PDA

Tüm Versiyonu Göster : Çocuk ve evcil hayvanlar üzerine...


xnode
13-04-2010, 15:28
ÇOCUK VE EVCİL HAYVANLAR ÜZERİNE...

Önsöz: Pekçoğumuz, kültürel altyapı olarak hijyenik nedenlerden dolayı çocuklarla evcil hayvanların birlikte aynı evde olmayacağı fikrine sahibizdir. Acaba doğrusu nedir ? Zaten; eğer böyle bir durum olsaydı, medeni dünya ülkerinde hemen hemen her evde bir evcil hayvanlar ortak yaşam alanı oluşturulmazdı öyle değil mi ?

[Only Registered Users Can See Links]

Hayvanlar çocuğun yaşamına doğumdan başlayarak oyuncaklarla girmektedir. Peluşlar, banyoda yüzen ördekler, plastik çiftlik hayvanları, yürüyen ve konuşan motorlu oyuncaklar çocuğun sürekli olarak elinin altındadır.

Özel bir bebek ya da oyuncak ayıcık çocuğun annesinden sonra en yakın arkadaşı olabilir. Bu oyuncak ayıcık onun sırlarını paylaşır, kızgınlıklarına katlanır, huzursuzluğunu giderir.

SOSYAL BECERİLERİN GELİŞİMİNDE EVCİL HAYVANLARIN YERİ

Evcil hayvanlar da aynı biçimde çocuğun yaşamında etkili olabilmektedir. Çocuk bir evcil hayvan yoluyla insanlarla etkileşim kurma ve sosyalleşme denemelerini yapabilir, mutluluğunu ya da üzüntüsünü paylaşabilir, öfkesini ona bağırarak giderebilir.

Gelişimin işlem öncesi döneminde bebeğin olaylar ve yaşadıkları ile ilgili neden sonuç ilişkisini belirlemeye yönelik becerisi yoktur. Herşey göründüğü kadarı ile vardır. Beş altı yaşlarında işlem dönemi başlamakta, artık bağlantılar kurulabilmektedir. Ancak bu kez de soyut kavramları anlama yeteneği gelişmemiştir. Soyut kavramalar ancak on ile on bir yaşlarından sonra anlaşılabilecektir.

[Only Registered Users Can See Links]

Çocuklarda soyut kavramları anlayabilme ile ilgili zihinsel becerileri atasözlerinin içeriğini sorarak ya da anlatılan fıkralara tepkisini ölçerek değerlendirilir. Soyut işlem öncesi dönemde çocuklar doğum, ölüm, başkalarının duygularını anlama, neden o evin çocuğu olduğu, başkalarının çocuğu olmadığı sorularının yanıtını bulmaya çalışır. Bunların somut kavramlarla açıklanmasını ister. Anne babalar için bu kavramları çocuğa açıklamak hiç de kolay değildir. Çoğu zaman bu tür sorulardan kaçılır ya da çocuğun gelişim dönemi dikkate alınmadan, karşılarında bir yetişkin varmış gibi açıklamalar yaparlar. Bu açıklamalar ya çocuğun kaygısını artıracak ya da onun için anlamsız kalacaktır.

Bu noktada evcil hayvanların önemli bir rolü olabilir. Özellikle doğum ve ölüm gibi çocuk için çok travmatik olabilecek kavramları bir hayvanla öğrenmek, çocuğun bu farklı bilgilere uyumunu sağlayacaktır. Örneğin çocuğun balığının ölmesi ile balık için düzenlenen bir tören onun bu ölüm kavramına alışmasını sağlayacak ve yeni bir balığın alınması ile yaşamın sürdüğünü görmesine yardımcı olacaktır.

Özellikle çocuğun sevdiği birini yitirme, ev ya da okul değişikliği, anne baba ayrılığı gibi bir yoksunluk yaşadığı durumlarda evcil hayvanlar, “yerine koyma” ya da “paylaşma” işlevi de görebilmektedir.

[Only Registered Users Can See Links]

AİLENİN ORTAK KARAR ALMASI GEREKİR

Evcil bir hayvanın alınması tek başına çocuğun isteğine bağlı olmamalı, ailenin ortak alacağı bir kararı olmalıdır. Çocuğa evcil bir hayvanın evdeki peluş oyuncaklarına benzemeyeceği, bir bebek gibi bakım isteyeceği, tuvalet, yemek ve sağlık gibi gereksinimlerinin olabileceği açıklanmalıdır.

