o ''MERET/ZEHİR'' hakkında dediklerine aynen katılıyorum.İnşallah bende en kısa zamanda o meretten bir şekilde kurtulurum.Soruna gelince; kardeşim benim bildiğime göre, suya inen her vasıta ister 3 metrelik bir bot olsun ister 15 metrelik bir yat olsun...Mevzuata göre hepsi de birer deniz aracı...En başda onları kullanacak kişinin ''amatör denizcilik belgesi'' denilen bir belgesi olması lazım.Ayrıca bahse konu deniz araçları için de birde liman başkanlarında kayıtlarının olması gerekir.Yanılmıyorsam adı tolinato olabilir.Ayrıca, ,içinde bir takım zorunlu olan ''avadanlıklar'' diye tanımlayabileceğimiz teknik donanım da bulunmalı....Mevzuat hakkında eski kaptanlarımız daha iyi bilgi verebilirler...En son 21.01.2007 de çeşme den tekne ile açılmıştık.Malum o yörelerde insan kaçakçılığı çok olduğundan sahil güvenlik görevlilerimiz sık sık devriye yapıyorlar..Bahse konu teknemiz biraz bakım görmüş ve suya o hafta inmişdi.Sahil güvenlik yanımıza geldiğinde kağıt/evraklarımız tam olduğu halde;teknenin bordosunda yeralan(Suyun üstünde olan dış yan yüzey) ve teknenin adının yazılı olduğu bölümdeki, harflerden bir yerinde olmadığı için bizi demir alıp limana gönderdi.Eksiklerinizi tamamlayıncaya kadar ''Sizi seyirden men edip,bağlı olduğunuz limana davet ediyorum'' dedi.Yani iş bu kadar sıkı...Ama ben bot ile kuytu köşelerde fazla açılmadan takılacağım der isen, sesin bileceğin iş.Zaten bot ile asla ve asla açığa açılmanı tavsiye etmem.Mazallah bir hava yükselirse ters gelmem an meselesi.
Sana bir anımı anlatayım.İşyerinden arkadaşlarım ile geceden çiftlik yakınlarına balığa gitmişdik.Sabaha karşı da yine o taraflardan tanıdığım ve bot ile açılıp; çiftlik dubalarına bağlanarak avlanan arkadaşlar geldi.Ve üç beş sohbetten sonra onlar her zamanki gibi aynı yere gidip bağlandılar.Hava bir garipdi ve sonradan başladı karadam denize doğru esmeye.Ve tabiki çok ama çok kısa süre sonrada bu rüzgar başladı sertleşmeye....Bizim akıllılar havayı okumayı bilemediğinden uyanamadılar ve kaldılar o havada denizde....Onlar büyük bir azimle bot le kıyıya gelmeye çalışırken, kabaran deniz ise onları ha bre açığa sürüklemeye başladı....Hemen koşup, çiftlikçilerden yardım istedik ve bayağı kaba eski bir pancar motorlu yem teknesi açıldı ve onlara ip atarak kendine bağladı ve kıyıya getirdi....Çıktıklarında hepsi donlarının içine kadar ıslanmış ve korkudan adeta kireç gibi olmuşdu yüzleri....

İşte üstadım;bot işi böyle bir şey.....Asla kıyıdan fazla açılmamak lazım...Mümkünse kıyıya bir yere de bağlanarak, ip salarak azıcık açılmak en güzeli......Tabi bu benim fikrim.....Hava sakat olduğunda kıyıdaki ipi çeke çeke garanti kıyıya tekrar çıkabilirsin...:D

abi ben dandik olmayan markalı alimiyum tabanlı 5-10 beygir motor takılanlardan almayı düşünüyorum arkadaşımda vardı bunların mt.si büyük altı tabanlı olanları havaya biraz daha dayanıklı ,göl tipi olanlar sakat yinede fazla açılmamak en sağlamı. şimdi belge almak lazım yani bunun için de...bana ilk adımdan başlayarak kısaca nerelere başvurup ne evraklar lazım oldunuğunu yazarmısın abi bari yavaş yavaş başlayayım, çünkü kayık olsa bir yere bağlanıyorsun bari bot edinelimde yanımızda taşırız gerçi sağlam bir şey fiber tekne kadar fiyatlı motorla beraber 3-4 milyarları buluyor

