Evet levrek gibi çipuranın da aynı bölgesi (yanak kısmı) keskindir. hatta bu balıkları çekerken oltaya biraz boşluk verirseniz kesip atabilirler.

Ben bildiğim kadarıyla tehlikeli balıkların bir listesini yapmaya çalışayım:

1. Trakonya: Sırtındaki ilk üç diken ve her iki yanak tarafındaki birer diken zehirli ve çok tehlikelidir.

2. İskorpit: Sırt dikenleri ve yan yüzgeçlerdeki ilk dikenler (yanılıyor olabilim bunda) zehirli ve tehlikelidir.

3. İğneli vatoz: Kuyruk kısmındaki iğnesi zehirli ve tehlikelidir.

4. Deniz anası: Dokungaçları deride tahrişe ve bölgesel olarak geçici felç durumuna yol açabilir (Türe bağlı olarak).

5. Ahtapot, kalamar, sübye: Ağız kısmında bulunan gagaları oldukça keskindir ve dikkatsiz bir harekette ciddi yaralanmalara neden olabilir. Ayrıca bu canlıların bir de görünmeyen tehlikesi vardır: Üzerinize mürekkep sıçratırsa evden hanımdan ya da annenizden ciddi bir fırça yiyebilirsiniz, aman dikkat;) :D :D .

6. Müren: Aslında genel görüşün aksine saldırgan bir hayvan değildir ve rahatsız edilmediği sürece kolay kolay size bulaşmaz. Fakat özellikle zıpkınla balık avında belinizdeki balık veya ahtapota saldırma olasılığı vardır. Dişleri jilet keskinliğindedir ve yakaladığı avı kendi etrafında dönerek parçaladığından genelde ısırdığı yerden bir parça koparması olasıdır. En güzeli bu hayvan görüldüğünde uzaktan bir selam verip onu da rahatsız etmeden oradan uzaklaşmaktır. Mığrı da benzer davranış gösterir.

7. Sokar: Daha çok Akdeniz tarafında görülür. Balığı tam tanımıyorum ama bildiğim kadarıyla sırt yüzgecinde ilk 2 ya da 3 diken zehirli. Zehir çok tehlikeli değil ama bir süre insanın canını acıtıyor diyorlar.

Bir de köpekbalığı var ama onu anlatmaya gerek yok sanırım;) :D :D . Benim aklıma gelenler bu kadar şimdilik...

Mürekkep balığı gazisi olarak öldüğünden emin olmadan artistik hareket yapmayın derim :)
Sitede arama yaparsanız nisan ayında üzerime mürekkep fışkırtan arkadaşı ve benim halimi görebilirsiniz.

Ramazan bey selamlar,
Balık harikaymış afiyet olsun.
Doğadadaki her canlıda olduğu gibi balıklarında savunma mekanizmaları oldukça gelişmiştir. Bu konuda her balığın kendine has teknikleri ve donanımları olduğunu biliyoruz Mert beyin verdiği örnekleri çoğaltmak mümkün ama denizden yada tatlı sudan karşımıza ne zaman neyin çıkacağı meçhuldur. Bu sebeple bence en iyisi yakaladığımız balıklara karşı kendi savunma mekanizmasını geliştirmek. Sürekli karşılaştığımız ve bildiğimiz türlerde bile sırt dikenleriyle ağızlarıyla yaralanmak söz konusu olabilir. Hele iskorpit trakonya çiçina gibi balıklarda bu durum daha vahim olabilir. Size yanınızda bulundurmanızda fayda gördüğüm bir kaç ekipman taysiye etmek isterim.
1- Kıl çuval (aynı zamanda tutulan balıklar içinde muhafaza edilebilir)
2- İki adet uzun ağızlı kargaburun (El aleti satan mağazalarda bulunabilir.)
3- Amonyak
Ben kıyıdan yada tekneden yakaladığım balığı tanımıyorsam öncelikle kendime (tabi diğer kişilere de) güvenli bir mesafede tutarım. İğneyi çıkarmak için sürekli yanımda bulunan kıl çuvalı balığın sırtından kuyruğuna doğru sıvazlayarak serer (bu durumda üst dikenleri yatmış olur ve batma tehlikesi azalır) daha sonra balığın tüm gövdesini sararım. Balığı kafası açık kalacak halde sıkıca tutar iğneyi çıkarırım bu şekilde balığın hiçbir bölgesine çıplak elle temas edilmemiş olur.
Eğer balık keskin dişlere ve kuvvetli bir çeneye sahip ise iğneyi çıkarmak için kargaburun kullanılabilir. İğne balığın ağzında ileriye saplanmışsa bir karga burun ile balığın ağzı açık tutlmaya çalışılır diğer kargaburun ile iğne çıkarılır (bu durumda balığı tutmak için birinden yardım istenebilir).
Zehirli olduğu tahmin edilen balığın dikeni batar ise o bölgeye amonyak sürmekte fayda vardır ve en kısa sürede bir doktora başvurmak gerekir.

Saygılar

çanakkale çimenlikte askerliğimi yaptığım dönemde birlik içinden balık tutan nöbetçi astsubay devriyeye gidince orada bekliyen nöbetçi arkadaşın, astsubayın oltasına takılan adını bilmediğim hamsi büyüklüğünde sarılı kırmızılı mavili renkleri olan akvaryum balığı gibi bir balığı oltadan(tüm iyi niyetiyle)çıkarmak isterken balığın dikenlerinin batması sonucu hastahaneye kaldırılıp iki gün serum verilerek müşahade altında tutlduğuna şahit olmuştum.
o yüzden tanımadığım hiç bir balığa özellikle canlıyken dokunmamaya özen gösteriyorum.

Çok iri bir alabalık . Tebrikler . Uzun zamandır balığa gidemedim . Çok özledim inşallah çok yakında yeni alabalık fotoğraflarıya buluşuruz. Bu alanın türü nedir? Gökkuşağımı?