RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI

RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI (http://www.rastgelsin.org/forum.php)
-   TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER (http://www.rastgelsin.org/forumdisplay.php?f=7)
-   -   Çevreyle İlgili Haberler (http://www.rastgelsin.org/showthread.php?t=1189)

mustfer 16-04-2006 22:03

Çevreyle İlgili Haberler
 
Son günlerde Tuzla'da ortaya çıkan zehirli varillerden esinlenerek internetten okumuş olduğum çevre konulu haberleri buraya taşımak ve sizlerle paylaşmak istedim. Saygılarımla...

mustfer 16-04-2006 22:04

Tuzla'da zehirli varil paniği
09.04.2006 20:19 - i, Mynet Haber
İstanbul'un Tuzla ilçesine bağlı Orhanlı beldesinde bulunan varillerden alınan numunelerin, yüksek miktarda kanserojen madde içerdiği belirlendi.

İzmit Atık ve Artıkları Arıtma, Yakma ve Değerlendirme A.Ş (İZAYDAŞ) Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Erol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orhanlı beldesine bağlı Mescit Mahallesi Değirmentepe mevkiinde toprağa gömülü olarak bulunan varillerden alınan numunelerin incelendiğini belirtti.

İZAYDAŞ ekiplerinin bölgeden iki kez numune aldığını ifade eden Erol, ilk alınan numunenin sonuçlarının belli olduğunu söyledi. Sonuçların İstanbul Çevre ve Orman Müdürlüğü'ne gönderildiğini belirten Erol, ikinci numunelerin sonuçlarının hafta içerisinde belli olacağını söyledi. Erol, şöyle konuştu:

''İlk aldığımız numuneler incelendi, içeriğinde yüksek miktarda kanserojen içeren fenol bulundu. Bu atıklar, bertaraf edilebilecek bir madde. Yakma tekniğini kullanarak bertaraf edebiliriz. Ancak bunun kararını İstanbul Çevre ve Orman Müdürlüğü verecek. Çıkan sonuçları kendilerine gönderdik.''

mustfer 16-04-2006 22:05

Pepe'den insanın kanını donduran açıklama

A.A.

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, İstanbul Tuzla'da zehirli atık dolu varillerin toprağa gömülmesini olayını gölgede bırakacak olayların meydana geldiğini söyledi. Pepe, bazı fabrikaların yeraltı sularını çekerek yerine atık doldurduğunu açıkladı.

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, İstanbul Tuzla'da zehirli atık dolu varillerin toprağa gömülmesini, ”yüzkarası ve insanlık suçu” olarak nitelerken, kendilerine gelen bazı haberlerin "insanın kanını donduracak kadar ağır" olduğunu belirtti ve şöyle açıkladı:
"Bazı fabrikalar yeraltı sularını çekiyorlar, boşattıkları kuyulara ağır metal içeren kanserojen maddeleri enjekte ediyorlar. Yani yeraltı sularını, bir daha temizlenmemek üzere kirletiyorlar.” Pepe, olayın Türkiye'ye “ihanet” olduğunu vurgulayarak, gerekli soruşturmanın, derinleştirilerek yürütüldüğünü söyledi.
Pepe, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlarken, İstanbul'da tespit edilen ve zehirli atık taşıyan varillerin, uzunca bir süredir takip altında olduğunu bildirdi. Bu konuyla ilgili, İstanbul Valiliği ve Tuzla Kaymakamlığı ile daha önce de yazıştıklarını hatırlatan Pepe, şunları söyledi:
“Buradaki tablo tam bir yüzkarasıdır, insanlık suçudur. Ama maalesef, mevcut Çevre Kanunu'nda, cezalar kuşa dönmüş. Önce Danıştay beşte 1'e indirmiş, daha sonra katsayı uygulamasından dolayı tekrar indirilmiş. 13 kat azaltılmış para cezaları... Doğrusunu söylemek gerekirse, insanlığın ortak geleceğine, ülkemizin ortak geleceğine ihanet eden; ismi, adı, şanı, şöhreti ne olursa olsun bu firmalar, mutlaka en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Kısa bir süre sonra Çevre Kanunu gündeme gelecek. Gündeme geldiğinde bu ve benzeri suçları işleyenlere karşı son derece ağır cezalar getirmemiz lazım. Bu cezalar öyle ağır olmalı ki bir daha cesaret edemesinler.”
Pepe, zehirli atık bırakanlara “milyon dolarlık” cezalar verilmesinin, firmalar için caydırıcı olacağını belirterek, Tuzla'daki atığı bir ilaç firmasının bıraktığının anlaşıldığını ancak, adının tespit edilemediğini bildirdi. Firmanın adının kesinleştirilmesi için çalışma yürütüldüğünü kaydeden Pepe, “Bir kaç gün içinde gündeme gelecek Çevre Kanunu'nda, bunlara sadece para cezası değil, hapis cezası da gelmeli. Ticaretten men bile düşünülmeli” diye konuştu.
Pepe, başka yerlere de zehirli atık dolu varillerin gömüldüğüne ilişkin duyumları olduğunu bildirerek, bu konudaki araştırmaları derinleştirdiklerini kaydetti.

