz. beyaz dümdüz çubuklardır. bunlardan en az 4-5, en çok da 7-8 tanesini beden üzerinde kösteklerle bağlayıp melanur için sırtı olarak kullanırdık. bir arada gezen küçük balık sürüsü gibi bir hava yaratıyor. çubukların da içi boş olduğundan çok rahat bir şekilde misinayi ve iğneyi geçirebiliyorsunuz. iğne olarak 3lü değil, normal düz iğne veya benzerlerini kullanırdık.

hem çocukları sevindirip hem olta yapmak için birebir bir yöntem :D.

çizim kötü ama ellerimle yaptım idare edin artık :) .

HALDUN YALIMLI
29-11-2005, 19:22
Mert çok ilginç ve geliştirilebilir bir yöntem diye düşünüyorum.Okur okumaz kafamda şimşekler çaktı. :helal: :helal: :helal: Amatör ve araştırmacı ruhun gözünü seveyim.Sağolasın kardeş

katiti
29-11-2005, 19:53
umarım işine yarar da büyük balıklar yakalarsın :D

ama bu yöntemle balık yakalayıp da en azından resimlerini göndermeyenlerin de öbür tarafta iki elim yakalarındadır ona göre :P :D .

yöntem bana ait değil aslında. ben de çocukluğumda mustafa eniştemden öğrenmiştim. herkese rasgele...

levrek
29-11-2005, 21:32
Katiti arkadaşım, bu yöntemi,ihtiyar sırtılar daha çok levrek avında kullanırlardı,hatta iğneye bir de en dışta kalacak şekilde beyaz tüy ilavesi yapılabilir.Ayrıca sudaki foşurtuyu seven levrek için takımın bir kulaç gerisine mutelif şampuan kapaklardan bir tanesinin ortasını delerek,takımı içinden geçirerek denenebilir,sevgilerimle

ilhan
29-11-2005, 22:42
Harika bilgiler Teşekkürler.

:teşekkkür :teşekkkür :teşekkkür :teşekkkür
:helal: :helal: :helal: :helal:

Taygun KOCABIYIK
29-11-2005, 22:46
vay bee ne cevherler var aramızda haberimi yok.
çok teşekkürler.

katiti
29-11-2005, 23:13
levrek çok sağol, işin o kısmını bilmiyordum.

inşallah birgün bir teknem olunca ben de eskileri yad etmek için tekrar kullanacağım bu takımları :) .

levrek
30-11-2005, 16:06
Sırtıda hedef balık,yüzey balıkları ise,bu şampuan kapakların renk alternatiflerini göz önünde bulundurun derim,çünkü yüzey balıkların renk görme-ayırt edebilme özellikleri, insanınkilere çok yakındır.Açık havalarda koyu,kapalı havalarda açık renk kapakları deneyin derim,sevgilerimle

balıkcı
02-12-2005, 06:23
Erol arkadaşım harika bilgilerin için teşekkürler bütün balıkcı dostların her hangi bir şekilde bu siteye ulaşıp senin güzel bilgilerinden yararlanması dileği ile.
sevgiler,saygılar
Selim Öner(balıkcı)

levrek
08-12-2005, 19:04
Selam arkadaşlar,
size imalatı gayet basit olan bir sırtı takımı anlatmaya çalışacağım;
Malzemeler

1)İçi boş herhangi bir malzemeden olan boru parçaları (tükenmez kalem,lolipop çubuğu,alüminyum,demir,çelik,vs. )

2)Çelik tel veya çelik sicim.

3)Tıpaçlar ( fotoğrafta görüldüğü gibi 2 ml lik şırıngalardan söktüğüm kauçuk tıpalar veya epoksi-polyester gibi sürülebilen malzemeler )

4)Kanca ve fırdöndüler.

5)Hologram,kendinden yapışkanlı olan yada olmayandan.

*Yüzey sırtı çekimlerinde 3 parçalısı ( zargana ),ortasu çekimlerinde 2 parçalısı daha iyi çalışıyor.
*Boru ebatları yerine göre, istediğiniz uzunlukta kullanabilirsiniz.
*Takımı daldırmak isteyenler,içine demir talaşı,kurşun parçaları koyabilirler.
*Takımın baş kısmına,şırınganın iğne koruyucu kılıfı takılabilir.
*Hologram yerine,boyama da yapılabilir.
*Kuyruk bölümüne isteğe bağlı birçok şey ilave edebilirsiniz,tüy,yün,naylon vs.
**Dahası, hayal güçünüze kalmış,
Segilerimle

levrek
08-12-2005, 19:12
Tavsiye olarak kancaları en son takın ve eğer yapıştırma işlemlerinde de japon türü şeyler kullanacaksanız parmaklarınızı birbirine yapıştırmayın,sevgilerimle

HALDUN YALIMLI
08-12-2005, 19:24
Erol abi bu ne hız ya 2 günde takımı bitirmişsin ellrine sağlık harika olmuş. Bu sırtı çok kolay işçiliği ile herkesin yapabileceği bir sistem arkadaşlar hepinize tavsi ederim.SAYGILAR

katiti
08-12-2005, 20:45
erol ustam ellerine sağlık

artık bununla yakalanan balıkları da görürüz inşallah :)

levrek
09-12-2005, 03:50
İnşallah bende Katiti :D ,eklemek istediğim bir şey vardı ,yukarıdaki takımda altta duran ham halidir,belirtmemişim,sevgilerimle

Taygun KOCABIYIK
09-12-2005, 21:49
erol abi bunlardan istiyorum haberin olsun ben öyle yapmakla uğraşamam :D

ilhan
09-12-2005, 22:52
Hayır hayı rgözlerime inanamıyorum.. harika bir olaybu.. Bulana hele olsun..
Bu işlere yabancı olduğumdan soruyorum. bununla balık tutuluyormu çok merak ediyorum...

levrek
09-12-2005, 23:46
Elbette dostum,bu takım kısa günün karı olarak,iki adet baracuda,bir adette sinarit palazı idi,sevgilerimle

Taygun KOCABIYIK
10-12-2005, 02:03
yoksa haldun abinin poz verdiği baracudalar mı onlar? :)

HALDUN YALIMLI
10-12-2005, 17:52
Evet sevgili Taygun Baraküdalarla ilgili sorduğun sorunun cevaplarından bir tanesi bu sırtı modeliydi.Erol abi el çabukluğu marifet 2 gün içinde yapmış sırtıyı.Erol abi bir düzeltme sinarit palazları 1 değil 2 tane idi.

