Yalnız Mesajı Göster
Eski 28-05-2012, 13:37   #1
Bahadır Sarıca
Çımacı
 
Bahadır Sarıca kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 01.12.08
Şehir: İzmir
Yaş: 53
Mesaj Sayısı: 87
Varsayılan Günü kurtaran kofana

Merhaba Amatör Balıkçı Dostlar,

Cumartesi günü, avcılık ve levrek avı konusunda bir çok bilgiler öğrendiğim sevgili büyüğüm Vedat Abayoğlu’nu imza günü vesilesiyle yüzyüze tanıma olanağı buldum. Aynı zamanda forumlardan tanıdığımız bir çok amatör dostla karşılaştık ve tanıştık. Yazılarından ve telefon görüşmelerimizden tanıdığım Vedat ağabeyle çok eskiden tanışan iki kişi gibiydik. Tüm sıcaklığı ve ilgisiyle her zamanki gibi çok samimiydi. Akşamına döneceği için uzun görüşme ve av yapma fırsatımız olmadı. Umarım bir dahaki sefere bu olanakları yaratırız. Böyle bir olanağı bize sunduğu için kendisine ayaklarına sağlık diyor, teşekkür ediyorum.

Geçen yıldan beri araştırdığımız av meramıza son günlerde büyük lüferlerin(kofana) girmesiyle hedefimiz levrekten kofanaya döndü. Cumartesi günkü imza gününde çok sevgili Erol ağabeyle görüştük. Tabii balık muhabbetimizde söz döndü dolaştı kofanalara geldi. Aramızda kuzey güney kıyıları çekişmesi olan Erol ağabeyle bir türlü beraber av yapma fırsatımız olmamıştı. Kendisini kofana avına davet ettim. O da beni kırmayarak davetimi kabul etti.

Av tarihi : 27/05/2012, Pazar
Av yeri : İzmir kıyıları
Av türü : Tekneden sürütme(sırtı)
Avı gerçekleştirenler : Erol Erdoğan-Bahadır Sarıca
Hedef av : Kofana
Gerçekleşen av : 1 Adet Kofana 70cm 3,3kg
Hava : 0-3 Bft Batı/Güneybatı
Av saati : 06.00 - 19.00 (Balıkla mücadele 18.45 civarı)
Kullanılan ekipman : 15-30LBS kamış Lenght:1.65 Section:2, 4000 kafa makine, Ф0,21mm(65LB) ip, muhtelif sahteler
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Tabii ki sitemizde birçok kişi çok iyi biliyor ama ben yeni dostlar için yeri gelmişken sevgili Erol ağabeyden bahsetmek isterim; amatör balıkçılığı teknik bilgi ve donanımıyla layıkıyla yapan, bilgi ve görgüsünü ayırt etmeksizin her amatörle cân-ı gönülden paylaşan çok değer verdiğim bir amatör ağabeyimdir. Kendi fotoğraflarını yayınlamaktan pek hoşlanmayan Erol ağabey, yazı ve makaleleriyle sanal dünyada fazlasıyla yer almaktadır. (Bu sebeple konuda kendisinin fotoğrafı yoktur.)

Sabah saat 06.00 gibi su ile buluştuk. Uzun zamandır yapmak istediğimiz beraber avı sonunda gerçekleştiriyorduk. Tabii çok sevgili ortak dostlarımızın(sevgili Aykut / Mustafa vs) kulaklarını bol bol çınlattık. Aralarda telefon görüşmeleriyle online durum aktarmalarımız da oldu. Çok güzel sohbetler ettik.

Fakat bir türlü beklenen kofana ile buluşma gerçekleşmiyordu. Bu da bizim bölgemizin daha iyi olduğunu savunan bizler(Aykut ve ben) için olumsuz bir durumdu. Aynı zamanda sevgili dostum Erol ağabeyin av yapması çok istiyordum. Beklenen vuruş sabah suyunun sonunda geliyor, fakat vuruş geçen sefer sevgili Aykut’un yaşadığı son gibi sona eriyordu;
İlk olarak Erol ağabeyin çıkrığı kalama melodisiyle etrafı şenlendirdi. Gayet sakin bir şekilde Erol ağabey “geldi” diyerek çıkrığını sarmaya başladı. Fakat beş-altı turdan sonra “kaçtı” diyerek sarmasına devam etti. “Tekrar balık atladı fakat bu küçük” diyen Erol ağabey bir sarıkanat aldı. Açılışı yapmanın mutluluğu ve şevkiyle ava devam ettik. Fakat başka vuruş olmayınca kıyıya çıkarak öğle molası verdik.

