Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > BALIK TÜRLERİ > Su Ürünleri

Su Ürünleri Su ürünleriyle ilgili araştırmalar ve teknik bilgiler.




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 03-12-2007, 08:50   #1
cumhur
Kaptan
 
cumhur kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 13.09.07
Şehir: alanya
Yaş: 58
Mesaj Sayısı: 288
Varsayılan Su ürünleri Sözlükcesi

SU ÜRÜNLERİ SÖZLÜKÇESİ

ARKADAŞLAR BURDAKİ KELİMELER İNGİLİZCEDEN - TÜRKCE ANLAMLARIDIR
DENİZ VE BALIK SİTELERİNDEKİ TERİMLERİN ANLAMLARIDIR


abrupt: ani, kesik, dik, sert
absorbent: emici
accessibility: erişilebilirlik
acclimatize: uyum sağlamak
accommodate: yerleştirmek, düzenlemek
accommodation: kalacak yer, yatakhane
according to: uyarınca
accountancy: muhasebe(cilik)
acknowledge: tasdik etmek
activity: faaliyet
ad hoc: bunun için, buna mahsus
add with: … ile birleştirmek
added value: katma değer
adjacent coastal zone: komşu (olduğu) kıyı bölgesi
adjacent: bitişik, yan yana, komşu
adsorption: adsorpsiyon
adult: erişkin
advance: avans
aeration: havalandırma
aerial photograph: havadan çekilmiş fotoğraf
agency and institute: kurum ve kuruluş
agency for the protection of special area (APSA): özel çevre koruma kurumu (ÖÇK)
agency: kuruluş
aggregate: küme, kütle, toplu(luk), çakıllı kum
agricultural run-off: tarımdan dönen sular
agriculture engineer: ziraat mühendisi
agrochemical: kimyasal tarım maddesi
alexandropolis: dedeağaç
algae: su yosunu
alimentation: besle(n)me (su)
alleviate: azaltmak, hafifletmek
alliance: ittifak, birlik
alluvium: alüvyon
altered: bozulmuş
amelioration: iyileşme, düzelme
amend: düzeltmek, değiştirmek, ıslah etmek
amounting to: miktarındaki
amphibian: amfibyum
anoxia: oksijen azalması / azlığı
anoxic conditions: oksijenin az olduğu şartlar
anoxic: anoksik
apolyont lake: uluabat gölü
applicable law: mevzuat
appraise: değerlendirmek
aquaculture research and production center: su ürünleri araştırma ve üretim merkezi
aquaculture section: su ürünleri şubesi
Aquaculture/hydraulic engineer: su ürünleri yetiştiriciliği uzmanı/hidrolik mühendisi
aquaculture: balık yetiştiriciliği, yetiştiricilik, su ürünleri yetiştiriciliği
aquatic vegetation: suda yetişen bitkiler
aquatic: su+, susal
aqueduct: su kemeri
aquifer: aküfer, su taşır
arbitrary: ihtiyari, keyfi
archeological site: sit alanı
area for the protection of wildlife: yaban hayatı koruma sahası
arid: kuru, kıraç, kurak
as scheduled: planlandığı üzere
ascent: yukarı doğru göç
ash: dişbudak ağacı
assemble: topla(n)mak
assess: incelemek, değerlendirmek
assessment: değerlendirme (formu)
asset: kazanç, aktif (assets)
at bay: sıkışık durumda
at the disposal of: …in tasarrufunda
auxiliary: yedek, tali, yardımcı
avocet: avoset (kuşu / kılıçgaga)
axis: eksen
badger: porsuk
balance sheet: bilanço
bald ibis: kelaynak
bank of agriculture ziraat bankası
bank: kıyı, yaka, sahil
bar: sürgü, çubuk, çıta, bar, engel, set
barge mavna, sandal
barracuda: iskarmos
barrier: çit, set
base currency: para birimi
basin: havuz, tesisat
batch: bölüm, yığın
batching: yığınlama
bay: körfez
be devoid of: bulunmamak
beach: sahil
beam: kiriş, direk
bedrock: anakaya, yerli kaya
bent: eğilmiş
benthos: bentoz
berm: banket
binding: bağlantı, kablo bağlantısı
biocide: biyosit
Biomass biyomass
biota: biota
bittern: balaban kuşu
bituminous: ziftli
bivalves: çift kabuklular
black stork: siyah leylek
black-tailed godwit: kara kuyruk çamur kuşu
blend: karıştırmak, harman etmek
bluefish: lüfer
board: levha, tablo
body of water: su bünyesi, su kaynağı
boost: desteklemek, kuvvetini artırmak, yükseltmek
bordering area: çevre alan
borehole: kuyu, sondaj deliği
botanist: botanik uzmanı
bottom sample: dip örneği
box: şimşir
box: kutu
brackish water: acı su
brackish-marine: acı su
braid: örgülü şerit / kordon, kordonlamak
branch: tersiyer dren ?, azmak
break-even point: ölü nokta
break-up: dağılma
break: ara
breaking wave: setleri aşan dalga
bream: çipura
breeding: üreme, yetiştirme
breeze: meltem
brimstone: kükürt
bronze: bronz
brood: yavru(balık)
browse: gözden geçirmek
buckthorn: cehri
buffer zone: tampon bölge
bulk: büyük kısım, hacim
bulrush: hasır sazı
buoy: şamandıra
by-catch of the fishing: balıklarla birlikte yakalananlar??
