Tüm Versiyonu Göster : Sabika Belgesi!!!!!
YAA arkadaşlar bu sabıka belgesi ne işe yarıyor?? haa şimdi diyeceksinizki sorduğu soruya bak .İşe girerken istenir,pasaport alırken istenir,hatta ev kiralarken bile istenir oldu,eğer servis şöförü iseniz istenir,ehliyet alırken istenir diğilmi istenmeyen bi tek yer var oda dünya değiştirirken İstenmez! Diyeceksiniz ama YANLIŞ mesela MİLLET VEKİLİ !!!! olucaksanız istenmiyor.Türk askerine kurşun sıkacan alanen PKK yı desteklicen bu suclardan ceza evinde yatıcan ama millet vekili olmak icin senden sabıka kaydı istenmicek!!!Kimden istenecek işe girenden.Yaaa allah korusun calışanlar potansiyel düşman olabilir aman ince eleyin sık dokuyun maazallah sabıka cok mühim ve gerekli .Allahım Sen bu ülkeyi yönetmişlere,yönetenlere ve yöneticek olanlara akıl fikir ihsan eyle AMİNN.
abi güzel bir yazı olmuş da ? : TC vatandaşı olan bizler uyutuluyoruz ve uyuyoruz.erkekler maç ve yorumları ile ; bayanlar dizi ve eğlence programları ile okadar meşgullerki ,ülkede neler oluyor haberleri yok. vatandaşı haberdar eden 4 - 5 tv kanalı, 2 - 3 gazete var ama,yüksek çogunluk bunlara itibar etmiyor. SATILMIŞ BASIN ,hoşlarına gidiyor. DİKKAT :bizler sabıkalanmayalım.
YAA arkadaşlar bu sabıka belgesi ne işe yarıyor?? haa şimdi diyeceksinizki sorduğu soruya bak .İşe girerken istenir,pasaport alırken istenir,hatta ev kiralarken bile istenir oldu,eğer servis şöförü iseniz istenir,ehliyet alırken istenir diğilmi istenmeyen bi tek yer var oda dünya değiştirirken İstenmez! Diyeceksiniz ama YANLIŞ mesela MİLLET VEKİLİ !!!! olucaksanız istenmiyor.Türk askerine kurşun sıkacan alanen PKK yı desteklicen bu suclardan ceza evinde yatıcan ama millet vekili olmak icin senden sabıka kaydı istenmicek!!!Kimden istenecek işe girenden.Yaaa allah korusun calışanlar potansiyel düşman olabilir aman ince eleyin sık dokuyun maazallah sabıka cok mühim ve gerekli .Allahım Sen bu ülkeyi yönetmişlere,yönetenlere ve yöneticek olanlara akıl fikir ihsan eyle AMİNN.
Sabıka belgesinin sosyal kullanım alanları ve muallaklığı konusunda benzer fikirlere sahibiz.
Ancak milletvekili konusu şu şekildedir. Milletvekilliği; askerlik gibi çok özel bir statüdedir. Nasıl, askerlik vazifesi için alınma işlemlerinde sabıka durumunun oluşu veya olmayışı o vazifeyi yapmaya bir engel değil ise, milletvekilliğini de benzer statüde düşünebilirsiniz.
Bir halk; sabıkalı olsun veya olmasın istediği kişiyi hür iradesi ile seçebilir. Normal devletler, halk için var olduklarından (Modası geçmiş ideoloji devletleri ve kutsal devlet anlayışları konumuz dışındadır) halkın istekleri ve tercihlerine ram olmak durumundadırlar. Dolayısı ile halk talep ettiği takdirde çok adice suç işlemiş bir kişiyi dahi avf ederek milletvekili seçebilir ve yönetime getirebilir.
Sonuç itibarı ile, suç ve ceza kavramı; devlet tarafından HALK ADINA kesilir. Yani devlet, kendi varlığını HALK adına korur.
Size her ne kadar ters gelse de; bu sebepten, bahsettiğiniz sabıkalı olma durumu veya olmama durumu özgür iradenin seçimi için geçerliliğini yitirir. Aksi yöndeki durum ve uygulamalar; oligarşi ile yönetilen, totaliter rejimlerde ve gelişimini tamamlayamamış 3., 4. sınıf ülkeler için geçerli değildir. Bu gibi linç kültürünün egemen olduğu ülkelerde, kişilerin suç işlemiş olmaları bir yana, kendilerine hakim güç tarafından suç isnat edilmesi dahi haklarını kısıtlama adına yeterlidir.
Umarım konu hakkındaki bilgimi ifade edebilmişimdir.
Saygı ve selamlar.
Sabıka belgesinin sosyal kullanım alanları ve muallaklığı konusunda benzer fikirlere sahibiz.
