BALIK Göçleri
 

Yurdumuz kuzey yarım kürede 36-42 kuzey paralelleri arasında olduğundan sonbahar yaklaşırken güneş ışınlarını yatık olarak almaya başlar.Kuzeydeki bölgelerimiz ışınları daha yatık aldığından dolayı çabuk soğur.Yüksek basınç merkezi haline gelir.Buralardan alçak basınç merkezi olan güney bölgelere doğru kuzey rüzgarları esmeye başlar.Ayrıca Eylül ayında Mihrican, Bıldırcın geçimi, Kestanekarası, Turna geçimi fırtınaları olur.Böylece Karadeniz'in yüzey suları yavaş yavaş soğumaya başlar.
Geçici olarak nitelendirdiğimiz balıklar,bu ısı farkının etkisinden dolayı Karadenizdeki yazlıklarını terkedip daha sıcak suları olan Marmara,Ege ve Akdeniz'e doğru göçe başlarlar.İlkbaharda sular ısınmaya başladığında ise Karadeniz'e yazlıklarına doğru tekrar bir geri dönüş başlar.Yani Karadeniz geçici balıkların yaz hayatını geçirdikleri yazlıkları,Marmara-Ege ve Akdeniz ise kışlıklarıdır.Karadeniz'den Marmara,Ege ve Akdeniz'e balıkların bu göçüne İNİŞ ;Akdeniz-Ege,Marmara'dan Karadeniz'e göçe ise ÇIKIŞ denir.
Bu göçlerin erken veya geç başlaması ise rüzgarlara ve akıntılara bağlıdır.İnişte her cins balık ısının bünyesine olan etki derecesine göre harekete geçer.Sırasıyla göç yapan balıkların önemlileri ;
palamut, lüfer, istavrit, torik, orkinos, tekir, kefal ve hamsidir.
Eylül ayının ilk haftasından itibaren 3-4 aylık bir devre içinde Karadeniz'in İstanbul Boğaz'ına yakın sahalarında ve boğaz girişinde bol miktarda palamut, torik, lüfer ve hamsi tutulur.Aralık ayı sonlarında Ocak ve Şubatta avcılık Boğaz ve Marmara'da başlar.Azak Denizi'nde ve Karadeniz'in kuzeydoğusunda yaz hayatını geçirmekte olan Doğu Karadeniz hamsileri de sonbahar gelince Anadolu sahillerine göçe başlarlar.Buralarda bereketli av verirler.

Eylül ayının fırtınalı geçen günlerinden sonra bazı seneler Ekim,Kasım,Aralık aylarında lodos rüzgarlarının etkisiyle adeta yaz havası hüküm sürer.Bu süre içinde geceler soğuk ve rutubetli gündüzler ise sıcak olur.Kasım ayının sekizinden (eski kasım) itibaren 40 günlük bu devreye Pastırma Yazı denir.
Karadeniz'deki geçici balıklar İstanbul Boğazı yoluyla Marmara'ya göç ederken pastırma yazından istifade ederek göçlerini yavaşlatırlar.İlk akış yapanlardan ve kendilerinden küçük balıklar için birer canavar olan torik, kofana boğaz girişinde ve Boğaziçi'nde uzun süre kalır.İstavrit ve hamsi balıkları korkularından Boğaz'a yaklaşamaz.Bu durumdan istifade edilerek Boğaz girişinde ve Boğaza yakın sahalarda gırgırlarla ve çapari ile palamut, torik, tutulur.Ayrıca Boğaziçi'nde gündüzleri çapari ile palamut, torik geceleri ise yemliyle lüfer, palamut,torik avcılığı yapılır.
Kış mevsiminde kuvvetli lodos rüzgarlarının etkisiyle meydana gelen ORKOS Boğaziçi'nde balıkçılığı sekteye uğratır.Ancak akıntı ve rüzgara kapalı olan koylarda avcılık yapılabilir.Bu arada Boğaz'ın Marmara'ya açılan bölgeleri Arnavutköy'e kadar olan sahalar Karadeniz'in soğuk ve az tuzlu sularından kurtulup Marmara'nın daha tuzlu ve sıcak sularının etkisine girer.Bu değişiklikten istifade eden iri cüsseli köpekbalıkları zaman zaman buralara kadar sokulma fırsatı bulurlar.
Sonbahar ve kış aylarında hangi yönden olursa olsun rüzgarlar hafif estiği takdirde bütün sahillerimiz avcılık için en uygun duruma gelir.Bol miktarda balık avlamak mümkün olur.

