RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI

RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI (http://www.rastgelsin.org/forum.php)
-   ANILAR (http://www.rastgelsin.org/forumdisplay.php?f=8)
-   -   Bir Zamanlar Mazideki Balık Avcılığımız / Sunum (http://www.rastgelsin.org/showthread.php?t=12695)

MAVİ FENER 21-07-2019 16:11

Bir Zamanlar Mazideki Balık Avcılığımız / Sunum
 
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]





Avcılık: Palamut avcılığı
Yer : Midye (Kıyıköy)
Tarih : 2004. Ekim ayı


Balıkçılık sezonunun 1.Eylül 2004 tarihinde açılmasından sonra...Tüm gırgır gemileri Karadeniz'de avlanıyorduk..havalar çok güzel sıcaklık iyi...deniz akşam üzerleri çarşaf gibi oluyordu...Sonarlarımız ve dikey balık bulucu cihazlarımız açık olmak üzere 800 devirle serseri mayın gibi saga sola dönüp dolaşıyor...Koca Karadeniz'de balık arıyorduk....
Tam 5 gün dolaştık tık yoktu....arada bir denizin üzerinde akrobasi hareketler yapan ince palamutlar kefal gibi atlıyorlardı...
7. günümüzü doldurduk ve aldığımız bir telsiz haberi ile 7 gırgır gemisi Şile -Kefken'e doğru hareketlendik..Kefken açıklarında balıkçılık oluyordu....Bizde o sırada İstanbul bogazı açıklarında bulunuyorduk...4 saat sonunda balık araya araya Şile-Kefken açıklarına ulaştık....4 motor mola etmişti...ama etrafta yine atlayan zıplayan ince 15 cm.'lik palamutlar artistik gösterilerine devam ediyorlardı...Ağabeyimle birlikte bir mola etmeye karar verdik vede molamızı yavaş yavaş tamaladıktan sonra 2 saat sonunda ağlarımızı denizden aldık ne yazık ki 15 çift karışık boylarda palamut yakalayabildik..


Poyraz esmeye başladı ve saat akşam üstü olmuştu....Sonra rüzgar yıldız poyraz'a döndü ve bu alanın keyfi kaçtı ...bu orta şiddetteki rüzgarda balık yakalamak epeyce zorlaşmıştı....Mola eden diğer balıkçı teknelerinin yanına gittik ve ne kadar balık tuttuklarını öğrendik 50 ve 100 çift arasında olduklarını söylediler...derken gece oldu ve Şile Limanına demirledik...Rüzgar şiddetini iyice arttırmış fırtına şekline dönmüştü....Arada bir yağmur kendini gösteriyor ve liman içerisindede solağan dalgalar bizleri sallıyordu...tam 4 gün fırtına nedeniyle limanda bağlı kalımıştık...


Derken 4 günün sonunda hava kalır gibi oldu....bizde fırsattan istifade ederek Ekmeğimizi:150 adet...İçmesuyumuzu: 10.000litre ve mazotumuzu: 14.000litre ikmal ettik...Fırtına 5. gününde hafifleyince tüm 14 gemi denize açıldık...rotamız Akçakoca...cihazlarımız açık, bir kıyıya dönüyor bir açıga 80-100 kulaç derinliklere gidiyor ve avlanıyorduk...Tüm gün hiçbir şey yakalayamadık.......


20.günün akşam üstü , Akçakoca'nın 25 kulaçlarında Palamut ararken istavrite rastladık...bir mola ile 250 kasa iri istavrit yakalayıp buzlayıp kasaladıktan sonra Akçakoca limanından nakliye ile Yenikapı balık haline yazıhaneye gönderdik....Bu Eylül ayındaki ilk ciddi avımızdı....


3 ana makine ve yardımcılara mazot dayanmıyordu normalde 12 günde mazotu tüketiyorduk...
Ay sonunu bulduk ve tekrardan Mazot ve su almak ve ihtiyaçlarımızı karşılamak için rahat hareket ettiğimiz Şile limanına geldik...daha önceden telefonla mazot tankerini limana yönlendirmiştim....İkmali yaptıktan sonra geceyi limanda geçirdik...


Eylül ayını çok kötü bir şekilde zararla kapatmıştık....Bizim gibi pekçok balıkçı reisininde moralleri bozuktu...
Eski kurtlardan olan agabeyim, ikmalimizi tamamladıktan sonra gece saat 02.00 de çaktırmadan Kefken'e doğru hareketle, açıktan balık avlayacakmış gibi yapıp oyalanıyorduk...Amacımız İstanbul boğazını 35 milden aşıp kimseye görünmeden İğneadaya intikal etmekti....


Otopilot ile haritaya işareti yükledikten sonra Motoru İğneadaya yönlendirdik...Ağabeyim ben yatacağım dedi ve yattı...Bende 1800 devir ile motorlara yolu verdim ve tüm cihaz ve radarımız açık bir vaziyette 6 saatlik bir yola baş koyduk....


