Yalnız Mesajı Göster
Eski 06-02-2008, 09:54   #1
zinebird
Oltacı
 
zinebird kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 18.08.06
Yaş: 53
Mesaj Sayısı: 38
Varsayılan Bütün Yönleriyle Sonar Ve Balık Bulucular



Sonar kelimesinin açılımını özetleyecek olursak; Ses, izlenecek yol ve mesafe tayini / keşif-tarama ” SOund, NAvigation and Ranging “ dir. Bu kavram 2.Dünya savaşı sırasında düşman denizaltılarını izlemek için geliştirilen sisteme verilen isimdir. Pasif ve aktif sonarlar olarak iki farklı çalışma tekniğine sahiptir. Pasif sonarlar genellikle denizaltılarda kullanılır, algılama sistemleri motor veya sudaki cisimlerin gövde titreşimlerini doğrudan saptar. Aktiv sonarlar ise gönderilen ses dalgalarının yansımasını alarak çalışırlar.
Bizim bahsedeceğimiz sonar ( Balık Bulucu ) sistemi aktif sonar grubuna dahildir. Verici ( Transmitter ), Çevirici/Ayna ( Transducer ), Alıcı ( Receiver ) ve Ekran/Görüntü ( Display ) de bu sistemin parçalarını oluşturur. Vericiden çıkan elektro manyetik dalgalar çeviricide ses dalgalarına dönüşerek su içine gönderilir. Gönderilen bu ses dalgaları su içindeki bir nesneye çarptıklarında geri sekerek yankı meydana getirirler. Geri gelen ses dalgaları yine çevirici/ayna vasıtasıyla elektrik dalgalarına çevrildikten sonra,alıcının gücü bunu görüntü olarak ekrana yanstır. Ses dalgalarının hızı su içinde yaklaşık olarak saniyede 1463 mt. olup, gönderilen ses dalgaları ile algılanan yansıma arasındaki zaman aşımında mesafe ve nesnenin büyüklüğü tesbit edilebilinir. Bu işlem saniyede birçok kere tekrar edilir.


Sonar/Balık Bulucu’larda Frekans aralığı genelde 50 khz. (kilohertz) ile 200 khz.arasındadır. Ses dalgaları spectrumunda bu frekans aralığındaki sesleri insanlar ve balıklar duyamaz.
Mükemmel bir sistem için dört temel öge vardır.
1-Güçlü bir verici
2-Yetenekli bir çevirici
3-Hassas bir alıcı
4-Çözünürlüğü yüksek iyi bir ekran
Sistemin mükemmeliyeti birbirleriyle teknik uyuma, en kötü hava ve ısı şartlarında çalışabilme özelliğine sahip olmalarına bağlıdır.
1-Verici nın gücü; derin sularda yansımanın oluşabilmesi veya kötü su koşullarında çalışabilmesi ile orantılıdır. Hatta su içindeki canlı/cansız nesneleri detaylı olarak tesbit edebilirsiniz.
2-Çevirici/Ayna nın gücü; sadece vericiden gelen yüksek güce dayanmak olmayıp, gelen elektromanyetik gücü çok az bir kayıpla ses enerjisine dönüşmesini sağlamak, çok derin sularda zayıf ekoların ve küçük canlıların algılanması vede detaylı tesbit edilmesi demektir.
3-Alıcının gücü; yüksek güçle uzağa giden ve zayıf olarak geri dönen sinyalleri güçlendirmek, sinyallerin geniş alanda çalışmasını sağlamak ve birbirine çok yakın hedeflerin ekran üzerinde kolay ayırt edilebilmesini sağlamaktır.
4-Ekran gücü; çözünürlülüğün yüksekliği ( vertical pixel ) ve iyi kontrast su altındaki algılanan bütün detayları net ve çabuk görme ile orantılıdır.
Frekans/Titreşim sayısı (Frequency): Sonar/Balık bulucularda frekans aralığı önemli bir etkendir, bu etken avlanma konumuna ve av türüne göre doğru frekans aralığında yapılması gerekir. Su altındaki nesnelerin elektronik cihazlar tarafından doğru ve kesin saptanması o cihazın frekansı ile doğru orantılıdır ve doğru seçilmiş bir frekans aralığı ile su altında istediğimiz görüntüyü elde edip yorumlayabiliriz. Piyasadaki kolay kullanımlı sonarlar (denizaltı dedektörü) genelde 50 ve 200 khz.olarak kullanıcıya sunulmuştur.