Ancak milletvekili konusu şu şekildedir. Milletvekilliği; askerlik gibi çok özel bir statüdedir. Nasıl, askerlik vazifesi için alınma işlemlerinde sabıka durumunun oluşu veya olmayışı o vazifeyi yapmaya bir engel değil ise, milletvekilliğini de benzer statüde düşünebilirsiniz.
Bir halk; sabıkalı olsun veya olmasın istediği kişiyi hür iradesi ile seçebilir. Normal devletler, halk için var olduklarından (Modası geçmiş ideoloji devletleri ve kutsal devlet anlayışları konumuz dışındadır) halkın istekleri ve tercihlerine ram olmak durumundadırlar. Dolayısı ile halk talep ettiği takdirde çok adice suç işlemiş bir kişiyi dahi avf ederek milletvekili seçebilir ve yönetime getirebilir.
Sonuç itibarı ile, suç ve ceza kavramı; devlet tarafından HALK ADINA kesilir. Yani devlet, kendi varlığını HALK adına korur.
Size her ne kadar ters gelse de; bu sebepten, bahsettiğiniz sabıkalı olma durumu veya olmama durumu özgür iradenin seçimi için geçerliliğini yitirir. Aksi yöndeki durum ve uygulamalar; oligarşi ile yönetilen, totaliter rejimlerde ve gelişimini tamamlayamamış 3., 4. sınıf ülkeler için geçerli değildir. Bu gibi linç kültürünün egemen olduğu ülkelerde, kişilerin suç işlemiş olmaları bir yana, kendilerine hakim güç tarafından suç isnat edilmesi dahi haklarını kısıtlama adına yeterlidir.
Umarım konu hakkındaki bilgimi ifade edebilmişimdir.
Saygı ve selamlar.
cemcim çok haklısın suç 5 seneyi aşmıssa zaman aşımına uğrar mahkeme kararıyla sicil siline bilir (bazıları hariç)
hasanova
10-07-2008, 22:03
Bu durum bana hep enteresan gelir. Devletin görevi normalde suç işleyip cezasını çekmiş kişileri bir şekilde tekrar halka kazandırılmasını sağlamak olması gerektiği yerde bu tip uygulamalar yüzünden aslında onları tekrar suça teşvik ediyor. Sicili temiz olmayan insan işe alınmayacak, bazı hukuksal haklarından mahrum tutulacak ve iş imkanı olanaklarının önü bu şekilde kesilecekse zaten sen kendi elinle git hırsızlık yap, kanunsuz işler çevir, bir şekilde yolunu bul ama bana bulaşma, lakin yakalarsamda yakarım demek olmuyor mu? Elbette bazı durumlarda işlediği suç ile orantılı olarak bazı haklardan mahrum tutulabilir buna bişey diyemem, lakin bütün yumurtaları aynı sepete koymama taraftarıyım. Hiç unutmadığım bir anım vardır bu konuda; askerlik dönemimde alay s-1'nde (personel işleri) yazıcıydım, askerliğimin sonlarına doğru, askerde çok iyi anlaştığım bir arkadaşımın sicilinin kirli olduğunu öğrendim evraklar içinde, ancak suç hırsızlık şeklinde gözükmesine karşın hiç bir detayı bulunmuyordu, suçlumudur? evet suçludur, hırsızdır şeklinde bir damga yemiş gibiydi. Dayanamadım ve inanamadım, çok iyi bir arkadşımızdı çünkü, gittim yüzüne karşı sordum, dedim böyle böyle hırsızlık gözüküyor sende. Adam bastı kahkahayı, 'sorma' dedi bana, 7 yaşındayken bir arkadaşıyla birlikte yaşlı bir amcanın bağına girip erik aşırmışlar, amca da bunları yakalamış, polis çağırıp teslim etmiş ve o yaşta sicillerine hırsızlık olarak işlenmiş, bu sebeple çocuk hiç bir kamu kuruluşunda iş bulamıyormuş, sicili kirli gözüktüğünden dolayı, halbuki bütün olay 250 gram erik yüzünden...
Esas olarak; modern devletler devlete karşı işlenen suçları zaman zaman avf ederler. Aslında çıkarılan toplu avflar, bu amaca hizmet eder.
Ancak; bireylere karşı işlenen suçlar farklıdır. Bireylere karşı işlenen suçların cezası konusunda, aslına bakarsanız modern hukuk sistemleri reel ve adilane bir çözüm getirememiştir.
Devletler sanaldır. kağıt üzerindedirler. Aslında devlet diye birşey yoktur. Devleti oluşturan mekanizmalar vardır. Dolayısı ile devlete karşı işlendiği iddia edilen suçlar aslında sanal bir kavrama karşı işlenmiş suçlardır. Ancak bireye karşı işlenmiş olan adi suçların tam karşılığı kadim olarak bulunur.