Taygun KOCABIYIK
10-12-2005, 18:09
Evet sevgili Taygun Baraküdalarla ilgili sorduğun sorunun cevaplarından bir tanesi bu sırtı modeliydi.Erol abi el çabukluğu marifet 2 gün içinde yapmış sırtıyı.Erol abi bir düzeltme sinarit palazları 1 değil 2 tane idi.
tekne hızı nasıldı?

ilhan
10-12-2005, 18:32
Dün gece kıbrıslı usta bir balıkçı ile biraz olsun muhabbetim oldu. Sırtı yapmadaki hız 4 mil olması gerekiyormuş.. Sırtı yapmak diye bir şeyi ilk defa burda buydum. Daha neler duyacağız bakalım sağolsun rastgelsin.com üyeleri..

levrek
11-12-2005, 08:24
Selam arkadaşlar,tekne hızı en başta avlanacak balık türüne göre değişir,ayrıca av dönemi ve saati,av yeri de önemlidir.Hedef av kıyı yada açık deniz olarak belirlenmiş ise avın yaşam özelliklerini bilmek gerekir.
Yem olacak olan yapay ya da gerçek yemin seçimi ayrı bir inceleme konusudur.Boyu,rengi,yüzme şekli ve derinliği gibi birçok konu vardır uzun uzun yazılabilecek.
Hız konusu balığın cinsine bağlı olduğu kadar da onun büyüklüğüne de bağlıdır,yani balık boyu büyüdükçe hızı da artar,örneğin marlinlerin saatteki hızları 100 km. nin üstüne çıkabiliyor.
Genelde sonuç olarak kara kıyı seğirtmelerde rolanti hız ile 3 knot=deniz mili=1852 metre arasındadır,kıyıdan açıldıkça hızda artar.Barakudalar hızlı balıklardandır,yemi ilk seferde almazlar,birkaç vuruş yaptıktan sonra avın en zayıf anını ve bölgesini kollarlar,sevgilerimle

aserkansatı
11-12-2005, 08:29
Ne güzel anlatıyosunuz bu sırtı yapmayı,teknenin hızını,rapala yapımını falan da İzmire gelince Üçkuyular feribotundan yapmıcaz heralde sırtıyı.He arkadaşlar?Var mı teknen diye soran yok... :D

levrek
12-12-2005, 05:50
Sevgili Seko ,sen gelde tekne işi kolay,bekliyoruz :)

Taygun KOCABIYIK
12-12-2005, 05:52
vallaha bende 4-5 haftadır bekliyorum erol abi ama ne arayan vaaaaaaar ne soran
beni almadınız diye lanetlendiniz :D

aserkansatı
12-12-2005, 06:54
Hayırlısıyla şu yaz bir gelsin de gideriz elbet arkadaşlar.

balıkcı
18-12-2005, 03:44
[QUOTE=levrek]Yapay Yem Seçimi
Seçilecek olan suni yemler av merasında bulunan küçük balıkların yapıları ve boyları açısından benzerlik göstermesi gerekmektedir.Suni yemleri yapılarına göre:Yüzen,bırakılan yerde kalan,batan,dibe dalan ve su yüzeyinde yüzen tipler diye gruplandırabiliriz.

Yapay Yem Seçiminde Işık Faktörü
Çok çeşitli marka ve modelleri bulunan yapay yemlerin kullanım zamanı ve yerleri için bazı kriterler oluşmaktadır.Havanın durumuna, ışığına veya avlanma derinliğine göre bir seçim yapmamız gerekmektedir.
Bu yüzden ilk olarak Güneşin renk tonlarının sudaki emilini bilmemiz gerekir,çünkü suni yemin üzerindeki renklerin su içindeki görünüşlerini korumaları gerekmektedir:Sırasıyla suda tonlarını kaybeden renkleri şu şekilde sıralayabiliriz.
Kırmızı renk 7 metreye kadar kırmızılığını korur,sonra 8-10 metre de donuk kahverengiye ve daha derine indikçede siyah renge dönüşür.
Portakal rengi ise 10 metreye kadar rengini korur,11-13 metrelerde gri olarak görünür,13 metreden sonra siyah renge dönüşür.
Sarı renk 13 metreye kadar sarı,20 metreye kadar turkuaz olarak görünür,20 metreden sonra siyaha döner.
Yeşil ise 23 metreye kadar rengini korur,30 metreye kadar gri,ondan sonrada siyah olur.
Mor renk ise 30 metreye kadar mordur,sonrada griden siyaha döner.
Mavi ise 35 metreye kadar rengini korur,sonrada griden siyaha döner.
Siyah ise kendi rengini korur.

Erol arkadaşımın bilgilerine ek olarak suyun derine inince renklerin kayboluşunu gösteren bir resim.

katiti
18-12-2005, 06:17
çok teşekkürler, yararlı bilgiler.

ayrıca bunları sadece sırtı için değil, kalamar zokalarının kullanımında da değerlendirmek gerek bence...

Taygun KOCABIYIK
18-12-2005, 06:34
çok teşekkürler, yararlı bilgiler.

ayrıca bunları sadece sırtı için değil, kalamar zokalarının kullanımında da değerlendirmek gerek bence...
Çok doğru şimdi avlandığımız yerlerde yeşilin neden daha iyi verimli olduğunu anlıyorum. derin suda rengini kaybetmiyor ve dikkati çekiyor. turuncu falan hak getire 25 35 metre arasında hepsi gri gibi görünüyo demekki. (yeşil hariç)
ayrıca çok teşekkürler selima abi

levrek
19-12-2005, 07:02
Seilm dostumun güzel grafiklerine ilaveten şunu söylemek isterim ki,renkler suyun tuz oranından etkilenmemektedirler,yani su daki tuz oranı renk değişimlerinde rol oynamaz,sevgilerimle

aserkansatı
22-12-2005, 07:41
Kıyıdan kaşık atarken uzağa atabilmek için kurşun takmak kaşığı olumsuz etkiler mi?(dönüşünü)Nasıl takmak gerekir?Kıstırma mı,gezer mi?Teşekkürler

balıkcı
22-12-2005, 15:12
Kıyıdan kaşık atarken uzağa atabilmek için kurşun takmak kaşığı olumsuz etkiler mi?(dönüşünü)Nasıl takmak gerekir?Kıstırma mı,gezer mi?Teşekkürler