Tatlı su ve tuzlu su uygulamalarında daha çok 200 khz.frekans modu seçilir, bu seçim sığ sularda ve hızlı sürütme tekniğinde kullanılır. Su altındaki detaylı görüntüyü bu frekans modunda alabiliriz. Yükselen frekans değerlerinde hedef tanım yeteneğide o kadar fazladır ve iki balık arasındaki kütlesel büyüklüğün ayırımınıda yaparak ekrana yansıtır.
Bazı uygulamalarda 50 khz.frekans en iyi seçimdir. Suyun doğal yapısı (Deniz suyunun yoğunluğu, tuzluluk ve mineral oranı,mikro organizmalar ....vs.) ses dalgalarını uzun mesafede etkisiz hale getirir. Alçak frekans yüksek frekans seçiminden çok daha fazla derinliğe elektro manyetik ses dalgalarını ulaştırma yeteneğine sahip olduğu için genellikle denizlerde derinsu için seçilir.Çevirici/ayna nın düşük frekans aralığında çalışması yüksek frekans aralığından daha geniş bir tarama açısına sahip olarak avı daha geniş bir alanda izleyebilme yeteneğinin oluşmasıdır.
Çevirici/Ayna ( Transducer ):
Çevirici/Ayna sistemin antenidir. Elektrik enerjisini yüksek frekans ses dalgalarına çevirir. Bu antenden çıkan ses dalgaları su içinde ilerlemeye başlar çarptığı herhangi bir nesneden yansıyarak geri döner. Antene ( Çevirici/Ayna ) geri dönen ses dalgaları, elekrik enerjisine çevrilerek sistemin alıcısına ulaşır. Çevirici/Ayna frekansı ile sistem frekansı aynı olmalıdır. Diğer bir değişle 50 mhz.için imal edilmiş bir balık bulucuya yüksek veya düşük değerde bir çevirici/ayna bağlayamazsınız. Mutlaka eş değerli olması lazım. Sonar gücünün hızı watt ile verilir. Bu değerin mümkün olduğunca yüksek olması hertürlü su koşulunda daha derini vede ayrıntıları algılamak demektir. Çevirici/Ayna lar ses dalgalarını su ile temas ederlerse gönderebilirler.
Kristal: Çevirici/aynanın içindeki etken madde kurşun zirkonat veya baryum titanat dan yapılan yapay kristaldir. Kimyasal karışımdan yapılan bu kristaller kalıplara dökülüp yüksek basınç ve ısı altında fırınlarda kristalize edilirek sertleştirilirler. İki tarafı bir iletken ile kaplanıp çevirici/aynaya bağlanır. Frekans ve konik açı kristalin şeklini belirler. Sonarlarda genellikle yuvarlak kristaller kullanılır, kristal kalınlığı frekansını, konik açının çapını veya etki ettiği alanın açısını belirler. Bir örnek 200 khz. İçin verelim, 20 derecelik konik açılı bir kristal 2,4 cm.çapındadır, 8 derecelik konik açılı bir kristal de 4,8 cm.çapında olur. Geniş çaplı kristallerin konik açısı küçük,dar çaplı kristallerin konik açısıda büyük olur. Buda aynı frekans değerine sahip iki çevirici/aynadan büyük konik açılı olanının çap olarak neden küçük konik açılıdan daha küçük ölçekte olduğunu açıklar.
Çevirici/Aynanın Doğru Takılması:
Çevirici/Ayna bir çok şekil ve boyutta olabilir. Çoğunluğu plastikten yapılmıştır fakat bazıları bronzdan imal edilir. Frekans ve konik-açıya göre kristalin büyüklüğü belirlenir. Kristalin büyüklüğüne görede nereye yerleştireleceği saptanır.
Günümüzde dört çeşit çevirici tipi vardır.
1-Teknenin gövdesinden/Thru-hull
2-Teknenin sintinesinden/Shoot-thru-hull
3-Taşınabilir/Portable mount
4-Dışarıdan sabit montajlı/Transom mount
1-Thru-hull: Bu tipler teknelerin suyun altında kalan,arka gövdesine yakın dümen, pervane ve şaftdın önüne gelecek konumda açılan bir deliğe deniz dibinede dik bakacak şekilde yerlestirilir.