Çocuk bir kedi ya da köpek alınmasını istiyor diye tüm sorumluluğun çocuğun üstüne bırakılması uygun olmayabilir. Çocuğun yaşı göz önüne alınarak, hayvanın bakımı ile ilgili sorumluluklar alması gerekeceği çocukla konuşulmalı ve sorumluluklar paylaşılmalıdır. Ayrıca aile bireylerinin tümünün bu konuyu dikkatle düşünmeleri, daha sonra gelişebilecek uygunsuz durumlardan kaçınılması açısından önemlidir.

SORUMLULUK DUYGUSUNUN GELİŞİMİ

Evcil hayvanlar çocuğun sorumluluk duygusunun gelişmesinde yardımcı olacaktır. Hayvanın kendine bakım veren bir insana gereksinimi vardır. Beslenmesi, gezdirilmesi gibi bakımla ilgili bu işleri çocuk üstlendiğinde, karşılığında hayvanın ilgi ve sevgisini alacaktır.

Bir varlığın kendine gereksinimi olduğunu, bu bağ ile yaşamını sürdürebildiğini bilmek, çocuğun kendine güvenini pekiştiren bir durumdur. Ona bakarak birşeyler vermenin, yardım etmenin zevkini tadıp, onu sahiplenerek bağlılık duygusunun farkına varabilir. Hayvanların da hasta olabildikleri ve zaman zaman aşı olmalarının gerekmesi çocuğun yaşadığı deneyimlerle ilgili olarak ona destek olacak ve bu tür durumlarla daha etkin başa çıkmasına yardımcı olacaktır.

[Only Registered Users Can See Links]

Çocuğun hayvanlarla olan ilgisi desteklenmeli ve çocuk korkutulmamalıdır. Ebeveynler özellikle kendileri korktuklarından çocuklarını da korkutmakta, onlarda fobi gelişmesine neden olabilmektedirler. Çocuğun evcil hayvanlara gösterdiği olumlu tepki ebeveynleri tarafından desteklenmelidir.

Çocuk, evcil hayvana birşeyler öğreterek, kendisi de bir şeyler öğrenecektir. Korkularını onun üzerinde deneyerek yenebilir. Böylece çocuk insan ilişkilerinin temelini oluşturan sevmeyi, vermeyi, korumayı ve kendine yeterek bağımsız bir kişi olmayı öğrenir.

EVCİL HAYVANLAR VE ÇOCUKLARA İLİŞKİN ARAŞTIRMALAR

Çocukların doktorları tarafından rutin muayenelerinin yapılırken, evcil bir hayvanın varlığının çocukların fizyolojik ve davranışsal uyarılma durumuna etkilerini saptamaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bir çalışmada rutin muayenesi yapılan 3-6 yaşlarındaki 23 çocukta, ortamda bir köpek olduğu durumda, çocukların kalp atışlarının yavaşladığı ve davranışsal stresin ortadan kalktığı belirlenmiştir. Diğer araştırmalar ise evcil hayvanların stresi azalttığını ve duygusal durum ve sosyal etkileşimler üzerinde olumlu etkiler bıraktığını ortaya koymuştur.

[Only Registered Users Can See Links]

EVCİL HAYVAN SAHİBİ OLMAYA KARAR VERME SÜRECİ

Evcil hayvanların olumlu pek çok etkisi olabilir ancak bunun için dikkat edilmesi gereken önemli bazı hususlar vardır. Çocukla evcil hayvan edinme sürecini açıkça konuşmak ve planlama yapmak evcil hayvan sahibi olma sürecini tüm aile için olumlu bir deneyim haline getirebilir.

