alarga
25-01-2008, 19:40
ÇOCUKLARIMIZLA BALIK TUTALIM
Her ne kadar kış mevsiminin kendine özgü olumsuz hava şartları nedeniyle çocuklarımızı da dahil edebileceğimiz bir balık avı organize etmek pek kolay gözükmüyorsa da ( bazı şanslı yörelerimiz hariç ) önümüzdeki baharı düşünerek böyle bir düşünceyi olgunlaştırmak hem iç ısıtıcı hem de daha önce çocuklarıyla balık avına çıkmamış olanlarımız için, ilk baharın ruhuna uygun “yeni bir başlangıç” olabilir.
Bu yazı elbette ki çocuklarımızla balığa çıktığımızda karşılaşabileceğimiz tüm sorunlara ışık tutabilecek nitelikte olmayacaktır. Amacım öncelikle bu konunun ( çocuklarımızla balığa çıkmanın ) önemli olduğunun, hepimizin de katkılarıyla altını çizmek ki, bu başlığı açarak ve katkılarınızı umarak zaten yazı ilk amacına ulaşmış oluyor.
Diğer isteğim ise, böyle bir av partisi düzenlediğimizde özen göstermemiz gereken birkaç nokta ve öneri, elbette bu ikinci kısım, yine sizlerin deneyimleri ve öğütleri sayesinde çok daha zengin, faydalı hale gelecektir.
İşte birkaç öneri;
- Çocuklarımızla balık tutarken öncelikli amacımız eğlenmek olmalıdır. Eğlence ön planda olunca haliyle bizim olağanüstü balıkçılık tekniklerimizle ufaklığın sıkılması, çok balık tutmak için çaba sarf edilmesi ya da iri balık amaçlanması gibi yetişkin dünyasının öncelikleri derhal bertaraf edilmelidir. Özellikle şu iri balık konusuna dikkat etmeliyiz, oltanın ucundaki iri bir balığın ne demek olduğunu, böyle bir balığın nasıl mücadele ettiğini ve bunun yeri geldiğinde bir yetişkini dahi endişelendirebileceğini sanırım hemen hepimiz biliriz. O halde böyle bir balığın çocuk için korkutucu olabileceğini unutmamalıyız.
- Olayı olabildiğince basit planlamalıyız. Çünkü av partisini büyük bir organizasyon haline getirirsek bu hem bizi yorar hem çocuğumuzu yıldırır ve özgürlüğünü kısıtlar hem de O’na ayıracağımız zamandan çalar. Böyle bir balıkçılık için pahalı ve fantastik malzemelere, bota, kayığa ihtiyacımız yoktur. Bir iskele, plaj, rıhtım ya da nehir, göl kıyısı ve birkaç basit olta işimizi gayet güzel görecektir. Unutmamamız gereken nokta, çocuğumuz sadece bizimle beraber zaman geçirdiği için zaten çok mutlu olacaktır. Planı basit tutar ve ayrıntılara boğulmazsak bu süreyi uzatabiliriz.
- Bu sanırım söylenmese de olur ama yine de hatırlatalım, balık avını planlarken mutlaka hava tahminlerini gözden geçirelim, havanın az da olsa bozma ihtimali varsa gerekli tedbirlerimizi önceden alalım, böyle bir ihtimalin gerçekleşme olasılığına karşı yakınlarında sığınılabilecek mekanların olduğu avlakları tercih edelim
-Çocuğumuzun basit bir düzenekle ( kamış ya da mantara bağlı olta ipi, fırdöndü, iğne, kurşun) yakalayacağı bir kumcu ya da kaya balığı bile alkışlanmalı, övülmeli ve çok büyük bir başarı olarak kabul edilmelidir.
- Eğer balık vurmuyorsa sakın moralinizi bozmayın hemen diğer taktiklere girişin, bunlar neler olabilir? Örneğin, bulunduğumuz deniz, göl ya da akarsunun kıyılarını araştırmak, deniz kabuğu vs. toplamak, plajda kumdan kale yapmak, piknik yapmak ya da büyük beyaz köpekbalığının yuvasını arıyormuş gibi yapmak …Bu sonuncusunu fazla abartmamak gerek mesela ben, babam sayesinde uzun yıllar İzmit körfezinde ichtyosaurus aradım.
-Çocuğumuz bir balık yakaladığında da, balığı iğneden alması için ya da balığa dokunması için çocuğu kesinlikle zorlamayalım. Bu işleri O’nun için biz gerçekleştirelim. Çocuğumuz bizi izlesin ve nasıl yapıldığını görsün, bu O’nun için öğretici bir örnek olacaktır.
