"Mavi Ormanın Son Kralı" 1. Bölüm

[Baba Yalçın]

1984 Kasım ortası, Kumkapı ve Boğaziçi Köprüsü arasında 3 günde (sular kırılınca 1.5 milyon Lüfer, Kofana, 15.000 çift Torik) yok edildi.

Yazımın 1.ci bölümünde üstte yazdığım cümle ile ilgili aklımda kalan kısım 1984 Kasım'ının 15-20'si aralığında 3 günde tutulan balık diye hatırlıyorum. Ama kafa karışıklığı olmasın diye Kasım ortası yazmıştım. Bu yazıyıda ilk bilgisayar ortamına koyduğum tarih (17.5.2010, 06:59)

Daha sonra Samet arkadaşımızın gazete küpürlerinden yaptığı düzenlemede bulduğum o konuyla ilgili, o günkü gazete küpürüne ulaşma tarihim (25.12.2011, 23:37) meğerse Lüfer, Kofanayı 500.000 eksik bile söylemişim. Yalnız Torik balığının 15.000 çift olduğunu çok iyi hatırlıyorum, ancak gazetede onu 16.000 diye geçmiş halbuki, çift olarak yazması gerekirdi. Onuda 1.000 çift eksik söylemişim. İşte o günkü gazete küpürüde altta. 22 Kasım 1984 tarihli gazete, ama o haber 3 günlük tutulan balıkla ilgili, 3 gün düş, 1 günde gazete çıkması için 3.cü günün en sonuna ekle yani 22-4= 18 Kasım çıkar. Eh işte o da Kasım ortası diye geçer herhalde. 1984-2010'dan, yani 26 yıl öncesinden bahsediyoruz, bu kadarcık da olsun yani dimi. Saygılar.

[Baba Yalçın]

Arkadaşlarımıza saygı olarak onların mesajlarıyla "Mavi Ormanın Son Kralı" 1. Bölümü burda noktalıyorum.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
25.05.2010, 22:10

İşte... İhtiyacımız olan, son 30-40 yıllık envanterin 23 yıllık günce ile bu güne ve yarına yön vermek isteyenlere bundan daha etkili belge sunulamazdı balıkçı kardeşimize ne kadar teşekkür etsek azdır diyorum... Yazıyı lütfen çerçeveletip evinizin ofisinizin en önemli köşesine asın diyorum... Balıkçılıkla ilgisi olan kimler varsa -özellikle Ankara'yı-kooplar, vb.lerle danışma kurulu toplantısı öncesinde kampanya ile bilgilendirelim, silkeleyelim diyorum...
Balıkçının Dostu / Halit KONANÇ
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
1.06.2010, 18:22

Bir konuyu: Anlatım /ifade kapsamında bu kadar yalın ve etkili irdelemenize şaşkınlıkla ifade edeyimki hayran oldum... Kaybolmuş belleğimizden silinmiş deniz/balık/insan/doğa ilişkilerimi anılarımı sayenizde tekrar canlandırdım... Size ne kadar teşekkür etsem azdır...Ayrıca başımızdaki öncelikli belanın avlanma ve buna bağlı olarak araç/gereçlerin kontrolsüz ve sakıncalı kullanmakatan geldiğini vurgulamanıza müthiş sevindim... Saygılarımla.
Balıkçının Dostu / Halit KONANÇ
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

[bnymnblr]

Yalçın Abi,
Fotolara bakınca insan ne diyeceğini bilemiyor.
Çare anlamında birşeyler yapamamanın verdiği sıkıntı da ayrı.
Ancak dediğim gibi, bizim ülkede kota konsa da de-net-len-mez.

Lüfer 20 cm dendi uyan kim?
Bazı bölgelerde hiçbir şekilde avcılığa müsaade etmeyecek yapılar yapılması lazım.

Aklıma uçuk-kaçık fikirler geliyor istemeyerek.
Bu işin bir önemli ayağı
İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nda, avcılığın yapıldığı önemli noktalara, birbirlerine 5 km mesafe ile deniz su seviyesinin 20 m altından başlayıp deniz dibine kadar "kalın direk halinde ilişken yapılar" oluşturup buraları büyük teknelerin avcılığına imkansız hale getirilmesi gereklidir.

