Tecrübeye Kulak Vermek Gerek
1991 yılıydı.Babamla Gedizde avlanıyoruz ama küsüz.Çünkü bir haftadır bana 'solucan işini hallet' diyordu ve ben önceki avdan kutuda kalanlara güvenerek geçiştiriyordum.Sonunda oraya gidince bir de baktık ki,kutudakilerin çoğu çürümüş,6-7 solucan kalmış.Doğal olarak çok sinirlendi tabi,başını sallayıp mırıldandı bir şeyler ve ayrı oturduk.O bir uçta olta atıyor ben tam aksi istikamette...
Bir süre sonra siniri geçmiş olacak ki seslendi 'Serkan gel burada balık vuruyor' diye ama gitmedim.Az önce bana mırıldandı ya,yaş 21-22 alıngandım o yaşlarda.Küsüm yani...
Bir daha seslendi,kalktım gittim.Zaten 3 solucanım vardı ve oturduğum yerde hayat yoktu.Yanına oturdum.Eliyle işaret edip suyun akıntı yaptığı derince burunun önünü gösterdi.Öylesine attım oltayı dediği yere.Kaç saniye geçti bilmiyorum misina önce gerildi ardından kamış büküldü.Heyecan tavanda tabi,kalbim kulaklarımda atıyor.Oltayı kaldırmaya uğraşıyorum ama bir yandan akıntı,bir yandan kurşun ve balığın ağırlığı beceremedim.Neyse ki makinayı kullanarak çektim balığı.Yarım kilodan fazla bir bıyıklı sallanıyordu ucunda...Uçtum tabi sevinçten.Büyük sözü dinlemekte gerçekten fayda varmış...Bu da kıssadan hisse olsun bakalım...Tecrübeye kulak verin arkadaşlar...
|