2-Shoot-thru: Epoksi kaplamadan imal edilmiş bu türler fiber teknelerin su altında kalan iç ( sintine ) kısmına yerleştirilir. Ses dalgaları tekne gövdesinin vasıtası ile alınır ve yollanır fakat randımanı biraz azalır vede çok derin suları algılama yeteneğini kaybeder. Dikkat edilecek nokta tekne gövdesinin salt fiberden inşaa edilmiş olması gerekir. Ağaç, sac ve aliminyum gövdeli teknelerde kesinlikle kullanmayı denemeyin, kullanılan frekanstaki ses dalgaları havadan geçmez. Diğer ikinci dezavantaj ise mönitöre hedef yaylarının ( sembol ) yorumunu mükemmel aktaramaz. Avantajları ise çevirici/ayna dış olumsuz etkenlere karşı korumalı bir alanda olduğu gibi çıkıntısı olmadığı içinde tekne süratini olumsuz etkilemez. Ayrıca hızlı sürütme tekniğindeki yüzey ve orta su balık avlarında daha verimli hale dönüşür.
3-Portable mount: Taşınabilir olup belli bir süre için monte edilen modellerdir.
4-Transom mount: Teknenin kıç tarafından direkt su ile teması sağlanmış sabit türlerdir. Mükemmel imal edilmiş olanları hızlı sürütme tekniklerinde en iyi randımanı veren ve yaygın kullanılan tiplerdir.
Tekne hızı Ve Çevirici/Ayna:
Hızlı yol alan bir teknede ayna ve su arasında boşluk ( hava yastığı ) oluşur. Eğer suyun akışı çevirici/aynaya düz ve pürüzsüz yalayarak değip geçerse gönderilen/alınan sinyaller normal çalışır. Su üstünde yol alırken su akışı teknemizin düzgün olmayan veya keskin kenarlarına çarparsa türbülant ( hava kabarçıkları ) oluşur, buna “ kavitasyon ” ( boşluk oluşumu ) denir. Eğer bu hava kabarcıkları oluşumu çevirici/aynanın yüzeyinden geçerse sonar ekranında “noise” ( ses ve görüntü paraziti ) meydana gelir. Sonarlar suyun içinde çalışır havada değil. Hava kabarcıkları çevirici/aynanın yüzeyini yalayarak geçerse bunları ekrana yansıtır, bu kabarcıklar çevirici/aynaya çok yakın ise yansımada o kadar kuvvetli olur. Bu oluşum zayıf algılanan su altı oluşumlarının ve balık sinyallerinin tesbitini zorlaştırdığı gibi imkansız hale getirir.
Tekne hareket halinde iken Çevirici/aynanın,yakınlarında türbilanta izin verilmeyeceği ve buna göre uygun noktanın tesbiti çok önemlidir. Süratli teknelerde en uygun modeller kıçtan ( transom mount ) monte edilenlerdir ve su içine mümkün olduğunca indirilmeleri uygun olmayan koşulları ortadan kaldıracaktır.
Çevirici/Ayna Konik Açısı:
Çevirici/ayna bir açıdan gönderilen/gelen ses dalga şoklarına yoğunlaşır. Gönderilen ses dalga şokları gidebildiği derinlik oranında geniş bir alana ulaşır. Bunu grafik olarak bir kağıda çizsek konik görünümünde bir model ortaya çıkar ve bu nedenle ”konik açı” tabiri ile ifade edilir. Ses dalgaları merkez hat veya konik eksen boyunca çok güçlü olup merkezden uzaklaştıkcada bu etkiside derece-derece azalır.
Yansıtıcı/aynanın konik açı gücü ilk merkezinden veya konik ekseninden ölçülür ve gücün merkeze olan uzaklığı ile karşılaştırılır. Güç yarıya düştüğünde (-3db.[decibel]), merkez ekseninden açı ölçülmüş olur. Eksenin bir ucundaki -3db.lik noktadan diğer ucundaki -3db.lik noktaya kadar olan toplam değer konik açı olarak adlandırılır. Bu yarı güç noktası ( -3db. ) elektronik endüstrisinde standart olarak kabul edilir ve bir çok üretici konik açı ölçümlerini bu yönde yaparlar. Bazı üreticiler 1/10 merkez eksen gücünün olduğu yerde –10db.noktasını kullanırlar. Bu büyük açı olup ölçtüğünüz noktanın merkez ekseninden daha uzakta olması demektir. Yansıtıcı/ayna gücünde hiç birşey değişmez sadece ölçüm sisteminin değişikliğidir. Örnek:8 derecelik konik açı -3db. 16 derecelik konik açıda-10db.olacaktır.