İstanbul Boğazı'nın 30 km, Çanakkale Boğazı'nın 60 km olduğunu düşünürsek toplamda 90 km'lik Boğaz şeridinde
18 tane büyük kalın direk önemli bir engelleyici olacaktır.

Daha sonra da o bölgelerde ilişkenlere takılı ağlar da dalgıçlar tarafından çıkarılmalıdır.

Kilit Bölge her zaman Boğazlardır.

[Baba Yalçın]

bnymnblr tafarından gönderildi

Yalçın Abi, Fotolara bakınca insan ne diyeceğini bilemiyor.
Çare anlamında birşeyler yapamamanın verdiği sıkıntı da ayrı.
Ancak dediğim gibi, bizim ülkede kota konsa da de-net-len-mez.
Lüfer 20 cm dendi uyan kim? Bazı bölgelerde hiçbir şekilde avcılığa müsaade etmeyecek yapılar yapılması lazım. Aklıma uçuk-kaçık fikirler geliyor istemeyerek.
Bu işin bir önemli ayağı İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nda, avcılığın yapıldığı önemli noktalara, birbirlerine 5 km mesafe ile deniz su seviyesinin 20 m altından başlayıp deniz dibine kadar "kalın direk halinde ilişken yapılar" oluşturup buraları büyük teknelerin avcılığına imkansız hale getirilmesi gereklidir.İstanbul Boğazı'nın 30 km, Çanakkale Boğazı'nın 60 km olduğunu düşünürsek toplamda 90 km'lik Boğaz şeridinde
18 tane büyük kalın direk önemli bir engelleyici olacaktır.
Daha sonra da o bölgelerde ilişkenlere takılı ağlar da dalgıçlar ekiplerince çıkarılmalıdır.Kilit Bölge her zaman Boğazlardır.

Bünyamin'cim senin söylediklerin uçuk kaçık değilki, denizi bu hale getirenler ve onların yaptıkları uçuk kaçıkki, denizleri bu duruma getirdiler bu durumda jilet olmalarına az kaldı. Dediklerinin hepsine katılıyorumda ben tek kişiyim onlarında ayrı dosyası var. Sıra onada gelecek. Yalnız düğüm olunan 1 konu var o ne???

Gelip dolaşıp takıldığımız konu aynı, denizleri bu hale getirmeye sebep olanlarda, yapılması gerekenleri sağlayacak olanlarda aynı kişiler, işte düğüm burda. Kimler??

1) Siyasiler konuya vakıfmı?? Bunu denizin kendisi ve fotolar söylüyor zaten!!??***
2) Son senelerde bazı hocalarıda yabana atamayacağımızı görmüş olduk!!!??**
3) Eh bürokratlar en sona kaldı, yukardaki önce bilecekki, alttaki bilsede bilmesede farketmiyor.

İşte bizde o zaman balıkçılıkta en korumacı 2 ülkeyi örnek vermek durumunda kalıyoruz. ABD 1 numara Avustralya 2 numara, ama o örneği niye verdiğimizi bile anlamayan kafalar varken gerisini sen düşün!!????

Sırası geldimi hepsine bodoslamadan giricez. Belki birilerinin gözü açılır!!???**
Açmak isterlerse tabi!!??***

İskele yaparken çakılan büyük kalın geniş metal borular dibe şahmerdanla çakılan boruları söylüyorsun herhalde. Nomura deniz anasında Prof. Arayi'nin önerdiği kazıklı resif başarılı göründüğü şekliyle. Sıra geldikçe hepsine deyinicez. Saygılar.

[bnymnblr]

Baba Yalçın tafarından gönderildi

İskele yaparken çakılan büyük kalın geniş metal borular dibe şahmerdanla çakılan boruları söylüyorsun herhalde. Nomura deniz anasında Prof. Arayi'nin önerdiği kazıklı resif başarılı göründüğü şekliyle. Sıra geldikçe hepsine deyinicez. Saygılar.

Yüzer Şahmerdan Dubaları

Bir yerde okuduğuma göre
Betondan geniş ayaklı,
Ayak kısmının içi boş ve oldukça geniş
direk kısmı oldukça uzun
Gırgırcılık faaliyetlerinin bile 75 m derinlikteki alanlarda yapılmasına izin vermeyen
tonlarca ağırlıktakı büyük beton bloklar.

