rüzgar2
25-12-2005, 07:55
Özellikle son on yıldır tekrarlanan 'Üçüncü Dünya Savaşı çıkarsa su yüzünden çıkar!' söylemi, Ukrayna kıyıları açıklarında meydana gelen olayla ayrı bir platforma taşındı. Ukrayna Sahil Güvenlik botları, karasularında avlandıkları gerekçesiyle Türk balıkçı teknelerine ateş açtı. Ateş sonucunda iki kişi öldü ve iki tekne battı.
Türk balıkçı tekneleri orada ne arıyordu? Bir balıkçının ağzından olay şu sebebe bağlanıyor: 'Bizim karasularımızda ekonomik değeri yüksek olan kalkan balığı fazla yok, bu yüzden Ukrayna karasularına giriyoruz. Orada çok kalkan var. Zaten orada bu balık pek değerli değil.
Bundan 20-30 yıl öncesine kadar Beykoz açıklarında bile rahatlıkla avlanan, hatta günümüzde balıkçılarda 'Beykoz Kalkanı' diye satılan bu balık, artık bizim karasularımızda yok denecek kadar az. Bu sorun geçmişte hamsi için de yaşandı, gelecekte ise tüm balık türleri için aynı risk söz konusu. Bu da, gelecek yılların bu tür olaylara gebe olduğuna bir işaret.
Sahip olduğumuz doğal kaynaklar ister su, ister kuş, ister balık olsun gözümüz gibi korumamız gereken değerler. Geçmişte balıkların üreyip yumurtlayabileceği alanlarda balıkçılık yapılmamış, balıklar henüz gerektiği kadar büyümeden avlanmamış, aşırı avlanma sonrasında fiyatı yükselsin diye kasalarla denize dökülmemiş, dalyanlar ve lagünler tarımsal ilaçlarla, şehir ve sanayi atık sularıyla kirletilmemiş, dip trolleriyle deniz dipleri zarar görmemiş olsaydı, bugün balık avlamak uğruna bu bedeller ödenmezdi.
Tüm doğal kaynaklarımızın akılcı bir biçimde, sürdürülebilir kullanımı gelecek nesillerin sağlıklı, temiz bir çevrede ve en önemlisi barış içinde yaşamaları için vazgeçilmez bir koşuldur.
Quotation
Doğal Hayatı Koruma Derneği
Türk balıkçı tekneleri orada ne arıyordu? Bir balıkçının ağzından olay şu sebebe bağlanıyor: 'Bizim karasularımızda ekonomik değeri yüksek olan kalkan balığı fazla yok, bu yüzden Ukrayna karasularına giriyoruz. Orada çok kalkan var. Zaten orada bu balık pek değerli değil.
Bundan 20-30 yıl öncesine kadar Beykoz açıklarında bile rahatlıkla avlanan, hatta günümüzde balıkçılarda 'Beykoz Kalkanı' diye satılan bu balık, artık bizim karasularımızda yok denecek kadar az. Bu sorun geçmişte hamsi için de yaşandı, gelecekte ise tüm balık türleri için aynı risk söz konusu. Bu da, gelecek yılların bu tür olaylara gebe olduğuna bir işaret.
Sahip olduğumuz doğal kaynaklar ister su, ister kuş, ister balık olsun gözümüz gibi korumamız gereken değerler. Geçmişte balıkların üreyip yumurtlayabileceği alanlarda balıkçılık yapılmamış, balıklar henüz gerektiği kadar büyümeden avlanmamış, aşırı avlanma sonrasında fiyatı yükselsin diye kasalarla denize dökülmemiş, dalyanlar ve lagünler tarımsal ilaçlarla, şehir ve sanayi atık sularıyla kirletilmemiş, dip trolleriyle deniz dipleri zarar görmemiş olsaydı, bugün balık avlamak uğruna bu bedeller ödenmezdi.
Tüm doğal kaynaklarımızın akılcı bir biçimde, sürdürülebilir kullanımı gelecek nesillerin sağlıklı, temiz bir çevrede ve en önemlisi barış içinde yaşamaları için vazgeçilmez bir koşuldur.
Quotation
Doğal Hayatı Koruma Derneği