Öncelikle selâmlarımı gönderiyorum;
Yukarıda gösterilen balık Salmo trutta macrostigmas (Benekli, Oncorhyncus mykiss değil. Zaten Türkiye'de Oncorhyncuss mykiss kökeni itibarıyle doğal ortamda bulunmuyor. (İstisnalar özel balıklandırma çalışmaları ile mevcut olabilir bilemiyorum)
Üretimi yapılan her balık üzerinde soy ıslah çalışması yapılıyor. Ancak bunu DNA'larıyla oynanmış gibi düşünmemek gerekir. Anaçlar seçilirken bazı özelliklere dikkat edilir.
* Türünün en karakteristik özelliklerini yansıtacak
* Hastalıklı, bitkin olmayacak
* Sürü içindeki atak bireylerden olacak
* Olgun ve dolgun anatomiye sahip olacak
* SGR (Spesific growth rate) yani büyümü oranı çok iyi olacak
* FCR (Feed conversion rate) yani yemin ete dönüşüm verimi çok iyi olacak
* Fecondite'si çok iyi olacak (Yani birey başına olan yumurta verimi)
* Yumurta kalitesi, açılma oranı çok iyi olacak
Aklıma şu an gelenler bunlar. Bütün bunlar aslında tüm yetiştiricilik (büyük ve küçükbaş hayvanlar, tavuk vs.) için de geçerli donelerdir. (Türe özgü seçenekler (yumurta vs.) hariç)
Örneğin damızlık hayvan yetiştiriciliğinde 1990'larda ölen ve ölünceye dek sayısız spermatozoası muhafaza edilmiş Manat isminde bir boğa vardır. Bu boğa'nın dölleme ücreti dölleme başına 4-5 bin dolarlara kadar çıkıyor. Yani siz bu boğanın spermasını suni dölleme yoluyla kendi dişi hayvanınızı döllemek için veteriner kontrolünde tercih ederseniz büyük paralar ödüyorsunuz..
Bunun sebebi şudur.
Soy ıslahında onbinlerce istatistiki verinin ardından, ortaya çıkan bireylerin
1. ve 2.Östrusta hayatta kalma oranları
Et verimleri ve yukarıda belirttiğim anaçlık özelliğine en yakın olmaları göz önüne alınıyor, bunların birçok istatistiki hesabı yapıldıktan sonra damızlığın veya anacın kalitesine varılıyor.
Yani soy ıslahı aslında türlerin varlığı için yararlıdır, bunu anlatmaya çalıştım. Genetiği ile oynamak denirken eğer bu kastediliyorsa bence dikkate alınmalıdır.
Bir diğer konu Oncorhyncus Mykiss (Gökkuşağı Alabalığı) ile ilgili. Bu balık genetik bir çalışma sonucu elde edilmiş hybrid (melez) bir tür değildir. Kuzey Amerika kökenli, özellikle çağlayanlarda ve soğuk bol oksijenli dağ göllerinde yaşayan bir balıktır. Tercih edilme nedeni FCR/SGR yüksekliği, adaptasyon başarısı gibi özelliklerdir.
Alabalık türleri sistematikte Salmonidae familyasında yer alırlar. Morfolojik bakımdan yağ yüzgeci ile karakterizedirler. Salmonidae familyasında ekonomik yetiştiricilik ve doğal suların balıklandırılması için önem arz eden çeşitli alabalıklar üç cinsin türleridir.
Bu cinsler :
a- Salmo
b- Salvelinus
c- Oncorhynchus
Dünya genelinde ençok tanınan alabalık türleri aşağıda gösterilmiştir (Bruno ve Poppe 1996).
* Salmo salar Linnaeus (Atlantik Salmonu)
* Salmo trutta f.trutta Linnaeus (Deniz alabalığı)
* Salmo trutta f.fario Linnaeus (Dere alabalığı)
* Oncorhynchus mykiss Walbaum (Gökkuşağı alabalığı)
* Salvelinus fontinalis Mitchill (Kaynak alabalığı)
* Salvelinus alpinus Linnaeus (Alp alabalığı)
* Salhvelinus namaycush Walbaum (Göl alabalığı)
Ülkemizin yerel alabalık alt türleri ise şöyle sıralanabilir (Çelikkale 1994).
* Salmo trutta macrostigma Dumeril (Anadolu Dağ alabalığı)
* Salmo trutta abanticus Tortonese (Abant alabalığı)
* Salmo trutta caspius Kessler ( Aras alabalığı)
* Salmo trutta labrax Pallas (Karadeniz alabalığı)
* Salmo trutta f.lacustris Linnaeus (Göl alabalığı)
Yukarıda belirtilen alabalık türleri içerisinde yetiştiriciliği en yaygın olanı Kuzey Amerika kökenli Gökkuşağı alabalığı olmuştur. Gökkuşağı alabalığı ile Kaynak alabalığı hemen hemen aynı yıllarda yaklaşık 120 yıl önce Kuzey Amerika’dan Avrupa’ya getirilmelerine karşın kültür koşullarına uygun niteliklerinden dolayı Gökkuşağı alabalığı yetiştiriciliği hızlı bir artış göstermiş ve günümüzde bir endüstri haline gelmiştir. Gökkuşağı alabalığının yetiştiriciliğe uygun özel likleri aşağıdaki başlıklar halinde belirtilebilir (Steffens 1981).
* Gökkuşağı alabalığının çevre koşullarına çok iyi uyum göstermesi yanında özel likle yüksek sıcaklıklara oransal olarak dayanıklı olması,
* Aktif yem alması nedeniyle yemlenmesinin kolay olması ve yemi değerlendirmesinin daha iyi olması yönünden iyi bir büyüme göstermesi,
* Daha yüksek ilkbahar sıcaklığında dere alabalığı ve kaynak alabalığı gibi diğer alabalık türlerine göre daha kısa süreli kuluçka dönemine sahip olması.
Dünya genelindeki kültür balıkçılığının gelişimine koşut olarak ülkemizde de özellikle üstün yetiştirme avantajları nedeniyle Gökkuşağı alabalığı üretimi büyük aşamalar katetmiştir. Zaten neden tüm çiftliklerin Gökkuşağı Alabalığı değilde başka bir alabalık türüne yönelmedikleri sorusunun cevabı da budur.
Saygılarımla.
Not: Cevap içinde geçen taksonomi(türler) bölümünde ANKARA Ünv. Öğr.Üyesi Doç.Dr.Fikri AYDIN'ın çalışmasından alıntılanmıştır.
__________________
Lütfen avcılık, balıkçılık ve su ürünleri ile ilgili genel sorularınızı özel mesaj ile sormayınız. Herkesin yararlanabilmesi için konular içinde soru yöneltiniz...
Bu mesaj en son " 06-10-2010 " tarihinde saat 10:54 itibariyle xnode tarafından düzenlenmiştir....
Neden: Düzeltme yapıldı
|