-Yukarıda da ifade ettiğim gibi böyle bir av gününde şatafatlı ve pahalı malzemelere ihtiyacımız yoktur ama kullandığımız ekipman mutlaka güvenilir olmalıdır. Araç gerecimizin kaliteli olması, her şeyden önce zaman kaybını önler (örnek, kullanılmış ve gam yapmış misinanın karışması nedeniyle onu çözmeye çalışmak ) daha da önemlisi asabımız bozulmaz ve pozitif oluruz. Diğer bir ifade ile olabildiğince kesintisiz balıkçılığın garantisi olur.
- Çocukların konsantrasyon süresinin sınırlı olduğunun asla göz ardı edilmemesi gerekir. Gerçekten de çocuklar dikkatlerini herhangi bir konuda uzun süre yoğunlaştıramazlar, sıkılırlar bu hayatın bir gerçeğidir. Çocukların ilgi süreleri kısadır. Bu nedenle belki bir 15 dakika balık tutmaktan hoşlanacak olan afacan daha sonra tüm zamanını doğada oynayarak geçirmek isteyecektir. Kesinlikle O’nu balık tutmaya devam etmesi için zorlamamak gerekir. Çocuk haklıdır, saygı göstermemiz ve anlayışla karşılamamız gerekir . İşin özünde çocuğumuzla bir şeyler paylaşmak için doğanın kucağına geldiğimizi unutmayalım. Bu nedenle gideceğimiz avlağı seçerken yakınlarında bir oyun bahçesi olması tercih nedeni olabilir ya da yanımızda ufaklığın sevdiği bir iki oyuncağını götürebiliriz. Elbette yanımıza yiyecek ve içecek almayı da unutmamalıyız.
- Balığa gittik. Oltalarımızı suya atar atmaz balıklar vurmaya başladı hatta ufaklık hemen bir tane balık yakaladı. İşte bu senaryo hem çocuğumuzu ilelebet balıkçı yapacak hem de bize fazla zahmet vermeden amatör balıkçılığın ne kadar zevkli olduğunu O’na yaşayarak gösterecektir. O halde “hızlı sonuç almak”, üzerinde durmamız gereken bir husustur. Çocuklar yakaladığımız balığın miktarı ile ya da boyutu ile ilgilenmezler ama onlar için önemli olan bir balık yakalamaktır. Bu nedenle avı planlarken ya kendi deneyimlerimizle ya da aldığımız istihbaratla “çabuk başarı”yı bize sağlayacak avlakları tercih etmeliyiz. Bu bir kumcu balığı olsa da önemli olan minik avcının oltasına vursun ve yakalansın. Ayrıca balıkların oltaya vuruşları ve çocuğumuzun balık yakalaması, O’nun ilgisini canlı tutacaktır. Yakaladığı bir balık da aslında çocuğu yakalamış olacak ve O’nu gelecekte amatör balıkçılar ailesinin bir ferdi yapacaktır. Kısaca çocuğumuzun çabasını hızlıca ödüllendirecek bir avlak araştırmalıyız.
- Bu balık avları ayrıca çocuğumuza, ister akarsu ister göl ya da deniz isterse çok küçük bir su havzası olsun, her türlü suyun özel bir özen ve dikkat istediğini anlatmamız için ideal ortamlar olarak düşünülmelidir. Eğer çevrede su varsa onun kıyısında , içinde bir teknede ya da bir rıhtımda veya iskelede nasıl güvenli davranacağı konusunda çocuğumuza bilgiler aktarabiliriz. Bu tür av gezilerinde suda oluşabilecek tehlikelerle hiç karşılaşmamanın yollarını ya da böyle bir ortamda oluşabilecek sorunların nasıl giderilebileceğini, çocuğumuza aktarabiliriz.
- Doğa sevgisini çocuğa aşılamak için hiçbir yaş erken değildir. Balık avları çocuğa doğaya değer vermeyi, onu takdir edip korumayı öğretmek için gerçek bir fırsattır. Balık sırasında diğer canlıları, martılar, sincaplar, ördekler karabataklar veya orada ne varsa birlikte gözlemlemek, çocuğa doğayı güzel ve temiz tutmanın basit yollarını anlatmak, O’nun doğa sever kişiliğinin oluşumuna kuşkusuz katkılar sağlayacaktır. Günümüzde artık eskilerin “bulduğun gibi bırak” ilkesi ne yazık ki “bulduğun gibi değil, bulmak istediğin gibi bırak” a dönüşmüştür. Bu nedenle belki civarda görülen birkaç plastik şişeyi, şekerleme kağıtlarını ya da içecek kutularını yanımızda getirdiğimiz bir çöp torbasına toplamak ve bunları uygun bir çöplüğe atmak çocuğumuz için öğretici örnekler oluşturabilir.
- Bizim ülkemizde ve neslimizde pek az balık avı meraklısının uyguladığı “yakala ve serbest bırak” kuralını çocuklarımıza aşılamalıyız. Ancak bunu yaparken aceleci olmamalıyız. En iyisi bu konudaki kararı çocuğumuza bırakmaktır. O’na yakaladığı balığı eve götürüp arkadaşlarına ya da diğer aile bireylerine gösterme fırsatı vermeliyiz. Fakat eğer çocuğumuz balığın serbest bırakılmasına karar vermişse, O’na balığın nasıl özenle ve nazikçe tutularak suya geri bırakılacağını öğretmeliyiz. Ve unutmadan, kararı ne olursa olsun, O’nu bu yeni becerisinden dolayı ( artık balık tutuyor ) övgüye boğmayı ihmal etmemeliyiz.
- Çocuğumuz ister balık tutsun isterse yakalayamasın, O’nun bugününü mutlaka kameraya alarak ya da fotografla kayıt altına alalım. Böylece O’nun bu güzel gününü arkadaşlarıyla, ailesinin üyeleriyle ve en sonunda kendi çocuklarıyla da paylaşmasını sağlamış olursunuz.
- Son olarak, balıkçılık, çocuklarımızla aramızdaki olumlu iletişimin artırılması için bir fırsattır. Çocuklar sevdikleri ve saygı duydukları yetişkinleri taklit ederler. Öyleyse bu süreyi onlarla mükemmel zaman geçirip üzerlerinde en müspet etkimizi bırakarak geçirelim. Çocuklarımızın, belki, balıkçılık konusunda bizimle aynı heyecanı duymaları uzun zaman alacaktır. Ama bu deneyimler geri dönüşümü çok verimli birer yatırım olacaktır. Kazanç, hem bizim içindir hem çocuğumuz içindir hem de daha ileride O’nun çocukları içindir. Ama kuşkusuz en büyük kazanç çevreye duyarlı bir insan yetişiyor olduğu için doğanındır.
NOT: Bu metnin hazırlanmasında, Johnson Reels’in “ Fishing with Kids” isimli yazısından faydalanılmıştır.
Her ne kadar kış mevsiminin kendine özgü olumsuz hava şartları nedeniyle çocuklarımızı da dahil edebileceğimiz bir balık avı organize etmek pek kolay gözükmüyorsa da ( bazı şanslı yörelerimiz hariç ) önümüzdeki baharı düşünerek böyle bir düşünceyi olgunlaştırmak hem iç ısıtıcı hem de daha önce çocuklarıyla balık avına çıkmamış olanlarımız için, ilk baharın ruhuna uygun “yeni bir başlangıç” olabilir.
Bu yazı elbette ki çocuklarımızla balığa çıktığımızda karşılaşabileceğimiz tüm sorunlara ışık tutabilecek nitelikte olmayacaktır. Amacım öncelikle bu konunun ( çocuklarımızla balığa çıkmanın ) önemli olduğunun, hepimizin de katkılarıyla altını çizmek ki, bu başlığı açarak ve katkılarınızı umarak zaten yazı ilk amacına ulaşmış oluyor.
Diğer isteğim ise, böyle bir av partisi düzenlediğimizde özen göstermemiz gereken birkaç nokta ve öneri, elbette bu ikinci kısım, yine sizlerin deneyimleri ve öğütleri sayesinde çok daha zengin, faydalı hale gelecektir.
İşte birkaç öneri;
- Çocuklarımızla balık tutarken öncelikli amacımız eğlenmek olmalıdır. Eğlence ön planda olunca haliyle bizim olağanüstü balıkçılık tekniklerimizle ufaklığın sıkılması, çok balık tutmak için çaba sarf edilmesi ya da iri balık amaçlanması gibi yetişkin dünyasının öncelikleri derhal bertaraf edilmelidir. Özellikle şu iri balık konusuna dikkat etmeliyiz, oltanın ucundaki iri bir balığın ne demek olduğunu, böyle bir balığın nasıl mücadele ettiğini ve bunun yeri geldiğinde bir yetişkini dahi endişelendirebileceğini sanırım hemen hepimiz biliriz. O halde böyle bir balığın çocuk için korkutucu olabileceğini unutmamalıyız.
