Emin ol balık miktarının azaldığı her geçen gün Çanakkale Boğazı'nda bile belli oluyor.Kaldı ki burası balıkları akın sırasında dar bir geçiş alanı ve sıkıştırması daha kolay oluyor.Bunu bilen Gırgır ve Trol'cüler balık bulucular sayesinde balıkları daha kolay tesbit edip hemen çeviriveriyorlar.Sonuç onlar için güzel ( parasal açıdan ) oluyor da , geleceği kimse düşünmüyor.Kofana ve sırtıkara'ya gelince ; demek Lüfer ailesi büyüdükçe Levrek gibi kazandığı tecrübeleri avlanma şekline yansıtmıyor.Herhalde canavar olmasından kaynaklanıyordur.Zaten biz burada avlanırken yakaladığınız lüferi başka bir lüfer tarafından kesilmiş bir şekilde bile çekebiliyoruz.Yani bu canavarların kendi arkasını bile kollaması gerekiyor

.Sizin gagalı sardalye dediğiniz herhalde zargana olmalı.Barakudalar da meğerse iskarmoz'muş.Bunu da yeni öğrendim.Ben barakuda denen balığı farklı bir balık zannediyordum.Karadeniz'de zargana dedim mi acayip bakanlar olmuştu bana.Meğer orada da sarkan mı sargan mı öyle bişey diyorlar.Yöresel adlardan daha çok sanırım literatürdeki isimlerini kullansak daha doğru olacak gibi geliyor bana..Zira herşey karmakarışık oluyor.Yine Lüfere dönersek dediğiniz doğru ; lüferin dişlerinden sakınmak gerekiyor.Parmağı kaptırmamak için

bir kargaburun pense ile iğne çıkarılırsa daha iyi olur.Levrek içinde böyle bir gerçek var.Çok bilen vardır ama ben yine de belirteyim : Levreğin de solungacının üst kısmındaki koyu renkli kısımdan ( kulak da denilir) tutmamak gerekiyor.Zira çok keskin oluyor ve parmak feci kesilebilir.Bu yüzden iğneyi çıkarırken solungacın alt çene kısmına iki parmak takılıp çıkarılır.Ama biraz nazik olmakta fayda var zira parmakları hayvanın beynine sokmamak gerekir

.Sevgiler...