by-pass: yan geçit
by-product: yan ürün
bypass: uğramamak, yanından geçmek, geçiş yolu
cadmium: kadmiyum
cage farmer kafes yetiştiricisi
calamar: kalamar
calcaric: kalkerik
calibrate: ölçülü, ayarlanmış
Cannibalism balıkların birbirini yemesi, yamyamlık
canning factory: konserve fabrikası
capture device: kuzuluk
caretta caretta: karetta karetta
carnivorous: etçil
carp: sazan
carpet shell: kum midyesi
carstic: karstik
cartography: haritacılık
cash flow: nakit akımı
cast net: serpme
cast: dökme
casting: döküm
catastrophe: felaket
catchment area: kaynak havzası
catchment basin: kaynak havzası
cattle egret: öküz balıkçılı
catwalk: iskele, geçit, yürüme yolu
census: nüfus sayımı
Central Hunting Commission: Merkez Av Komisyonu
central hunting committee: merkezi avcılık komitesi
cephal kefal
cereal: tahıl
chamber: kısım, bölme
characeae: karaşeler
charge: borç, yükümlülük
chart: çizelge
chemical pollution. Kimyasal kirlenme
chemical: kimyasal (atık)
chestnut: kestane
chill store: soğuk hava deposu
chironomid (larvae): kayronomid (larva)
chloride: klorür
chlorophyceae: klorofişler
chlorophyta: klorofitler
cilician plain: çukurova
civil engineering: inşaat mühendisliği
civil work: inşaat işi
clam: midye, istiridye
clastic sediments: kırıntı taşları
claw: tırnak, ıstakoz kıskacı
clay: kil, balçık, çamur
cliff: uçurum, kayalık
closed circuit: kapalı akım
co-leader: yardımcı lider
coast guard: sahil güvenlik
coastal and harbor engineering: kıyı ve liman mühendisliği
coastal dune: sahil kumulu
coastal fishery: kıyı balıkçılığı
coastal water body: kıyı lagünü (su kütlesi)
coastline: kıyı şeridi
coat: kaplamak
coffer: kasa
cofferdam: koferdam
cold storage soğuk hava deposu
collaboration: uyum, (işbirliği)
collared pratincole: gerdanlı bataklık kırlangıcı
column: sütun, destek
commission: görev(lendirmek)
commitment: yüklenme, vaat
common carp: pullu sazan
common grey: adi balıkçıl
common seabream: . mercan
common tern: adi deniz kırlangıcı
communication with the sea: denizle bağlantı
compacting: sıkıştırma
compensate: telâfi etmek, dengelemek
compromised: tehlikeli
concentric: konsentrik
concrete embankment: beton set
concrete tank: beton tank
conduct: yürütmek
conductance: iletkenlik, geçirgenlik
conductivity: iletkenlik
confine (with): (çevrelenmek)
conglomerate: konglomera
conservation: koruma
consultancy: danışmanlık (görevi)
consultant: danışman
contact: görüşmek
continental phase: kara oluşumu safhası
continental waters: içsular
contingency arıza
contour: dış hatlar, çevre, şekil, yatay sınır, düzey çizgisi
convention: sözleşme
conversion: değiş(tir)me
coot: sakarmeki, su tavuğu
copepod: kopepod
copper: bakır
core: öz
cornelian cherry: kızılcık
corporate tax: kurumlar vergisi
correlate: birbiriyle ilgisi / bağlantısı / ilişkisi olmak
counter: karşı koymak
course: akış, seyir, hareket, yön
courtesy of the authority for the protection and control of special environmental areas: özel çevre ve bölgelerinin koruma ve kontrolü
crab: yengeç
crane: turna kuşu
crawler excavator: paletli kazıcı
crayfish: kerevit, tatlısu istakozu
creamery tereyağı fabrikası
creek: dere
cretaceous: kretas
crew: tayfa, mürettebat
criss-cross: çapraz (çizgili)
cross-section: kesit, profil, kesim, ortalama
crustacea kabuklular
crustaceans: kabuklular
cultivated area: tarım alanı
cultivated land tarım alanı
cultivation: yetiştiricilik
curlew sandpiper: ?kızılbacak
current: akıntı
currenty: halen
curriculum vitae: özgeçmiş (pl: curricula vitae)
cuttlefish: mürekkep balığı
cyanophyceae: kiyanofişler
cyanophyta: kiyanofitler
daffodil: nergis
dairy: mandıra
dalmatian pelican: tepeli pelikan
dam: baraj, set
debris: birikinti
debtor: pay borçlusu
deciduous: belirli mevsimlerde dökülen, geçici
declare: ilân etmek
decomposition: ayrışma, çürüklük, bozukluk
definitive: nihai, son, kesin
delimit: sınırlamak
delineate: şeklini çizmek, tarif etmek
deliver: göndermek
delta coastal profile: delta kıyı profili
department of credits to fishery and aquaculture: balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği kredileri bölümü
depletion: tükenme, yok olma, azalma
deposit: çökelti
depositional phase: çökelme evresi
depreciate: değer kaybetmek, aşınmak
depreciation: amortisman
depression: çukurluk, girinti, alçaklık, depresyon
detection: ortaya çıkarma
deterioration: bozulma
deterrent: caydırıcı, önleyici, vazgeçiren
detriment: zarar
detritivorous: kum yiyen
detritus: kum ve taş parçası, aşıntı, taş / kaya döküntüsü
devastate: tahrip etmek, hasar vermek
devonian: devonyen, devonik devre ait
DHKD: DHKD
diameter: çap
