![]() |
Son iki ILDIR avımda yaşadığımı söylemek istiyorum.
Daha önce çiftliklere yakın olarak bağlanıp av yaptıgımızda kaliteli güzel avlar gerçekleştiriyorduk.(mesafe olarak; dibinde olmuyorduk onu belirteyim yanlış anlaşılmasın) Fakat yaklaşma mesafesi çoğaltıldığı için ve Sahil güvenliğinde ceza yazması ile çiftliklere yaklaşmak imkansız gibi birşey artık ve malesef avlarında güzel geçmesini beklemek biraz zor. Umarım bizler için kötü olsada bu, doğamız için denizlerimiz için ve balıklar için güzel ve faydalı birşeydir. |
Alıntı:
|
Son anlattıklarınızı ilk defa duydum. Gerçekten çok ilginç.:confused:
İş bu safhaya kadar gelmiş demek. Bot&motor la işin basitçe çözümleneceği düşüncesi de o kadar basite indirgenecek kadar kolay değil. Diğer tüm sorunları geçelim, güvenlik sorunu birincil öneme sahip. Avlaklarda o kadar olumsuz koşullarda denize açılan var ki:( Daha bu hafta bir tekneyi uyardık; yanlarına güneşin altında açıkta duran eski bir 5lt'relik su damacasını almışlar.İçinde benzin. Motorun heryeri açıkta. Ya dedik; " Bomba ile seyahat ediyorsunuz, en azından bir benzin bidonunuz olsun" Cevap daha güzeldi; " 5lt'relik gerçekten yetmiyor, daha büyük bir su bidonu alacağız" Bunun üstüne ne denilebilir ki:confused: |
Bazıları SG'liğe kızıyor,onu ,bunu istiyor diye, aslında kızılacak ne varki !!,karada ne isteniyor ise denizde de benzerleri isteniyor.!
Ve her istenen bizim ,can ve mal güvenliğimiz için,bunu kavrayabilene ne mutlu. Kavrayamıyanlar ise devamlı hayati riskle ,cezayla, mal kaybıyla karşı karşıya. Denizde her zaman ''tedbirli cesaretten'' yanayım ,yani önce tedbir,deneme, sonra cesaret ve risk. Şunun hesabı iyi yapılmalı bence, ''Bu çiftlikler, kimi yerlerde 3-5 mil açıkta ,birincisi mutlaka hava raporunu almalıyız,ikincisi ,örneğin 5-7 bir havada veya ''batı da ,kaçmamız gerektiğinde ,ilk önce kendimizi nereye atabiliriz ,üçüncüsü kullandığımız deniz taşıtının gücü ve ağırlığı,karşılaşmamız muhtemel havayı yenebilirmi,bizi istediğimiz yere kaçırabilir mi ? dördüncüsü o havada bizler bu taşıtları kullanabilirmiyiz !! bu soruların cevapları mutlaka verilmeli birde aklıma gelen kritik havalarda , ''alkol kullanımı'' malum alkol cesareti teşvik eder,denizde bu çok kötüdür,bence çok az veya hiç alınmaması en uygunudur. |
Bu başlık altındaki ilk mesajımda; çiftliklerin güvenliklerinin sağlanması ve yetiştiricilik ile ilgili zorunluluk konulu genel bir bilgi vermişim; esas soru olan "balık çiftliklerinin, avlaklara baskısı olumlu mudur ?" sorusu ile ilgili bir cevap yazmamışım. Netice;
Bence kesinlikle olumsuzdur. Maalesef doğal balık, ağ kafesler altına akın etmekte ve doğal yaşam platformu olarak mevcut yerini terk ederek artık aquaculture sistemlerini tercih etmektedir. Dolayısı ile avlaklara olan baskısı olumsuzdur. Kirlilik ile ilgili tespitlerinizde haklı olmakla birlikte; bu sektörün genel bir açmazı değildir. Çünkü özellikle ağ kafeslerdeki yemlemeye dayalı su kirliliği bu sektörün doğal bir problemi değil, yemlemeyi yapan personelin eğitimsizliği veya işini düzgün yapmamasından kaynaklanan bir durumdur. Çünkü yem; bir aquaculture yetiştiriciliğindeki en büyük giderdir ! Pazarlık boya ulaşan bir balığın %65'e yakını yem maliyetidir. Dolayısı ile yemlemeyi yapan kişilerin çok titiz davranması gerekir. Hatalı atılan, boşa giden ve balık tarafından tercih edilmeyen her yem doğayı kirleten bir unsur olarak karşımıza çıkabilir. Yanısıra metabolik artıkların (dışkılar) toplu halde doğaya verebildikleri zarar da mevcuttur. Bu zararın tölere edilebilmesindeki en önemli faktör de, çiftliğin yer tayinidir. Dip akıntısının yeterli olduğu yerlerde kurulan çiftlikler ve atıkları, doğal hayat içinde tolere edilebilmekte, nitrit ve amonyum doğa için kirlilik değil bilakis aqua florası için besin teşkil edebilmekte ve ekosistem döngüsüne dahil olmaktadır. Bu yüzden çiftlik yeri seçimi önem taşımaktadır. Fakat; bir üretim sektörü olarak aquaculture diğer sektörler ile karşılaştığında son derece masum kalmaktadır. Örneğin otomobillerin çevreye verdiği zarar, zirai atıklar, endüstriyel atıklar, evsel atıklar ve lağım, turizm sektörü atıkları aquaculture sistemlerinden kat kat fazla doğaya zarar verdiği halde, aquaculture sistemlerinin lobisi olmamasından dolayı günah keçisi ilan edilmektedir.
Bahsi geçen çiftlik baskısı ile ağ kafes etrafında konuşlanan binlerce melanur.. Videodaki melanurlar yetiştirilen değil, kafeslerin dışındaki doğal balıklardır !? Yer Dikili/Denizköy Avlaklara baskı konusuna dönecek olursak. Balıkçıların alacakları önlemlerden bir tanesi, mazmuzlama çalışmaları, çiftlik yemleriyle zaman zaman avlaklarını yemlemek ve balığı alıştırmak olabilir. Çok yüksek balık miktarı olan yetiştiricilik bölgelerinin baskısının egale edilmesi, ancak balıkların sürekli mazmuz ile avlaklarının yerlerini değiştirmemesini sağlamakla bir nebze aşılabilir diye düşünüyorum. Saygılar. |
Saat 23:24. |
Powered by vBulletin Version 3.7.4
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
TR Çeviri : organik81