Selam arkadaşlar,bir iki laf da ben edeyim bari;
Taygun arkadaşımızı örnek olarak göstermek istiyorum ,yeni nesilden olmasına karşın işe uyanmışlardan,sadece tükeci olarak değil aynı zamanda da bu yaşta, öğrenci iken çalışma-iş hayatını görmesi ve içinde yaşamasından dolayı bir takım durumların çözümlemesine gidebiliyor.Eğitim şart diyoruz,lakin alabilene,yani biz eğitimi zaten evde,işde ve sokaklarda kısacası,her yerde görebiliyoruz,peki bunlardan neler çıkartabiliyoruz?
Hazıra ve tükeciliğe alışkanlık, temelden başlanılıyor,birde hamurumuz buna müsaid ise zaten köprüyü geçmişiz demektir.Ne olursa olsun,insan hangi meslek grubundan olursa olsun temel eğitim, aile ile başlar derim ben.Ağaça doğru yön verebilirsek dimdik yukarıya doğru uzayacaktır,tabi ki buna kişi karakterinin bir itirazı yok ise.Sonra okul gelir,işte bana göre risikonun en çok arttığı yer burasıdır,her meslek grubunda olduğu gibi iyilerin ve kötülerin hamuru yormasına bağlı olarak bir gençlik çıkar ortaya,sokak arkadaşlıkların eşlikleri ile elbette.Ailesi ile eğitim sürecinde sağlıklı veya sağlıksız diyaloglar kuran yeni bireyler olarak katılırlar aramıza.
Zeki bir milletiz ve de buna güvenerek hep kestirmeden metodları çiğneyerek ilerleyeceğimizi düşünürüz.Elbette sözüm meclisden dışarıdır diyeceğim,çünkü pırıl pırıl yetişen ve onları yetiştiren bir çok insanlar vardır,ama maalesef bu oran azınlıkdadır diye düşünüyorum.
Çalışmadan,emek harcamadan,alın teri dökmeden bir şeyler yapmak- yaratmak mümkün değildir,çoğunlukla uzaktan film seyreder gibi izleriz olayları.En basit ve yakın bir örnek olarak,forumumuzdaki katılımcı sayısından hepimiz şikayetçiyizdir,hatta ilk zamanlarda sadece aktif üyelerin,yani belli bir kotaya ulaşabilerin ve aldıkları şifre ile girebilecekleri bölümümüz vardı,nedeni ise değerli verileri hazırcılardan korunmak idi.Oysaki bilgi paylaşıldıkça güzeldir ve anlamını korur.Yeri gelmişken bir de utanma belasına yada başka duygulara adven soru sormaktan korkan bir durumdayız.Rencide olmaya,alaya alınmaya o kadar alışmışız ki bir kabuk içinde yaşamak daha kolayımıza gelmiştir.
Balık avını bir hoby,bir tutku olarak da görsek de yani hedef av olmasına karşın av arkadaşlarımızı da kırmadan ve üzmekten geri kalmayız.Dostlarımızın bir açığını yakalamaya çalışmaktansa onların ayıplarını,kusurlarını örtmeyi denemeliyiz.Yani bir arada yaşamaya alışmalıyız,Aşık Veysel in dediği gibi " koyun ile kurt yan yana gezermiydi ",eğer düşünceler farklı farklı olmasaydı,elbette herkesin binbir çeşit,çok güzel düşünceleri vardır paylaşabileceği,paylaşalım arkadaşlar,paylaştıkça da daha da ilerleyebiliriz,sevgilerimle
__________________
Erol ERDOĞAN 1966
Hepimiz birer gölgeyiz aslında…
Nerede yaşarız, neye benzeriz bir fikrimiz yok, neyiz ne değiliz bir bilgimiz yok. Birbirimiz hakkında bildiğimiz tek şey Nick lerimiz…
Sanal alemin sisleri arasında beliriyor sonra kayboluyoruz. Gerçek olan tek şey; paylaşımlarımız, burada bizi var eden de bir tek bu…(alıntıdır)
|