RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI

RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI (http://www.rastgelsin.org/forum.php)
-   SAĞLIK (http://www.rastgelsin.org/forumdisplay.php?f=22)
-   -   Balık her yönüyle sağlığa yararlı (http://www.rastgelsin.org/showthread.php?t=229)

Bir Dost 30-10-2005 23:26

Balık her yönüyle sağlığa yararlı
 
Balık her yönüyle sağlığa yararlı
Bu mevsimde bol miktarda bulunan ve düşük fiyatları ile her keseye hitap eden balığın birçok yönüyle sağlığa yararlı olduğu bildirildi.

Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Neriman İnanç, bazı cinsleri pahalı olmasına karşın, bu mevsimde bol miktarda bulunan birçok balığın ucuz fiyatı ile herkes tarafından bol miktarda tüketilebileceğini belirtti.

Kış aylarının vazgeçilmez besinlerinden olan balık etinin, insan sağlığı açısından birçok faydasının bulunduğunu vurgulayan İnanç, balık etinin faydalarını şöyle özetledi:

"Balık eti, kırmızı ete oranla daha az yağlıdır ve bazı özel yağ asitleri içerir. EPA ve DHA adı verilen bu özel asitler, et, süt, peynir gibi diğer hayvansal besinlerde yoktur. Bu yağ asitleri kan pıhtı oluşumunu engelleyerek, atardamarın tıkanmasını önler, böylece kalp krizi ve felç riskini azaltır, tansiyonu düşürür. Bu nedenle şeker hastalarının, kalp hastalığı ve felç riskinden daha çok etkilendikleri için diğer insanlara göre daha fazla balık yemelidirler."

Balıkların diğer hayvanlara göre genel olarak daha az yağlı olduklarını, bu nedenle kilonun sağlıklı düzeyde tutulabilmesine yardımcı olduğunu ifade eden İnanç, balık etinin bu özelliğinden dolayı zayıflama diyetlerinin vazgeçilmez besini olduğunu hatırlattı.

Balığın protein içeriğinin ete eşdeğer olduğunu, fasulyede bulunan proteinlere göre de aminoasitlerin fazla olması nedeniyle daha çok sindirilir ve vücutta daha çok kullanılabilir özellikte olduğunu kaydeden İnanç, "Balığın kılçığında bulunan yüksek orandaki kalsiyum ve fosfor kemiklerin sağlığı ve dayanıklılığı bakımından önemlidir. Bu özelliği nedeniyle kemik erimesi sorununu fazla yaşayan menopoz dönemindeki kadınlar ve yaşlıların balık etini fazla tüketmesi gerekir. Sardalya ve somon gibi konserve balıklar ve yumuşak kılçıklarıyla beraber yenilebilecek küçük balıklar, bu nedenle süt ürünleri yanında beslenmemizde daha fazla kalsiyum almanın en iyi yoludur" dedi

aserkansatı 31-10-2005 05:16

Yani hamsiyi kılçıklarıyla yemenin bir zararı yok...Tıpkı benim yaptığım gibi...

mustfer 31-10-2005 05:16

Evet balığın çok faydalı olduğunu bu ülkede bilmeyen yok gibi. Ancak merak ettiğim birşey var. Bu kadar faydalı bir besinin ülkemizdeki kişi başına düşen oranını bilen var mı? Yani gerektiği kadar tüketiyormuyuz?

Bir Dost 01-11-2005 08:47

üzgünüm Mustafa ama balık Türkiyede az tüketilen gıdalar arasında yani Türkiye balık sevmiyor adamım :( :(

HALDUN YALIMLI 01-11-2005 15:56

Babalar balık konusunda hepinize yerden göğe kadar katılıyorum.İnsan sağlığını %100 ilgilendiren ve faydaları saymakla bitmeyen bu muhteşem besin kaynağının değerini tüm dünya biliyor bizlerde biliyoruz ama YURDUM İNSANI balık yemenin pişirmenin meşakkatli bir iş olduğunu düşündüğü için uğraşmıyor uğraşmadığı için pişirmiyor yemiyor.Birde şöyle bir durum var geleneksel yemeklerimizin hiç bir tanesinde balık yemeği göremezsiniz sadece kıyı bölgelerimizde çeşitli balık yemeklerimiz mevcut onlarda o yörenin balıklarından oluşmuştur.

mustfer 10-11-2005 05:21

Türkiye'de balık tüketimi
'' Türkiye'de kişi başına 6.5 kilogram balık düşüyor, bu rakam Japonya'da 85, Almanya'da 45, İtalya'da 35, komşumuz Yunanistan'da bile 30 kilogram civarında. ''