- Olayı olabildiğince basit planlamalıyız. Çünkü av partisini büyük bir organizasyon haline getirirsek bu hem bizi yorar hem çocuğumuzu yıldırır ve özgürlüğünü kısıtlar hem de O’na ayıracağımız zamandan çalar. Böyle bir balıkçılık için pahalı ve fantastik malzemelere, bota, kayığa ihtiyacımız yoktur. Bir iskele, plaj, rıhtım ya da nehir, göl kıyısı ve birkaç basit olta işimizi gayet güzel görecektir. Unutmamamız gereken nokta, çocuğumuz sadece bizimle beraber zaman geçirdiği için zaten çok mutlu olacaktır. Planı basit tutar ve ayrıntılara boğulmazsak bu süreyi uzatabiliriz.
- Bu sanırım söylenmese de olur ama yine de hatırlatalım, balık avını planlarken mutlaka hava tahminlerini gözden geçirelim, havanın az da olsa bozma ihtimali varsa gerekli tedbirlerimizi önceden alalım, böyle bir ihtimalin gerçekleşme olasılığına karşı yakınlarında sığınılabilecek mekanların olduğu avlakları tercih edelim
-Çocuğumuzun basit bir düzenekle ( kamış ya da mantara bağlı olta ipi, fırdöndü, iğne, kurşun) yakalayacağı bir kumcu ya da kaya balığı bile alkışlanmalı, övülmeli ve çok büyük bir başarı olarak kabul edilmelidir.
- Eğer balık vurmuyorsa sakın moralinizi bozmayın hemen diğer taktiklere girişin, bunlar neler olabilir? Örneğin, bulunduğumuz deniz, göl ya da akarsunun kıyılarını araştırmak, deniz kabuğu vs. toplamak, plajda kumdan kale yapmak, piknik yapmak ya da büyük beyaz köpekbalığının yuvasını arıyormuş gibi yapmak …Bu sonuncusunu fazla abartmamak gerek mesela ben, babam sayesinde uzun yıllar İzmit körfezinde ichtyosaurus aradım.
-Çocuğumuz bir balık yakaladığında da, balığı iğneden alması için ya da balığa dokunması için çocuğu kesinlikle zorlamayalım. Bu işleri O’nun için biz gerçekleştirelim. Çocuğumuz bizi izlesin ve nasıl yapıldığını görsün, bu O’nun için öğretici bir örnek olacaktır.
-Yukarıda da ifade ettiğim gibi böyle bir av gününde şatafatlı ve pahalı malzemelere ihtiyacımız yoktur ama kullandığımız ekipman mutlaka güvenilir olmalıdır. Araç gerecimizin kaliteli olması, her şeyden önce zaman kaybını önler (örnek, kullanılmış ve gam yapmış misinanın karışması nedeniyle onu çözmeye çalışmak ) daha da önemlisi asabımız bozulmaz ve pozitif oluruz. Diğer bir ifade ile olabildiğince kesintisiz balıkçılığın garantisi olur.
- Çocukların konsantrasyon süresinin sınırlı olduğunun asla göz ardı edilmemesi gerekir. Gerçekten de çocuklar dikkatlerini herhangi bir konuda uzun süre yoğunlaştıramazlar, sıkılırlar bu hayatın bir gerçeğidir. Çocukların ilgi süreleri kısadır. Bu nedenle belki bir 15 dakika balık tutmaktan hoşlanacak olan afacan daha sonra tüm zamanını doğada oynayarak geçirmek isteyecektir. Kesinlikle O’nu balık tutmaya devam etmesi için zorlamamak gerekir. Çocuk haklıdır, saygı göstermemiz ve anlayışla karşılamamız gerekir . İşin özünde çocuğumuzla bir şeyler paylaşmak için doğanın kucağına geldiğimizi unutmayalım. Bu nedenle gideceğimiz avlağı seçerken yakınlarında bir oyun bahçesi olması tercih nedeni olabilir ya da yanımızda ufaklığın sevdiği bir iki oyuncağını götürebiliriz. Elbette yanımıza yiyecek ve içecek almayı da unutmamalıyız.
