Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > BALIK AVI > DENİZ AVI KARADAN

DENİZ AVI KARADAN Denizde olta ile balık avı hakkında herşey.




 
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 19-05-2009, 16:49   #1
Taygun KOCABIYIK
ADMİN
 
Taygun KOCABIYIK kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 28.08.05
Şehir: İzmir
Yaş: 36
Mesaj Sayısı: 5.838
Varsayılan 16-17 Mayıs 2009 - Alaçatı Raporu

Olayların gelişimi
1 Mayısta Gerencede yaptığımız avın ardından bir hafta sonra tekrar aynı yere Cumartesi sabaha karşı baskın yapmıştık ama tam bir facia ile sonuçlanan avdan sonra balıklara karşı iyice bir bilenme dönemi geçirdik.

Buna ek olarak raul mario adında bir ispanyol arkadaşın videolarını görünce Erhan ve ben tam anlamıyla değim yerindeyse zıvanadan çıkmış durumdaydık.

16 Mayıs 2009 - Cumartesi
Cumartesi günü kırk gün taban eti bir gün av eti sözünden yola çıkarak 40 gün git gel 3er 5er yakaladığımız balıkları pişirip yemek için harekete geçtik. Balıkları yedikten sonra Erhan'dan reddemeyeceğim bir teklif geldi. Hadi alaçatıya gidelim. Hemen apar topar eşyaları toplayıp Erhanın ailesiyle birlikte alaçatıdaki yazlıklarına gittik. Önceden biraz tuzlanmış yemimiz olduğu için daha eve adım atmadan deniz kenarında aldık soluğu. Saat 9 civarlarında oltaları suya salladık. Bir kaç erkek mercan harici ne gelen ne giden olmadı uzun süre. Hatta bir süre sonra onlar bile selam vermez oldu. Bu sırada ne hikmetse ufak bir taşın üzerine çıktım onun üzerinde durduğum sırada telefonum çaldı annemle konuşurken taş dengesini kaybetti (dikkat edin ben değil taş dengesini kaybetti) ve ben yere orta sertlikte bir düşüşle yapıştım tabi telefon elimden fırladığı gibi annemin sesi telaşlı telaşlı alo diyordu. Bu sırada oltasını yeni atmış Erhan efendi hiç oralı bile olmadan oltasıyla ilgilenirken sağına baktığında beni görmeyince ufak çaplı bir şok geçirdi ama yerdeyim dediğimde karanlıkta beni buldu. Tabi gülme krizine girdik ama elim hakikaten berbat şekilde morardı. Hemen valide sultanı arayıp canlı yayında düştüm ama birşeyim yok iyiyim dedikten sonra tekrar ava devam ettik tabi birbirimize bakıp bakıp gülerek

Avlandığımız yere sessizlik hakim olunca havanında esintisiz olması sebebiyle levreklerin sesleri dikkatimi çekti. At-çek konusunda hiç deneyimim olmamasına rağmen lazım olur diye uzun süredir çantamda duran bir sahteyi çıkartıp at çek yapmaya başladım. Fakat kamışların atarı yüksek olduğundan dolayı ancak 10 metre kadar önüme düşen yem sinirlerimi hoplatıp durdu. Fakat yaratıcı Türk zekasıyla bu sorunada alternatif bir çözüm ürettim. Oltayı atıp misinayı açarak yana doğru yaklaşık 20-30 metre kadar giderek yandan kıyıya paralel olarak çekmeye başladım. Ki daha ilk denemede bir ispendek oltama takıldı. Arkadaş biraz ufak olduğundan bir çırpıda karaya aldım ama gönlüm onun henüz tavaya değil mavi sulara layık olduğunu söyledi ve arkadaşın kulağına abilerini yolla bakayım diye tembih edip suya tekrar saldık. Bu sırada Erhanda heycan ve panik hüküm sürmekteydi ayrıca yanımızda bir tane sahte yem olmasından dolayı kafayı yemekteydi. Tabii onun bu haline kayıtsız kalacak kadar bencil biri olmadığım için bir kaç atış o, bir kaç atış ben şansımızı deniyorduk. Çok süre geçmeden bir ispendekte Erhandan geldi onu abilerini yollaması konusunda daha iyi tembihleyip tekrardan suya yolladık. Fakat inatçı ispendekler bumerang gibi biz attıkça tekrar bize geliyorlardı sanırım 6-7 tane geri saldıktan sonra esas oğlan oltaya takıldı oltayı kıyıya paralel çektiğim için yaklaşık kıyıdan 1 metre ilerde parıltısını gördüm oltayı daha çekemeden 4-5 saniye öylece durdum fakat levrek efendi tüm ısrarlara rağmen gelmeyi reddedip kaçtı. Erhanla birbirimize bakıp derin bir of çektikten sonra adrenalin patlamasının sonucu olarak yaklaşık on dakika kalbim deli gibi çarptığı için oltayı ona devredip bir kenarda sakinleşmeye çalıştım. Balık çok abartılı olmasada 1-1,5 kilo civrarlarındaydı tahminen. O balıkla birlikte şevkimizde kaçtığı için saat 1:30 sularında eve dönüp uyuduk.

17 Mayıs 2009 - Pazar
Sabah saati 7ye kurduğumuz halde daha erkenden uyanıp yollara düştük. Sabah suyunda tüm uğraşlara rağmen sadece eh işte denebilecek boyda bir melanur yakaladı erhan. Bendeyse değim yerindeyse kurumuş çeşme gibi tek damla su yoktu Eve dönüp hafif bir kahvaltının ardından şeytan dürtünce haydi tekrar deniz kenarında aldık soluğu. Güneşten rahatsız olsakta evde oturmak yerine deniz kenarında olta atmayı tercih ettik. Ufak tefek balıklar, 3-4 hanos ve hain bir trakonya haricinde birşeyler oltamıza takılmayınca avı bitirip pembeleşinceye kadar kavrulmuş soğan gibi eve döndük

Ne yazık ki fotoğraf veya video yok sabırla okuduğunuz için teşekkürler...
__________________
Taygun KOCABIYIK
13/07/1988
İZMİR

Her türlü sorun, soru ve iletişim için
-www.facebook.com/taygun.kocabiyik
Taygun KOCABIYIK Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
 

Sosyal Paylaşım


Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
1 mayıs 2009 av rezaletim :) mc_scream TATLI SU AVI 8 24-07-2009 09:15
16 Mayıs 2009 Urla Salih Reis DENİZ AVI (TEKNEDEN) 9 23-05-2009 09:20
1 Mayıs 2009 - Gerence Taygun KOCABIYIK DENİZ AVI KARADAN 12 16-05-2009 00:00
çeşmealtı raporu 03 mayıs 2009 asepetci DENİZ AVI (TEKNEDEN) 13 05-05-2009 11:25
19 Nisan 2009 Alaçatı raporu Erhan ÇUKURLU DENİZ AVI KARADAN 11 30-04-2009 22:32


Saat 22:29.