[Baba Yalçın]

Bünyamin'cim teşekkür ettim.

[kaptankarabulut]

Yalcın abi inan yazılarını büyük hayranlık ve hayretler içirsinde okudum ve şimdi bizler artık kofanaları orkinosları göremediğimiz gibi yarın torunlarımızda hiç de önemsemediğimiz isparozu kupesi dahi böyle resimlerde göreceklerinden endişeliyim.
Ama derler ya zararın neresinden dönersen kardır diye,umarım en kısa sürede gerekli önlemler yetkililer tarafından alınır ve kesin bir uygulamaya geçilirse belki bir nebze olsun balık neslinin toparlanmasına katkı sağlar.

[Baba Yalçın]

kaptankarabulut tafarından gönderildi

Yalcın abi inan yazılarını büyük hayranlık ve hayretler içirsinde okudum ve şimdi bizler artık kofanaları orkinosları göremediğimiz gibi yarın torunlarımızda hiç de önemsemediğimiz isparozu kupesi dahi böyle resimlerde göreceklerinden endişeliyim.
Ama derler ya zararın neresinden dönersen kardır diye,umarım en kısa sürede gerekli önlemler yetkililer tarafından alınır ve kesin bir uygulamaya geçilirse belki bir nebze olsun balık neslinin toparlanmasına katkı sağlar.

Süleyman'cım dertleşelim biraz, malesef endişelerinde haklısın. Bende onun için çırpınıyorum. Bu bizim denizlerimizdeki durum bizler içinde yaşayarak gözlemleyerek neler yapıldığını bilerek yukardakilere hiç bir türlü laf anlatamayarak sadece siyasilere kızıyorduk.

Ama son 2-3 yılda işin işine bazı akademisyencik olup akademisyen olmaya çalışanlarıda gördük. 40-50 yıl tilki uykusundalardı, uyandırdık denizin katledilmesine denizlerin bu duruma gelmelerinde büyük katkıları olduğu görüldü. Sonra bir kısmını itirafta ettiler, isteyerek değil tabi dolaylı olarak, sonra PARDON dediler. Şimdi başka işe soyunuyorlar. Ama bunu yapmaları için bazı konularda sureti haktan yana görülmeleri lazımki. Diğer kafalarından geçenleri gerçekleştirmek için, anlamayanları uyutup empoze etsinki tepki çekmesinler tabi yerseniz durumu, yiyenlere afiyet olsun.

Onuda bitirince alışkanlık yaptı ya bir kere gene PARDON derler iş biter.. Burda hepsini yazıcam, hepinizle herkesin önünde dertleşicez. Bana yapılanlarıda madalyalarım kabul ediyorum (+Ya da-) hiç sevmediğim halde onlarıda buraya koyucam zamanı geldiğinde yapılan rezilliği ibret için herkes okusun. En büyük jüri halk jürisidir.

Süleyman'cım isparoz, kupez derken. 2.ci bölümde lüfer ergenlik kısmını okudunmu,
14kg.'lık çinakopu gördünmü, bunlara bakarak bizdeki nerdeyse Tv.'lerde yatacak olan, Mr. Kakafoniyi asrın keşfi 2 tür çinakop soytarılığını, yok biri 17cm.'e kadar büyür
yumurtasını o boyda atar, sonra büyümez, yok Yunanistan'a gider diyen zavallı utanmazları, çinakopu 18-20-14cm. belirleyenleri KISACA ÇADIR TİYATROSUNU ibretle iyi okuyup karşılaştırsın herkes. İçimiz dolu fren tutmadı gene kestim. Saygılar.

[bnymnblr]

Çok değişik ve güzel örnekler içeren resifler

[Baba Yalçın]

Bünyamin'cim emeğine sağlık, dersini iyi çalışmışsın. Nomura'daki galiba Prof. Arayi'nin seninde bahsettiğin dikine borularla yapılan resiften, videoyu durdurark resim alabiliyormusun. Onu yapabilsen o da iyi örnek olurdu. Tekrar emeğine teşekkür ettim. Saygılar.