![]() |
Kişisel Mükemmellik 1
Konsantrasyon Yasası!...
Konsantrasyon yasası, üzerinde yoğunlaştığımız şey ne olursa olsun, onun gelişeceğini ve büyüyeceğini söyler!Bir konu ile ilgili olarak ne denli yoğun düşünürsek, o konu bizim gerçeğimizin o derece önemli bir parçası haline gelir! Konsantrasyon yasası, başarının ve başarısızlığın nereden kaynaklandığını da anlatır! Sebep sonuç veya ne ekersen onu biçersin anlayışının bir başka versiyonu olarak da dikkati çeker! Ayrıca, aynı tür düşüncelerden farklı sonuçlar elde edilemeyeceğini de söyler! Yulaf ekip, arpa biçilemez! Sadece tek bir şeyin üzerinde yoğunlaşma kabiliyetini geliştirmiş ve gerçekleşene kadar da ondan vazgeçmemiş olanlar başarılı ve mutlu insanlardır! Onlar sadece istedikleri şeyler üzerinde düşünmek ve konuşmak için kendilerini disipline ederler ve zihinlerini, istemedikleri bir olay üzerinde yoğunlaştırmazlar! İnsan zamanla düşündüğü şeyin kendisi olur! Etkin insanlar zihinlerinin kapılarını bilinçli bir şekilde kullanırlar ve kendileri için gerçekten önemli olan şeylere odaklanırlar! Gelecekle ilgili arzularına yoğunlaşırlar ve korkuları ile şüphelerine gelişme fırsatı bırakmazlar! Sonuç olarak da, ortalama bir insanın yaşamak için her gün harcadığı zamana eşdeğer bir zamanda olağanüstü şeyleri gerçekleştirirler! İşte kendimizi denememiz için bir test: “Bir gün, 24 saat boyunca, sadece istediğimiz şeyler üzerinde düşünüp, konuşabiliyor muyuz?” diye kendimizi kontrol edelim! Düşüncelerimizi her tür olumsuzluktan, şüpheden, korkudan ve eleştiriden arındırma hususunda kararlı olalım! Çevremizdeki herkes ve her durumla ilgili iyimser ve neşeli konuşmalar yapmak üzere kendimizi disipline edelim! Bu egzersiz bize, zamanımızın ve enerjimizin ne kadarının arzu etmediğimiz şeyler konusunda düşünmeye ve konuşmaya harcandığını gösterecektir! Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!... Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!... Alıntıdır (Sn. Adem Altay) |
[
''İşte kendimizi denememiz için bir test: “Bir gün, 24 saat boyunca, sadece istediğimiz şeyler üzerinde düşünüp, konuşabiliyor muyuz?” diye kendimizi kontrol edelim! Düşüncelerimizi her tür olumsuzluktan, şüpheden, korkudan ve eleştiriden arındırma hususunda kararlı olalım! Çevremizdeki herkes ve her durumla ilgili iyimser ve neşeli konuşmalar yapmak üzere kendimizi disipline edelim! Bu egzersiz bize, zamanımızın ve enerjimizin ne kadarının arzu etmediğimiz şeyler konusunda düşünmeye ve konuşmaya harcandığını gösterecektir!'' valla bu iş polyanna'cılık oynamaya benziyor.hadi yine de bi deniyeyim; önce ülkedeki sorunları unutmaya çalışalım bakalım.:oha: unut unut unut unut...... AA olmadı. bi de şu ekonomik sıkıntılarımı ödemelerimi deniyeyim belki orda başarılı olurum.:oha: unut.. unut..gevşe..rahatla................ :deli: aman,,ne oldu,nerdeyim ben.bi an evin kredi taksidini yatırmayı unuttum sandım..OFFFF Allah tan dün yatırmışım, neyse nerede kalmıştık. hah rahatlıyorduk, zamanımızı ve düşüncelerimizi arzu etmediğimiz şeylerden uzaklaştırıyorduk,evet,dükkandayım...ahanda müşteri geldi,, ''haklısınız efenim,tabi ne demek,isterseniz hiç ödemeyin,bu mal dünyanın en kalitelisidir,25 yıl garantili.....'' yok abi olmuyacak bu iş,hiç arzu etmesemde çalışmak para kazanmak için böyle söylemeliyim. kısaca bu yazıyı yazan amcanın haklı çıkması için benim; ülkemi değiştirip,çok zengin olup,insanların sorunlarını düşünmeyip,öyle garip bi kişilik olmam gerekiyor. yok abi ben almıyayım........ |
Erhancım alemsin valla...:D :D :D benim çalıştıgım yıllardaki tipik meslektaşlarımın verdiği tepki.bankacı tepkisi..ki biz bu tepkiyi gittiğimiz seminerlerde(sayısız) akademisyenler tarafından anlatım esnasında verirdik.