Karnımızı sıcak içilen çay eşliğinde doyurup biraz dinlendikten sonra saat 14,00 gibi avımızın ikinci etabına başladık. Öğleden sonra havanın yükselmesi(3Bft) umutlarımızı arttırıyor ve birbirimizi “İşte kofana havası başladı” sözleriyle dolduruyorduk. Bildiğimiz tüm balık kanallarını bir tarlayı sürercesine geziyor fakat tek vuruş alamıyorduk. Bu arada kah balık yakalama verimliliğini gösteren Erol ağabeyin saatiyle(sürekli iyi balık yakalama zamanı veriyordu), kah nazar mı değdirdik sözleriyle eğlenerek iyice düşen moral motivasyonumuzu yükseltmeye çalışıyorduk.

Sırtı avları da oldukça sabır isteyen avlar. Uzun saatler bazen sıkıcı ve yorucu olabilir. Burada bence partnerlerin önemi çok büyük. Düşen performans ve motivasyon zamanlarında birinin bir diğerine enerji vermesi çok önemli. Bu açıdan kendimi her zaman şanslı hissetmişimdir. Balığa çıktığım tüm dostlarım hep pozitif ve balık yakalama arzusu üst seviyede olan insanlardı.

Saat 17.00’yi gösterdiğinde “işte akşam suyu başlıyor, balık hareketlenir Erol ağabey” dedim. İkimiz de son kurşunlarımızı attığımızın farkındaydık. Zaman hızla geçiyor umutlarımız tükeniyordu. Ahh, bir balık olsa ne güzel olurdu, tüm yorgunluğumuzu bir anda alır, tüm günü kurtarabilirdi….

18.30 sularında,
-- Erol ağabey, ne dersin çıkalım mı?
-- Sen bilirsin Bahadır’cım, ama son şans vardır ya. İstersen son tur yapıp çıkalım.
--Tamam ağabey, hadi son tur, rastgele…
--Rastgele…

İşte son turumuz bu sözlerle başladı. Sabahtan beri devam eden sohbetimizi benim makinemden gelen kalama sesi bıçak gibi kesti. Sahtenin ucundaki balık, yavaş(slow) aksiyonlu kamışımı iyice eğmiş, makinemden hızla ip alıyordu. Makinemi sarmaya başladığımda, 2 kg’a ayarladığımı tahmin ettiğim kalama ayarımın balık için az geldiğini, hızla kalamayı almaya devam ettiğini gördüm. Hemen kalamamı bir tur daha sıkarak, boşluk vermeden sarmaya başladım. Ayarlar sırasında kafasını çeviren balığın yönünü bana çevirmeyi başarmıştım. Suyu yararak kafasını çıkaran balığı ilk gördüğümde çok büyük bir levrek olduğunu sandım. Fakat benim balığı yakalamamla birlikte ayakta olta takımını hızla toplayan Erol ağabeyin
“bu büyük bir kofana Bahadır” demesiyle balığın levrek olmadığını anladım. Balığı bota yaklaştırdığımda gene salla sırt bota almayı düşündüm.

Fakat balık tahminlerimin üzerinde çok büyüktü. İşte bu gibi anlarda partnerinizin önemi ortaya çıkar. Aramızda hiçbir konuşma olmamasına rağmen, büyük balıklar konusunda tecrübeli Erol ağabey çoktan takımını toplamış, kepçeyi hazırlamış ve konumunu almıştı.

Ben salla sırt poziyonunda tam balığı kaldırırken, hızla balığı kepçelemiş (kepçeleme için bir kez şansı vardı; “o an”. Gerçekten “o onda” kepçelemişti.) kamışımı kaldırdığımda boşa çıkan olta takımımın altındaki Erol ağabeyin kepçelemesi sayesinde balığı almıştık. Dünyalar bizim olmuştu:

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]



İşte O ellerimizdeydi:
“Günü kurtaran kofana”

Tüm amatör dostlara keyifli avlar dilerim.

Sevgi ve selamlarımla…
__________________
Bahadır Sarıca
İzmir-1970
İnsanlar başaklara benzerler; içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.(Montaigne)
Bahadır Sarıca Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links