Kaç gr kaşık kulanmak istiyorsun ve kaşığın önünemi kurşunu takmayı düşünüyorsun bunları belirtmemişsin sevgili Serkan ben derimim,ki kaşığın üçlü kancasına tel biçiminde kurşun bulabilirsen kancanın gövdesine sar böylece kaşığın dönüşünü etkilememiş olursun yada kulandığın kaşıktan iki tane al bunların gövdelerinden bir kaşık yap böylece iki kaşığın ağırlığına ulaşabilirsin bu şekilde yapacağın kaşıkta, dönüşü engellemez burada zaten böyle orjinal tandem kaşıklar satılıyor hiç bir zararı olmaz,affına sığınarak şunları belirtmeden geçemiyeceğim aslında kaşık 20gr da olsa şayet kulanacağın kamış bu av şekline uygunsa uzağa atabilirsin yani 20gr lık kaşıkla avlanırken 20-50 gr atar bir kamış kulanırsan,40gr lık bir kaşık kulanıp 80-200 atarlı bir kamış,tan daha uzağa atarsın.

aserkansatı
22-12-2005, 18:45
Çok teşekkürler Selim.Kancaya kurşun sarmak iyi fikir.Ben fırdöndünün üstüne takıyordum,fırlatırken birbirine dolaşma sorunu yaşıyordum.Dediğin gibi yapacağım.

levrek
23-12-2005, 01:46
Sevgili Seko,
Selim dostumun yazdıklarına ek olarak şunu söyleyebilirim, devri 1:5.1 olan spin makine ile ,Albanın 602 nolu Toby 2 kaşığını, kıyıdan at-çek yaptığında yüzeyden 2 metre kadar derinliğe innektedir.Toby 4 nolu kaşık ise bunun iki katı derinliğe ulaşır,kıyının zemin durumuna bağlı olaraktaktırtmalara dikkat,sevgilerimle

aserkansatı
23-12-2005, 04:40
Sağol Erolcum teşekkür ederim...Turnada deneyeceğim...

Deep Blue
29-07-2006, 10:45
Konu oldukça eski olmasına rağmen yorumlarınızı zevkle okudum..Levrek, sırtı konusunda bir çok tecrübeye sahip olduğumu düşünürken senden bir çok bilgi kapabileceğimi düşünüyorum.Çalışmaların için seni tekrar tebrik etmek ve buraya aktardığın güzel ve faydalı bilgileri için teşekkür etmek istiyorum..

levrek
31-07-2006, 06:41
Sağolasın Can,
ilgilenen arkadaşlara yardımcı olmaktan her zaman mutluluk duyarım,daha öncede değindiğim gibi forumumuzda sırtı çeken kişi sayısı çok az olduğundan belli başlı bir takım şeyleri yazmakla yetinmiştim,ama görüyorum ki devam etmek gerekiyormuş,önümüzdeki günlerde bu eklemeleri de yaparım.Bu sabah Sarozdan yeni geldim,dostum Farukla beraber zaman kısıtlı da olsa,sevgili Sunay kaptanın davetini kıramadık.Sadece iki sefer deneyebildik ve ancak ikincisinde çıkrığın çıkardığı çırçır seslerine ve de asılışına dayanarak takribi 4-5 Kg.lık bir sinarit takıldığını söyleyebilirim,lakin o da üçlü iğnenin azizliği ile kurtuldu,iğne normal Rapala serilerindendi,komik olan balığın değiştirmemiş olduğum bir kaç rapaladan birisine denk gelmesiydi,tavsiye olarak sizlere söyleyebileceğim bu tür avlarda iğneleri muhakkak kaliteli markalarınkisiyle değiştirin,sevgilerimle

Deep Blue
31-07-2006, 07:49
Evet iğnenin önemini bende tecrübelerimle öğrendim. Bu arada o güzel strike için üzüldüm ama bu bir maç :) bende çok kez balığı kaybettim ama çoğu zaman çıkrığımda ısrarla kullandığım orgü ipten dolayı freni münkün olduğunca yumuşak kullanmama rağmen balığı ilk vuruştan sonra kaybediyorum. tavsiyelerini dinlerim ;)
Cumartesi gecesi saat 23.00 gibi kayınpederimle denize açılıp 8-9 kg kolyos aldık biraz uykunun ardından antalya falezlerin dibinden üçü calı balık olmak
4 sırtı çekmeye başladık.Downrigger'in alt takımına ne olduğunu bilmediğim (tahmini sirariğit ) cıkrık cıııırt etti ama daha 1/4 yolda balık kayanın altına girerek bizi oyaladı bütün takımları topladıktan sonra daldım suya ama nafıle 18 mt derinliğe inemedim ve bütün uğraşların ardından takımı balıkla beraber kaybettik :( .Açık denizi de taramamıza rağmen o gün kolyozlarla yetinmek zorunda kaldık.
Bu arada almancaya benzer soyadı olan bir arkadaşınız varmıydı ? Sanırım dowrigger konusunuda onunla yazışmıştık.
Selamlar

levrek
31-07-2006, 09:03
Sevgili Can,
o kişi gene ben olabilirim...neyse gelelim konumuza,bende yaklaşık 6 yıldır hem derin su hemde sırtı da dacron-örgü ip kullanıyorum.Dip için fevkalade güzel,çünkü esnemesi olmadığından balık vuruşlarını anında algılayabiliyorsun,lakin sırtıda bu durum malüm biraz değişiyor.Bunun içinde örneğin piyasada rahatlıkla bulabileceğin DUEL PROTOUGH MİSİNA dan yaklaşık 10-12 metresini sahte yem ile örgü ip arasına bağla,böylece bu vuruşları misina üzerine alacağından fren ayarını biraz daha sıkabilirsin, ki bu takım daha sağlıklı çalışır.
Bu arada yazında anlayamadığım konu rapalayı kaybetme sebebiniz,balığı bulamadığınızdan dolayı mı siz örgü ipi kestiniz,yoksa balık mı koparttı ? sevgilerimle

Deep Blue
31-07-2006, 10:18
kullandığım sistem aşağı yukarı aynı.Balığı canlı kolyoz taktığım takımla kaybettim.Yaklaşık 4-5 metre kedimi örgü ipten aşağı çekerken balığı kayanın altından çıkarmaya çalıştım ama birkaç dalışın ardından takım fırdöndüden itibaren kopup geldi :( bunun yanında yurtdışından getirdiğim canlı yem takma aparatlardan bir tanesi balık ile birlik denizde kaldı..

