Ege Üniversitesi Homa Dalyanı`nı kurtarmak için seferber

[MAVİ FENER]

Ege Üniversitesi Homa Dalyanı`nı kurtarmak için seferber oldu




-İzmir Kuş Cenneti`nde önemli bir yeri olan Homa Dalyanı`nın, körfezdeki diğer beş dalyan gibi yok olmaması için Ege Üniversitesi(EÜ) Tabiat Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Su Ürünleri Fakültesi yeni girişimlerde bulunacak. Dalyan kıyılarında destek ve sabitleme çalışmalarının plan proje kapsamında yapılmasıyla engellenebilecek olumsuz gidişat için birçok kurum bir araya geliyor. EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, düzenlediği toplantıda dalyandaki gelişimler hakkında bilgi vererek, bilimsel açıdan gerekenlerin yapıldığını belirtti. Yılmaz, `Tedbir için hiçbir zaman geç değildir ama daha da geç kalmamak gerekir.` dedi.


Rektör Yılmaz rektör yardımcıları, EÜ Genel Sekreteri, Su ürünleri Fakültesi Dekanı, Çevre Sorunları Merkezi Müdürü ve Tabiat Tarihi Müzesi Müdürlüğü elemanlarının katılımıyla yapılan toplantıda, Homa Dalyanı`nın canlıların yaşaması ve canlı çeşitliliği için öneminden bahsetti. Prof. dr. Yılmaz, İzmir Büyükşehir Belediyesi`ne yapılan baskılar sebebiyle dalyanı koruma adına yapılan kıyı kordonu çalışmalarının durdurulmak zorunda kaldığını, üniversitenin izinsiz ya da hukuka aykırı hiçbir müdahalesi olmadığını ve olmayacağını söyledi. Durumun aciliyeti ve ehemmiyetini dikkat çeken Yılmaz, bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini bildirdi. Üniversitelerin bilimsel açıdan yol göstererek çevresindeki olaylara kayıtsız kalamayacağını ancak maddi gücünün sınırlı olduğunu belirten Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi`nden yardım istediklerini, gerekli yerlere başvurular yaptıklarını, konunun bir an önce çözüme kavuşmasını istediklerini kaldetti.


Tabiat Tarihi Müzesi Araştırma ve Uygulama Merkezi`nden Dr. Ortaç Onmuş ise Homa Dalyanı`nda sona yaklaşıldığını belirterek, gerek Kuş Cenneti gerekse dalyandaki canlı türlerinin varlıklarını devam ettirebilmesi açısından EÜ önderliğinde yapılan çalışmaların çok önemli olduğunu savundu. Hukukçuların ve sivil toplum örgütlerinin Büyükşehir Belediyesi`ne yaptıkları baskılar sebebiyle kıyı kordonu güçlendirme çalışmalarının durduğunu öne süren Dr. Onmuş, bu duraklamanın adım adım dalyanın sonunu getirdiğini vurguladı. Ardından da dalyanın yeni çekilmiş fotoğraflarını gösterdi.


Toplantının sonunda katılımcılara ve basın mensuplarına teşekkür eden Rektör Candeğer Yılmaz, bütün kurum ve kuruluşlardan destek beklediklerini ifade etti.

Dünyanın en önemli doğal alanlarından biri Homa Dalyanı'ndaki yaşam tehlikede... Doğa Derneği Başkanı Güven Eken'in kaleminden...




İzmir’de bir delta vardır. Bilmeyenler duysun, unutanlar hatırlasın diye adını tekrar edeyim: Gediz Deltası. O deltanın 15 yı öncesini biliyorum. 15 yıl önce, iki yıl süre içinde toplam 212 günü orada yürüyerek geçirdim.

Bu yürüyüşlerin büyük kısmında ayak bastığım bir güzergah vardı: Homa Dalyanı’nın kumsalı. Binlerce yıldır, orada duran bereketli deniz kabuğu kumsalı...

Bu kumsal, ince uzun bir hat şeklinde uzanarak Homa Dalyanı’nı Ege Denizi’nden ayırırdı. Onun sayesinde, balıklar, kuşlar ve balıkçılar deltanın bereketine ortak olurdu.


Bu sabah yine oraya gittim. Homa Dalyani'nda yürüdüğüm kumsal yerinde yoktu.

İki kilometrelik kumsalın üzeri dev beton bloklar ve inşaat hafriyatlarıyla kaplanmıştı.

Kim yaptı diye sordum?

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi talep etti, İzmir Büyükşehir Belediyesi de uyguladı dediler.

Çok şaşırdım.

Aynı kurumlar, deltayı korumak üzere hazırlanan yönetim planının uygulayıcıları değil mi?

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı aynı zamanda alanı korumakla görevlendirilen İZKUŞ’un başkanı değil mi?

Binlerce ton hafriyat kamyon kamyon oraya dökülürken tek bir İZKUŞ bekçisi olayı görmedi mi?

Peki niye kimse durdurmadı diye sordum?

Kimisi olayı fazla dallanıp budaklandırma dedi, kimisi duyduk ama duymadık dedi, kimisi Başkan’a ayıp olur dedi, kimisi aramızda anlaştık üzerini kumla öreteceğiz dedi, kimisi ilerideki menfaatlerini düşünerek üzerine alınmadı.

Harekete geçmeyen herkese yazıklar olsun!

Gediz Deltası Ramsar Alanı koruma statüsü birçok insanın alınteri ve mücadelesi ile kazanıldı ve bölgenin eşsiz doğasına armağan edildi. Deltayı yaşatma sorumluluğu, yine olağan üstü fedakar çalışmalarla, bölgedeki kurumlara devredildi.

Öyle anlıyorum ki, emaneti taşıyanlar deltayı bir kuş cenneti değil, iktidar ve ekmek kapısı olarak görüyorlar. Kendi menfaatlerini, deniz kabuğu kumsalından daha önde tutuyorlar.

Yanılıyorlar…

Altta kök kururken, üstte dal yeşermez.

Göremiyorlar…

Homa’ya dökülen molozlar, sadece binlerce yaşındaki deniz kabuğu kumsalının üzerine değil, bu deltayı korumaya soyunmuş herkesin, hepimizin üzerine dökülmüştür.

Bu nedenle, en son beton kırıntısı da o kumsaldan uzaklaştırılana kadar çalışmaktan başka bir yol görmüyorum.

Tüm ilgili kişi ve kurumların görevlerini acilen yerine getirmelerini umut ediyorum.