Ekoloji hayattır hayat da Ekoloji
Başlık : Ekoloji hayattır hayat da Ekoloji
--------------------------------------------------------------------------------
Yazar : Nafiz Gürdoğan
--------------------------------------------------------------------------------
Sayı : 9. sayı (Ocak - Mart 2006)
--------------------------------------------------------------------------------
Konu : Eğitim
--------------------------------------------------------------------------------
Ekoloji canlıların kendi aralarında birbirleri ve çevreleriyle olan ilişkilerini araştıran, başta Biyoloji olmak üzere Anatomi, Fizyoloji, Psikoloji ve Ekonomi’den yararlanan disiplinlerarası bir bilim dalıdır. Ekoloji tabiatta canlıların birbirleriyle iletişim ve etkileşim içinde yaşamalarını incelediği için mesleklerin en eskisi, Yirminci Yüzyıl’ın ilk yarısında yapılan çalışmalarla geliştirildiğinden de, bilimlerin en yenilerinden sayılır. Ekoloji tabiattaki canlılar arasındaki ilişkileri incelerken, hayatı her boyutuyla bütüncü bir yaklaşımla ele alır. Sosyoloji insanın diğer insanlarla, ekoloji de başka canlılarla birlikte yaşamasındaki uyum ve düzenin ilke ve temellerini araştırır. Dünyanın yaşanır kılınmasında Sosyoloji ve Ekoloji hayatın, birbirini tamamlayan iki ayrı yüzüdür. Sosyal çevresiyle uyum içinde olmayan insanın, doğal çevresiyle uyumlu olması mümkün değildir. Denizleri, dağları, ovaları, bitkileri ve hayvanlarıyla tabiat bütün varlıklarıyle uyum ve denge içinde bir bütündür. Tabiattaki varlıklar, birbirleriyle ilişki ve etkileşimlerinde bir ekosistem oluştururlar. Dünya ölçeğindeki ekosistemin odak noktasında inançları, değerleri ve kültürüyle insan vardır. Insan sınırlı bir dünyada yaşadığı unutarak, sınırsız isteklerinin peşine düşerse, tabiattaki uyum ve dengeyi altüst eder. Geçenlerde Prof. Dr. Zafer Ayvaz’ın Editörlüğünü yaptığı, Izmir’de onbeş yıla yakın süre, üç ayda bir yayınlanan uluslarası hakemli "Ekoloji" dergisine gönderilen Dr. Selim Uzunoğlu’nun "Çevreyi Korumada Yeni Bir Konsept: Ekolojik Ego" isimli makalesini, "makul çözüm" ustası Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile birlikte değerlendirdik. Ekoloji dergisi, yöneticileri, okuyucuları ve katkıda bulunanlarıyla, düşünmeye araştırmaya ve öğrenmeye tutkun, herkese açık bir akademik "ekosistem" oluşturmuştur. Tabiatta olduğu gibi, ekonomide de, hammaddeler, tedarikçiler, işletmeler, çalışanlar ve müşterileriyle ulusal ve uluslararası ölçekte oluşmuş ekosistemler görülür. Sözgelimi bütün dünyada motorlu araçların çevresinde, petrol kuyuları, rafineriler, motorlu araç üreten işletmeler, lastikten bilgisayara değişik parça ve ara ürün yetiştiren yan sanayiler, dünyanın dört bir yanına dağılmış petrol istasyonları, tamir ve bakım servislerinden oluşan devasa bir ekosistem vardır.
Prof. Dr. Sabahaddin Zaim’e armağan edilen "Iktisat Fakültesi Mecmuası"nda yer alan "Sınırsız Büyüme Yaklaşımının Ortaya Çıkardığı Ekonomik, Çevresel ve Kültürel Sorunlar" isimli çalışmamızda vurgulandığı gibi, canlı cansız bütün varlıklarıyla tabiatın bedelsiz ürünler dağıtan tükenmez bir kaynak olarak algılanması, "global işletme"ye dönüşen dünya ekonomisinin oluşturduğu "ekosistem"i tehdit etmektedir. Ekosistem’i oluşturan halkalardan birinde ortaya çıkan bir aksama, bütün sistemi çökertebilir. Fizikteki "her etkinin bir tepkisi olur" yasası Ekolojide de geçerlidir. Tabiattan alınan hiçbir kaynak bedelsiz değildir. Kurum ve kuruluşlarla birlikte tek tek kişiler ya da toplum, bütün imkanlarını kullanarak, tabiattan ihtiyacından fazlasını alırsa, farkında olmadan, tabiattaki eşsiz uyum ve düzeni de bozar.
Ekolojik bilince ulaşan bir toplum, sınırsız isteklerini karşılamak için dünyanın sınırlı kaynaklarını sorumsuzca tüketerek, tabiattaki uyum ve düzeni dinamitlemeye kalkışmaz. Tabiatın dengesini bozan, hayatın kaynağını da kurutur.
|