mustfer 16-04-2006 22:08

88 tesis Tuz Gölü'nü kirletmeyi sürdürüyor 11.04.2006 Milliyet

Rapora göre, en önemlisi de dünyanın sayılı ekolojik ve ekonomik değerlerinden olan Tuz Gölü kıyısında üretim yapan 15 tesisin bile atık su arıtma tesisi bulunmuyor. Bu tesislerden 8'i atık suyunu açık kanala veriyor.
Konya'da atık su oluşturan 88 tesisten 86'sının atıkları Konya Kapalı Havzası'nı dolaylı olarak da Tuz Gölü'nü kirletmeye devam ediyor.
Konya İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Konya genelinde sanayi tesislerinde oluşan atık suların boşaltıldığı yerlerin tespiti, mevcut problemlerin ortaya konulması ve kirletenlere yönelik gerekli tedbirlerin aldırılması amacıyla Konya Atık su Envanter Raporu hazırladı.
Atık suların kanalizasyon sistemiyle toplanıp toplanmadığı, bu sistemin yeterliliği, toplanan atıkların boşaltıldığı noktalar gibi birçok konunun ele alındığı raporda, sanayi tesislerinin önemli bölümünün çevre ve insan sağlığı açısından büyük tehlike oluşturan atıklarını tüm uyarılara karşın çevreye verdiği belirtildi.
Kent geneline bakıldığında ise 52 gıda, 14 metal, 10 kimya ve plastik, 10 tekstil, 1 deri ve 1 maden tesisinde oluşan endüstriyel atıklar kanalizasyona, oradan da arıtma yapılmadan Konya Kapalı Havzası'na dağılıyor. Bu atıklar dolaylı yollardan yeraltı ve yerüstü sularıyla Tuz Gölü'ne kadar ulaşıyor.
Rapora göre, en önemlisi de dünyanın sayılı ekolojik ve ekonomik değerlerinden olan Tuz Gölü kıyısında üretim yapan 15 tesisin bile atık su arıtma tesisi bulunmuyor. Bu tesislerden 8'i atık suyunu açık kanala veriyor.
ATIK SU, BAHÇE SULAMADA BİLE KULLANILIYOR
Konya'nın ilçelerinde ise un, süt, alabalık, tuz, tahin, bulgur, bisküvi, sirke, salça, malt, kemik unu, yumurta, şeker, tekstil, sodyum sülfat, silah gibi birçok üretimin ve paketlemenin yapıldığı 180 tesisten 164'ünde atık su oluşuyor ve bu tesislerin sadece 14'ünde arıtma sistemi bulunuyor.
Atık su oluşan tesisler atıklarının önemli bir bölümünü, göle, akarsulara, açık kanala, dere yataklarına, tarım arazilerine ve diğer arazilere boşaltıyor. Bu tesislerden 4'ü atık sularını bahçe sulamada kullanıyor.
Yetkililer, ağır metalin yoğunlukta olabildiği atıkların yeraltı ve yerüstü sularıyla çevre ve insan sağlığını doğrudan tehdit ettiğini belirterek, ''Bu durum uzun, orta ve kısa vadede büyük tehdit oluşturuyor. Sularımız giderek kirleniyor. Suyun kullanımına yönelik uyarıların yapıldığı bu dönemde sanayi atıkları Konya Kapalı Havzası'nı kirletmeye devam ediyor'' dedi.

mustfer 16-04-2006 22:09

Türkiye'yi kuraklık ve sel baskınları bekliyor 09.04.2006 Vatan

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu karamsar: 'Küresel iklim değişiyor, sıcaklık 2 derece daha artarsa Türkiye'de kuraklık, ani sel baskınları ve deniz seviyesinde yükselme olabilir'
Bodrum'daki 'Küresel İklim Değişimi ve Türkiye' konulu konferansta İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Bölümü ve Afet Yönetim Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun yaptığı açıklamalar gazetelere "Bu yaz yanacağız, kavrulacağız" diye yansıyınca açıkçası korktuk. İşin aslını öğrenmek için Kadıoğlu ile görüşelim istedik.

* Küresel iklim neden değişiyor?
İklim değişimlerine karbondioksit, metan gibi sera gazlarının doğal yaşamda insanlar tarafından fazla kullanılmasının doğal dengeyi bozması yol açıyor. Sera gazları atmosfere gelen gazlan tuttuğu için ısınıyoruz. Bu gazlann artması daha çok ısınmayı beraberinde getiriyor. Bunun sonucu olarak atmosfer sıcaklığı 2 derece yükselmiş durumda.

* Neden bizi sıcak bir yaz bekliyor dediniz?
Dünyanın ortalama sıcaklığı son yıllarda giderek artıyor. Bu da sera gazlarından kaynaklanıyor. 1998 yüında buna bir de El Nino eklenince 1400 yılın en sıcak yılı yaşanmış oldu. Şimdi de sera gazları sürekli artıyor. El Nino da olursa 2006 yazının çok sıcak geçmesi bekleniyor.

Dengeyi bozmamalı
* El Nino nedir?
El Nino Peru kıyılarındaki sıcak su akıntısına verilen ad. 3-7 yıl arasında bir görülen bu akıntı, okyanus üzerindeki tropiklerde büyük hava olaylarına neden oluyor.

* Bu yıl görülme ihtimal yüzde kaç?
Şu anda yüzde 39 gibi görünüyor. 2007 yılına sarkma ihtimali daha fazla. Birkaç ay sonra kesinleşir. Yani, yazla ilgili şu an net bir tahmin yok.

* Sera gazı nedir?
Petrol, benzin, kömür gibi yakıtlar karbon, metan gibi sera gazlarını ortaya çıkarıyor. Ayrıca karbondioksit alıp oksijen veren ormanların yok edilmesi de bu gazlan artınyor.

* Bizi nasıl etkiliyor?
Sera gazları uzun boylu radyasyonun uzaya gitmesini engelliyor ve dünyaya geri döndürüyor. Bu da dünyayı ısıtıyor. Aslında kararında kalabilse kötü bir şey değil. Şu anda dünyanın ortalama sıcaklığı 15 derece. Sera gazları olmasaydı ortalama sıcaklık eksi 18 derece olurdu. Yani şu anda bir denge var. Bunu ne artırmak ne de azaltmak gerekiyor.

* Küresel ısınma Türkiye'yi nasıl etkiler?
2030 yılına kadar hava sıcaklığının kışları 2 derece, yazları ise 2-3 derece artması bekleniyor. Asıl sorun ise yazları yağışlarda yüzde 15'e varan azalmalar beklenmesi. Bu durumda kuraklık, ani seller ve deniz suyu seviyesinde yükselmeler yaşanabilir.

Meteorolojide çok geri kaldık
* Meteoroloji neden önemli?
Meteoroloji ülkemizde üç beş derecelik hava tahmini yapmak sanılıyor. Oysa meteoroloji önümüzdeki 15 güne kadar hava tahminini, 90 güne kadar yağış miktar tahmini verir. Önümüzdeki 6 ay boyunca yağış ve sıcaklık değerlerinin mevsim normallerinin üzerinde ya da altında olup olmayacağını söyler. Doğalgaz firmaları, inşaatçılar, tarımcılar buna göre önlem alır. Meteoroloji borsayı etkiler, uzay kapsülünün ne zaman fırlatılacağını, çiftçinin ne ekeceğini söyler.