UYGUN HAYVAN SEÇİMİ

Bir evcil hayvanla birlikte olma fikri çocuğa keyif verebilir ancak aileniz, eviniz, yaşam tarzınız ve çocuğunuzun evcil hayvanın bakımına yardım edebileceği bir seçim yapmak gereklidir. Örneğin seçim yaparken saldırgan yaratılışlı bir hayvan seçmemek konusunda dikkatli davranılmalıdır. Elbette evcil hayvanların aşıları zamanında yapılmalı, hayvanın temizliği gibi dikkat edilmesi gereken konulara özellikle önem verilmeli, bu davranışlarla çocuğa da örnek olunacağı unutulmamalıdır. Bir kez evcil bir hayvan edindikten sonra o da evin bir bireyi olacağı için ondan ayrılmak zorunda kalmak tüm aileyi oldukça üzecek, çocuk için de başa çıkması zor bir durum ortaya çıkacaktır. Buna yönelik olarak çocuğun ve evde yaşayan tüm aile bireylerinin alerjisi olup almadığı saptanmalı böyle bir durum söz konusu ise evcil hayvan edinmekten kaçınılmalıdır.

Evin fiziksel koşullarının, ailenin ekonomik durumunun böyle bir hayvan edinilmesine uygun olması gerekir. Yalnızca çocuk açısından değil, hayvanın bakımı, eve uyumu ve yeni bir aileye uyum sağlama sürecinin çok uzun olacağı göz önüne alınarak eve getirilecek hayvanın da ihmal ve istismarı önlenmelidir. Bu koşullar uygun değilse bu kararı bir süre ertelemek uygun olacaktır.

EVCİL HAYVANIN BAKIMI

Evcil bir hayvana bakmak çocukların sosyal becerilerini geliştirmelerinde yardımcı olabilir. Ancak bazı kurallara özen göstermek gereklidir:

[Only Registered Users Can See Links]

3-4 yaşın altındaki çocuklar henüz saldırganlık dürtüleri ve öfke kontrolünü beceremediklerinden evcil hayvanlarla birlikteyken sürekli gözlemlenmelidir.
10 yaşın altındaki çocuklar kedi ya da köpek gibi büyük bir hayvanın bakımını tamamen kendi başlarına yapamazlar.

Çocuklar evcil bir hayvana bakabilecek yaşta olsalar bile ebeveynler gözetim sağlamaya devam etmelidirler.

Çocuklar evcil hayvanın bakımıyla ilgili ihmalkar davrandığında ebeveynler sorumluluğu üstlenmelidir. Bu evcil hayvan için atlanmaması gereken bir durumdur. Ancak bu durum çocukla konuşulmalı, gerekirse tekrar sorumluluk verilmelidir.
Çocuklara evcil hayvanlarının tıpkı insanlar gibi yeme, içme ve gezme ihtiyaçları olduğu yumuşak bir tavırla hatırlatılmalıdır.

Eğer çocuğunuz evcil hayvanının ihmal etmeye devam ediyorsa hayvan için yeni bir ev bulunması da gerekebilir.

[Only Registered Users Can See Links]

Ebeveynler örnek teşkil etmek durumundadırlar. Evcil hayvan sahibi olunması konusunda da çocuklar en iyi ebeveynlerinin davranışlarını gözlemleyerek öğreneceklerdir.

Uygun biçimde seçimler yapıldığında hayvanlarla çocuklar mükemmel bir ekip oluşturabilirler. Evcil bir hayvanın bakımını üstlenmek ve onunla oynamak çocukluk döneminin en keyifli zamanları olarak hatırlanacaktır.

Dr. Psk. Aylin Ilden Kockar

Not: Birçok psikaytr doktor aynı fikirdedir. Yani bahsi geçen veriler ve anlatım bireysel bir gözlem veya düşünce değil, akademik olarak ortak kanıdır.

Hasan BALIKÇI
13-04-2010, 17:09
cem harika bir konu senin elindende güzel çıkmış:)
yalnız kaş yapalım derken göz çıkarmayalım.;)neden dediğimi açıklayayım.bir heves için alıp hevesimiz geçtikten sonra sokağa atmayalım ;)

xnode
13-04-2010, 17:19
cem harika bir konu senin elindende güzel çıkmış:)
yalnız kaş yapalım derken göz çıkarmayalım.;)neden dediğimi açıklayayım.bir heves için alıp hevesimiz geçtikten sonra sokağa atmayalım ;)

Teşekkür ederim üstad;
Haklısınız, bu konudaki esas bakış açısı şudur kanaatindeyim.