Örneklendirmek gerekirse, siz vergi yatırmadığınız için ceza yediniz ve mahkum oldunuz. Veyahut; edirneden yürümeye başladım, yunanistana geçerken "dur ihtarı ile uyarıldım" anlayamadım ve yürümeye devam ettim. Beni yakaladılar. Birsürü prosedür, ve ardından küt ceza. İyi de bu ceza neden ? Ben dünya üzerinde bir A noktasından B noktasına doğru yürüyerek gidiyorum. Sana ne oluyor ? Hangi hakla bana müdahale ediyorsun ? :) Adam diyor ki: Bak kardeşim, ben şuradan şuraya devlet diyorum, sen bu çizgiden geçtin ben dur dedim durmadın. Şimdi bunun cezasını çekeceksin. Bu suç, aslında sanal bir suçtur. Yani reel bir karşılığı olmayan, karşılığı muallak olan ve gücü elinde bulunduran tarafından dozajı belirlenen bir cezası bulunur. Ama kadim olarak böyle bir suç yoktur. Çünkü sizin tek icraatınız A noktasından B noktasına, gayet beşeri bir güdü ile ilerlemektir.
Dolayısı ile bu suç avf edilebilir bir suçtur.
Ancak; bir kimsenin kolunu kopardınız ve onu sakat bıraktınız. Bir varlığa geri getirilemeyecek ve telafi edilemeyecek (veya edilebilecek) şekilde zarar verdiniz. Onu madur durumda bıraktınız veya madur olmasına dolaylı yoldan sebep oldunuz. Bu suç sanal bir suç değildir. Gerçek bir suçtur. Çünkü bireye veya varlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Taksir konusu ayrı bir tartışma konusudur. Ancka ortada gerçekleşmiş bir reel madur / müştaki bulunur.
İşte modern devletler (Yeni dünya düzeni ve kapitalizm) her ne kadar demokrasiyi özünde belirlemiş olsa ve her ne kadar kanunlarını sürekli olarak geliştiriyor olsa da, bireylere karşı olan suçlarda, madurun insiyatifini devlete devrettiği için yetersiz kalmaktadır.
Örnek : Bir adam geliyor size kalıcı bir zarar veriyor. Sizin yapabildiğiniz tek şey zarar gördüğünüzü beyan etmek ve bu isnadı ispatlamaktır. Halbuki sizin uygulanabilir cezada daha yüksek bir söz hakkınız olması gerekir. Sizin yakınızı öldüren bir kişi hakkında, tek kararı hiç tanımadığınız, güvenilirliği kağıt üzerinde belirlenmiş bir hakim vermemelidir. Daha doğrusu bu reel bir adalet değildir. Şer-i hukuk, modern hukuk sistemlerine göre, bu konuda daha reel bir adalet mekanizması sağlar. Madur olan kişiye söz hakkı tanır. Eğer ortada kamu yararı / zararı yok ise, madur sanığı maddi karşılıkla avf edebilir vs.. Modern hukukta ise sizin bu gibi konularda hiçbir hakkınız yoktur ve bu bir hakki problemdir.
Bu kadar lafı uzattım bağışlayın. Bunu şunun için anlattım. Devlete karşı işlenen suçlar ile, bireye karşı işlenen suçların avf edilmesinde veya görmezden gelinmesi konusu.
Bugün dünyada hatırı sayılır liderlerin hemen hepsi bir şekilde devlet kıranından geçmiş ve sabıkalı kişilerdir. M.Kemal Paşa'dan Adolf Hitler'e, Mussolini'den, Lenin'e kadar hemen bütün liderler de otorite tarafından cezalandırılmışlardır. Peki andığımız kişiler sabıka yüzünden önleri kesilseydi ne olurdu ?
Buradaki baz alınacak kriter şudur. Halk, herhangi bir suçu, sabıkayı ve vakia'yı yok sayabilir. Unutabilir veya görmezden gelebilir. Çünkü suç kavramı eğer yukarıda belirttiğim reel suç değil ise karşılığı yoktur. Bir örnek daha vereyim. TC devleti yıkılsa. Katiller halk arasında katil olarak bilindiği ile kalır. Ama istisnalar ve çok tanınmışlar hariç (Ki bu da ideolojik bir propagandadır) devlete dair suç işleyenler (vergi kaçıran, elektrik parası ödemeyen, köprü geçiş ücretini yatırmayan, doğalgaz borcu bulunan vs.) bu suçlarla baki kalmazlar. Ortada ne sicil kaydı kalır, ne sabıka..
Madurlar reeldir, ama sabıka kayıtları kağıt parçasıdır.
vBulletin® v3.7.4, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.