Fırtanalıl bir havada bereketsiz bir kıyı avı..
Sevgili arkadaşlar, yaklaşık 2 haftadan beri balığa gidemediğim için, malum olunacağı üzere ''hamlık'' had safhada olduğu için; Erdal arkadaşımın bu hafta sonu kaçalım demesi üzerine tamam demişdim.İlla velakin aslına bakar iseniz balığa gidilecek bir hava değildi....Şimdi bazı arkadaşlar aman İshak Bey balık tutamadın da;önceden bize rol mu yapıyorsun diyebilirler...Yok arkadaşlar hakikaten hava balık havası değildi..
Her zamanki yaptığım gibi, hem meterolojinin piri reis sayfasından; hemde poseidon isimli yunan hava tahmin sitesinden bakmıştım...Her ikiside hem kuzey hemde güney ege için havayı yüksek veriyordu...Üstelik google'dan Fırtına takvimi diye yazıp baktığımda da karşıma 6 Temmuz iki gün fırtına veriyordu.Ve hakikatende Cuma-Cumartesi ve pazar günü 3 gün fırtına gibi bir hava oldu..
Neyse dedik ya, kaşıntı-hamlık had safhada nasıl olsa kıyıdan takılacağız bir şey olmaz düşüncesiyle 07.07.2007 cumartesi günü saat:03.00 gibi buluşup soluğu İzmir Narlıdere semtindeki yemcilerde aldık.Yemimiz adam başı 100 adet kum yengeci ve yarım patlak mamun oldu.Bu arada bugün beraber av yapacağımız hukukçu dostlarım sevgili Çağatay ve Bumin beylerde yemciye geldiler...Biz yemcide iken bugün için başka bir ekipde olan,Sevgili arkadaşım Göksel bey ile telefonlaşdık..O da İlker bey ile bizim gittiğimiz mekana değil de;yine güzel yurdumun başka bir cennet köşesi olan değişik bir yöreye gideceklerdi...Bu arada internet ortamından tanıdığım ve bir türlü tanışmak nasip olmayan; çiçeği burnunda emekli olan İlker kardeşim ile de tanışma fırsatım oldu...
Evli evine,köylü köyüne misali bir süre sonra yemciden ayrılıp her ekip bugün avlanacağı mekana ulaşmak için otobana yöneldik.... Avlağımıza vardığımızda malesef Cuma akşamından gecelemek için gelenler tarafından mekan tutulmuşdu... Hemde 4-5 araba tarafından...Bizde onları rahatsız etmemek için o civarda başka bir mekana yöneldik...Vardığımızda artık gün iyice ağarmışdı...
Bulunulan mekanda rüzgar oldukça sert bir biçimde arkamızdan estiği halde; işin garibi deniz çelileceğine;az daha olsa hafif dalga ile kıyıya doğru gelmeye
çalışıyordu...Yani rüzgar başka bir yönden esiyor; akıntı başka bir yöne gidiyordu...Derken oltalar su ile kavuşturuldu....Ortalık iyice aydınlandıktan sonra bir de baktık ki;tam karşımızda geceden serilmiş ağ vardı...Tabi yapacak bir şey yok...
Derken ilk çupra Erdal bey i ziyaret etti...Henüz bizlerde daha tık yok idi...Tabi bu arada bana kameramanlık yapsın diye Oğlum Burak ı da getirmişdim..Erdal amcasını gördükten sonra,benim oğlanı aldı bir hırs...Hadi başladım onu desteklemeye...Yok kamışını atıver....Yok kamış tutacağını yere monte et....Velhasıl bereketli olan günün ilk saatleri Burak'ın isteklerini yerine getirmekle harcadım desem pek yalan olmaz...Sağolsun kendisi 13 yaşında ve derdi imanı benle..Ha bre benle uğraşır durur....Pabucumun Uzm.Dr.....diye.
Bu arada kendisi tekneci olan Sevgili Bumin Bey, artık kıyıdan da takılmaya başlamış iken hafta içinde aldığı güzel kamışı deneme fırsatı buldu...Tabi ki, yav şu kamış denieln illet nasıl daha ileriye atar diye yaptığı çığlıklara cevap alamayınca yine ben koşdum ve kendisine bir iki defa atış yapma provası yaptırmışdım ki.....Eh azıcıkda kendimle ilgileneyim derken....Bumin bey'in geliyorrrr diye bağırmasıyla hadi çıkardım digital fotoğraf makinamı ve onu başladım görüntülemeye...Daha önce ki, kıyı seferinde pek başarı elde edememiş Bumim kardeşim; Hakikaten bu defa ''Kıyıcılığının ilk trofesini'' kapmışdı.....
Gün ağardıktan sonra yaklaşık 40-50 dakika yüzünü gösteren balık;daha sonraları sayısız kere at çek yapmamıza rağmen tık demedi...Yemler gitti ve malesef ellenmedin geri geldi...Ekip olarak ne yapalım ne yapaılım derken; hadi mekan değiştirelim fikrinde birleşiklmesi üzerine bu dafa başka bir yöreye Sabah yemcide buluştuğumuz; ama sonra farklı yerlere dağıldığımız Sevgili Göksel bey ve ekibinin olduğu yere yöneldik...Vardığımızda o ekipde de pek kayde değer bir şey olmadığını gördüm...
Ve, bu yöreye vardığımızda hava haikaten kopmuş gibi esiyordu...Hani inat bu ya...Eeeee, yemlerde duruyor....Belki akşam suyu verir diye taaa akşama kadar sıcakta oralarda kavrulup gittiysek de tek duyduğumuz balığın şapırtısı değil...Rüzgarın sert esen uğultusu oldu...
Daha bereketli avların sizlere denk gelmesi dileğiyle rastgelsin..
Bu mesaj en son " 20-11-2011 " tarihinde saat 16:32 itibariyle ishak BALLICA tarafından düzenlenmiştir....
Neden: açılmayan video silindi
|