* Biz doğru meteorolojik bilgilere ulaşıyor muyuz?
Son yıllarda hava durumunu mankenlerden fırsat bulan meteoroloji mühendisleri sunmaya başladı ancak hâlâ naklen bilgi akışı yok.

* Neden geri kaldık?
Çünkü Meteoroloji Genel Müdürlüğü'ne meteorologlar hâkim değil. Çalışan 2 bin 900 kişinin sadece 110'u meteoroloji mühendisi. Ben bir meteoroloji profesörüyüm, yıllarımı buna verdim. Buna rağmen Türk meteorolojisine dair bir şey söyleme hakkım yok.

* Söyleseniz ne olur?
Meteoroloji Genel Müdürlüğü politik bir yer olarak düşünülüyor. Başına bir matematikçi atanabiliyor. Ben bunu eleştirdiğim için 2 yıl önce hakkımda dava açıldı ancak reddedildi. Oysa teknik bir kurum olarak ele almak gerekiyor. Milyon dolarlık radarlan koyduğunuz zaman adam bunu kullanamıyorsa, o teknolojinin bir faydası olmuyor.

mustfer 16-04-2006 22:15

Türkiye atık mezarlığı’ 15.04.2006 Ntvmsnbc

Greenpeace, Tuzla’da bulunan gömülü varillerle görünür hale gelen kimyasal tehlikenin, Türkiye’de çok daha büyük boyutlarda olduğunu açıkladı.

İZMİR - Uluslararası çevre örgütü Greenpeace Akdeniz Ofisi Toksik Maddeler Kampanya Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, Tuzla’da ortaya çıkan durum karşısında kimyasal atık sorununun çözümü konusunda gösterilen yaklaşımın da en az mevcut durum kadar tehlikeli olduğu uyarısında bulundu.

Banu Dökmecibaşı, Türkiye’de kimyasal atık konusundaki en büyük eksikliğin ve Tuzla’da ortaya çıkan durumun nedeninin, kimyasal atık oluşumunda hiçbir kontrol mekanizması bulunmaması olduğunu söyledi.

Tehlikeli atıklarla ilgili envanter çalışması da olmadığını söyleyen Dökmecibaşı, Aliağa’da geçen yıl yapılan araştırmayı örnek verdi:

“Türkiye’nin en büyük sanayi bölgelerinden biri olan Aliağa’da geçen yıl yapılan araştırma ortaya koydu. Bu araştırmayla Aliağa’daki tesislerin yüzde 50’sinin ruhsatsız olduğu ortaya çıktı. Ruhsatı olmayan, ÇED raporu olmayan sanayi veya bu konuda yetkili kuruluşlardan değil, belediyelerden izin almış sanayi. İstediği gibi üretim yapılıyor. Ne üretiliyor, sonuçta ne çıkıyor bilen yok.”

“TEHLİKE TUZLA İLE SINIRLI DEĞİL”

Dökmecibaşı, bu görünüm altında tehlikenin ya da atıkların toprağa gömülmesi, derelere salınması gibi durumların Tuzla ile sınırlandırılmasının mümkün olmadığını ifade ederek, “Türkiye’de sadece Tuzla’da değil, çok sayıda yerde atık mezarlığı var” dedi.

Bu durumu, yetkili kurum ve kuruluşların açıklamalarından da anlamanın mümkün olduğunu ifade eden Dökmecibaşı, şöyle konuştu: “Türkiye’de ortaya çıkan yıllık kimyasal atık miktarı hakkında bakanlık, Kimya Sanayicileri Derneği, İzmit Atık ve Artıkları Arıtma, Yakma ve Değerlendirme A.Ş (İZAYDAŞ) başka başka rakamlar veriyor. Oysa bu kurumlar bu konuda en fazla bilgi sahibi olması gereken üç önemli kurum. Yani biz daha ne kadar tehlikeli atık çıkardığımızı bilmiyoruz. Sorunun daha başında ne olduğunu bilmezseniz çözüm de getiremezsiniz.”