Deep Blue
31-07-2006, 10:28
Bu arada derin su avcılğında kristal fishingin 651 model olan elektrikli çıkrığını kullanıyorum 1000 mtr. örgü ip ve derinliğe göre 1-3 kg arası ağırlık takıyorum yanında flaşör lamba ve senin de dediğin gibi esneme olmadığından 700 mtrden bile balığın vurduğunu kamışın ucundan anlayabiliryorsun.
Tabii bunun yanında iğnelerin dibinde flaşörden ışık alan boncuklar var ...

levrek
31-07-2006, 12:00
Gayet güzel techizat,bununla her derinlikten balık çıkabilir,özellikle sizin oralarda var mı bilemiyorum ama kayış balıklarına dikkat et,vuruşları hele o derinlikten acaip serttir. :D

Deep Blue
31-07-2006, 12:08
evet incecik bir yapısı olmasına rağmen çok güçlü bir balık ve çenesi barakuda dan bile korkunç :) şimdiye kadar 700 mt ve üstü köpekbalığı hariç birşey çekemedim. En verimli derinlik zemini kayalık olmak üzere 200-500 mt arası olduğu tecrübesi kazandım.
Bir gün birlikte av yapma dileğiyle..

HALDUN YALIMLI
01-08-2006, 08:47
evet incecik bir yapısı olmasına rağmen çok güçlü bir balık ve çenesi barakuda dan bile korkunç :) şimdiye kadar 700 mt ve üstü köpekbalığı hariç birşey çekemedim. En verimli derinlik zemini kayalık olmak üzere 200-500 mt arası olduğu tecrübesi kazandım.
Bir gün birlikte av yapma dileğiyle..

Derinlikler harika mevsime göre o derinliklerde farklı balıklara rastlamak mümkün olabilirmi acaba :soru:

mozdil
01-08-2006, 09:17
.....lakin o da üçlü iğnenin azizliği ile kurtuldu,iğne normal Rapala serilerindendi,komik olan balığın değiştirmemiş olduğum bir kaç rapaladan birisine denk gelmesiydi,tavsiye olarak sizlere söyleyebileceğim bu tür avlarda iğneleri muhakkak kaliteli markalarınkisiyle değiştirin,sevgilerimle

Biraz reklam gibi olacak ama, Vira Balık Owner'in üçlü iğnelerini (çarpma/Treble Hook) getirmiş. İğne büyüklüklüklerine göre paketteki iğne sayısı değişiyor. Eğer bulma imkanınız varsa tavsiye ederim.

Stinger 31 ve Stinger 41 modellerinin 6 ila 14 numara arasındaki iğnelerden alıp elimdeki tüm yapay balıkların iğnelerini değiştirdim.

[Only Registered Users Can See Links]
[Only Registered Users Can See Links]

Deep Blue
01-08-2006, 09:41
Derinlikler harika mevsime göre o derinliklerde farklı balıklara rastlamak mümkün olabilirmi acaba :soru:

Yok genelde aynı balık türlerine rastlıyorum.deniz sıcaklığına göre akyalar yer değiştiriyor.Örneğin kış döneminde akyalar (amberjack) sularımızda olmaz diye bilinir ancak biz kış döneminde pilker diye tabir edilen bir yöntemle çok akya aldık. Kılıç yine aynı şekilde ..geçtiğimiz kasım ayında 150 mtden güzel bir kılıç aldık..yani demek istediğim derin sular her zaman süprize açık.
Selamlar

levrek
01-08-2006, 10:32
Selamlar,Muratcım dediğin markalar (Owner-WMC-Shakespeare) elbette var,lakin insan zaman zaman üşeniyor bu işler için, hele hele lure sayısı biraz fazla olunca karıştırıyor bile.
Evet Can ında dediği gibi balık suların sıcaklıkları ile akıntılarla sürekli yer değiştirir,en büyük faktörde yem olarak bulabileceği sardalye ve buna benzer balıkların peşinden gitmesidir.
Can,pilker in kaç Kg.dı ve bununla nasıl hız yapabildin,çünkü kılıç hızı sever,merak ettim valla,sevgilerimle

Deep Blue
01-08-2006, 10:40
Merhaba Levrek,kılıç balığını çok tesadüfen çektik.150-200 mt derinlikten patlakgöz avlarken bir baktık mercanın yarısı geldi :) hemen canlı mercanı kurşunsuz saldık aşağı veee 30-40 dakika sonra asıldı ..müthiş bir zevk 1.5 saat sonra ancak tekneye alabildik.
Pilker biraz daha farklı bir yöntem..yatay değil de dikey çekiyorsun ve bunu çok süratli bir şekilde.. akyada genelde kayalık yerleri ve parlak pilker tercih ediyoruz. Kılıç balığına sırtı çekerken kullandığım malzeme 25 cm lure veya ahtapot ve seyir hizim 5-10 mil arası.
[Only Registered Users Can See Links]
pilker ağırlığını ortalama 300 gr kullanıyorum..

mozdil
01-08-2006, 10:44
Selamlar,Muratcım dediğin markalar (Owner-WMC-Shakespeare) elbette var,lakin insan zaman zaman üşeniyor bu işler için, hele hele lure sayısı biraz fazla olunca karıştırıyor bile.

Mutlaka av sonrası kullandığım yapay balıkları tatlı su ile yıkar kurutur kaldırımım. Bodrum'da tatilde iken dikkat ettiğim bir konu vardı. Levrekleri yakaladığım akşam bunu ihmal ettim. Ertesi gün iğnelerde paslanma başlamıştı. O gece yine bir vuruş aldım. Biraz uğraştım sonra boşaldı. Çektiğimde iğnelerden birinin kırılmış olduğunu fark ettim. İstanbul'a dönünce neredeyse suya girmiş tüm iğnelerde pas izleri görünce değiştirmeye karar verdim.

Bu arada arkadaşlarımdan biri önerdi. İğneler çok etkileyici geldi. Daha önce Japonya'dan getirttiğim Lucky Craft yapay balıklarda da benzeri iğneler görmüştüm. Ancak yenileme için bu iğnelerden aramama rağmen tedarik edememiştim.