Sormuştum, araştırdım ve buldum sizlerle de paylaşmak istedim. Ne dersiniz sizce yeterli mi, bir yılda kişi başına 6,5 kg balık yemek.

levrek 10-11-2005 06:23

arkadaşlar bu iş bize düşüyor, daha çok yemeliyiz ;)

aserkansatı 11-11-2005 01:13

Ya babacım bizler yiyoruz zaten.Ben ev kokuyo diye balık pişirmeyen aileler tanıyorum.Balık haline gidip 'balık kaça ?' diye soracak kadar balık kültüründen uzak insanlar görüyorum.Hangi balık kaça?Balıkları tanımıyorki insanlar adıyla sorsun.E bu adam yılda kaç kez balık yer,sorarım size... Onlar için balık evi kokutan kılçıklı az doyuran bi varlık...Anadoluya gelip yerleşmişiz ama bence deniz kültürünü hiç almamışız.

levrek 11-11-2005 04:56

Sevgili Seko,
dediğin gibi bu bir kültür olayı,benimde çevremde bir çok aile var aynı durumda olan,yazık gerçekten üstelik üç tarafımız denizlerle çevrili iken.Bir çok ailenin geçim sıkıntısı da olmazsa biz bu 6.5 Kg. mı bile zor bulurduk.

aserkansatı 11-11-2005 05:32

Üç ayrı konu başlığı altında aslında aynı şeyi konuşuyoruz...Katkısız,zehirsiz gıdayı nasıl yeriz...Çok yazık...Bedava yaşıyoruz dostlar bedava, tıpkı Orhan Veli'nin dediği gibi...Halk balık istese zehirsizini nereden bulacak?Vallahi aklım karıştı.Olayın bir de bu yönü var çünkü...

Bir Dost 11-11-2005 08:53

üç ayrı konu başlığı altında yaran aslında yemek kültürümüz Derler ya fıransız mutfağıve tabiii Türk mutfağı asıl sorun burda başlıyor sen evin kokacak diye balık yapma sonrada bu çocuk neden balık yemiyor neden sevmiyor diye yakın ee sonra Türkiye balık sevmiyor olduuu şimdi ne olacak bu babadan oğula geçer gibi hiç farkı yok kültür arkadaşlar kültür bize verilmediki yemek kültürü bizim evlatlarımız yeni jenerasyon balık yesin balık tutsun levrek doğru söylüyor üç tarafımız denizlerle çevrili ama biz çocuğumuza nasıl denize girilir onu öğretiyoruz tabiki karşı değilim ama bunun yanından denizin bize sağladığı nimetlerdende nasıl yararlanılır bunuda öğretselerdi biz balığı sever ve iştahla yerdik arkadaşlar

levrek 11-11-2005 15:13

Birçok çocuk, ailesi balık sevmesine rağmen o,sevmez ve yemez,
ailesi yeşili severken o, sevmez,zarar verir bitkilere ağaçlara,
ailesi saygılıyken çevresine o,değildir,
ailesi sigara içerken o, içmez vs vs.ya da bunların tam tersi mevzu bahistir.

Yaşam koşullarında herkes aynı şartlara sahip değildir, bu yüzden akademik olarak farklı eğitimler alıyoruzdur,ama yaşama ait kültürleri (yemek kültürü de dahil) almak bir seçim konusudur,yani her birey kendisine uygun olanları seçer,ayıklar,verilen eğitimler,yaşanan olaylardan eğer kişi faydalanmak isterse bu bilgileri alır ve kullanır yada kullanmaz.
Hep eğitim şart deriz,lakin vardır ama alabilene.
Hayat tecrübelerimiz oluşurken ne isteyip ne istemediğimiz bize bağlıdır,sağa mı sola mı,aşağıya mı yukarıya mı, kararları bizler veririz.
Sevgili Tago nun da dediği gibi Türklere bir şey olmaz, AIDS-Kuş Gribi vs. vs.gibi şeyler vız gelir mantığı , keserin hep kendi tarafımıza çalışması genel bir toplum bilinçidir,bu yüzden de toplum ne kadar eğitim ve tecrübeler yaşasa bile değişmez.
Eskiler, komşumuz açken bizler nasıl tok yatarız,bir zeytin tanesini paylaşalım derlerdi ve de gerçekleştirirlerdi de bu düşünceleri,peki şimdi bunlar neden babadan oğula geçmiyor?
Bilgi çağında yaşıyoruz,okuyalım,inceleyelim,araştıralım,kendimi zi geliştirelim, çevremize faydalı olalım,hep hazırı bekleyemelim arkadaşlar,selamlar