TEMİZ ÜRETİM MODELİ

Dökmecibaşı, Türkiye’de bugün için sorunun kendisi kadar, devletin çözüm yaklaşımının da tehlike taşıdığını ileri sürdü.

Türkiye’de devletin atık politikası bulunmadığını savunan Dökmecibaşı, bu nedenle de “Sanayi üretiminde tehlikeli atık elbette çıkar. Bunun için yapacak bir şey yok. Atık sorunu çözmek için yatırım yapmak gerekir” denilerek, yakma tesisleri ya da gömme alanlarını çözüm olarak gösterildiğini söyledi.

Sorunun çözümünün atıkları yakmakla, gömmekle olamayacağını söyleyen Greenpeace yetkilisine göre, çözüm sanayiyi temiz üretim yollarına teşvik etmek. Dökmecibaşı, “Yoksa atıkları İZAYDAŞ’ta yakmak çözüm değil.Yaktığınız zaman çok daha tehlikeli atıklar ortaya çıkarıyorsunuz. Türkiye’de atık yakma tesislerine değil, atık düzeyini minimuma indirecek ve atıkları ekonomiye geri kazandıracak sistemlere ihtiyaç var” diye konuştu

mustfer 16-04-2006 22:16

Jumbo karides, ‘Akdeniz’e küstü 14.04.2006 Ntvmsnbc

Kilosu 150 YTL’ye bile alıcı bulan jumbo karidesten İskenderun körfezinde 10 yıl önce bir sezonda 15-20 ton çıkarken, artık ancak 2-3 ton çıkarılıyor.

İSKENDERUN - Dünyanın en lezzetli deniz ürünü arasında gösterilen ve Akdeniz’de en fazla Hatay’ın İskenderun ilçesi kıyılarında avlanan “jumbo” karidesin nesli tehlikeye girdi.

Kalamarın arkadaşı, balıkmasasının “olmazsa olmazı” olarak gösterilen, diğer deniz ürünlerinde rastlanmayan tadıyla tercih edilen İskenderun jumbo karidesinin, körfezden uzaklaşması balıkçıları düşündürüyor.

Genelde denizin kıyı kesimlerinde, yosunlu çamurlu ortamda ve 10 ile 20 metre derinliklerde toplu olarak yaşayan ve Akdeniz’de en fazla İskenderun kıyılarında görülen karidesin iri boyları “jumbo”, orta boyları “kanal”, küçük boyları ise “meyhane karidesi” olarak biliniyor.

Yıllar önce ihracatı “İskenderun Jumbo Karides”i markasıyla yapan ve tuttukları tonlarca ürünü küreklerle kamyonlara yüklediklerini anlatan körfez balıkçılarına göre, karides miktarının son yıllarda azalması nedeniyle ihracat bir yana ithalata bile başlandı.

Senegal, Singapur gibi ülkelerden jumbo karides ithalatı yapıldığını vurgulayan balıkçılar, bunlarda da “İskenderun Jumbo Karidesi”nin lezzetini bulmanın mümkün olmadığını savunuyor.

Balıkçılar, başta Fransa, ABD ve İtalya olmak üzere dünyanın birçok ülkesindeki turistik tesislerin ilgi gösterdiği İskenderun Jumbo Karidesi’nin neslinin tehlikeye girdiğini belirtiyor.

Daha önce 15-20 ton son yıllarda ise sezonda 2-3 ton civarında jumbo avlayabilen balıkçılar, kilosu 150 YTL’ye bile alıcı bulan bu ürünün neslinin tükenmesine çare bulunmasını bekliyorlar.

TROL AVCILIĞI YUVALARINI BOZUYOR
‘Jumbo karides Akdeniz’e küstü” yorumlarında bulunan balıkçılar, bu konuda, trol avcılığı ile son yıllarda İskenderun Körfezi’ndeki sanayi tesislerinin kirliliğe neden olmasını sorumlu tutuyorlar.