Evinde henüz paketi dahi açılmamış yapay balıklar bulunan biri olarak ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Ancak akşamları bir 5/10 dakika zaman ayırarak yapılabiliyor. :)


Not: İstanbul'da Akya, Sinarit vb cüsseli balıkları yakalama şansımız olmadığı bizim iğneler küçük, kusura bakmayın :D

Güven ÖZYELDAN
01-08-2006, 10:44
erol abicim hoş geldin umarım güzel geçmiştir gezin... yanlış okumadıysam sinarit ve 4-5 kg değilmi üstadım kacan balık büyük olur:) derler olsun nasip değilmiş birdahaki sefere inşaallah kendine iyi bak bu arada benim arkamdan halduna hemen yetiştirmişsin aliağa zaferimizi:):)kendine iyi bak...saygılar...sevgiler...rastgelsin...

levrek
01-08-2006, 10:51
Yok genelde aynı balık türlerine rastlıyorum.deniz sıcaklığına göre akyalar yer değiştiriyor.Örneğin kış döneminde akyalar (amberjack) sularımızda olmaz diye bilinir ancak biz kış döneminde pilker diye tabir edilen bir yöntemle çok akya aldık. Kılıç yine aynı şekilde ..geçtiğimiz kasım ayında 150 mtden güzel bir kılıç aldık..yani demek istediğim derin sular her zaman süprize açık.
Selamlar
hah,şimdi oldu,pilkeri biliyorum,yukarıdaki alıntıda" kılıç yine aynı yöntemle" deyince sanki sırtı ile çekilmiş olarak algıladım ve merak ettim nasıl diye.
Ben pilkeri daha çok Fethiye-Datça taraflarında,beden kolçaklarına 5-7 tane rougle takıp altına da 250-450 gr.lık pilkeri takıp zemine indir kaldırla genelde Lahoz gibi balıklar avlıyorum,sevgilerimle

Deep Blue
01-08-2006, 10:54
ben yıllarca fethiyede avlandım ve denizi o bölgede cebimin için gibi biliyorum.
O bölgede taviye istersen seve seve yer tarif edebilirim.

levrek
01-08-2006, 10:55
Eyvallah Güven ,valla tutamadım kendimi bu konuda,gezi iyi geçti,şehir ışıklarından çok uzakta,balıkçı barınağında açık ve bol yıldızlı bir gökyüzü altında rakı-balıklı bir muhabet vardı ,sevgilerimle

Deep Blue
01-08-2006, 10:56
rougle daha çok kuzey denizinde (norveç) iş yapıyor.Pilkerin üstüne bende denedim ama bugüne dek hiç birşey alamadım..belki de renk seçimi doğru yapmamış olabilirim

levrek
01-08-2006, 11:12
Evet Can,bir alman arkadaşım bu sene başlarında Norveç e Dorsch avlanmaya gittiğinde onunla bu pilkerli takımların baya muhabetini yapmıştık.Ben pilkerli takımda tek renk kullanmıyorum,simli,gümüş,yeşil fosforlu,sarı,turuncu,mavi renklilerini kafama göre sıralıyorum,sonra hayvan hangi renge atlamış ise onu aşağıdan ilk sıraya alıyorum,böylece gene o renge atlarsa (netekim genelde aynı renge atlıyor,sıralamanın önemimi kalmıyor) istatistik bilgi için kayıt tutma şansım oluyor,sevgilerimle

Deep Blue
01-08-2006, 11:16
hmmm renk konusunda biraz da sır versen diyorum :) Bu arada hafta sonuna kadar yurtdışı seyahatım var ve mevcut 3 cıkrık makinama 1 tane daha ilave etmek istiyorum.Penn Special Senator 114 H kırmızı olan hakkında bir yorum yapabilirmisin ?

levrek
01-08-2006, 11:52
Can,senin senator e fiyat ve makineye muadil olarak kullandıklarım,MITCHELL 6/0 GL RIPTIDE ve PENN 310GTI modeli var.Special Senator kullanmadığım için bilemiyorum ama bu fiyat aralıklardaki ürünler için fikrimi sorarsan Penn in 320GT2 al derim,hatta sana havalesini yollayayım mümkünse bana da getir derim :)
Ama,özellikle sizin oralarda derin su ve büyük balık için,şayet bütçende el veriyorsa fiyat-performans olarak Shimano nun iki hızlısı olan TLD 30 II mutlaka al derim,rüya gibi makine valla.

Deep Blue
01-08-2006, 12:11
shimanonun tld 30 iki viteslisini ebayden mağalesef kaçırmıştım.tercihim aslında oydu ama sana bir link vereyim 137.-€ ya ki 200 küsürlerden indirmişler bana çok cazıp geldi.Ben aynı zamanda yabancı bir forumda üyeyim ve herkes bana penn senatör modelini tavsiye etti..dilersen sanada getirebilirim
[Only Registered Users Can See Links]
dilersen bana özelden telefonunu ver bir görüşelim

levrek
01-08-2006, 13:15
ok dir, yazdım can,özel e bakabilirsin.Aşağıdaki linktenden de performansı ile ilgili yazıyı okuyabilirsin.
[Only Registered Users Can See Links]

Deep Blue
01-08-2006, 14:13
yazıyı okudum ..teşekkür ederim makina hakkındaki yorumlar hep olumlu yanında belki ileride Power-Handle alırım sanırım onun fiyatı da 30.-€ gibi bir rakam tutuyor. Eğer kafanda bir makina varsa getirme şansım tabiiki olur..ben tercihimi yine de 114 üzerine yoğunlaştırdım weil die Übersetzung eben etwas besser ist und mir die Rolle auch empfohlen wurde :) ..iş kaldı balıklara ve bize :)

levrek
14-08-2006, 08:57
Selam arkadaşlar,aşağıda downrigger ile avlanma düzeneğini gösteren güzel bir örnek,

levrek
14-08-2006, 09:01
Şimdi de bu ya da farklı düzenekler de kullanabileceğiniz canlı yem yada ölü balığı nasıl takılacağını gösteren resimler

aganta borina borinata
14-08-2006, 10:11
erol abi ellerine sağlık...gördüğüm en ilginç ve bi okadar güzel balık takma yöntemi...vallahi suda ben görsem buna saldırırım...