diatom: diyatom
dike, dyke: hendek, su yolu, kanal, bent
dimension: (su yüzeyi boyutu)
directorate of the ministry of agriculture: tarım il müdürlüğü
disassemble: kaldırmak
discard: (seçim dışı bırakmak)
discharge: boşaltmak, boşalt(ıl)ma,akım, suyun yüzeye çıkması
discount rate: iskonto haddi
discrepancy: çelişki, uyuşmazlık, anlaşmazlık
diseconomies: eksi ekonomiler, zararlar
dislocation: yerinden oynama
dismantled: sökülmüş
disposal area: boşaltım yeri
district: (ilçe)
ditch: hendek
diurnal: gündüze ait, günlük
diversity: çeşitlilik
divert: çevirmek, yönlendirmek
dividend: temettü
dock: rıhtım
dolomite: dolomit
domestic sewage: ev atıkları
dominant wind: baskın/etkin rüzgâr
dragonfly: yusufçuk
drain: boşaltmak
drain: dren
drainage channel: drenaj kanalı
draught: çekiş, çek(il)me
drawback: sorun, engel
drawing: çizim, plan
dredge: tarak, ağlı kepçe
drill: sondaj yapmak, sondaj aleti, sondaj kuyusu açmak
drilling: sondaj
dry weight: kuru ağırlık
dry: kurak
DSİ: DSİ
dumping: boşaltım
dune area: kumul yöresi
dunlin: al-sırtlı çulluk
eagle: kartal
earth pond: kara havuzu
earth, marine, atmospheric and environmental sciences department: yer, deniz, atmosfer bilimleri ve çevre araştırmaları grubu
ebb tide: inme, cezir
economies of growth: büyüme ekonomileri
economies of scale: ölçek ekonomileri
eel: yılanbalığı
effluent: atık (su), dışarı akan madde
ELA: ÇED
elaborate: (özenle) hazırlamak
elevation: yükselti, yükseklik
elm: karaağaç
embank: set çekmek
embankment: set
emergency reserve: acil ihtiyat
emersion: (sudan) çıkma
empirical: deneysel
empirical: deneyime dayalı olarak
employ, appoint: görevlendirmek
emulsion: emülsiyon
enclosed: kuşatılmış, (çevrelenmiş)
enclosure kafes
enclosure: parmaklık
endemic: yerel ve kalıcı
endorse: tasdik etmek, doğrulamak
enhancement: iyileştirme
ensue: sonuç olarak ortaya çıkmak, sonradan gelmek
ensuing: sonradan (meydana) gelen, gelecek
ensure: sağlamak
entail: gerek(tir)mek, neden olmak
environmental management: çevresel yönetim, çevre yönetimi
envisage: öngörmek
eocene: eosen
equilateral: eşkenar
equity: net değer, adalet
eradicate: yok etmek
eroded: aşınmış
erosive: aşındırıcı
estimate, estimated: tahmini
estimation: değer
estuary: nehir ağzı, haliç
et. al. ve diğerleri
eu-polytrophic: öpolitrofik
euglenaphyta: öglenofitler
euryhaline öryalin
eutrophication: ötrofikasyon
evacuate: boşaltmak
exacerberate: şiddetlendirmek
excavator: kazıcı, ekskavatör
excluded: (seçim dışı bırakılmış)
exempt: muaf (tutmak), bağışık, serbest
existence: (fiziksel durum)
exposure: açıkta kalma, suyu (taşkın suyunu) çekme / çekilmesi
extend along: uzanmak
extensive: ekstansif
extensively: ekstansif düzeyde
extraction: çıkarma
extrapolation dışdeğerbiçim, ekstrapolasyon
facilities: tesis(ler)
faculty of aquaculture: su ürünleri fakültesi
faculty of fisheries: balıkçılık fakültesi
faculty of sciences: fen bilimleri fakültesi
faecal: dışkıya ait
fafishery: su ürünleri, balıkçılık
fallowdeer: alageyik
family size / scale farm: aile çiftliği
farming: yetiştiricilik
fauna: fauna
feeding channel: sulama kanalı
fence: çit, parmaklık
ferruginous duck: pasbaş
fertilization: verimli hale gelme; aşıla(n)ma, döllenme, gübrelenme
fertilizer: gübre
fibre-glass, fiberglass: lifcam
field mission: alan çalışması, çalışma
field survey: alan çalışması
filling up: siltasyon
filling: dolgu
filter on: filtreden geçirmek
filtrate: süzmek, filtreden geçirmek
final report: final raporu
fine and coarse material: ince ve iri madde
fine sand spit: ince kum birikintisi
finfish: balık
fingerling: yavru balık
fiscal: mali
fish barrier: kuzuluk
fish farmer: balık yetiştiricisi
fish fry: yavru balık
fish handling facilities: balık işleme tesisleri
fish installation: kuzuluk
fish scale: pul
fish weir: kuzuluk
fish-grading: balık boylama
fishery research institute: su ürünleri araştırma enstitüsü
fishing gear balıkçılık malzemeleri
fishing gear: avlanma / balık / balıkçı takımı
fishing installation: kuzuluk
fishing line: olta
fishing station: balıkçı evi
fishing trap: kuzuluk
fishing weir: kuzuluk
fishing: balıkçılık, avcılık, (avlanma)
fishmonger: balıkçı
fitting: montaj, kurma, donanım
fixed installation for fishing: kuzuluk
fixture: kablo
flake: pul
flank: yanında olmak, yandan kuşatmak
flask: matara, deney tüpü, şişe
flat bottom boat: tongarto
float: yüzdürücü
floating cage: yüzer kafes
flood plain: taşkın ovası
flood tide: kabarma, med
flood: taşkın
floor scale yer terazisi
flora: bitkiler, flora
fluctuate: dalgalanmak
fluvial: flüviyal, nehre ait, akarsu+
fluvisoil: nehir toprağı ?