Körfez balıkçılarından Alaattin Hadduroğlu, daha çok kayalık bölgelerde yaşayan jumbo karides yuvalarının trol avcılığı nedeniyle bozulduğunu belirtti. Şu sıralarda benekli jumbo karides avlayabildiklerini ancak asıl av mevsiminin Mayısta başlayacağını vurgulayan Hadduroğlu, avladıkları karidesleri İzmir, Antalya, Ankara ve İstanbul’daki lüks otellere gönderdiklerini bildirdi.

İskenderun Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Nihat Beyazıt ise mürekkep balığından, uçan balığa ve kaya balığına kadar çok sayıda balık türünün avlanabildiği İskenderun Körfezi için jumbo karidesin yerini hiçbir deniz ürününün dolduramayacağını anlattı. Beyazıt, pazar sıkıntısı olmayan, damak zevkine düşkün olanların tercihi jumbo karidesin körfeze küskünlüğünün nedeninin bilimsel olarak belirlenmesini beklediklerini bildirdi.

mustfer 16-04-2006 22:17

Canlı türlerinin dörtte biri 2050’de yok olacak’ 14.04.2006 Ntvmsnbc

Bilim insanları yeryüzündeki iklimsel değişimler nedeniyle mevcut canlı türlerinin dörtte birinin 2050 yılında soyunun tükenmiş olacağı uyarısında bulunuyor.

TORONTO - Kanada’nın önde gelen üniversitesi University of Toronto’da yapılan araştırmada dile getirilen en vahim senaryoya göre, karbon dioksid düzeyleri bugünkünün iki katına çıkıyor. Bu yeryüzünden 56 bin bitki türünün ve 3 bin 700 hayvan çeşidinin yok olması demek.

İklim değişikliği ve diğer etkenlerin gelecekte alacağı seyri, bilgisayar simülasyonlarında değerlendiren uzmanlar, 25 tehlike bölgesi belirledi. Biyo-çeşitliliğin en büyük tehlike altında olduğu ‘sıcak bölgeler’ yeryüzündeki bitkilerin yüzde 44’ü ve omurgalı hayvanların da yüzde 35’ini barındırıyor. Söz konusu tehlike altındaki bölgeler, Dünya yüzölçümünün yüzde 1.4’üne denk düşüyor.

Canlı türlerinin tehlike altında olduğu sıcak bölgeler arasında Karayipler, Antiller, Güney Afrika, Güneydoğu Avustralya, Brezilya’daki Amazonlar, Paraguay ve Arjantin’in ormanları.

KÜRESEL ISINMA GÖRÜLMÜŞ EN BÜYÜK TEHLİKE
Araştırmayı yürüten University of Toronto biyoloji ve ekoloji uzmanı Dr. Jay Malcolm, küresel ısınmanın Dünya’daki biyo-çeşitliliğe en büyük tehdit olduğunun altını çiziyor. Dr. Malcolm, “Araştırma, küresel ısınmanın Dünya’ya nasıl bir felaket getireceğini ortaya koyuyor ve felaket 50 yıl içinde gerçekleşebilir” diye konuştu.

Bilim insanları, 50 yıl sonraki felaketin önlenmesi için, insanoğlunun bugünden harekete geçerek karbon dioksid üretimini durdurmasının şart olduğunu vurguluyor.

Not: Araştırmayı konu alan makale Conservation Biology bilim dergisinde yayımlanmıştır.

Taygun KOCABIYIK 16-04-2006 22:39

Hepsini okumadım ama bunları paylaştığın için teşekkür ederim mustafa abi.
Doğayı kirleten, insanların sağlığın hiçe sayan, canlıların ölümlerine zehrlenmelerine sebep olan bu yaratıkların yatıcak yerleri yok. :hıııı:

katiti 17-04-2006 17:42

bugünü kurtarıp "benden sonrası tufan" zihniyetiyle iş yapanlarla, "bir aydır tehlikenden haberdar olup" ortaya çıkınca göstermelik birşeyler yapmaya çalışan yöneticilerle, ne kendine ne başkasına saygısı olmayan insanlarla daha çooook bu tarz durumlarla karşı karşıya kalırız...


Saat 00:26.

Powered by vBulletin Version 3.7.4
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
TR Çeviri : organik81