Yalnız Mesajı Göster
Eski 01-12-2011, 23:34   #1
MAVİ FENER
Kaptan
 
MAVİ FENER kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 13.06.09
Yaş: 74
Mesaj Sayısı: 2.415
Arrow Hamsi nesli tüketiliyor



Rize Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Mesut Rakıcı, Türkiye'deki balıkçıların tamamına yakınının şu anda Karadeniz'de hamsi avında olduğunu belirterek, ''Bilinçsiz avlanma ile deniz adeta yağmalanıyor, hamsi nesli tüketiliyor''dedi.


Rakıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sinop'tan Artvin'in Hopa ilçesine kadar yoğun bir hamsi avı yapıldığını, bu alandaki tekne sayısını belirlemenin imkansız olduğunu ifade ederek, ''Hamsi çok yoğun ve kontrolsüz bir şekilde avlanıyor, günü kurtarmanın peşinde olanlar hamsinin geleceğini tehlikeye atıyor'' diye konuştu.

Karadeniz'de balık neslinin, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğunu dile getiren Rakıcı, şöyle devam etti:

''Karadeniz'de bir tek hamsi kaldı. Şimdi herkes onun peşinde. Hamsi de bu gidişle bitecek. Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığının tekneler için uyguladığı av kotasına kimse uymuyor. Günlük av kotalarının uygulanmaması, hamsi neslini yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. En büyük teknenin günlük av miktarı 800 kasayken, (15-16 ton) maalesef bir tekne, 70-100 ton arasında hamsi avlayabiliyor. Kimse de engel olmuyor. Türkiye'deki bütün balıkçıların neredeyse tamamına yakını şu anda Karadeniz'de hamsi avlıyor. Bilinçsiz avlanma ile deniz adeta yağmalanıyor, hamsi nesli tükeniyor.''

-Kayıt dışı hamsi, ekonomik kaybı da artırıyor-

Türkiye'de avlanan balık miktarının hesaplanamadığını öne süren Rakıcı, şunları kaydetti:

''Denizlerimizde avlanan balık miktarını söylemek imkansız. Çünkü kayıt dışı avlanma, kota aşımı oldukça fazla. Avlanan hamsi kayıt altına alınmıyor. Bu da beraberinde kayıt dışı balığın piyasaya sürülmesine neden oluyor. Denizlerde ki başıboşluk, balık nesli için büyük sorunları, devlet için ekonomik kayıpları beraberinde getiriyor. İlgililer, ekonomik kaybı önlemek, balık neslini kurtarmak için çözüm bulmalı.''

Avlanan hamsinin başka bir şehre gönderilmesi için yasal düzenlemeyle ''Hamsi Nakil Belgesi'' alınması gerektiğini de savunan Rakıcı, şöyle konuştu:

''Ancak İstanbul-Ankara dışında hiçbir il için nakil belgesi alınmıyor. Kooperatifimizden bu yıl sadece 43 adet ''Hamsi Nakil Belgesi'' kesmemiz kayıt dışı balığın çokluğunu açık bir şekilde gösteriyor. İlgili kurumlar bu anlamda çıkış noktalarında denetimlerini sıklaştırmalı. Kayıt dışı ekonominin önüne geçilerek bir yandan ekonomiye katkı, diğer yandan hamsinin kontrollü avlanması sağlanmalı. Türkiye'nin balık ihtiyacı ve tüketimi hesaplanarak kontrollü avcılık ve nakliyat yapılmalı. Aksi taktirde gelecek yıllarda diğer balıkların akıbeti, hamsiyi de bekliyor.''

Rakıcı, balıkçının ekonomik gelir azlığı nedeniyle kontrolsüz avcılık yaptığını, çiftlik balıkçılarına uygulanan desteklerin diğer balıkçılara da uygulanması gerektiğini kaydetti.

-Küçük kazalar büyük felaketlerin habercisi-

Denizdeki tekne yoğunluğu nedeniyle ufak çaplı kazaların da yaşandığına ve bu sayının her geçen gün arttığına işaret eden Rakıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Tekneler çok yakın mesafelerde avlanma yapıyor, aralarında güvenlik mesafesi bırakılmıyor. Yoğunluk nedeniyle her türlü deniz kazası riski var. Geçen gece yaşanan ufak çaplı kazada, iki tekne çarpıştı. Kazanın ucuz atlatılarak can kaybı olmaması sevindirici. Ancak bu küçük kazalar büyük felaketlerin habercisi. Bunun önüne geçmek için sistemli bir şekilde balıkçı tekneleri için deniz trafiği oluşturulmalı. Tekneler kendi bölgesi dışına çıkmamalı.''

-Balıkçılar denetimlerini artırılmasını istiyor-

Rize'de 45 yıldır balıkçılık yapan Medet Kasarcı ise Karadeniz'de yoğun bir avcılık yapıldığını belirterek, ''Sinop açıklarından kovalanmaya başlanan yaklaşık 100 bin tonluk hamsi sürüsü, Rize'ye gelinceye kadar bitiriliyor. Türkiye'den Gürcistan'a giden tekneler balığı yatağında, ufak büyük demeden bilinçsiz bir şekilde avlıyor. Gelecek nesillerimiz Karadeniz'de hamsiyi bulamayacak bu gidişle. 45 yıldır balıkçılık yapıyorum. Son beş yıldır hamsi neslinde müthiş bir azalma var'' dedi.

Su Ürünleri Kanunu ile kota uygulamasının getirildiğini ifade eden Kasarcı, şunları söyledi:

''Ancak kota sadece kağıt üzerinde var. Kimse denetlemiyor, yaptırım uygulanmıyor. Balıkçının kendi kendini idare etmesi isteniyor. Yasa çıkarıldı, denetimden uzak balıkçının bu düzenlemeye uyması bekleniyor. Avrupa'da bu uygulama var, sivil toplum örgütleri kendilerini denetleyebiliyor. Ancak Türkiye'de balıkçılar da dahil sivil toplum örgütleri daha bu işe hazır değil.''

Bilal Çakır ise 34 yıldır balıkçılık yaptığını ve bilinçsiz avcılığın önüne geçilemediğini anlatarak, ''Denizlerimizdeki balıkları tüketircesine avladık, hep bindiğimiz dalı kestiğimiz için bu günlere geldik. Bu durumun düzelmesi için kota uygulaması gerekiyor. Denetimler sıklaştırılırsa balık nesli artar'' diye konuştu.

A.A.
__________________
İyi günler, bol güneşler dilerim.
Üstad Kaptan
Nuri DENİZ
İstanbul - 1949
İTÜ /Kimya ve İşletme Müh.


MAVİ FENER Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links