Tarih Ekim ayını gösteriyor ve saat 17.00 civarında, telsizden bir anons geldi...Burası sahil güvenlik kendinizi tanıtınız....o bizi görüyor amma biz onu göremiyorduk....4-5 dakikalık bir telsiz muhabbetinden sonra bize 10 mil daha kıyıya yaklaşmamızı söyledi...Bende rotayı düzeltip 25 Mile indikten sonra tekrardan kurdum...
Saat gece yarısını gösteriyordu Gece karanlık ay yoktu makineleri 1000 devire aldım ve 2 ana makineyide fazla mazot yakmayalım hesabı ile istop ettim....


Sabah saat 07.00 bizde kıyıköy açıklarına gelmek üzereydik...Harika bir hava vardı, harika bir güneş doğuyordu...
Makineyi boşa alıp balığın atlamasını suyun yüzeyine çıkmasını bekliyorduk.....
Agabeyim kalktı,herkeste yerini aldı....Ben sonar cihazını 3 mile ayarlayıp, yanımdaki yetiştirdiğim genç oğlum dediğim babasını 1 yaşındayken kaybeden Tuna'ya bıraktım...Yorgunluktan nasıl uyuduğumu anlatamam....Akşam oldu kalkacağım yok ağabeyimin ikazı ile uyanmak zorunda kaldım...


Günler gelip geçiyor...biz ise sinek avlıyorduk...Geceler gündüzü, gündüzler geceleri kovaladı...balık yok...günde tam 5 mola ediyorduk, hepsi hikaye.....tüm molalar boş...5-10 çift palamut hepsi o kadar....



Eylül ayında sıfır çektik...acaba Ekim ayında da böylemi olacak derken...20 Ekim.2004 tarihinde gündüz midyenin kuzeybatı yönünde 15 kulaçta Palamut ve istavrit karışık olmak üzere balığa rastladık. 10 boy ağımızı dökerek mola ettik....sevinçle ağımızın altına basmaya (Toplamaya) başladık ki , 2 boy çektikten sonra ağımızın dibi gelmez oldu....20 mm çapındaki çelik halat geriliyor koca motor yanının üzerine yatıyordu...çünkü ağımızın kurşun kısmı çelik halat ile birlikte dibinde eskiden kalma 2 adet büyük tankerin demirine takıldık...yani Elişkana vermiştik...Ağımızı 2.5 saat sonunda darmadağın bir şekilde aldık....6 boy palamut ağımız dibindeki demire takıldı kaldı.....



saat ertesi gün sabah 04.00 olmuştu kıyıya Kıyıköy limanına bağladık ve yırtılan parça parça olan ağlarımızı onarmaya başladık...2 günümüz böylece geçti 30 kişi tam tekmil ağlarımızı onarmak için çalışıyorduk...onarım işi bittikten sonra 3.gün dalğıç getirip ağımızı noktaladığımız yere daldırdık...2 dalgıç 3 gün çalıştı fakat ağın yarısını alabildik....çünkü akıntı 1 ve 1.5 mil civarındaydı...gerisini bulamadık...zarar diz boyu....moral eksi sıfır....dağıldık...sefilleri oynuyoruz...İsyanları oynuyoruz...



Derken 24 Ekim 2004 tarihine geldik....dinlenmiş bir vaziyette Kıyıköy limanından ağır yolla hareket ettik...saat sabah 03.00...sonarı açtım...13 kulaçtayız...ay var , hava sisli , vede puslu, deniz çarşaf gibi...ağabeyim en üst kamarada, bende sonar ve dümenin başındayım...derken sonar da 2.5 lira büyüklüğünde bir balık görüntüsü...ardından bir tane daha...ben tepinip duruyorum...hemen ağabeyimi yanıma çağırdım ve sonar da ki durumu kendisine gösterdim...

Görüntü ikimizinde birlikte karar verdiğimiz palamut görüntüsüydü...ben balığın bize olan mesafesini ve açısını sonar da tespit ettim ve ardından ağabeyim Mola diyerek ağımızı 12 boy balığın etrafına döküverdik...balığı daire şeklinde sardık...



2 saat müddetle ağımızı yavaş yavaş topladık...ağın her tarafı İri palamutlarla doluydu...ağımızı topladık iyi bir av yakaladık.....o tarihten sonra şansımız döndü....bu 2 ay benim için vede tayfalar için hiç unutamayacağımız hüzünlü bir iki ay olmuştu....Allah'a şükür sonradan düze çıkmayı başardık....

İşte balıkçılık böyle bir milli piyango gibi bir şans oyunudur....
kyn:nurideniz

hus213 21-07-2019 16:42

Hoş gelmişsin kaptanım paylaşımlarınız için teşekkürler

hus213 21-07-2019 16:53

Acısıyla tatlısıyla otuzdokuz gün taban kırkıncı günü av söylemini en güzel yaşamışsınız böyle günlerden uzak güzel avlar olması dileğim ile


Saat 12:11.

Powered by vBulletin Version 3.7.4
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
TR Çeviri : organik81