nirvana 11-11-2005 16:24

sevgili hudut,
levrek kardeşime katılıyorum benim oğlum balık avından zerre kadar hazzetmezken 2-3 günde bir balık yemek ister.Bu tamamen onun zevki.ayrıca gözlemim o ki teknolojik standartların (bilgisayar,tv) yaşantılarına daha çok girmesi nedeni ile yeni nesil gençler birçok konuda bizleri aşma durumunda yani ben artık çocuğuma benim zamanımda..... diye cümleye başlayamıyorum.
Anlaşılacağı üzere şartların doğal süreciyle kişilik gelişimi hem çok daha erken hemde çok daha farklı oluşabiliyor.

aserkansatı 12-11-2005 06:26

Evet haklısınız ama sonuçta,sebep ne olursa olsun balık yemiyoruuuuuz. :hıııı: Bırakın balığı deniz mahsüllerini hiç tanımıyoruz.Sitemizde olan kardeşlerime soruyorum,pavurya ,ahtapot,sübye,kalamar,midye,akavides,sevenler el kaldırsın.
Bunu kim biliyor kim bilmiyor diye sormuyorum sakın yanlış anlamayın.Söylemek istediğim deniz kültürüne olan uzaklığımız.Örneğin geçenlerde bir dergide okudum,İstanbulda çok aranan pavuryayı Trabzonda kıskaçlarını kırıp öfkeyle denize geri atıyormuş ağcılar.Gerekçe de onun yengeç olması ve tanımamaları...
Denize uzak kalmışız 1071den beri.Bu işleri hep rumlara bırakmışız,dağ köylerinde denize arkamız dönük oturmuşuz.Mübadeleden sonra da bu kadar alışmışız engin sulara.Benim tezim bu...Eleştirilere açığım bu konuda...

Bir Dost 12-11-2005 11:42

Alıntı:

nirvana tafarından gönderildi
sevgili hudut,
levrek kardeşime katılıyorum benim oğlum balık avından zerre kadar hazzetmezken 2-3 günde bir balık yemek ister.Bu tamamen onun zevki.ayrıca gözlemim o ki teknolojik standartların (bilgisayar,tv) yaşantılarına daha çok girmesi nedeni ile yeni nesil gençler birçok konuda bizleri aşma durumunda yani ben artık çocuğuma benim zamanımda..... diye cümleye başlayamıyorum.
Anlaşılacağı üzere şartların doğal süreciyle kişilik gelişimi hem çok daha erken hemde çok daha farklı oluşabiliyor.

Sevgili nirvana levreğe bende bu konuda tamamen katılıyorum tabiki her şey eğitim değil yada her kültür daimi değildir medeniyetler zincirinde nice kültürler yok olmuştur ve bu olacaktır benim sevdiğimi sen sevmiyebilirsin yada ben balık tutmaktan hoşlanıyorsam oğlum pc kullanmaktan hoşlanır ben bu nu asla tartışmam bile benim bahsettiğim yemek kültürü damak tadıdır peki sorarım size anne balık pişerken kokuyor diye yapmazsa ve bunu evde daimi kılarsa o çocuk balık yermi severmi tanırmı seko yazmış birsürü su ürünü bırak bunları istavriti tanımayanlar var benim babam eline olta alıpta ömründe balığa çıkmış adam değil ama ben tersiyim tabiki bu olası sen kültürünü tanıtırsın sen gereken bilgiyi verirsin sen sevdirmeye çalışırsın ama sevmesse bu onun bileceği iştir ben elimden geleni yaptım ama olmadı dersin ;sen kültürü yok et ona bir şey verme öğretme sonra yok efendim benim oğlum balık yemiyor balık sevmiyor şunu içmiyor diye yakın sen çocuğun çerçevesini kırmaya yardımcı olmadın ki sen o nu aydınlatmadınkı ufkunu genişletmedin ki şimdi neyin hesabını kimden soruyorsun bunları yapmazsada yakınmayacan arkadaş yanlış anlama sakın bu yazdıklarımın senle yada başka kimseyle alakası yok sadece genel olanları yazıyorum bizler böyleyin işte doğru olanı göstermeyiz başka yoldan gittimide isyan ederiz Kimsenin Akademik eğitimi beni ilgilendirmez ben kendimce bana yeteni almışım ben hayattın içinden alınan eğitimin aşığıyım

