Yalnız Mesajı Göster
Eski 05-12-2007, 21:20   #1
hhlevent
Oltacı
 
hhlevent kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 17.12.06
Mesaj Sayısı: 13
Varsayılan Yeniden merhabalar

Sevgili balıkçı dostlarım,
Rahatsızlığım dolayısıyla sizlerden uzun bir müddet uzakta kaldım. Çok şükür sıhhatimi kazanmış olarak sizlere hitap etmekten memnuniyet duyuyorum. Bu arada yeniden balığa gitmeye başladım ve Yeşilırmak'ta karşılaştığım üzücü bir manzarayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ayrıca bu yazı 27 Ekim 2007 tarihinde Türkiye Gazetesinde de yayınlaşmıştır, aynen sizlere aktarıyorum:

NE BİTMEZ GÖZYAŞIN VAR EY YEŞİLIRMAK

Bugün 22 Ekim 2007, saate bakıyorum 12:30. eşimle hem balık tutabilmek hem yeşil bahçeler içinde bir yürüyüş yapmak için balık çantamı sırtıma geçirip içimizdeki huzurun ve sevginin serinliğini duyarak Yeşilırmak’a yetişiyoruz. Bu da ne? Irmakta şimdiye kadar ender rastladığım bir hal var. Her yerde balık atlamaları ile şapırdayan ırmakta sanki düğün var. Hanım şu hale bak, her taraf balık kaynıyor, bugün güzel bir balık tutacağız dedim. Oltaları yemleyip ırmağa attım. O sırada aklımdan geçmeyen bir sahne ortaya çıkıverdi gözlerimin önüne. Yüzlerce balık, yarı ölü yarı canlı çırpınarak yaşama savaşı veriyordu. Kargalarda da görmediğimiz bir hareketlilik vardı. Sahile gelip bekliyorlar ve bu anda kendi cürümlerinin kaldırabileceği sahile vuran balıkları tutup yiyor, bir nevi bayram ediyorlardı. 5-10 kiloluktan en küçüğüne kadar ırmak ölüm kusuyordu. Attığım oltamı ölümle cebelleşen balıklar mı görecekti? Eşim neredeyse ağlamaklı: “Vallahi benim bu hali görmeye tahammülüm kalmadı, hadi gidelim” dedi. Senelerden beri bu ölüm trajedisine sahne olan “Yeşil”i yeşil gözleri yaşlı olarak bırakıp büyük bir hüzünle eve döndük. Bundan dört sene önce de gördüğüm aynı manzarayı sağolun sütunlarınızda dile getirmiştik. Senelerden beri vaki olan bu hale artık bir çare bulunuyor yavelerine kanmıştım. Yazık, çok yazık ki aldanmışım. Yeşil gibi nice ırmakların, suların zehirlendiği ülkemde hala çevreci doğacı geçinen palavracıların sesleri ayyuka çıkarken, sen ağla Yeşilim, sen ağla Tersakan’ım ve siz ağlayın diğer nazlı sularımız. Gözyaşınızı ne o çevreci geçinenler, ne de makamlarında rahat oturup, elime avlama ruhsatını verirken dört oltadan fazlasıyla avlanamazsın diyenlerin tuzları kurudur artık, gönülleri ferahtır. Irmaktan yine ne güzel balık akıyor, lütfen sıcak sandalyenizden kalkıp temaşa edin hiç olmazsa. Ve lafla peynir gemisinin yürümediği izanına varın artık. Suları ağlatmayın, vicdanlarımızı sızlatmayın. Bir çare varsa artık bu panzehiri verin artık. Beni beş oltayla yakalayıp cebimdeki ekmek parasını ceza olarak almaya çalışan makamlar, bu akan balıkları dört oltayla değil dört yüz oltayla tutmaya çalışın bakalım netice ne olacak? Kollarınız yorulur, nefesleriniz kesilir yine başaramazsınız. Haydi size rasgele, sularım başınız sağolsun…


Selam ve saygılarımı arz ederim, tekrar görüşmek ümidiyle...
Rastgele!
__________________
Emekli Asb.
Hüseyin Hilmi LEVENT 1926-TARSUS/ AMASYA

Bu mesaj en son " 05-12-2007 " tarihinde saat 21:26 itibariyle hhlevent tarafından düzenlenmiştir....
hhlevent Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links