flysch: fliş
fog: sis
foiled with: …ile kaplı
fold: kıvrılmak, kırmak, katlanmak
folded: kıvrımlı
food web: besin ağı/dokusu?
foresee: öngörmek
forestry aquaculture department: ormancılık su ürünleri şubesi
forklift: çatallı kaldırıcı
forms of exploitation: işletim şekilleri
formwork: kalıp yapısı
forward: ilerletmek, sevketmek, yollamak
foundation vakıf
fraction: parça, bölüm, kırılma
fraction: küçük parça, kır(ıl)ma, bölüm
frame: çerçeve, çatı
fresh water trout: çapak balığı
freshwater: tatlı su
frost: don, ayaz
fry fishing: yavru balık avcılığı
fuel: yakıt
funded reserve: özel ihtiyat
fyke net: pinter
galvanised: galvanizli
gap: aralık, boşluk, gedik, açık yer
gasoline: benzin
gastropods, gasteropod: karından bacaklılar
gate: çit
GDAPD: TÜGEM
gear on board: donanım
genera: türler (tekil hali = genus)
general description: (genel bilgiler
general directorate for agricultural production an development: tarımsal üretim ve geliştirme müdürlüğü
general directorate for national parks and wild life: milli parklar ve yaban hayatı genel müdürlüğü
general directorate for protection and control: koruma ve kontrol genel müdürlüğü
general directorate of cartography: harita genel müdürlüğü
general directorate of cultural and natural heritage, research and planning department: kültür ve tabiat varlıkları, araştırma ve kontrol planlama genel müdürlüğü
general directorate of environmental pollution prevention and control: çevre kirliliğini önleme ve kontrol genel müdürlüğü
general directorate of meteorology: meteoroloji genel müdürlüğü
general directorate of organization and support: teşkilatlanma ve destekleme genel müdürlüğü
gill net: ziyde
glacial period: buzul çağı / dönemi
glacial: buzul+, buzula ait
glass tube: cam tüp
gleic: gleyik
glossy ibis: çeltik kargası
golden grey mullet: altınbaş kefal
graben: graben
grade 1 natural site area: 1. derece doğal sit sınırı
grade: derece, grad
gradient: yükselme veya düşme, değişme, değişiklik
grading: tasnif, set, boylama
gradual: tedrici, derece derece
grain: tane(cik)
gravel çakıl
grazing: hayvan otlatma
greater menderes: büyük menderes
greenhouse: camekan, limonluk
grey heron: külrengi balıkçıl
grey mullet: has kefal, paçoz
grey: külrengi
greylag goose: boz kaz
grid: kafes, ızgara
groin: sahili sabitleştirmek için denize giren kazık/taş seti, (kazık seti), (taş seti)
grooved: yivli
gross product: brüt hasıla
gross revenue: bürüt hasılat
groundwater: yeraltı suyu
grouper: lagos
grow-out: büyüme
groyne: sahili sabitleştirmek için denize giren kazık/taş seti, (kazık seti), (taş seti)
guide: kızak, ray
guideline: standart kural, tüzük
guideline: genel bilgi / hat
habitat: hayvan/bitkilerin doğal yetiştiği yer, yurt
halt: durdurmak
hamper: engellemek
handling işleme
harbor planning department: liman ve planlama dairesi
harpoon: zıpkın
harrow: taraklamak
hatchery: kuluçka hanı
hawthorn: alıç
headwaters: ırmağı besleyen kaynaklar, pınar başı
heat exchanger: ısı eşanjörü
heath: fundalık
herb: ot
herbivorous grass carp: ot sazanı
hereunder: buna göre, bunun altında, aşağıda(ki)
heron: balıkçıl
heronry: balıkçılların toplu yuva yeri, balıkçıl yuvası
highlight: vurgulamak
highway anayol
holding: tutma, depolama
hole: çukur
holocene: holosen
hook: olta iğnesi
horizontal: yatay
hornbeam: gürgen
hose: hortum
housing: iskân
humidity: nemlilik
Hunting Reserve: avlanma yasağı olan bölge
hunting: avcılık
hurdle: engel (sorun)
husbandry: hayvancılık
hybrid: melez, karışım
hydric balance: su dengesi
hydrology: (hidrolojik özellik)
hyper-saline: aşırı tuzlu
ibis: ibis
ice bar: buz kalıbı
immediate surroundings: yakın çevre
impact. etki
impede: engel olmak
implement: yürütmek
implement: uygulamak
import: yer değiştirme
inboard engine: sabit motor
inception mission: ön çalışma(lar)
inception report: giriş raporu
increment: artış, artma, art(ır)ma
incremental: artan
indo-pacific: hint pasifiği
infiltrate: sızmak, süz(ül)mek
infiltration: sızma
inflatable: şişirilebilir
ingredient: içerik
inlet: giriş
input: girdi, giriş