levrek
15-08-2006, 11:05
Arkadaşlar,
resimlerde görünen kılavuz silikon kafayı kendinizde yapabilirsiniz.Bunun için genelde canlı-yem olarak sardalye kullanacaksanız içlerinden en büyük kafaya sahip olanını seçin.Numune balığın kafasını zeminden yarım santim yukarıda yatay şekilde pozisyonlandırın.Şimdi elinize silikon tabancasını alıp kafa formunu vermek için balığın kafasına sıkmaya başlayın,gereken düzeltmeleri el ile yapın.Sıkılan silikonun alt kaideden rahat ayrılabilmesi içinde zamini yağlayın.Silikon tahmini hava şartlarına göre 15 saatte tam kuruma gösterir.Kuruyan parçayı sardalyeden çekip alın,ufak tefek düzeltmeleri de bir falçada yardımı ile yapabilirsiniz,sevgilerimle

mericvural
07-01-2007, 21:01
Verdiğiniz tüm bilgiler için çok teşekkürler,fakat ben kendi adıma aradan geçen bu süre içinde sırtı ile yaptığınız avları merak ediyorum.Ayrıca biraz arsızca olacak belki ama ,lütfen bilgi vermeye devam edin.Sayenizde öğrendiklerime devam etmek istiyorum.Saygılar...

levrek
08-01-2007, 08:26
İlginizden dolayı teşekkür ederim Meriç Bey,evet bu başlığa uzun zaman olmuş bir şeyler yazmayalı.Konu itibarı ile malzemeler başlığı altında olması gerekmesine rağmen yukarıdaki çıkrık makineler sonuçlarını öncelikle ileteyim.Can arkadaşınız almış olduğu Penn Special Senator 114 H den oldukça memnun kalmış.Sağolsun bana da alıp gönderdiği ve aşağıda fotoğrafını gördüğünüz bir İngiliz markası olan Fox un T 20 0cean Master çıkrığı oldukça makbule geçti.İki makine de derinsu ve sırtı avcılığı için ideal,sevgilerimle

CaTSiLeNcE
10-01-2007, 13:08
başlığı biraz geç gördüm aslında ama yıllar önce kullandığımız bir sistem geldi aklıma.

şekerleme (lolipop) çubuklarını bilirsiniz. beyaz dümdüz çubuklardır. bunlardan en az 4-5, en çok da 7-8 tanesini beden üzerinde kösteklerle bağlayıp melanur için sırtı olarak kullanırdık. bir arada gezen küçük balık sürüsü gibi bir hava yaratıyor. çubukların da içi boş olduğundan çok rahat bir şekilde misinayi ve iğneyi geçirebiliyorsunuz. iğne olarak 3lü değil, normal düz iğne veya benzerlerini kullanırdık.

hem çocukları sevindirip hem olta yapmak için birebir bir yöntem :D.

çizim kötü ama ellerimle yaptım idare edin artık :) .
antalyada beyaz silikon balıklarla çok iyi melanür yakalandığını duymuştum..Mert bu yöntem ne kadar başarılı oldu?? birgün gidersem tekneden deneyebilirm

Güven ÖZYELDAN
10-01-2007, 13:51
karaburunda melanur avında kullanılan bir takım 10 ila 15 tane hazırlanıp avlanılacak bölgeye bırakılıyor bırakılan takımlardan kürekle 20-25 mt acılınıp bırakılan takımlar izlenmeye başlıyor ampul hareketlendiği anda (balık batıramadığı için ampulü rahatlıkla su yüzünde takip edilebiliyor) kürekle (motor kullanılırsa mevcut balık ürkebilir) hareketlenen takıma gidilip balık alınıyordu..biraz sıkıcı olabilir beklemek ama belki işe yarayabilir avlanacağınız yörede....

CaTSiLeNcE
10-01-2007, 14:00
o yöntemin benzerini biliyorum. ampul yerine beyaz köpkük kullanılyor. 3 oltalı ve uzunlukları en fazla 20 cm..Hamur yerine ekmek kabuğu içi dışına gelecek şekilde takılıyor..5 metre aralayla atılıyor..gerçekten çok etkili bir yöntem

mericvural
22-01-2007, 21:58
Erol bey ,sırtı ile ilgili destek verici bilgilerinizi ve tecrübelerinizi paylaşma arzunuz,ben ve benim gibi bu konuda bilgi arayışı içinde olan tüm balık avı severleri mutlu etti.Teşekkürler...

Rauf
10-02-2007, 07:22
Uzunca bir zamandır değinmediğimiz bu konuya dün internette dolaşırken tesadüf ettiğim bir yöntemi buraya eklemek istedim.bu sistem belkide yanlız sırtıda kulanmak icin değil bırakma oltalarınada uygulanabilecek bir teknik.kaliba bu sistemi tatlı suda kullanmışlar.ilgi duyan arkadaşların ve bilhassa erol bey kardeşimin bu konu hakkındaki görüşlerini bilmek isterim.bide ismail (reisbey)hemşo bu sistem levrektede kullanılırmı acaba selamlar rastgele.
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
buda rapalası herhalde.

katiti
10-02-2007, 11:38
Rauf Abi bu sistemi daha önce Selim Abi göndermişti, tatlı suda kullanıyormuş. Denizde de işe yaramaması için hiçbir neden yok bence. Hatta buna benzer bir sistemi Faruk Abi'nin kullandığını görmüştüm teknede. O gün balık olmadığından birşey alamamıştık ama bence iş görür...

ismail çakır
10-02-2007, 17:09
rauf abi.
sandalla balıkçılık husunda hiç bilgim ve tecrübem yok. o konuda erol beyın mütalasını bekleyelim.kıyıdan at-çek olması mümkün degil zira o güzelim sahte balıkları canlı gıbi yüzdürerek zorla bazen yediriyoruz. bu ölü balığın çekilmesi zaten uygun olmaz.levrekte canlı balık bırakması oluyor. yine olmaz çünkü ölü. yem olarak atsan ozaman bu kadar çarpmaya ve içine konulan aparata gerek yok.yani kıyıdan olmaz sanırım.
ama bunun tatlı sularda turna avında iyi netice verdigini yabanlı av-balık kanalında görmüştüm.
selamlar

levrek
10-02-2007, 23:02
Herkese Merhaba,
evet arkadaşlar Selim dostumumda daha önce belirttiği gibi bu sistemin yaratıcısı Dr.Drakowich tir.Mert inde dediği gibi daha çok tatlı suda kullanılmak üzere tasarlanmıştır.Lakin gelişen fikirlerle oluşan değişimleri aşağıda fotolardan görebilirsiniz.Drakowich de esas, ölü balığı canlı imiş gibi hareketlendirmektir.At-çek yöntemi ile kıyıdan atıldıktan sonra balık ağzındaki kurşun ağırlığı ile dibe doğru süzülmeye başlar,dibe değmeye yakın, yukarıya doğru yapılan bir kamış hareketi vede misinanın biraz sarılması ile ölü balık tekrar yukarıya doğru çıkar.Bu inişli çıkışlı hareketler böylece birbirini takip eder.Yani balık bir aşağıya bir yukarıya doğru inip çıkar.

