Ben acemi olarak ne zaman balığa gitsem bende iyi bilenler benimle hep ilgilendiler.
Amaçları balık tutmak değil, birşeyler paylaşmaktı çünki.
Zamanla bende biraz birşeyler öğrendim ve şimdi benden daha az bilenlere elimden geldiğince öğretmeye çalışıyorum.
Şöyleki ; sabah suyunda ilk olta atışında arkadaşın oltası karışır veririm kendi oltamı elimden geldiğince düzeltmeye çalışırım oltasını.
Yem takamazlar öğretmeye çalışırım elimden geldiğince.
Önemli olan orada balık yakalamak değildir benim içinde.
Muhabbeti, yardımlaşması, havası ...
Balık oldumu fenamı oluyor ?
Hayır farketmiyor olsada olurrrr olmasada.
Çok ama çok kez elim boş döndüğüm için


Alıştım artık buna olmasa da moralimi bozmuyorum.
Ama sonuçta av bitiyor ve aklımızda muhabbeti ve yaşananları kalıyor.
Yani kısaca arkadaşlık dostluk ve muhabbet her zaman balıktan önce geliyor.
Kahvede oturacağıma gidip deniz kenarında oturup muhabbet etmiş oluyoruz diye düşünüyorum.
Eeee kahvede balık yakalayamayacağımıza göre
