Alıntı:
mufi tafarından gönderildi
bir ipucu vereyim yardımcı olsun sana.. ben zaten buradan olması gerekeni yazarsam anlatırsam ve dahi anlama kabiliyeti olanlar varsa türkiyede zaten anlar ve bende bir nevi vazifemi yapmış olurum.
|
isin sirri iste bu cumlelerde yatiyor hocam.
belki farkinda olarak, belki de olmayarak bir topluluk olusmus durumda zaten burada.
bahsettigim guc birligi mikro seviyede burada, diger forumlarda olusturulmus durumda.
bu sayede siz sadece kendinize degil, bir grup insana hitap ediyor, o insanlarla karsilikli etkilesimde bulunuyor, onlara olmasi gerekeni anlattiginizda bilgi veriyor, ayni sekilde bilgi sahibi olmadiginiz konularda baska birisi olmasi gerekeni anlattigi zaman ogreniyorsunuz.
benim bahsettigim de bu mikro duzeyi mumkun oldugunca genis bir makro duzeye tasiyabilmek. karsilikli fikir ve bilgi alisverisinin yetersiz kaldigi durumlarda daha fazla etki yaratabilmek. yeri geldiginde yaptirim gucune sahip olabilmek
bu imkansiz ya da bir hayal degil. gelismis ulkelerde sivil inisiyatif kimi zaman resmi kurumlarin elde edemedigi basarilari elde edebiliyor. Turkiye'de de gerceklesmesi icin cok engel var ama imkansiz degil. Basit bir ornek, Greenpeace.
Dunyada cevre konusunda adi akla gelen ilk NGO (ya da turkcesiyle Sivil Toplum Kurulusu-STK) olan Greenpeace, bazen cok radikal eylemlere imza atsa da, hukumetleri bile zaman zaman dize getirebilen bir kurum. Turkiye ayaginin da zaman icerisinde yapmis oldugu ciddi isler var.
Amerika Birlesik Devletleri'nde 60'larda inanilmaz bir cikis yapan Kara Panterler, gene bir sivil toplum organizasyonu. Bugun A.B.D'de yasayan siyah irk uyelerinin bugun faydalandigi bircok hakkin kazaniminda Kara Panterler imza sahibi.
Bir derdiniz var mi? Cozum sizde. Cevre kirliligi, asiri ve yasadisi avlanma gibi sebeplerden dolayi balik neslinin tehlikede oldugunu dusunuyor ve bunu dert mi ediyorsunuz? Cozum sizde. Ama her zaman soyledigim uzere. Tek tek bireylerin ciliz sesleri, duyulmasi gereken makamlardan duyulmayabilir, ancak buyuk bir toplulugun gur sesine kolay kolay kimse kulak tikayamaz.
Siz tek basiniza kalkip gidip Tandogan'da, Caglayan'da ya da Gungogdu meydaninda elinizde bayrak, slogan atsaydiniz, kimseye birsey ifade etmez; ya deli gozuyle bakilir, belki de izinsiz gosteri yaptiginiz icin gozaltina alinirdiniz. Ama yuzbinlerin sesi ne kadar gur geliyor degil mi?
Bu ornegin bile anlatmak istediklerimi ifade etmeye yetecegini saniyorum. Ikimiz, siz ve ben cikip Anadolu'nun dort kosesinde birseyler yapmaya kalkismayacagiz, ama siz ve ben, yanimiza ikiser kisi daha bulacagiz, o ikiser kisi de ikiser kisi bulacak, bu kalabalikligi gorup, bu adamlar ne demek istiyor diye yanimiza katilan bir grubun da duruma uyanmasiyla kendiliginden bir farkindalik yaratilmaya baslamis olacak.
Ben derneklesme, orgutlenme calismalari yapmaktan yanayim. Umarim en yakinimda da sizi gorecegim ilk adimlari attigimizda. Ugrasacagiz, yorulacagiz, belki de basarisiz olacagiz, bu da ihtimal dahilinde. Ama en azindan, yarin cocuklarimin yuzune baktigimda, "kusura bakmayin evlatlar, ben en azindan denedim, hesabinizi hic denemeyenlerle gorun" diyebilecegim.
Bir Japon ilkesiyle bu satirlari, simdilik, noktalayayim, derdimi biraz da bu dizeler anlatsin:
Biz burada iyi gemiler yapmaliyiz,
Eger basarabiliyorsak kar ederek,
Eger mecbursak zarara katlanarak,
Ancak daima iyi gemiler yapmaliyiz.