abi seni yakalamışken bir soru daha sorayım bu malzemecilerde satılan takımların sarıldığı straforlar,köpükler var ya ince tabaka olanları ,çok kullanışlı oluyorlar hem hazırlayıp poşete koyarken özellikle merada toplanırken karanlıkta uğraşmıyor insan ve iğnelerde zarar görmemiş oluyor mantara göre hem ucuz hem kullanışlı sen bilirsin diye düşündüm .bu malzemeyi bulamıyorum kim satar? ,malzemecilerde kafadan atma cevap veriyor.beyaz eşyacılardan topladıklarım dağalıyor

Bilgisayarcı tanıdık var mı? Onlardan bulabilirsin. Bana biri ulaşabilirse biraz verebilirim.

Cevat bey botla ilgili bende birkaç şey söylemek isterim.bundan birkaç hafta öncesine kadar ,işe yarar sağlam bir zodyak tipi bot alma fikri kafamda kesinleşmişti.epey bir süre araştırdım iyi ve kötü yanlarını öğrrendim.ve bu öğrendiklerim doğrultusunda bot almaktan vazgeçtim.
Bir yere bağlı kalmadan nerden istersem oradan denize açılacağım bir bot fikriyle yola çıktım.ama işin aslı pekde öyle değilmiş. denizden çıkardığında önce yıkayıp kurulayacak sonrada pudralayıp öyle kaldıracaksın ki yapışmasın. ama tavsiye edilen yıkayıp kuruladıktan sonra şişik vaziyette bırakman.bu da bahçe yada garaj gerektiriyorki, benim böyle bir imkanım yoktu. kolay kolay patlamaz denilen 1100 denye kumaşsa, iyi bir iğne darbesiyle hemen deliniyor.
yama yapıldıktan sonra azda olsa hava kaçırmaya devam edebiliyor. bir diğer konuysa denizde ilerlerken her seferinde (afedersin) donuna kadar ıslanmak. bu eksiler daha böyle devam edip gidiyor. zaten botun asıl amacı büyük tekne ve yatlarda hizmet aracı olarak kullanım.
İki aylık araştırma sonunda ben bottan vazgeçtim şimdi polyester arıyorum, madem gerekli evrakları tedarik etmeyi göze aldınız poly.lere de bir göz atın derim ben....:D

:D rastgelsin:D

evet bende araştırıyorum her seferinde şişirip ,indirmek dert şişik durduktan sonra da römork olayı giriyor o zamanda dediğin gibi fiber olayı daha cazip ben yarın evraklar ,kitapları alacağım ilk önce kağıtları tamamlamak lazım bu arada bu konu ile ilgili fikir alışverişi,bilgi ve tecrübelilerde( tekne,bot)yazarlarsa aydınlanırız.benim aile 4 kişi 4-5mt arası olması gerekir diye düşünüyorum rahat olması için fazla açıklarda işim olmaz şimdilik her nekadar denize alışık olsamda bu ölçü teknelerde huylanıyorum ilerde inşallah sağlam bir sandalla,sezon açılıyor yarın öbür gün egeye inip bir iki bölge de avlanmak için tekne kiralamak hem sezon külfet ,hemde bulmak zor.yoksa hiç kafayı karıştırmayıp kıyıya devam mı ?

CEVAT2 tekne sahipleri 2 kez sevinirmiş, bunu herkez bilir ilk aldığında , birde sattığında. en iyi tekne: kirasını verdiğin avlandığın tekne, bakım istemez, evrak istemez, vergi istemez,yani ava gittiğinde para ister, diye düşünüyorum.;)