Benim için çok güzel bir gün daha doğrusu 24 saatti öncelikle Süleyman kaptanıma sonsuz teşekkürler. Kendi teknem gibi geceden gelip kaldım, alaca karanlıkta mehtaba karşı çayımı içtim mükemmel keyifliydi.
Gelelim olayların başlangıç anına. Geçen salı hava muhalefetine uğradığımız için balığa çıkamamıştık kaptanla. Cuma günü öğlen aradığımda pitadayım kalamar yakalıyorum durum güzel deyince yarın müsait olup olmadığını sordum gel gel deyince tamam ben sabah otobüsle geç kalırım en güzeli akşamdan tekneye gider yatarım dedim bu şekilde anlaştık. Ve ben o andan itibaren uzun süredir hasret kaldığım kalamara odaklandım
Evde hazırlıklarımı tamamlayıp gece 11 sularında yola çıkıp 12 civarı tekneye ulaştım, gece güzel bir uyku çekip sabah anlaştığımız saatte çay hazır şekilde kaptanımı beklemeye başladım. Ekip toparlanıp malzemeleri takım taklavatı tekneye yerleştirip hazırlıkları bitirdikten sonra yolda güzel bir kahvaltı yaparak avlağımıza geldik. İlk başlarda kalamara hem dibe olta salladım ama dipte aradığımı bulamayınca kalamara ağırlık verdim ara ara attığım dip oltalarıyla yakaladığım gopezleride akşam tavayı doldurmak için livara attım elbet. Annemde meraktan arayıp takılarak balık yakalamadan gelme eve almam dedi. Bende bu işin pazarlığı olmaz trol çekmiyoruz ki olta atıyoruz dedim. Sende balıkçıdan alır gelirsin dedi. Gün sonunda livarda hepsi aynı boyda yaklaşık 2 kilo kadar gopez vardı balıkçıdan alınmış gibi hepsi aynı boy ve aynı tür olunca evde inanmayacaklar diye korkmadım değil
Tabii bu sırada arka tarafta muhabbet neşe gırla gidiyordu, ben baş taraftan olaylara pek müdahil olamıyordum, çay koymak için gittiğimde (buraya dikkat ayağın uğuruna bakın) baktım ki kaptanın kamış u şekline geldi makina cırrr cırrr kalama veriyor. Tahminler başladı serkan usta çipura geliyor dedi, mercan geliyor denildi ama ben bak antenli mercan geliyor demedi demeyin dedim ve balık geldiğinde bir antenli mercan bir karagözü görünce neşemiz yerine geldi. Ara ara mercanlar karagözler çektik ama ufak karagözler ve mercanlar nedense hep bana geldi bende ait oldukları yere iade ettim
Kalamarlar ise sanki Tuncay abimi bekliyordu kaptan onunla görüşürken takım birden ağırlaştı hah işte geliyor dedim ve ilk kalamarlar geldi. Kalamarlar diyorum çünki aynı oltada iki adet kalamar geldi

Ardından bir tekli, bir ikili daha geldi o furyadan 5 tane alabildim daha sonra ara ara tek tek gelen kalamarlarla sayıyı 8e çıkardım. Tabii bu sırada çay hiç eksik değil belirteyim onu ağzımız kurumaya fırsat bulmadan yeni çay demleniyor, hatta yandan kalamar için akış yapan teknelerdeki tanıdık eşe dosta çay servisi yapılıyor
Hava iyice sertleşince bulutlarda güneşi kapatınca baş tarafta şöyle güzelce bir uzandım serin serin elimde kalamar oltam ara sıra yokluyorum gelen giden var mı diye anlatılmaz bir keyif. Akşam dönüş yolunda ileriki günler için plan program yaparak yolu bitirdik. Bu güzel günü de unutulmayacak anılar arasına yolladık...