- Balığa gittik. Oltalarımızı suya atar atmaz balıklar vurmaya başladı hatta ufaklık hemen bir tane balık yakaladı. İşte bu senaryo hem çocuğumuzu ilelebet balıkçı yapacak hem de bize fazla zahmet vermeden amatör balıkçılığın ne kadar zevkli olduğunu O’na yaşayarak gösterecektir. O halde “hızlı sonuç almak”, üzerinde durmamız gereken bir husustur. Çocuklar yakaladığımız balığın miktarı ile ya da boyutu ile ilgilenmezler ama onlar için önemli olan bir balık yakalamaktır. Bu nedenle avı planlarken ya kendi deneyimlerimizle ya da aldığımız istihbaratla “çabuk başarı”yı bize sağlayacak avlakları tercih etmeliyiz. Bu bir kumcu balığı olsa da önemli olan minik avcının oltasına vursun ve yakalansın. Ayrıca balıkların oltaya vuruşları ve çocuğumuzun balık yakalaması, O’nun ilgisini canlı tutacaktır. Yakaladığı bir balık da aslında çocuğu yakalamış olacak ve O’nu gelecekte amatör balıkçılar ailesinin bir ferdi yapacaktır. Kısaca çocuğumuzun çabasını hızlıca ödüllendirecek bir avlak araştırmalıyız.
- Bu balık avları ayrıca çocuğumuza, ister akarsu ister göl ya da deniz isterse çok küçük bir su havzası olsun, her türlü suyun özel bir özen ve dikkat istediğini anlatmamız için ideal ortamlar olarak düşünülmelidir. Eğer çevrede su varsa onun kıyısında , içinde bir teknede ya da bir rıhtımda veya iskelede nasıl güvenli davranacağı konusunda çocuğumuza bilgiler aktarabiliriz. Bu tür av gezilerinde suda oluşabilecek tehlikelerle hiç karşılaşmamanın yollarını ya da böyle bir ortamda oluşabilecek sorunların nasıl giderilebileceğini, çocuğumuza aktarabiliriz.
- Doğa sevgisini çocuğa aşılamak için hiçbir yaş erken değildir. Balık avları çocuğa doğaya değer vermeyi, onu takdir edip korumayı öğretmek için gerçek bir fırsattır. Balık sırasında diğer canlıları, martılar, sincaplar, ördekler karabataklar veya orada ne varsa birlikte gözlemlemek, çocuğa doğayı güzel ve temiz tutmanın basit yollarını anlatmak, O’nun doğa sever kişiliğinin oluşumuna kuşkusuz katkılar sağlayacaktır. Günümüzde artık eskilerin “bulduğun gibi bırak” ilkesi ne yazık ki “bulduğun gibi değil, bulmak istediğin gibi bırak” a dönüşmüştür. Bu nedenle belki civarda görülen birkaç plastik şişeyi, şekerleme kağıtlarını ya da içecek kutularını yanımızda getirdiğimiz bir çöp torbasına toplamak ve bunları uygun bir çöplüğe atmak çocuğumuz için öğretici örnekler oluşturabilir.
- Bizim ülkemizde ve neslimizde pek az balık avı meraklısının uyguladığı “yakala ve serbest bırak” kuralını çocuklarımıza aşılamalıyız. Ancak bunu yaparken aceleci olmamalıyız. En iyisi bu konudaki kararı çocuğumuza bırakmaktır. O’na yakaladığı balığı eve götürüp arkadaşlarına ya da diğer aile bireylerine gösterme fırsatı vermeliyiz. Fakat eğer çocuğumuz balığın serbest bırakılmasına karar vermişse, O’na balığın nasıl özenle ve nazikçe tutularak suya geri bırakılacağını öğretmeliyiz. Ve unutmadan, kararı ne olursa olsun, O’nu bu yeni becerisinden dolayı ( artık balık tutuyor ) övgüye boğmayı ihmal etmemeliyiz.
- Çocuğumuz ister balık tutsun isterse yakalayamasın, O’nun bugününü mutlaka kameraya alarak ya da fotografla kayıt altına alalım. Böylece O’nun bu güzel gününü arkadaşlarıyla, ailesinin üyeleriyle ve en sonunda kendi çocuklarıyla da paylaşmasını sağlamış olursunuz.
- Son olarak, balıkçılık, çocuklarımızla aramızdaki olumlu iletişimin artırılması için bir fırsattır. Çocuklar sevdikleri ve saygı duydukları yetişkinleri taklit ederler. Öyleyse bu süreyi onlarla mükemmel zaman geçirip üzerlerinde en müspet etkimizi bırakarak geçirelim. Çocuklarımızın, belki, balıkçılık konusunda bizimle aynı heyecanı duymaları uzun zaman alacaktır. Ama bu deneyimler geri dönüşümü çok verimli birer yatırım olacaktır. Kazanç, hem bizim içindir hem çocuğumuz içindir hem de daha ileride O’nun çocukları içindir. Ama kuşkusuz en büyük kazanç çevreye duyarlı bir insan yetişiyor olduğu için doğanındır.
NOT: Bu metnin hazırlanmasında, Johnson Reels’in “ Fishing with Kids” isimli yazısından faydalanılmıştır.