Arkadaşlar bir bahar günü kalabaktan hakkı isimli arkadaşımın teknesi ile çıktık.Doğruca karşıya pınarlıya varıp yokladık baktık kayde değer bir şey yok.Hadi demir alıp ilerdeki adaya doğru yollandık.Demirleyip tekne oturdukdan sonra salladık takımları iyi kötü bir şeyler alıyoruz.Saatler ilerledi güneş yükseldi hava iyice yattı,deniz adeta oldu bir çarşaf.Dipden gelen balık kesildi.Başladık muhabbete bazılarımız yine aşağıyı yokluyor ve ara sıra izmarit falan alıyor.Yemimiz sardalya.Beyler benden mola deyip yerimden kalkıp geçtim kıç tarafına.Hem bir şeyler yiyiyorum.Hemde denizi seyredip kendi kendime allahım verdiğin bu güzellikler için sana şükürler diye iç geçiriyorum.Bir anda teknenin azıcık ilerisinde 5-6 metre aşağıda bir karaltı gördüm.Arkadaşlardan 3-4 kesilmiş sardalya istedim ve bana gönderilen sardalyalardan,iki tanesini aralıklı mesafe ile ona doğru fırlattım.Vallahi konak alanındaki kuşların yem kapması gibi yıldırım hızıyla sardalyaları kaptı.Hemen çantamdan güzel bir leblebi kurşun bağlı olan bir zokalı takıma sardalyayı basıp fılattım ileriye.Amcam pat onu da kaptı.Zoka ağzına girdimi girmedimi bilmediğimden kıpırdamadan duruyorum.Arkadaşlara hiç bir şey demeden boşluğu aldım ki,aşağıda kıyamet kopuyor gelmiyeceğim diye.Başladım ağır ağır çekmeye beylerrrrrrrrrrrrr bir misafir geliyor,aman hemen bir kepçe dedim.Teknede bulunan abim dur ben onu alırım dedi ve ayağa kalkarak yanıma geldi.Bir iki hamle balığı sudan çıkarttı ve görür görmez benim kucağıma bırakıverdi.Balık kucağıma düşdüğünde sadece ana bu neee diye bağırıp bağdaş kurmuş otururken korkudan yaptığım refleks ile kendimi sırt üstü yatar buldum.Abimin benim seyrede seyrede okşaya okşaya taa teknenin dibine kadar getirdiğim balığı bir anda kucağıma koyması sonucu ortaya çıkan kargaşada tabi balık bir iki debelenmeden sonra aynen cup denize gitti.Bizim bağırışmalarımızı etrafdaki diğer teknelerdeki arkadaşlar da izliyormuş.Hepsi tuuuuuuuuuuu ulan ne yaptınız.3-4 kiloluk akyayı denize geri kaçırdınız diye bizimle dalga geçtiler....