nirvana 15-11-2005 20:14

sevgili hudut,

yazımda belirtmek istediğim şey sen birşekilde engellesende yeni nesilin (özellikle büyük şehirlerde) aileden gelebilecek kısıtlamaları günümüz şartları içinde çok rahat aşabildiği ve bizlerin yetişme dönemlerindeki kısıtlılık şartlarına sıkışıp kalmamalarıdır.Hatta zaman zaman bizleri aşabilecek seviyelere ulaşmalarıdır.Burada en önemli faktör yazımda da belirttiğim gibi büyük şehir olanakları ve sosyo ekonomik faktörler.Yani bitliste ki çocuk ile izmirde ki çocuğun yetişme şartları ve olanaklarındaki farklardan bahsediyorum.İzmir,İstanbuldaki çocuklar evinde kısıtlansa dahi söz konusu ne ise onu dışarıda rahatça görüp temin edebiliyor.Bunda en önemli faktör okul öğretimi değil sosyal çevrenin çeşitliliği dolayısıyla zenginliği.Ekonomik durumları elvermediği için evlerinde bilgisayar olmayan ilkokul çocuklarının bilgisayar cafelerini doldurarak bu zevklerini tatmin etmeleri gibi.Görüleceği üzere olay akademik öğretim değil zaman zaman ailenin vermediklerini veya veremediklerini çocukların çevresel iletişimle almaları.Yazımda belirttiğim konuda ana tema akademik ÖĞRETİM değil zaman zaman ailenin eğitimini geçen çevresel olanak ve EĞİTİM lerin çocukların yetişmesinde ve alışkanlıklarında asıl etkili faktör olmasıdır.Yazım dikkatli incelendiğinde hem ailenin hemde okulun (buna akademik ÖĞRETİMde dahil) veremediklerini çocuklar kendi olanaklarıyla alabiliyor.

Taygun KOCABIYIK 15-11-2005 21:49

serkan abi ben saydıklarının hepsini seviyorum :D özellikle sübye ve midye haa bide akvadis yani kum midyesi ;)

aserkansatı 15-11-2005 22:03

Afiyet olsun kardeşime... ;)

Bir Dost 16-11-2005 05:12

sübye sübye dediniz pazar günü uğraştım durdum anladımki izmit körfezinde sübye yok bende sevebilirdim ama daha tadına bakamadık şimdi bu benim suçum mu bilmiyorum

Taygun KOCABIYIK 03-12-2005 16:03

mürekkep balığı yani namı diğer sübye ege ve akdenizde bulunuyor sanırım sizin otaraflarda olmaz gerçi izmirdede kısıtlı bir sürede avlayabiliyoruz. Körfeze üremek için girdikleri 1 aylık sürede ne tuttuk tuttuk daha sonra 100-200 metre gibi derinliklere inip hayatlarını sürdürüyorlar.

uzman 05-12-2005 05:23

Arkadaşlar bu başlığı geç keşfettim. Nedeni de son mesaja tıkladığımda afiyet olsun gibisinden kişisel mesajlara yakın şeyler okumamdır. Ancak, yukarı doğru çıktığımda ne kadar önemli bir konu açılmış olduğunu anladım. Özellikle Aserkansatı arkadaşım olayı farklı olarak ele almış. Onu ayrıca kutluyorum. Balık veya deniz ürünleri tüketme konusundaki zaafımızdan ben de şikayetçiyim. Ben özellikle kış aylarında (yazın Kayseri de pek taze balık olmaz olanlar da tatlısu balığıdır) haftada en az iki kere değişik balıklar alırım. Bir ana geldi ki bizim çocuklar hiç hazzetmedikleri balıkları yer oldular. Daha önce hamburger, tavuk gibi besinlere düşkün olan çocuklar şimdi hamsi diyorlar, palamut diyorlar. Yaz tatillerinde İstanbul'a gittiğimizde de farklı balıklar alıyorum.
Sözün özü şu ki nasihat vermekten çok örnek olmak daha doğrudur. Ben şu an alık deyince evde herkes severek tamam diyor...
Saygılarımla....

HALDUN YALIMLI 06-12-2005 16:34

Balik
 
Babalar balık tartışılmaz yenir.Hepinize afiyet bal şeker olsun :deli:


Saat 10:01.

Powered by vBulletin Version 3.7.4
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
TR Çeviri : organik81