Rauf abi aşağıdaki fotolarda deniz versiyonunu göreceksin.Sistemi ilk yaptığımda orta sertlikte bir çay kaşığını kullanmıştım.İlk kullanmında yaptığım hatam ise kancaları balığa geçirmemiş olmamdı.Bundan dolayıda balık kendi ekseninde acaip dönüyordu.Kancaları balığa geçirdikten sonra olay çözümlenmiş ve de takım gayet güzel çalışmıştı.Kullandığım yem ise bir adet kefal idi.Lakin o gün avdan bir birşeyler nasip olmamıştı.Daha sonra takımı ölçülendirmeyi başardım. (aşağıda)Çünkü doğru bir yüzme biçimi için yem olacak balığın boyutu ile takımın örtüşmesi gerekiyordu.
Yapımını gayet basite indirgemiştim.Kaşığın sağını ve solunu taşda istediğim ölçüye getirdikten sonra baş kısmını bükerek istediğim açıyı veriyordum,ama ondan önce sapla birleşme yerine bir delik deliyordum.Bu deliğe U biçiminde çelik teli geçirdikten sonra U nun orta birleşme yerine delikten geçmeyerek şekilde, yine telden bir adet stoperi buraya leğimliyordum.Böylece kancaların takılacağı tel sabitlenmiş olup geriye kaçması engellenmişoldu.Sonrada telin iki açık ucu birbirine sarmaya başlıyordum.Gereken yerlere telin bir kenarından 3 lü kancayı geçirdikten sonra sarma işlemi sonuna kadar devam ediyordu.En sona tekrar bir kancayı taktıktan sonra ise leğimle son sabitleme işlemi gerçekleşmiş oluyordu.Balık düzeneğe bağlandıktan sonra ağız kısmını bir telle yada iple bağlamak gerekiyordu,çünkü seğirtme sırasında buradan giren su balığın dengesini bozuyordu.Anlatımı uygulamasından daha zormuş:) Umarım dilimiz dönmüştür,sevgilerimle

balıkcı
11-02-2007, 00:15
Herşeyden önce balığa,,sanki yaralı gibi bir süs veriyor buda yırtıcı balıklarında ilgisini çekiyor....

Rauf
11-02-2007, 10:07
Cok enteresan ve ilgi cekici bir aparat bütün sırtı ceken arkadaşların denemesini tavsiye ederim ben şahsen deniyeceğim bu güzel haberin ve bilgiler icin cok teşekkürler erol ustam rastgele.

CaTSiLeNcE
11-02-2007, 10:47
gerçek rapala bu olsa gerek.. ellerinize sağlık ..

katiti
11-02-2007, 11:20
Erol Abi her zamanki gibi harikalar yaratmışsın :). Üstadsın, ne diyeyim :)...

aganta borina borinata
12-02-2007, 08:16
bu detaylı anlatımın için teşekkürler erol abi...sudak ta da oldukça işe yarayacak bi sistem...

rastgelsin...

kırımlı
12-02-2007, 12:38
abi emeğine saglık çok faydalı bilgiler teşekkürler....

fishermani
21-02-2007, 22:05
bilgileriniz için çok teşekkürler ancak levrek muğla dalyan yöresinde oldukça çok ve avlanmasıda bir o kadar zor biz burada daha çok kıyı şeridinde yol alıp suyun bulanıklığında sırtı çekiyoruz önerilerinizi dikkate alıp birde bunu deneyeceğim cizimler dikkat çekici

faruk
14-04-2007, 19:33
tesekkürler.......................................

gıracemi
14-04-2007, 21:01
faruk arkadaşım foruma yolladığı ilk mesajda günlerdir arayıp bulamadığım ama şu sıralar en çok ilgilendiğim konuyu hortlatmış :) ilk önce kendisine çok teşekkür ediyorum.. konuya ait tüm yorumları başından sonuna kadar okudum ve çok etkilendim.. bir şeyden kesinlikle eminim '' balıkçılık konulu başlık altındaki'' en kral site bizim sitemiz :helal: :helal: paylaşımlar için hepinize en içten teşekkürler.. tekneyi alır almaz hepsini sırasıyla denemezsem bi daha mangal yakmak nasip olmasın:P şimdilik karadan at-çek konusuna yoğunlaştım ( malum yatla sırtı biraz maliyetli oluyo).. bir iki rapala aldım kemeraltından '' faruk abi'' den.. her türlü tavsiye ve yardıma muhtacım.. abilere saygılar.. kardeşlere sevgiler..

freediver
11-06-2007, 03:14
Bu sistemler bayaga eski ve günümüzde fazla kullanilmiyor...Ya da ben görmüyorum...

Selim Abi nin yazdiklarina katiliyorum

cumhur
24-09-2007, 08:18
bilgiler çok güzel, teşekkürler

cumhur
01-11-2007, 15:11
erol bey verdiğiğniz bilgilere tşk.benim sorum şu, siz sırtı çekilirken sahte yeminkaç mt aşağıda hangi renkte olduğunu söylüyorsunuz.şimdi 70 mt derinde yüzeyden sırtı çekildiğinde (aşağı indirmeden),yüzeyden 30 - 35 mt aşağıda balık var ,bizim yapay yem rengi ne durumda kalıyor ? yani ters orantı , bilginiz varmı.