inspect: incelemek
installation: kurma, tesis
instalment: taksit
institution: kuruluş
intact: sağlam, zarar görmemiş, eksiksiz
intake giriş (ağzı)
integral protection zone: mutlak koruma bölgesi sınırı
integrated management: entegre yönetim
integrated: tamamlanmış
intensity: şiddet, kuvvet, yoğunluk
intensive: entansif
interaction: birbirini etkileme, interaksiyon
interbedded: içiçe
interference filter: parazit filtresi
interim report: ara rapor
intermediate: mutavassıt, aradaki
intermittent: aralıklı, kesintili
international expert: (yabancı uzman)
intersection: kesişme, arakesit
intersperse: arasına serpmek / karıştırmak
intervention çalışma
intrusion: intrüzyon
inventory: katalog
invert: tersine çevirmek
investigation: inceleme
irrigation area: sulama alanı
irrigation: sulama
isobath: izobat, eşderinlik
isolated lake: denizle bağlantısı kesilmiş göl
item kalem, iş
itinerary: çalışma programı, program, seyahat programı
jackal: çakal
jet: fıskiye
jetty: dalgakıran
joint venture: ortak teşebbüs
jurassic: jura devrine ait
jurisdiction: yetki, görev
juvenile: yavru
keep in a fridge: soğuk muhafazada bekletmek
key official: anahtar yetkili
kit: donanım, takım
known volume: belirli hacim
lagoon database: lagün veritabanı kodu
lagoon excavator: lagün kazıcısı
lagoon groups: (lagünler)
lagoon management: lagün işleticiliği
lagoon user: lagün işleticisi
lagoon: lagün
land drainage: arazi drenajı
land property arazi mülkiyeti
land registry: tapu sicili
land use plan, land-use plan: çevre düzenleme planı, kara kullanım
landing site: karaya çıkarma yeri, iskele
landing: üretim
landlocked lake: denizle bağlantısı kesilmiş göl
landslide site: heyelan bölgesi
landslide: heyelan, toprak / yer göçmesi
landwards: kara yönünde
larch: karaçam
larvae. larva
lateral: yan
laurel: defne (ağacı)
lava: lav
law enforcement: kanun hükmü
lay out: plan
lead: kurşun
leech: sülük
legal conflict: yasal anlaşmazlık
legislative: yasamayla ilgili
lemon sole: kızıldil
levee: set
liabilities: pasif
light house: fener kulesi
limestone: kireçtaşı
liner: kaplama
link: ilişki
literature: kaynak
little bittern: cüce balaban
little egret: küçük beyaz balıkçıl
little stint: küçük kum kuşu
little tern: beyaz alınlı deniz kırlangıcı
littoral: sahil, kıyı, kıyısal
loan: kredi, ödünç
locals: yerel halk
location: konum
loggerhead: atlantiğe mahsus iri deniz kaplumbağası
long-shore current: kıyı akıntısı
longitudinal: boyuna
longline(r): paraketa
longtidunal: boyuna (doğru)
low power: alçak güç, düşük güç
lowlands: çukur şekiller
main water quality parameter: temel su kalitesi parametresi
maintain: korumak, bakım yapmak
maize: mısır
make-up: plan, tasarım, düzenleme, yapılış, tertip
malaria: sıtma
mallard: yaban ördeği
manipulation işletme, idare (etme)
manure: gübre(lemek)
maquis: maki
MARA: TKB
marbled: benekli
margin: marj
marginal area: marjinal alan
marine department: denizcilik dairesi
marine fishery: deniz ürünleri
marine sciences and fishery research grant committee: deniz bilimleri ve balıkçılık araştırma komitesi
marine sciences institute: deniz bilimleri enstitüsü
maritime: deniz+, denize ait, denizciliğe ait
market sized: piyasa ebadı
marketing (facilities): pazarlamacılık
marl: kireçli toprak, marn
marrow: sakız kabağı
marsh area: bataklık alan
marsh harrier: kızıl doğan
matt: donuk
mattress: örtü (bitki)
meadow: çayır
mean: ortalama
meander: büklüm
medium term: orta vade
mercantile vessel: ticari tekne / gemi
mercury content: civa hacmi
mesh: ağ gözü, örgü
mesosaline: mezosalin
mesozoic: mezozoik
mild steel: yumuşak çelik
mild: ılık, yumuşak, ılıman
mill: fabrika
ministry of environment: çevre bakanlığı
ministry of forestry: orman bakanlığı
ministry of industry and commerce: sanayi ve ticaret bakanlığı
ministry of public works: bayındırlık ve iskan bakanlığı
ministry of transport: ulaştırma bakanlığı
miocene: miyosen
mirror carp: ayna sazanı
miscellaneous: çeşitli, müteferrik
mission: çalışma, alan çalışması
mobile laboratory: laboratuar malzemeleri, ekipman ?
