Karabulut ile av bir başka güzel
 

İnternetteki hava durumu sitelerinden aldığım bilgilerden pazartesi havanın çok müsait olacağı bilgisini öğrendikten sonra 19 Haziran 2011 Pazar günü Güzelbahçe ikinci limanının usta kaptanlarından Süleyman Karabulut kaptanım ile bir telefon konuşması yaptım. O da benim gibi düşündüğü için 20 Haziran 2011 pazartesi günü sabah erkenden balığa çıkma kararı aldık. Ne de olsa tecrübeli Karabulut kaptanım havanın ve denizin kokusundan balığın durumunu çok iyi bir şekilde tahmin edebiliyordu.

Yemlerin ve gerekli malzemelerin hazırlanmasını müteakip sabah saat 06.00’da vira bismillah ver elini berrak deniz. Tabi ki avlak yerine gidene kadar boş durmak olmaz. Süleyman kaptan meşhur çayını demledikten sonra, sabah erken saatte merkez börekçisinden aldığımız börekleri afiyetle yedik;).

Yaklaşık 06.45 civarında avlak yerimizdeydik ve demir atmayı müteakip oltalarımızı suyla buluşturduk:helal:.

Süleyman kaptanım yine her zamanki gibi eliyle koymuş gibi bizi balıkların üzerine oturtmuştu sanki. Daha oltalar suya iner inmez kamışlar hareketlenmeye başladı. Ve ilk misafirlerimiz teknemizi ziyaret ettiler. Gopezler hiç ara vermeden ikişer üçer dörder, hatta bir ara Süleyman kaptanım işi abarttı altılı çekmeye başladı.

Gopezler aslında işin çerezi ve eğlencesi idi. Bir ara Süleyman kaptanım zokaya hamsi (ama mutlaka gümüş Ege hamsisi olmalı, bu Ege’nin balıkları Karadeniz hamsisini pek sevmiyor herhalde :D:D ”bunu acı bir şekilde tecrübe ettim:'(:'(”) takarak avlanmaya başladı. Daha on dakika geçmemişti ki çok güzel bir uskumru kaptanımın oltasını ziyaret etti. Bunu çok güzel dört adet iri istavritler izledi. Tabii benim de boş durduğum söylenemez. İki kolyoz peş peşe benim oltamı ziyaret ettiler. Sevgili Kaptanım Süleyman Karabulut’un tecrübelerini de bana aktarması sayesinde ben de yine peş peşe iki iri istavriti kaptım. İlerleyen saatlerde iki istavrit ve bir uskumru da oltamı ziyaret ettiler. Boynuz sanki kulağı geçecek gibi :D:D:D

İndir bindir kaldır saat 14.00’a kadar avımız bu şekilde çok verimli ve bir o kadar da hoş sohbet içerisinde eğlenceli bir şekilde geçti.

Balık bahane sohbet şahane deyimi yeni bir anlam kazandı.

Sohbet şahane balık bir ayrı şahane:):)

Olta takımı: Kılasik dip oltası, yemli çapari, zoka
Yem : Sülünez, hamsi (illaki gümüş Ege hamsisi :D:D:D)
Rüzgar : 1-2 bfr (poyraz)
Hava sıcaklığı : 33 derece

Yakalanan balıklar : Tam aşağıda :)

Mükremin Kardeş tavalıklar kapılmış.bereketli olsun yediklerinizde afiyet olsun tabii.bir ara izmir e sırf balık tutmak için gideceğim bende.böyle resimleri böyle raporları gördükce bi hoş oluyorum. Rastgele.

Mükremin kardeşim kopezleri göremedik seninde benim gibi kopezlerle aran yok herhalde tepsin resim gibi olmuş eline koluna sağlık afiyet olsun

Mükremin Abi çok güzel bir tablo umarım bir sonraki sefere daha iyilerine.

Sevgili Mükremin, balıklar şahane, üstüne bir de Süleyman Kaptan'ı resmetmişsin daha ne olsun :) Sevgili Necati'nin dediği gibi Süleyman Kaptan boş döndürmez (tabi ki diğer arkadaşlarımız da). Şimdi geriye bu güzel balıkları afiyetle mideye indirmek kaldı, tabi ki ağlatmadan :) Çok tebrik ediyorum. Bu bereketli avlar daim olsun.

mükremin abi adreste doğru olunca güzel av olması kaçınılmaz olmuş:)
afiyet olsun:)

Hayrettin abi, teşekkür ederim. Bu oltacılık bir başka, insanın içine işlemeye görsün. İzmir'e de bekleriz tabi ki.

Teşekkürler Veli kardeşim. Söylediğin gibi doğru adres çok önemli. Hem keyifli bir av oldu hem de bereketli. Daha güzellrinin sana olması dileğiyle...

Alp kardeşim, gerçekten Süleyman kaptanımda balıkları çeken bir mıknatıs var sanki, daha bu fotoğraftakiler benim çektiklerim. Süleyman kaptanın istavritlerini sudan çıkardığında gözlerime inanamadım. Şu an bu resimleri yüklemeye uğraşıyorum. Daha iyilerinin sizlere olması dileği ile...