Taygun KOCABIYIK
01-11-2007, 20:09
Cumhur abi tamamen mantık yürütüyorum.
Işık yukardan geldiği için aşağıdan bakıldığında balık silüet şeklinde gölge olarak görünür.

cumhur
01-11-2007, 21:26
taygu bu dediğin doğruda, şöyle farklar var , güneş tekne arkasındayken balık alıyorsun ,önden geldiğinde alamıyorsun ; bir başka gün ise tam tersi, benim renklerin cazibesini kaç mt derindeki balığı etkiliyeceğini merak ediyorum. sana şu kadarını söyliyeyim palamut çapari sırtısı bende tam 10 ad ,havasına suyuna göre tabiki renk renk . işte püf noktasıda bu,renk aşağı inerken değişen renk,aşağıdan yukarı bakılırken ?

levrek
04-11-2007, 11:09
Merhaba Cumhur Bey,öncelikle geçikmeden dolayı özür dilerim.Şimdi şayet sorunuzu yanlış algılamadıysam cevap olarak sahte balık bulunduğu yerdeki derinliğe göre renk yansımasını verecektir.Yani düşey konumda ister yukarıdan aşağıya ister aşağıdan yukıya bakıldığında hangi metrede hangi rengi alıyor ise o renkte görülecektir.Ancak 360 derecelik herhangi bir açıdan 30-35 metreden avcı bir balığın, yapay yemi hangi renkte ve ne şekilde görebildiği konusunda bir fikrim yok.
Gün içinde güneş ışıklarının suya yapmış oldukları giriş açıları,yapay yemin tipine göre değişiklik gösterecektir. Bunun nedeni ise sahtenin üzerindeki farklı renk kombinasyonları ile fosfor -yansıtıcı özelliklerinden kaynaklanıyor olmasıdır.Ayrıca mevcut bölgedeki değişen rüzgar ve su akıntıları , avcının davranışlarını da etkileyen nedenlerdendir, sevgilerimle

cumhur
04-11-2007, 17:07
Merhaba Cumhur Bey,öncelikle geçikmeden dolayı özür dilerim.Şimdi şayet sorunuzu yanlış algılamadıysam cevap olarak sahte balık bulunduğu yerdeki derinliğe göre renk yansımasını verecektir.Yani düşey konumda ister yukarıdan aşağıya ister aşağıdan yukıya bakıldığında hangi metrede hangi rengi alıyor ise o renkte görülecektir.Ancak 360 derecelik herhangi bir açıdan 30-35 metreden avcı bir balığın, yapay yemi hangi renkte ve ne şekilde görebildiği konusunda bir fikrim yok.
Gün içinde güneş ışıklarının suya yapmış oldukları giriş açıları,yapay yemin tipine göre değişiklik gösterecektir. Bunun nedeni ise sahtenin üzerindeki farklı renk kombinasyonları ile fosfor -yansıtıcı özelliklerinden kaynaklanıyor olmasıdır.Ayrıca mevcut bölgedeki değişen rüzgar ve su akıntıları , avcının davranışlarını da etkileyen nedenlerdendir, sevgilerimle
benim tecrübelerimden edindiğim şu, sizin renk skalanızdaki durum yeminiz aşağıda yada yüzeyde avcı çok güzel ayırt edip alıyor veya almıyor, vermiş olduğunuz bilgiler oltacılar için altın değerinde, sizde sırtıyı seviyorsunuzki bu bilgileri derlemişsiniz, çünkü uzun zaman ve deneme yanılmalarla bu bilgiler edinilebiyor, ilginize ve bilgilerinize ,teşekkür ederim. rastgele.

orhan Kucukbicmen
04-12-2007, 15:18
Elinize sağlık,
Güzel ve doğru bilgiler,
Her sırtı çekene lazım,benim çok işime yaradı,
sağolun.

ozgurozer35
16-06-2008, 21:42
herşey süper ,keşke devam etse anlatımlar

levrek
17-06-2008, 07:40
herşey süper ,keşke devam etse anlatımlar

Merhaba Özgür Bey,elbette anlatımlar bitmez,lakin bunu en azından soru cevap şeklinde devam etmek, yazacak olan arkadaşlar için daha kolay yol olacağını düşünüyorum,zira bu konuda yazılacaklar o kadar çok ki.Ayrıca soru sormak isteyen arkadaşlar bunu deneyimleri ile birlikte sunabilirler ise daha kolay ve çabuk çözümlere ulaşabiliriz kanatindeyim,sevgilerimle

levrek
14-09-2008, 21:43
Uzun bir aradan sonra ,nihayet Seferihisar dan tekrar sırtıya çıkma fırsatını buldum.Geçtiğimiz cumartesi günü Hisarönün de önce Erhan la karşılaştım,biraz alışveriş ve muhabbetten sonra Aliağaya tekne avına gelip gelmeyeceğimi sordu,bende pazarı evde geçireceğimi söyledikten sonra yemleri bozulmasın diye Erhan dostumu yolcu ettim.Yaklaşık bir saat sonra Haldun geldi,Bir önceki Gerence katliamı muhabetinden sonra oda aynı teklifi karadan,ya Çeşme ya da Karaburun tarafları için yaptı,lakin ben evde oturmaya kararlı idim.Neyse evdeydim ve saat 20.30 da başka bir arkadaş sırtı zehiri ile beni etkisi altına almayı başardı.Sonuç aşağıda görüldüğü gibidir,küçükler adet başına 840 gram,büyükler ise 1430 gr. geldi.Av saat 11.00 de bitti.Av sırasında jigging için almış olduğum kamışı deneme fırsatım oldu,gerçekten de bu kamışlar 3 in 1 amaçına tam hizmet ediyor,yani ister jigging,ister sırtı,ister dip avcılığı için tam ferformans sergiledi,sevgilerimle

[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])

Taygun KOCABIYIK
14-09-2008, 23:49
Erol abi bir numarasın :)

musty
08-10-2008, 22:37
erol abı ıyı aksamlar guzel bır av olmus jıg olayıda kafama yattı cuma ıstanbula gıdıyorum fakat geldıgımde jıg ıcın kamıs ve makıne almak ıstıyorum bana yol gosterırsen cok memnun olurum kendıne ıyı bak gorusmek uzere

levrek
11-10-2008, 22:49
Selam Mustafa cım,sende tüm telefonlarım var,bir alo de yeter,selametle git-gel,görüşelim,sevgilerimle

musty
15-10-2008, 22:37
selam Erol abı cım ben gıttım ve geldım anlatmıstım gıdısım sebebını cok guzel gectı sırageldı jıge gercı daha cok yolumuz var daha bıseyı bılmıyoruz fakat heves merak bunların hepsı bı hafta sonu ben senı rahatsız ederım sonra da kacarız kendıne cok ıyı bak gorusmek uzere caglar da byebye :):)