mollusc: yumuşakça
molluscs: yumuşakçalar
mongoose: mongos
monk: kapak yeri
monocotyledon: monokotiledon
mooring: demirleme, karaya bağlama
mortgage loan: ipotekli kredi
mottle: benekli
moving net: hareketli/hareket eden ağ
mower: biçme makinesi
mudflat: çamur tabakası
mullein, great mullein: sığırkuyruğu
mullet: tekir balığı
mute swan: sessiz kuğu
myrtle: mersin
N: yıldız
National Parks Law: Milli Parklar Kanunu
national staff: (türk personel)
natural reserve: tabitaı koruma alanı
natural resources department: tabi kaynaklar şubesi
natural site area: doğal sit alanı
Nature Reserve Area: Tabiatı Koruma Alanı
nautical map: deniz haritası
nautical: denizel, denizsel
nest: yuva
nesting area: yuva alanı
neutralized formalin: nötürlenmiş formalin
night heron: gece balıkçılı
nitrogen azot
NNE: Poyraz olacak
NNW: yıldız-karayel
nomad: göçebe
nozzle: delik, başlık
nursery bakım
nutrient: besin maddesi
oak: meşe ağacı
observation: inceleme, tetkik
occasionally: nadiren, sık görülmeyen
oceanographic institute of the Turkish navy: türkiye oşinografi enstitüsü
octopus: ahtapot
official: yetkili, resmi
offset: dengelemek
offshore: açık deniz
oil spillage,spill gemilerden petrol sızması
oligocene: oligosen
oligosaline: oligosalin
oligotrophic: oligotrofik
omnivorous: hem et hem ot yiyen
on a sustainable basis: sürekli bir tabana oturacak şekilde
onset of a season: mevsiminn gelmesi
opening: kapak
operating: işletme
ophiolitic: ofiyolit
optimal: uygun
orogeny: orojenez
osprey: balık kartalı
outboard engine: takma motor
outcrop: yüzeylemek
outgoing: çıkan, kalkan
outlet: çıkış
outline: taslak
output: (faaliyet)
overdraft: açık kredi
overflooding: sel
overlap: bin(dir)mek
overlap: daha geniş olmak
overnight: gecelik
overview: genel taslak
overwintering: kışlama
oxbow: atnalı şeklinde kıvrım, akmaz (göl)
oxygenation: oksijen durumu
oyster: istiridye
paddle: çarklı, kanatlı
palaeozoic: paleozoik
paling: saz
paling: parmaklık
parameter: parametre, değişken
partition: bölme, perde
partner bonus fund: ortak kâr fonu
pass: geçiş, geçit, boğaz
pasture area: mera alanı
patrol: korumak, gözlemek, savunmak
peak: zirve, doruk, en yüksek
pebble: çakıltaşı, necef
pellet (feed): yem
pen: ağıl
pending: sırasında
peninsula: yarımada
perennial: sürekli
perimeter: çevre
permanent water area: sürekli su alanı
permanent: sabit
permeability: geçirgenlik
persons met: görüşülen kişier
pertain: ait olmak
pertinent: uygun, yerinde
pest: başbelası
pesticide: pestisit, böcek kimyasalı
petersen grab: petersen grab (göl dibindeki yumuşak tabakadan örnek almaya yarayan alet)
phase: evre
photocell: fotosel
photometer: fotometre, ışıkölçer
phyto-zooplankton: fito zooplankton
pigment: boya maddesi, pigment
pike: turna balığı
pikeperch: sudak
pillar: direk
pine: çam
pintail: kılkuyruk ördeği
piscicide: pisisit
pivot: mihver, eksen
planning department: planlama şubesi
plant: fabrika
plate: levha, saç, plak
pleistocene: pleyistosen
plinth: kaide, sütun kaidesi
plover: yağmurkuşu
poaching: izinsiz avlanma
pochard: elmabaş
pole: sırık
polisaline: polisalin
pollution from agriculture: tarımsal kaynaklı kirlenme
pondweed: su otu
pontoon: duba, ponton
poplar: kavak
positioning: ayarlama
posture area: mera
potable water: içme suyu
poultry: topluluk?
prawn: büyük karides
prawn: büyük karides
pre-fattening: önsemirtme
precipitation: çöküntü, çökelti, tortu, yağış
precipitous: sarp, dik
precision: dikkat, sıhhat
predator: yırtıcı hayvan
preliminary consideration: ön değerlendirme
preliminary finding: ön bulgu
preliminary information: genel bilgi ?
premium: prim, değer payı
prevalent: hüküm süren, geçerli; genel
prey: av
primary production: primer
private enterprise: özel girişim, özel girişimci
private housing özel mesken
privately owned: özel mülkiyete ait
probe: sonda, sondaj (yapmak), inceleme(k)
processing plant: işleme fabrikası
processing: işleme
processing: işle(n)me
production: ürün
productive activity: üretim faaliyeti
progression: ilerleme
project team: proje ekibi
project: tasarlamak, planını çizmek
prolong: uzatmak, sürdürmek
prompt teşvik etmek, neden olmak
propel: itmek, yürütmek
propeller: pervane(li)
protected area: koruma alanı
protected environment: koruma altındaki bölge, koruma alanı
protected status: koruma statüsü
protected wildlife reserve: tabiatı koruma alanı
protectionism: korumacılık
protrude to sea: denize açılmak
provision: karşılık, provizyon
provision: koşul, tedarik, sağlama
proximity: yakınlık, yakın olma
prudent: ölçülü, tedbirli
public administration: kamu idaresi
public body: devlet kuruluşu
pumping station: pompa istasyonu
purification: arıtma
purify: arıtmak
purple heron: ergûvani balıkçıl
pursuant to: e göre / uygun olarak
pygmy cormorant: cüce karabatak
quantification: miktar ölçümü
quarry: taş ocağı
quartzite: kuarzit
quaternary: kuvaterner
questioned ownership tartışmalı mülkiyet
questionnaire: anket, anket formu
raceway: kanal
rainbow trout: gökkuşaklı alabalık
rainfall: yağış (miktarı)
range: sınır, sıra, dizi, uzaklık, otlak, mera
rationale: mantık, temel, nedenlerin açıklaması
rearing: yetiştirme
receivable: alınacak
reciprocate: karşılıklı hareket etmek
reclaim: geri / iadesini istemek
recreation: dinlenme (tesisi)
recruitment: temin, stok
rectangular: dikdörtgen şeklinde
recuperation: nekahat
recycling: geri dönüşümlü
red mullet: barbunya
red-crested pochard: macar ördeği
redox: redoks
redundance: çokluk, miktar
reed crop: sazcılık
reed cutting: sazcılık
reed harvesting: sazcılık
reed-warbler: saz bülbülü
