Mavİ Derİnlİk
Denizler gökyüzünün renginin dokunduğu sulardır. O renge hem uzak hem yakın olmaktır hissemize düşen. Mavi denizden avucumuza aldığımız serin suyun bir rengi yoktur. O mavilik yanı başımızdadır ama elimize gelmez. Ona dokunduğumuzda sanki o mavilik göğe geri gider ellerimizden, fakat gözlerimizin içinde kalacak kadar da yakındır bize.
Anlamamız gerekir ki koca deniz ellerimizin arasına sığmaz. Onu tüm yalınlığı ve enginliği ile anlamamız için davet eder ruhlarımızı bedenlerimizle birlikte. Dalga dalga içimize işleyen mavi kokusu ile sonsuz1uk özlemlerimizi döker yüreklerimize. O serin sular, gözlerimizden uzak oldukları zaman bile zihnimizde ve arzularımızdaki bir resim olarak durur, kalplerimiz sıkıldığında bakarız o resme. Denizin davetine karşı koyamayan bizler onun sularında yavaşça kaybolurken, gökten inip enginliklere karışan her bir damlanın serinliği içimize işleyip tenimize siner. Kıyıdan uzaklaştıkça bu büyüklük karşısında ne kadar da küçücük olduğumuzu anlarız. Attığımız her kulaçta heyecanımız artar. Denizin kucağında heyecanlı lezzet dolar canlarımıza. Denizlere karadan bakan bizler, daha çok kıyıya vuran dalgaları ve ufuk çizgisinde soluklaşan rengini görürüz. Sürekli sükunette kalamayan gönüllerimize ne kadar da benzer deniz kıyıdan seyredildiğinde. Bazen gri bulutların altında grileşip hırçınlaşır, kayalıklarda parçaladığı köpüklü dalgaları ile. Kimi zaman beyaz bulutların altında o kadar sakin olur ki gördüğümüz mavi bir esintidir denizin çehresinde.
Kısacası; o, yüzümüzdeki tebessüm, içimizdeki asabilik ya da gözlerimizdeki çocukça bir yaramazlıktır. Aslında herkes kendi hislerinden birşeyler bulur serin suların bize bakan yüzünde. Toprak bağrında hayatı yeşerttiği için ona toprak ana denmiştir. Ama o derin mavilikler de binlerce hayatın anasıdır. Bu da onun yüklendiği ama alçak gönüllülükle koynunda sakladığı ağır bir görevdir. Onun sırları arasında ilerlemek daha da yakın eder bizi kendine.
ALINTIDIR...
|