-yoğun bir ortam ..susmak bilmeyen telefonlar..müşteriler bir tarafta ..şubeler diger tarafta..birde buna sitemin off a düşmesini eklersek..:deli: :deli: :deli: ben şöyle düşünürdüm.. bilim tektir..kitaplar da aynı şeyleri söyler..kısacası doğru olan tektir. ama yüzyılın herhangi bir safhasında aynı kitabı farklı ortamdaki / yaşamdaki toplumlara okutursan işte metinle senin arandaki görüş farkı çıkar. dogrusu kitaptır ama uygulaması zordur.. ama yinede imkansız değildir. selamlar |
sağol muvaffak abicim.kitaplarda yazan herşey gerçek olabilir ama uygulamada sorun çıkarabilir. bu şunun gibidir, bir filozof derki; gerçek acıdır,biber de acıdır, demekki gerçek biberdir.
|
Alıntı:
Yinede Erhan ım,,, güzel olanı yazalım ve okuyalım ..derim ben... accık ta olsa faydası olur...kıyıdan köşeden dahi olsa bize dokunur... sevgilerimle:) |
Erhan'cığım, aslında kişisel mükemmellik açısından uygulanmasında tabii ki zorluklar sıkıntılar vardır; olacaktır; içinde bulunduğumuz ortam gereği adımları atamayabiliriz; ancak Sn. Adem Bey, kişisel mükemmelik konusundaki bilgi birikimini bizlere aktarıyor; önemli olan onun bu konuda yol gösterme çabalarında ne kadar adım atabileceğimiz; ekonomik sıkıntıları tabii ki çözemez; ancak onun dışında olan yani maddi olmayan konularda sadece öneriler ortaya atmaktayız. Ne kadarı okuyanlara uyar bilinmez; ama en azından bizler elimizden geleni yapıp dünya'ya her ne olursa olsun positif yönünden bakmaya çalışıyoruz.
Pozitif düşün; insanlara, hayvanlara positif, canlı-cansız tüm varlıklara positif yaklaş. Bu yazdıklarım üzerinde uzun uzun konuşulabilir; ancak Bence gerek yok, faydası da pek olmaz; benim yaptığım; her gece yatağıma uzandığımda kim hakkında ne düşündüm; ne yaptım irdelemek; Konsantre konusuna gelince; denemekte fayda var; en azından kayp yok. Ha! bir iki defa denedim faydası yok da denmemeli; rutin hale geldiğinde faydası ortaya çıkar. Benden bu kadar :) Sevgi ve ışıkla kal |
Arkadaşlar iş hayatım süresince yukarıda da bahsettiğim gibi 2 kez Dogan Cüceloglu ve 2 kez Prof Üstün Dökmen in seminerlerine katılmıştım bunların haricinde 4 tane daha ismini hatırlamadıgım akademisyenlerin konuşmalarını dinledim.
çok güzel çok ideal. ama ne yazıkki uygulamada problem var. |
Aynen katılıyorum Muvaffak abi. Uygulamada belki de hayat şartları engelliyor. Bazen düşünüyorum, mükemmellik çalışmaları, üst benliğe ulaşma, vb hassas konularda yetke olmak için Tibet'e mi gitmek lazım diye:) tabii ki işin esprisi ama şu bir gerçek ki, tek başıma balığa çıktığımda işte ben; işte üst benlik işte mükemmellik oluyor sanlki; o denizin dalga sesinde buluyor insan kendini; hele bir de taşlık bir alansa bulunduğun yer; kendimi kaybediyorum kıyıdaki o küçük yaratıkların arasında. bütünleşiyorum sanki o yosunlu taşlarla; ve tan ağarırken bakıyorum gökyüzüne, o kızıl bakışı atan güneşi seyre dalıyorum yavaşca; zaten sabahı yaparken üzerime çullanan yorgunluğun görüntüsü vuruyor misnanın ucuna; seyre dalıyorum kıpraşan yosunları; ve hayattan ne bekliyorum diyorum sabahın o saatinde; sadece kendimi bulmak; buraya gelmek mi şart yolu izlemek için; ve hatta bazen kendimden geçiyor, denizde debelenen iğneyi unutup dalgaların sesinde buluyorum kendimi; bir çeşit meditasyon haline giriyorum bazen; gün vurdukça ıslak taşların üzerine aslına dönüşün adımları kulağımda çınlıyor; ve bir darbe ile kendime geliyorum; eyvah kaçtı kocaman (!) balık; haydi yeni baştan:)
İşin aslı yanlız kalmaktan geçiyor; tüm hislerinizi bilnçaltınızı yoklama fırsatı veriyor eline insanın; Zaman zaman memlekete gittiğimde; kavak ağaçlı bir yol var; ayda yılda bir insan geçer; orada da aynı duygulara kapılırım; haydi selametle sevgi ve ışıkla kalın............ |
Alıntı:
|
Saat 02:35. |
Powered by vBulletin Version 3.7.4
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
TR Çeviri : organik81