reed: kazık, saz
reedmace: su kamışı
reef: kayalık
reference index: referans indeksi
refractometer: refraktometre
refrigeration: soğutma
regional directorate: bölge müdürlüğü
regional representative: bölge temsilciliği
regress: geri çekilme(k), gerileme
regression: çekilme, gerileme
rehabilitation: ıslah
reimburse: geri ödemek
reinforce: desteklemek, sağlamlaştırmak
reinforced concrete: betonarme
reinforcing: takviye
relevant literature: ilgili kaynaklar
renter: işletici
repercussion: etki, sonuç
represent: (temsilen) seçmek
reptile: sürüngen
researcher: araştırma görevlisi (ünv)
reservoir: rezerv
resident: yerleşmiş, sakin
residual: artık, bakiye
respectively: sırasıyla, sırayla
restocking: stoklama
resultant: meydana gelen, olan
retain: muhafaza etmek
retrieve: yeniden elde etmek, telafi etmek, kurtarmak
revenue: hasılat
rhodorendron: rodorendon
ridge: sırt
rip-rap breakwater: taşlardan oluşan dalgakıran
river branch: azmak
rod: sırık
roe: havyar
rotational: dönüşlü
rotifera: rotiferler
route: yol, hat
rudd: kızılkanat
ruddy shelduck: angıt
ruff: dövüşken kuş
run: tekrar
running cost: işletme gideri
runoff: akarsu
rush: hasırotu, saz
S: kıble
sale forecast: satış tahminleri
sale value: satış kıymeti / değeri
saline: tuzlu bataklık
salinity: tuzluluk, tuzluluk miktarı / oranı
salmon trout: alabalık
salmon: som balığı
sampling station: örneklem istasyonu
sampling: örnek
sanctuary: koruma alanı
sand bar: kum seti
sand smelt: gümüş balığı
sandstone: kumtaşı
sandwich tern: sandviç deniz kırlangıcı
sandy-gravel deposits: kumlu çakıllı çökeltiler
sanitary: sıhhi, sağlık+
scale: ölçü, ölçek
scale: balık pulu, pul, terazi
scenario: tasarı, plan
scheme: plan, proje, taslak
scope: alan, faaliyet alanı, amaç, konu
screen: kafes, bölme
screening table: inceleme tablosu
scrub: kumul
sea connection: deniz bağlantısı
seabass: levrek
seabream: çipura
seagull: martı
seal: onaylamak
sealing material: su geçirmez malzeme
sealing off: onay(lanma)
seapage force: sızma kuvveti
seawater intake: denizle bağlantı, deniz girişi
section: bölüm, bölge, kesit
sector: bölüm
sedge: ayak otu
sediment trap: sediment tutma tertibatı
sediment: sediment, çökel
sedimentation: sedimentasyon
seed fish: yavru balık
seed: tohum
seepage: sızıntı
seine net ığrıp
seines: serpme
selective: dikkatli
semi-clogged: kısmen tıkanmış
semi-permanent: yarı sürekli
senior biologist: uzman biyolog
sensitivity: kararsızlık
sequence: sıra
series: sıra, dizi, seri
set off: oluşturmak, meydana getirmek
setting off: oluş(turul)ma
settlement: yapılanma
settling: çöktürme
shale: şist
shallow: sığ
sheet: levha
sheldrake: hanımördeği
shelduck: suna
shoot up: yükselmek
shoreline: sahil şeridi
shortlist: son liste, listenin son hali
shovel loader: kürekli yükleyici
shovel: kepçe
shoveler: kaşıkçın
shrimp: karides
shrub: çalı, bodur ağaç, funda
shutting: kapak
sieve: elek, elekten geçirmek
sieving: elekten geçirme
silt up: silt ile tıkamak
silt: silt
silting up: siltasyon
silver carp: gümüş sazan
site complex: alan kompleksi
site for the preservation and reproduction of waterfowl: su kuşları koruma ve üreme alanı
slab: levha
slide: sürgülü
slit: dar aralık
sludge: atık, çamur
sluice (gate): set kapısı / kapağı
sluice: geçit
small mullet: ilerya, küçük kefal
small-scale: küçük çaplı
smoke tree: sarı ağaç
sole: dilbalığı
solid load: sediment
sorter: tasnif edici
southernmost corner: en güney uç
sp.: species
span: uzunluk
spatial: uzaklığa / sahaya ait
spawn: yumurtlamak
special environmental area: özel çevre koruma alanı
specification: özellik
specimen: örnek, nümune
spectrum: tayf, görüntü
spin-off: ikincil etki
spoonbill: kaşıklı balıkçıl
sports fishing: amatör balıkçılık, eğlence balıkçılığı
spring: kaynak, memba
spur-winged: mahmuz kanatlı
squacco heron: alaca balıkçıl
SSE: kıble keşişleme
SSW: lodos
stable sağlam
staff: personel
stake: kazık
state institute of statistics: devlet istatistik enstitüsü
statement: rapor, (beyanat)
static: durgun
stationary: sabit
steady pace: sabit oran
steep: sarp, dik
sterile: verimsiz
stilt: kıyı koşarı
stock: stok
stocking planning: stoklama planı
stone curlew: çayır balabanı (kocagöz)
stratification: tabakalanma, katmanlaşma
stratify: katmanlaşmak
strawberry tree: kocayemiş
streptococcus: streptokok
stretch: alan, saha
strip: şerit
striped red mullet: has kefal
strobe: elektronik flaş
structure: yapı, bünye
subarid: yarı kurak
submerged: su altındaki
submersion: suya batma, su altında kalma
subsidence: çöküntü, çökelti
subsoil: alt toprak
subterranean: yer / toprak altı
successive: ardarda (gelen)
sucking dredge: emme tarağı, emici tarak
suction dredge: emici tarak
sugar beet: şeker pancarı
sulphate: sülfat
sulphide: sülfür
sump: pompa grubu
sundry: çeşitli, muhtelif
sunflower: ayçiçeği
sunset: güneş batışı
superficial: sığ, yüzey(sel)
superfluous: yersiz, gereksiz, fazla
superimpose: eklemek
surface area: yüzölçümü
surface: (yüzey alanı)
surfaced road: sathi yol
surveillance: denetleme, teftiş
survey methodology: araştırma metodları
survey: tetkik
survey: anket formu
suspended solid content: askıda madde
swamp: bataklık; batırmak
synergetic: birlikte çalışan, işbirliği yapan, birbirine güç veren
synergic: karşılıklı
synoptic table: sinoptik tablo
table: çizelge
tabular: cetvel halinde düzenlenmiş, cetvele göre hesaplanmış, cetvel şeklindeki
tailor: uydurmak
tamarisk: ılgın
Taurus: Toros
teal: çamurcun
technical proposal: teknik teklif
tectonic: tektonik
tentative: deneme, deneyim
terminate: sona ermek
terms of reference: (kontrat?)