:dikkat: Alıntıdır

Erol abi ellerine sağlık güzel yazı olmuş KARADENİZ ve MARMARA'daki arkadaşların işine yarar sanırım.Tanıdık birkaç balıkçı duayenimiz var yaşları 70-80 arası mevsimlerin değişmesi balık göçlerinin de değişmesine sebep olduğunu söylemişlerdi.Hala balığa çıkarlar nerede ne zaman ne yakalayacaklarını çok iyi bilirler şu son 2-3 yıldan beri bu dengenin bozulduğunu söylüyorlar.İnsanoğlunun doğaya verdiği zararlar yine insanoğlunu etkiliyor kimsenin umurunda değil :dikkat:

Bir istanbullu olarak çok işimize yarayacak bir yazı. Teşekkürler.
Bayram sırasında olta ile arnavut köy ve anadolu kavağından kıyıdan çapari ile bol miktarda palamut almışlar.

İlhan kardeş sende varmı birşeyler onları anlat keyif alalım kardeş :deli:

Bayramda çıkarım dedim ama malesef havalar kötü gitti çıkamadım. bakalım inşallah ilerki zamanlarda sizi keyiflendireceğim.

bilgiler için sağol levrel bu çok önemli bir bilgiydi sana gelince ilhan gerçekten adına üzüldüm havalar iyi gitmedi haklısın ama yinede tadını çıkarmalıydın

Ege bölgesi için yazıda sadece iniş ve çıkış olarak kısaca değinilmiştir,egeliler için araştırmalar devam etmektedir,aslında bu işi en iyi takip eden ve bilen kişiler büyük balıkçı tekneleridir (ama onlarda sık sık yanılmaktadırlar )Bu yüzden en garantili bilgiyi gene balık hallerinden alabiliriz,nasıl mı,gayet basit ,tezgahtaki balıkların nereden geldiğini sorarak.Böylece sizlerde bir almanak oluşturabilirsiniz,sevgilerimle

bak bu aklıma hiç gelmemişti balık hallerinden soracağız vallahi iyi bir fikir

Sevgili Hudutt,
belirtmeyi unuttum,İzmir deki hale, genellikle güney ege ve kuzeyden daha çok balık gelir.Benim kastetmeye çalıştığım, çevre limanlardaki balıkçı tezgahları idi (1.-2.-urla-bostanlı limanları gibi),çünkü yöresel balıklar genellikle buralarda açık arttırmaya girerek tezgahları süslerler,sevgilerimle

Selam arkadaşlar,
geçmişte çıkan bu yazıyı tekrar gündeme getirmek istedim,malüm ağustos ayı farkına varmasak da ufaktan bitiyor,eylül ayı kapıda demektir,hazırlıklarınızı tamamlayın derim:) ,sevgilerimle

Erol abi ben bu yıl gözlemlediğim bir olayı yani bir balık göçü olayını anlatmak istiyorum.
İstavritler nisan gibi körfeze girmeye başlıyoru havaların ısınmasıyla birlikte mayıs ayının ortalarında körfezden çıkıp güzelbahçe taraflarında temmuz ortalarına kadar kalıyor daha sonrada komple körfezi terk ediyor.
Bu yıl gözlemlediğim başka bir olay ise.
Çupra mevzusu bu arkadaşlar mayısın ilk haftası körfeze giriş yapıyor ve o girdiği ilk hafta herkes deli gibi balık alıyor (tabi biz okuldayız o sıralar). daha sonra balık ortalıktan yok oluyor ve 20-21 mayıs civarı tekrar kıyılama yapıyor eylül sonuna kadar körfezde kah açıkta kah kıyıda yemlenerek geziniyor. Daha sonra kademeli olarak körfez kıyılarını takip ederek karaburundan ege denizine derin ve kışın daha sıcak olan sulara yol alıyor diye düşünüyorum (son kısmı sadece fikrim diğeri tecrübeyle sabittir :) )
Birde mürekkep balığı var ama onun göçleri falan bende kalsın :D

Erol Beyin yazdığı yazı çok güzelmiş. Forumun eski sayfalarını elimden geldiğince okuyorum ama bunu görmemiştim.
tekneden avlananlar için kolyoz zamanına geldik.
çeşmealtı açıklarında ekim adası alman adası civarında ağustos 15'den sonra tekneden zokayla kolyoz çok güzel av veriyor. yem ise hamsi.. Bu olayda kesinlikle göçlerle ilgilidir diyorum...
Bu mevsimde hamsi bulunmuyor biliyorum onun için kışın depolamak gerekiyor.
Yazı için Erol beye teşekkürler...

İşte arkadaşlar tecrübelerinizi bu şekilde paylaşabilirsek en azından diğer arkadaşlara da yardımcı olmuş oluruz,sevgilerimle

İğdelerin kızarması..
 

Sevgili imbat Çupralar için yazdıkların doğru.Ve benim tecrübelerime göre geriye doğru göç de iğdelerin kızarmaya başlaması ile başlıyor.İğdeler kızardığında hem tekne ile çupra-lidaki alınıyor;hemde çeşmealtı-balıklıova-mordoğan kıyılarından da çupra-lidaki alınabiliyor.29 ekim'de Mordoğan eski limandan yengeç ile sabah 08.00 gibi 600 gr'lık çupra kıyıdan almıştım.