Yalnız Mesajı Göster
Eski 21-11-2006, 15:33   #1
Güven ÖZYELDAN
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan Körfezin Son Dalyanı: Homa

Başlık : Körfezin Son Dalyanı: Homa
--------------------------------------------------------------------------------
Yazar : Doç. Dr. Okan AKYOL
--------------------------------------------------------------------------------
Sayı : 5.Sayı (Ocak - Mart 2005)
--------------------------------------------------------------------------------
Konu : Sulak Alan
--------------------------------------------------------------------------------



Lagün alanları ve körfezler, jeomorfolojik olarak çok uzun ömürlü olmayan sahalardır. Bu tür yarı kapalı alanlar, jeolojik süreçler nedeniyle er ya da geç yok olmaktadırlar. Bir zamanlar Bornova vapurundan bahsedildiğini, Kadifekale yamaçlarında liman demirlerinin varlığından söz edildiğini, antik Efes’in gerçekte bir liman kenti olduğunu arkeolojik kalıntılar göstermektedir. 1970’lerin başında, Çakalburnu dalyanı (Inciraltı) aşırı sığlaşmış, balıkçılık yapılamaz hale gelmiş; böylece dalyan çevresi bir plaj olarak kullanılmaya başlanmıştı. Çocukluk dönemimin Izmir’le ilgili ilk anıları bu plajlara ve Inciraltı’ndaki oltacılık dene-melerine aittir. Ancak bu dönem, evsel ve endüstriyel kirliliğin bu alana hızla ulaşmasıyla çok kısa sürmüş; yaz aylarının yeni plaj alanları, artık Pina ve Kilizman kıyıları olmuştur. Kuzeydeki üç dalyandan ikisi, Çilazmak (725 ha) ve Ragıppaşa (500 ha) da gelecek on yıl içerisinde aynı kaderi paylaşacaktı. Her üç dalyan da iç körfeze yakınlığı nedeniyle kirlilikten nasibini almış; bir sahil baraj gölü durumuna dönüşerek sığlaşmış; ömrünü tamamlamıştı. Bunlardan Ragıppaşa dalyanı özel bir teşebbüs olarak işletmeciliğini bir süre daha sürdürmeyi denemiş; ancak Izmir Körfezi’nin kurtuluşu için bir umut ışığı olan “büyük kanal projesi” çalışmalarının gereği olarak, körfezin akıntı sistemine engel teşkil ettiği gerekçesiyle, Eylül 20.00’de mahkeme kararıyla tamamen yıkılmıştır.

Homa lagün sistemi, yaklaşık 40.000 hektarlık alana sahip Gediz Deltası’nın (16 nolu özel koruma alanı) güneyinde, Kırdeniz (400 ha) ve Homa (1824 ha) olmak üzere birbirine bitişik iki lagünden oluşmaktadır. Bu lagünlerin derinlikleri 0.2-1.5 m arasında değişmektedir.

Ege Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi’nin araştırma ve uygulama dalyanı olan Homa, aynı zamanda çevresiyle birlikte, zengin biyolojik çeşitliliğe sahip önemli bir sulak alandır. Ilk koruma çalışmalarına, 1980 yılında Orman Bakanlığı’nca başlanmıştır. 1982 yılında “Su Kuşları Koruma ve Üretme Sahası” olarak tescil edilen saha, 1984 yılından beri “Yaban Hayatı Koruma Sahası”, 1985 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Doğal ve Arkeolojik Sit”, 1987 yılında Izmir Büyükşehir Belediyesi tarafından “Kuş Cenneti” ilan edilmiş ve 15.4.1998 tarihinde Çevre Bakanlığı tarafından da, Kuş Cenneti ve dalyanın içinde bulunduğu Gediz Deltası, 23314 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sulak Alanlar Tebliği ile RAMSAR - “Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi” listesine dahil edilmiştir.

Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin organize ettiği kış ortası kuş sayımları, 28-31 Ocak 2000 tarihinde yapılmış, 217’nin üzerinde kuş türü gözlemlenmiştir. Bu türlerin 54’ü yerli, kalanı da göçmen kuştur. Bölgeye her yıl ortalama 50.000 kuş uğramaktadır. Alanda 308 bitki türünün varlığı da belirlenmiş olup, dalyanın güney doğusunda, deltanın 3.300 hektarlık bölümünü kaplayan tuzlalarda, Tekel Tuz Işlet-mesince yılda 500 bin ton tuz üretimi yapılmaktadır.