Geniş konik açılı çevirici/ayna vericinin gücünü suya daha iyi iletir, su altındaki daha fazla detay gösterir, derinlik gösterme yeteneğide fiyatına göre artar. Dar konik açılı çevirici/ayna fazla alan göstermez geniş açılı olanlardan daha derini gösterir. Dar konik açılı çevirici/ayna vericinin gücünü yoğunlaştırarak daha küçük bir alanda toplar. Sonar sistemindeki dib sinyalleri ekranda geniş açılı çevirici/ayna kullanıldığında, daha fazla alanı gördüğümüz için küçük çevirici/aynanın gösterdiğinden daha geniş açılı görünecektir.
Yüksek frekans (200 khz.) çevirici/ayna aynı zamanda dar veya geniş konik açılı olabilirler. Genelde geniş konik açılı olanlar tatlı su,dar konik açılı olanların tuzlu suda kullanılır. Alçak frekans ( 50khz.)sonar çevirici/ayna 30 ila 45 derecelik konik açılım alanına sahiptir.
Su Ve Dib Koşulları:
Suyun tipi ve kondüsyonu sonarın çalışmasına etki eder. Ses dalgaları tatlı ve berrak suda kolay yol alır. Buna mukabil tuzlu suda serbest bir şekilde dolaşan çeşitli maddeler tarafından emilir veya yansıtılır. Yüksek frekanslarda ses dalgalarının tuzlu su içinde yayılmaları, tatlı sudaki gibi kolay değildir. Denizlerdeki rüzgarlar ve akıntılar gibi aktiv çevre ortamı suları karıştırırlar. Dalga hareketleri yüzeyde hava kabarcıkları oluşturur ve sonar sinyallerini dağıtır. Algler, planktonlar gibi mikro organizmalar, mineral ve tuz gibi etkenler sonar sinyallerini emer veya dağıtırlar. Bütün bu etkiler tatlı sulardada var fakat etkileri denizlerdeki kadar yoğun değildir. Kum, çamur, balçık, pislik ve bitki örtüsü sonar sinyallerini emerek veya dağıtarak yansıyan sonar sinyallerini zayıflatır. Kaya, mercan ve diğer sert nesneler sonar sinyallerini daha kolay geriye yansıtır. Bu etkilerin ayırımını sonar sisteminin monitöründe kolayca görebiliriz.Çamur/kil gibi zeminler ekranda çok ince hat halinde geçerler. Kaya gibi sert zeminler ekranda kalın/geniş bir çizgi halinde geçerler.
Su Sıcaklığı Ve Termoklin:
Suda yaşayan bütün canlıların davranış ve hareketlerine etki eden en önemli faktör suyun sıcaklığıdır. Balık türlerinin çoğu soğuk-kanlı olup vucut sıcaklığı suyla çevrilmiştir. Kışın, soğuk sularda metabolizmaları yavaşlar. Yaz aylarına göre ¼ oranında besin tüketirler. Termoklin; su kütlelerinin bazı tabakalarının, kendisinden daha aşağıda ve yukarıda kalan tabakalardan daha fazla dikey negatif sıcaklık gradyanına sahip olması durumudur. Termal olarak tabakalara ayrılmış bir su kütlesinde sıcaklık gradyanının maksimum olduğu tabakadır. Bu durum bazı denizlerde kalıcı bir özellik iken, bazı denizlerde ise mevsimsel şartlara göre değişebilen ve suların ısınması sonucu oluşur. Diğer bir değiş ile havaların sıcak olduğu zaman yüzeyden başlayan, havaların soğuduğu zaman ise yüzey sularının altında kalan, bütün mevsimlerde su sıcaklığının fazla değişiklilik göstermediği sabit sıcaklıkta ki ılık su katmanlarıdır. Yüzey sularında bulunan yem balıkları soğuk havalarda bu katmanların içine sığınırlar, pelajik ve predatör balıklar da ya içinde ya da etrafında mevzi alırlar. Bazı sonarlar bu katmanı tesbit eder ve ekrana yansıtır.


Kaptan Nasuhi Albulak
__________________
M. Can Denizkurt-1970
zinebird Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links