1) Evcil hayvan mı bakıyorsunuz ?
2) Yoksa evcil bir hayvanla aynı evi mi paylaşıyorsunuz ?

Eğer cevabınız 1. şık ise, zaten siz birlikte yaşadığınız hayvanı ailenizin bir ferdi olarak görmüyorsunuz demektir. Bu da sıkıştığınız zaman onu isteyerek veya istemeyerek 1 kalemde silebileceğiniz anlamına geliyor.

Ama cevabınız 2. şık ise, onu kendi yavrunuz olarak görüyorsunuz. Bir insan kendi yavrusunu nasıl ne kadar zor şart olursa olun terk etmezse, bakış açımız da buna göre gelişiyor.

Sahip olduğumuz evcil hayvanın bize olan muhtaciyeti, bizim onu kendimize bağlamamızdan kaynaklanıyor. Bu konuda vefalı davranmak gerekir. Onun da duyguları, mutluluk kaynağı, sevdiği, sevmediği şeyler olduğunu düşünmek, canının yandığını, ortamını beğenmediğini, gezmek istediğini düşünebilmemiz gerekir.

Evcil dostlarımız, bizlerin boyunduruğu altında inleyen değil, bizlerle aynı evi paylaşan yarenler olmalıdır. Sizin onu gerçekten sevdiğinizi gözlerinizden anlar. Hastalandığı zaman ona bakar, şefkatli bir biçimde başını okşar, boynunun altını sever, balıksa iyi yemlerle beslemeye çalışır, sürekli gözleriniz onun üzerinde olursa muhakkak size reaksiyonunu gösterecek, o da sizi mutlu etmeye çalışacaktır.

Evcil hayvanlar bir oyuncak değildir. Boyları ne kadar küçük olursa, onun da kendi türü içinde bir karakteri, şerefi, varlığının bir özü, ağırlığı olduğunu unutmamalıyız. Başka kişilerin, başka hayvanların yanında onu küçük düşürecek, komik duruma düşürecek davranışlarda bulunmamalıyız. Bazen gerçekten de ne kadar sinirlenirsek sinirlenelim bu böyle olmalı..

Bütün bunları yapabilmemiz için de; onun zincirleri altında, söz geçirebildiğimiz, istediğimiz zaman dövebildiğimiz, aç bırakabildiğimiz, neşeli olduğumuzda bizi eğlendiren bir palyaço değil, bizimle beraber aynı ortamı paylaşan sevimli bir dost, yavrumuz, evimizi canlandıran bir yol arkadaşı olarak görmeliyiz.

Saygı ve sevgilerimle..

Hasan BALIKÇI
13-04-2010, 18:49
Teşekkür ederim üstad;
Haklısınız, bu konudaki esas bakış açısı şudur kanaatindeyim.

1) Evcil hayvan mı bakıyorsunuz ?
2) Yoksa evcil bir hayvanla aynı evi mi paylaşıyorsunuz ?

Eğer cevabınız 1. şık ise, zaten siz birlikte yaşadığınız hayvanı ailenizin bir ferdi olarak görmüyorsunuz demektir. Bu da sıkıştığınız zaman onu isteyerek veya istemeyerek 1 kalemde silebileceğiniz anlamına geliyor.

Ama cevabınız 2. şık ise, onu kendi yavrunuz olarak görüyorsunuz. Bir insan kendi yavrusunu nasıl ne kadar zor şart olursa olun terk etmezse, bakış açımız da buna göre gelişiyor.

Sahip olduğumuz evcil hayvanın bize olan muhtaciyeti, bizim onu kendimize bağlamamızdan kaynaklanıyor. Bu konuda vefalı davranmak gerekir. Onun da duyguları, mutluluk kaynağı, sevdiği, sevmediği şeyler olduğunu düşünmek, canının yandığını, ortamını beğenmediğini, gezmek istediğini düşünebilmemiz gerekir.

Evcil dostlarımız, bizlerin boyunduruğu altında inleyen değil, bizlerle aynı evi paylaşan yarenler olmalıdır. Sizin onu gerçekten sevdiğinizi gözlerinizden anlar. Hastalandığı zaman ona bakar, şefkatli bir biçimde başını okşar, boynunun altını sever, balıksa iyi yemlerle beslemeye çalışır, sürekli gözleriniz onun üzerinde olursa muhakkak size reaksiyonunu gösterecek, o da sizi mutlu etmeye çalışacaktır.

