Bu kadar olmasada buna benzer bir anım var. 2-3 Yıl önce tam bu dönemler lidakiler henüz çok ufak ama arada yenecek boyda olanlarda çıkıyor. Her zamanki yerlerimden birinde olta atıyorum o gün bereketli bol iri ısparoz var bir miktarda irilerinden denize değilde çantaya attığım 2-3 lidaki var. Öğlen oldu yemleri bitirip gideyim diye düşünürken yanıma yaşlı bir amca geldi. Kolunda sepet, kafasında meksikalı gringoların şapkasından, ağzında mütemadiyen duran bir sigara (biri biterken diğerini sigarayla yakıyordu) sepetten ufak bir kasnak çıkardı takım ince kurşunlu 0/1 numara iğneye dökülmüş zokaydı hava estiği arkasınada ufak bir gezer kurşun takmıştı sanırım 2-3 gram kadardı. Misinayı önüne açtı zokaya irisinden bir yengeç takıp attı. Bende bu olan biteni hayretle izliyorum çünki çupranın av saati geçmiş öğlen olmuştu. Neyse aradan fazla zaman geçmeden bir lidaki tuttu (benim tuttuklarımdan biraz büyüktü) iğneyi nazikçe çıkarıp denize saldı. Arkasındanda sen git baban gelsin demeyi ihmal etmedi. Aradan 1-2 dakika geçmeden aynı boy bir lidakiyi denize salladı. İçimden ah be amcam başka bişey olmaz ki zaten bu saatte diye geçiriyorum sanki çok biliyormuşum gibi

Aradan 10 dakika geçti geçmedi amca heycanla ayağa kalktı oltayı çekmeye başladı yaklaşık 600 gramlık takoz gibi bir çupra çıkardı

aradan biraz zaman geçti ben bir lidakiyi tam elime alırken kaçırdım arkasından bastım kalayı evlat üzülme deniz geri verir onu sana dedi. İçimden amcam sen aldın çuprayı tuzun kuru tabi diyorum

Onada çok güzel çupra çektin amca dedim hiç yanıt vermedi misinayı tasmaladığı gibi ayağa kalktı çekmeye başladı. Çıkarttığı balık yaklaşık olarak rahat 1 kilo vardı amca balığı zaptedemedi. Evlat az önceki lidakiydi bak işte bu çupra dedi

çupraları kıl çuvalına attı sepeti topladı rastgelsin evlat dedi ve gitti benimde ondan sonra olta atasım bile gelmedi zaten