Dalyan Balıkları ve Balıkçılığı

Dalyanda bugüne kadar, başta kefaller (Mugil cephalus, Chelon labrosus, Liza saliens, L. ramada, L. aurata) olmak üzere, çipura (Sparus aurata), levrek (Dicentrarchus labrax), dil (Solea vulgaris), yılanbalığı (Anguilla anguilla), dişli sazancık (Aphanius fasciatus), gümüş (Atherina boyeri), barbunya (Mullus barbatus), tekir (M. surmuletus), ısparoz (Diplodus annularis), karagöz (D. vulgaris), sardalya (Sardina pilchardus), pisi (Platichthys flesus), iki tür deniz iğnesi (Syngnathus acus, S. typhle), iki tür horozbina (Parablennius sanguinolentus, Blennius spp.), zargana (Belone belone), kayabalığı (Pomatoschistus marmoratus) ve 1998’de ilk kez kaydedilen, ancak bir daha rastlanmayan Rus kefali (Mugil soiuy) ile birlikte toplam 24 balık türü saptanmıştır. Fakat asıl balıkçılık, diğer tüm dalyanlarda olduğu gibi kefaller üzerinedir. Homa dalyan alanına tatlı su girdisinin önemli ölçüde yağmurlara bağlı olması, özellikle yaz aylarında tuzluluğun aşırı artmasına neden olmaktadır. Hatta 1990’lı yılların sonunda dalyan tuzluluğunun %0.72’lere ulaştığı rapor edilmiştir. Bu durum, dalyanda ekolojik valansı geniş kefal türleri dışında, diğer bir çok türle birlikte; lagüner alanların kefalden sonra en bilinen türü olan yılanbalıklarının da artık nadiren görüle-bilmesine neden olmuştur.

Katadrom göç yapan kefaller, denizde üremekte; beslenmek için tatlı sulara girmektedir. Gelişim alanı olarak kullandıkları, bu besince bol, sığ sulardan; suların soğumaya başladığı güz ve kış dönemlerinde ya da üreme güdüsüyle derin deniz sularına geçmek isterken; dalyanın denizle irtibatlı boğazında, “kuzuluk” olarak tabir edilen tuzaklara girerek yakalanmaktadırlar. Homa Dalyanı’nda bu hasat sistemi, Haziran ayında boğaz kapılarının kapanmasıyla topan kefal (Mugil cephalus) ve kastroz (Liza saliens) türlerinin üreme göçüne başlamasına bağlı olarak Eylüle kadar; mavraki (Chelon labrosus), sarıkulak (L. aurata) ve ceran (L. ramada) için Aralığa kadar devam etmektedir. Suların soğuk olduğu bu son dönem, Ocak ayı başında kapıların açılmasına dek sürecek en verimli dönemdir. Çipuraların genç bireyleri olan lidakiler de güzle birlikte yoğun olarak kuzuluklara hücum ederler. Bu tam bir furya dönemidir.

Yaz ayları boyunca, üreme göçü için kuzuluklara gelmesi şansa bırakılmayan topan kefal ve kastrozlar, aynı zamanda kefallerin sıçrama özelliğinden yararlanılarak geliştirilen, yüzen kargılı ağlarla da yakalanabilmektedir. Su yüzeyine yatay olarak yerleştirilen kargılı ağlara dikey olarak iliştirilen kör ağların sürüyü çepeçevre kuşatmasıyla, bu engeli kolayca aşacağını zanneden kefallerin ok gibi sudan birbiri ardına fırlaması sonucu, yatay olarak yüzeyde konumlanmış kargılı ağların üzerine düşmesiyle av sona ermektedir.

Altı düz sığ su kayıkları (Kurita) ile kargılı ağ, uzatma ağı ya da kuzuluklardan dalyan iskelesine nakle-dilen topan kefallerden havyar elde etmek üzere karınları kesilenler, “bapa” adıyla daha düşük fiyattan pazarlanabilmektedir. Ancak elde edilen havyar geliri bu açığı kapatmakla kalmayıp, dalyanın en karlı ürünü (50-60 $/kg) olabilmektedir.

Yumurtlama göçü yaparken yaka-lanan bu balığın havyarı, şarküteri-lerden oldukça büyük talep görmekte, hatta ihraç ürünü olabilmektedir. Dalyandaki havyar ustaları, çıkardıkları içi yumurta dolu gonadları iyice yıkayıp, üzerindeki damarlara bir bıçakla hafifçe baskı uygulayarak kanını boşaltmakta ve iri tuza yatırmaktadırlar. Saat başı tuzla dön-dürülerek ovulan havyarlar, havadar, ahşap bir kulübede ahşap raflara birbirine değmeyecek şekilde dizilirler. Sonra üzerlerine, düz-yassı taş ağırlıklar konarak, saatte bir diğer taraflarına çevirmek suretiyle, 10-12 saat süreyle yassılaştırma işlemi uygulanmaktadır. Bundan sonraki kurutma işlemi ise, 1-2 gün sürmektedir. Havyar çok kurumamalıdır; rengi portakal rengine dönüştüğü zaman -üzerine bastırıldığında hafif yumuşaklık hissedilmeli- balmumu ile kaplanmalıdır. Dalyanda bir sezonda, ortalama 100-150 kg kadar havyar elde edilebilmektedir.