Evcil hayvanlar bir oyuncak değildir. Boyları ne kadar küçük olursa, onun da kendi türü içinde bir karakteri, şerefi, varlığının bir özü, ağırlığı olduğunu unutmamalıyız. Başka kişilerin, başka hayvanların yanında onu küçük düşürecek, komik duruma düşürecek davranışlarda bulunmamalıyız. Bazen gerçekten de ne kadar sinirlenirsek sinirlenelim bu böyle olmalı..

Bütün bunları yapabilmemiz için de; onun zincirleri altında, söz geçirebildiğimiz, istediğimiz zaman dövebildiğimiz, aç bırakabildiğimiz, neşeli olduğumuzda bizi eğlendiren bir palyaço değil, bizimle beraber aynı ortamı paylaşan sevimli bir dost, yavrumuz, evimizi canlandıran bir yol arkadaşı olarak görmeliyiz.

Saygı ve sevgilerimle..

çok sağol cem biladerim.:)evimde bir muhabbet kuşum var şimdiden düşünüyorum 5-7 sene sonra ne yaparız diye ;)

Mehmet BODUROĞLU
13-04-2010, 18:56
Teşekkürler Cem.
Güzel bir konu ve anlatım olmuş.
Evcil hayvan konusunda birçok yanlış kanıya sahibiz toplum olarak.
Halen bir dizide yada filmde bir köpeğin yatak odasinda insanların kendi yatagında yattığını gördükmü filmin konusunu filan bırakıp köpeğin ne işi var yatakta demeye başlarız.
Ama dediğin gibi bakmak değil sadece evcil hayvana, hayatımızı paylaşmamız gerekiyor.
Yoksa al bir kedi koy bir kafesin içine biraz mama ver.Bunada evcil hayvan bakıyorum denilmez.
İçimdeki sevgiyi şimdilik akvaryumla dolduruyorum ama bir köpek edinmek en büyük arzum ve hayalim.
Sadece bunun içinde tek katlı bahçeli bir ev alma hayalindeyim
( hep hayallerle yaşıyoruz zaten :) )
Nasip bakalım ilerleyen günler neler gösterecek.
Teşekkürler paylaşım için ...

Necati ARAT
14-04-2010, 07:23
Cem emeğine sağlık teşekkürler kardeşim..

Bende evcil hayvan müptelasıyım..
2 tane erkek evladım var onlarda aynı ,
Akvaryum, kanarya ve muhabbet kuşları ile yakından ilgiliyim..
Aile fertlerinden birisi olarak görünüyorlar..

Anıl ÜNALAN
14-04-2010, 09:10
Bende kendimi bir hayvan müptelası olarak görüyorum. Ortalama 5-6 yaşımdayken tanıştım akvaryum içerisindeki, kafeslerdeki kuşlarla yıllar geçtikçe canlı olarak elimde hissettim balıkları, havada gördüm güvercinleri, yıllarca besledim her türlü güvercini. Sürekli değişen akvaryumlarım oldu, sürekli değişik cins kafes kuşu besledim. Ama şimdi ki merakım 4 ayaklılardan yana köpek veya kedi beslemek istiyorum ama köpek beslemek için öncelikle yapısal özelliğinin uygun olduğu bir eve taşınmamız gerektiğini biliyorum. Bu meraklar ve sevgi bende olduğu sürece biliyorum evimden, bahçemden, terasımdan hayvanın eksik olmuyacağını..
İnsanlardan daha duygusal, insanlardan daha anlayışlı ve karşılıksız sevebilen bu canlıları her zaman zaman ama her zaman daha yakınımda hissederim..

Kamil ESEN
15-04-2010, 07:35
Cem önemli bir konuya değinmişsin.Çocukların evcil hayvanlarla olan yaşantıları sorumluluk kazanma,doğaya değer verme ve şefkat gibi birçok önemli özelliklerinin gelişmesine sebep olur.Bizde kuş ve akvaryumdan yana tercihimizi yapanlardanız.Bıldırcınlarımız ve lepisdeslerimiz var.;)
Hatta çiçek bakımıda aynı gereklilikte diye düşünüyorum.