Dönüşüm muhteşem olacak diye ümit etmiştim

[Taygun KOCABIYIK]

Merhabalar
Uzun süredir okul dolayısıyla internetten kendimi neredeyse tamamen soyutlamış durumdaydım ki bu bir süre daha böyle gidecek öyle olması gerekiyor. Neyse cumartesi sabahı ek ders için okula gitmiştim. Derste tanımadık bir numaradan arama geldi. Hayırdır dedim güç bela açıp konuştum arayan Ertan abiydi. Gürültü patırtıdan konuşup anlaşamadık. Ders bitiminde hemen aradım. Haydi balığa gidiyoruz arabada boş yer var gel dedi. en son balığa gittiği tarihi unutmuş, denizi uzaktan bile görmeyeli 1-2 haftayı geçmiş bir deniz sevdalısının vereceği cevabı vererek teklifi kabul ettim. Hasan,Hüseyin,Ertan,Serkan,Taygun kadrosuyla sahalara müthiş bir dönüş yapacağım ümidiyle yollara düştük. Sadece Hasan abinin malzemeleri taşımak için damperli kamyon gerekiyor olsada biz emektar doğan slx e atlayıp yola koyulduk. Yolda Kıvanç abiyide ayartmayı ihmal etmedik onuda peşimize taktık sabah çok erken dönmesi gerektiği halde sadece bizi görebilmiş olmak için kırmayıp geldiği için ayrıca teşekkür ediyorum. Neyse hem balıklar için hem kendimiz için yem işini hallettikten sonra ver elini Zeytineli. Yerimize roman havalarıyla neşeli şekilde geldik. Serkan abim hemen ibrahim tatlıses edasıyla ateşi yakıp mangalın başına geçti o sırada 1-2 deneme yaptık ama kayabalığı harici gelen giden olmadı. Yemek sırasında Ertan abi öyle fıkralar anlattı ki gözlerimizden şakır şakır yaşlar aktı. Yemekten sonra oltalara sarılıp erkek mercan avını başlattık. Yarım saat içinde yaklaşık 2 kilo kadar yakaladık. Kıvanç abi hemen ayıklama işine girişti mangalcı başımızda ateşi kor haline getirip mercanlar için uygun pişirme ısısını ayarladı Balıklar pişti aman aman bir güzel oldu ki sormayın gitsin mercanlar yağlanmışta yağlanmış parmakları eme eme afiyetle mideye indirdikten sonra benim uykum geldiği için derin bir uykuya daldım. Gece bi ara gök gürültüsüyle tren lokomatifi sesi arasında bi ses duydum yerimden fırladım meğer Kıvanç abi gelmiş yatmış o horluyormuş
Sabahın ilk ışıklarında oltaların kurşunlarının suya düşüş sesiyle uyandım. Hemen dışarı çıkıp etrafa bakındım ama bizim ekibin hepsi uyuyor sadece üstad oltaları atmış başında duruyor. Birde rüzgar esiyor ki zehir zemberek adamın dişlerini şakırdatıyor. Hasan abim sağolsun ateşi yakmış çayı demliyor geçtik başına hem çaylarımızı yudumladık hem sohbet ettik. Bir yandanda gözümüz kulağımız oltaların zilinde ama ne gelen var ne giden hatta selam veren bile yok. Bir oltada ben salladım ya nasip diye ama uzun beklemeler sonuç getirmedi. Balıklar için açık büfe kahvaltı sunduk mamun, borukurdu, yengeç ama tersten esen sert rüzgar balıkların keyfini kaçırmış iştah miştah bırakmamış.

Eğlence olsun diye gezinirken kıyıda çiftliklerin üzerine çıktık. Meğer uzakta aradığımız çupralar dibimizdeymiş haberimiz yokmuş. 1 metre suda 5li 6lı gruplar halinde gezinen çupraları görünce 2 takım alıp şansımızı ordan denemek için Hasan abi Serkan abi ve ben çiftlik üzerine çıktık. (Yanlış anlaşılma olmasın kıyıya tamirat için çıkarılmış boş kullanılmayan çiftlikler)

Hasan abi bir cengaveri kaçırdı. Ardından uzun bir süre tık demeden bekledik. Ertan abide yanımıza geldi "serkan ver şu oltayı azcık ben takılayım" dedi. Ve serkan abi daha oltanın 2 adım ötesine gidemeden Ertan abi çekti çuprayı. Ve günün tek kayda geçen balığıda bu yaklaşık 400 gramlık çupra oldu.

Herşeyden önce hatta balıktan önce o ortamda bulunup deniz havası almak, yıldızları daha net olarak keyifle izleyebilmek, şehrin gürültüsünden kargaşasından uzaklaşmak, dostlarla sohbet edip doyasıya gülmek inanın herşeye bedel. Bu güzel günde emeği geçen tüm abilerime ve canım kardeşim hüseyine teşekkürler. Uykulu,2. derece güneş yanıklı olarak yazdığım yazıma son vermeden önce herşeyin gönlünüzce olmasını diliyorum.

Haftaya görüşmek dileğiyle...
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]