Dalyan balıkçılığında kuzuluklar, Hazirandan Aralık sonuna kadar kullanılırken; kargılı ağlar kefallerin metabolizmasının en yüksek olduğu, suların sıcaklığının 20°C’nin üzerinde seyrettiği Haziran-Ekim arasında; uzatma ağları ise Ekim ortasından Aralığa kadar olan dönemde kullanılmaktadır. Dalyanda 3-28 kg/ha/yıl arasında dalgalanan ortalama verim, Akdeniz lagün ortalaması olan 40-50 kg/ha’ın hayli gerisin-dedir. Bu oran, Italya lagünlerinde 100 kg/ha olup, çeşitli yetiştiricilik teknikleri uygulanarak 400-20000 kg/ha’a kadar çıkartılabilmektedir.

Homa Dalyanı, körfezin ve Gediz Nehri’nin getirdiği dolaylı bir kirlilik yükü ile çevresindeki tarım faaliyetleri sonucu oluşan, azotlu ve fosforlu güb-relerin bulaşmasına müsait bir alandır. Civarında zaman zaman görülen red-tide (kırmızı su) olayı ile organik kirlilik indikatörlerinden mavi-yeşil ve yeşil algler ile bulanık su görünümü ve yüksek besin değerleri bu durumun göstergesidir. Ayrıca ortama tatlı su girişi olmaması nedeniyle, özellikle yazın gerçekleşen buharlaşmanın etkisiyle artan tuzluluk, bir çok canlı türünde olumsuz etki yapabilmektedir. Bazı balık türlerinde görülen azalmalar (örneğin, yılanbalığı, levrek, dil balığı), bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Tüm bu olumsuzluklara karşın, Izmir Körfezi kirli-liğini gidermeye yönelik büyük kanal projesinin hayata geçmiş olması dalyan için de bir şansttır. Bunun yanısıra, dalyana tatlı su girişi sağlanması, en azından tuzluluğu dalyana göre daha düşük seyreden deniz suyundan, dalyan alanını daha fazla yararlandırmak için, ilave boğazlar ve derin kanallar açılıp, denizden dalyana olan sirkülasyonun arttırılması sağlanabilir. Derinliği iyice azalmış ve çevresel faktörlerin etkisi altında olan dalyanda derinleştirme çalışmaları yapılmalı ve balıklar için kışlatma kanalları açılmalıdır. Böylece çevresel şartların bu alana getireceği keskin değişimlerden balıkların ve diğer canlıların etkilenmesini en aza indirmek mümkün olabilecektir. Hızla artan kentsel baskıya rağmen, barındırdığı çok sayıdaki deniz kuşu, zengin florası, balık ve balıkçılığı ile çok önemli bir sulak alan ekosisteminin bir parçası olan, bu körfezin son dalyanının sürekliliği, onu gelecek nesillere vermek zorunda olduğumuz “değerli bir emanet” olarak görmemizle sağlanabilir.


Kaynaklar

1. Akyol, O., 1999. Homa Dalyanı (izmir Körfezi) Kefal (Mugilidae) Türlerinin Demekolojisi. Doktora Tezi, Ege Üniv. Fen Bilimleri Enst. Bornova, 124 s.

2. Buhan, E., 1998. Köyceğiz Lagün Sistemindeki Mevcut Durumun ve Kefal Populasyonlarının Araştırılarak Lagün Işletmeciliğinin Geliştirilmesi. T.C.-TKB, Su Ürün.Araş.Enst. Müd. Bodrum, Yayın No.3, 347 s.

3. Gündoğdu, V., 2004. Kuş Cenneti (Homa Dalyanı) Yaban Hayatı Koruma Sahası. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....].

4. Kaya, M., Mater, S. ve Korkut, A.Y., 1998. A new grey mullet species “Mugil so-iuy Basilewsky” (Teleostei: Mugilidae) from the Aegean Coast of Turkey. Tr.J. of Zoology, 22:303-306.

5. Korkut, A.Y., Cihaner, A. ve Tolon, M.T., 1997. E.Ü. Su Ürünleri Fakültesi SÜFA (Homa) Dalyanı’ndaki Fiziki-kimyasal Değişimlerin Balık Verimi Üzerine Etkileri. Akdeniz Balıkçılık Kongresi, 9-11 Nisan, Izmir, 903-912 s.

6. Sıkı, M., 1998. Izmir Kuş Cenneti. Izmir Yerel Gündem 21 Çevre Raporu, 2.Cilt, 105-109 s.
  Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links