Yalnız Mesajı Göster
Eski 16-06-2007, 16:11   #5
Çağatay
Miço
 
Çağatay kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 15.09.06
Şehir: İzmir
Yaş: 54
Mesaj Sayısı: 139
Varsayılan

İshak abi, günü çok güzel özetlemiş. Ama biraz mütevazi anlatmış, kuruttu denizi desem yeridir.

Uzun süredir, tekneye alışmış olan bizler, o adına kamış denilen sopaların sırrını çözene kadar bayağı uğraştık.

Biri akşam suyu diğeri sabah suyunda olmak üzere iki hatrı sayılır misafiri yarı yoldan kaçıran ben, eğer son anda şeytanın bacağını kırıp, tam da umutlarımın tükendiği anda, "bir daha karadan asla" türküsünü mırıldanırken, hatrı sayılır boydaki misafiri almasaydım eğer inanın stresten orta yerimden çatlayabilirdim. Son anda nasıl rahatladığımı, yaşadığım o duyguyu ifade edemiyorum.

Ama bugünün rövanşı elbette gelecek. En kısa zamanda, bu çupilerin ya da yedi göbek akrabalarının ifadesini teknede alacağım. Bakalım o zaman ne anlatacak bu hınzırlar bana.

Mis gibi deniz havası, gece geç saatlere kadar sohbet muhabbet derken av dışında da çok iyi zaman geçirdik. Bu arada sabahleyin sevgili Erdal bey'le de tanışma fırsatı bulduk. Gece kalmalı gittiğimiz için 2-2,5 saat olsa da çadırlarımızda uyuma fırsatı bulduk. Yalnız sonradan öğrendim, İshak abi tedirginlikten pek uyuyamamış (bize ve eşyalara bir şey olur mu düşüncesiyle) Halbuki hiç gerek yoktu. Yattığımız yere 50 metre bile yaklaşan herhangi birinin, o karanlıkta çevrede kafesinden kaçmış başıboş bir aslan olduğuna kanaat getirmesi içten bile değilmiş. Yani bölgemize yaklaşmak biraz cesaret isterdi. Erdal bey sabah söyledi, benim horultu sesim, çok uzaklardan bile duyulabiliyormuş. Böyle bir yeteneğim olduğunu bilmiyordum.

Bizlere bu hoş günü yaşatan tüm dostlara teşekkür ederim.
__________________
Çağatay Yılmaz. İzmir.1970
Çağatay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla