Balık... balıkçıyı sevebilir mi?
 

Balık... balıkçıyı sevebilir mi?

Bu yüzden, balık’a sanki bir sevgili gibi nasıl davranacağımıza ilişkin temel bilgilere çok ihtiyacımız var. Bu yazının tamamı, giriş mahiyetinde bazı temel bilgileri kapsıyor. Fakat, malzeme hayli geniş... Her balık yazısında, ufak tefek tamamlayıcı bilgiler aktarmaya devam edeceğim.

Yaa... Balık, balıkçıyı niçin sevsin ki?
MARTİALİS...
Usta böyle buyurmuş... Balık, tüm insanlık için akıl almaz bir servet... Fakat, “balıklar”ın balıkçı’yı, yani bizleri sevdiğini söyleyebilir miyiz?

Bu yazıyı, balık hazırlamaya yönelik temel bilgilerin –en azından- bir kısmını verebilmek için tasarladım. Fakat evvelâ, “balık” etrafında bir takım minik şirinliklere ne dersiniz?

Bilmece...

“Karşıdan baktım.. destan gibi...
güvenir destan gibi,
etekleri zil çalar,
kendi gülistan gibi...”

Nedir??? DENİZ!!!...
Yani, hem bizim Küçüksü sahilinden akan su, hemi de sülâlemizin en minik torunu, Deniz!!!

Olsun...

“Balık olsun, sinek Bağdat’tan gelir...
petrol olsun, Sam Amca Amerika’dan gelir.”
(İbrahim Ormancı)

Temel fıkrası...

Yani bu fıkra bir hârika... Ancak, bir ufak nokta var. Yunus, bir adet “memeli” hayvan olup “balık” falan değildir.

“Yunus olmak...”

“Temel ölmüş. Ve, öteki dünyadaki görevli, listeye bakıp ‘Senin adın listede yok...’ demiş:
“--- Sen bugün ölmemeliydin. Seni tekrar dünyaya yollayacağız, ama insan “olarak değil. İstediğin bir hayvan olarak dönebilirsin; seç birini.

“Temel, ‘Yunus balığı olayım...’ demiş. 15 dakika sonra, Temel tekrar öteki dünyada görülünce, görevli sinirlenmiş:
“--- Seni daha yeni yolladık, nasıl geri döndün?
“Temel mahcup:
“--- Yüzme bilmiyordum; unutmuşum, boğuldum!...”
(Şakir Süter’den naklen...)

Argo’da “balık”???...

“Balık/ Balıkçı” çelişkisi aynen argo’da da devam ediyor. Kolayca ketempereye geliyorsanız, düpedüz, “balık”sınız. Oltaya gelmek gibi. Oltanız “balık dolu” ise, çok şanslısınız; bu durum “balık”ın şanssızlığı olsa da...

Anlayamadığım nokta, penis’e “balık”lık atfedilirken, enayilik ya da hödüklük mü, yoksa talih mi kastediliyor? Bir bilen var mı?

Balık:
*** Kolayca kandırılabilecek kimse, veya eşya.
*** Enayi, hödük.
*** Şans.
*** (Orta oyununda...) Erkeklik şeyi eeee neyse

Balıkçı:
*** Çok şanslı (kimse).

Balık tutmak:
*** (d.) (Bir işte) şansı iyi gitmek.

Gerisiyle balık tutmak:
*** (d.) Çok şanslı olmak.

Şimdi sorarım size Balık ...Balıkçıyı sever mi? :deli:

Bizimki karşılıksız bir aşk...

aynen katılıyorum serkan abi