tern: deniz kırlangıcı
terrace: set, teras
terrain: arazi
terrapin: tatlı su kaplumbağası
terrestrial: yer(sel), karasal, karaya / dünyaya ait
tertiary: tersiyer
tertiary: üçüncül (secondary’den sonra)
testify to: …e tanıklık etmek, kanıtlamak, açığa çıkarmak
tethys sea: tetis denizi
texture: doku, örgü
the mission was staffed by 4 consultants: alan çalışmasında 4 danışman görev aldı.
the oceanographic and hydrology institute of the navy: seyir, hidrografgi ve oşinografi enstitüsü
thin-lipped grey mullet: pulaterina
threading: düğümleme
threshold: eşik, sınır
tidal water: gelgit suyu
tip-removed hook: ucu çıkarılmış çengel
tombolo: tombolo
topographic map: topoğraf haritası
tourist area: turistik bölge
tow: römork yapmak
tracked: paletli
trammel net: fanyalı ağ
transect: kesit (çıkarmak)
transformer: transformatör
transgression: ihlal
transmitter: telsiz
transparency: berraklık
transport: taşımacılık
trawl-net trol ağı ,tarak ağı
trawl: trol
trawler: trollü tekne, tarak ağlı tekne
treatment: işlem
tree heath: süpürge ağacı
trench: hendek
triassic: triyas devrine ait
tributary: akarsu, kol
triple: üç katı, üçlü
trout: alabalık
true lagoon feature: tam lagün özelliği
tubular well: borulu kuyu
tuff: tüf
tuft: püskül, demet, öbek, küme
turbidity: bulanıklık
turn-key cost: teslim fiyatı
turnover: devir sürati, iş hacmi
uncertain değişken
unconsolidated: pekişmemiş, sağlam olmayan, birleşmemiş
unequivocal: kesin, anlamı açık
unexploited: atıl, işletilmeyen, işletilmemiş
unit size: tane / birim büyüklüğü
unprocessed: işenmemiş
unsurfaced: satıhsız
untreated sewage: arıtma işleminden geçmemiş kanalizasyon suları
updated: günümüze en yakın tarihte hazırlanmış
upkeeping: bakım
uplift: yüksel(t)me
upstream: akıntıya karşı, nehrin yukarısındaki
urea: üre
vallicoltura, vulliculture: valikültür
various: muhtelif
vegetation: bitki örtüsü
venture: yatırım, girişim, işletme, kuruluş, müessesese, muayene
verify: tahkik etmek, gerçeklemek
vertebrate: omurgalı
vertical: dikey
viable: uygulanabilir, yapılabilir, uygun
vibration: vibrasyon
vicinity: çevre
vocational: mesleğe ait, mesleki
wader: yağmur kuşu
wadering buffaloe: su mandası
walkway: yürüme yolu
warbler: bülbül
wastewater: atık su(lar)
water body: su bünyesi, su kaynağı
water interception channel: su kesme / tutma kanalı
water management: su denetimi
water quality: su kalitesi
water table: su tabakası, su tabakası düzeyi
waterfowl: su kuşu
wave action: dalga hareketi
wean: büyütmek, yetiştirmek
weaning tank: yetiştirme tankı
Weaning tank: yetiştirme tankı
weed: (yaramaz) ot
weighted average: tartılı ortalama
wetland area: sulak alan
wetland: sulak alan
wheel: çark, tekerlek
whereby: onunla, onun vasıtasıyla
whiskered tern: beyaz bıyıklı deniz kırlangıcı
white-fronted goose: beyaz alınlı kaz
white-headed duck: domuzburunlu patka
whiting: mezgit
wholesaler: toptancı
wigeon, widgeon: fiyo
wild cat: yaban kedisi
wild fry: yabani yavru balık
wilderness: yaban hayat
wildlife protection agencies: yaban hayatı koruma dernekleri
Wildlife Protection Area: Yabanhayatı Koruma Sahası
willow-warbler: söğüt ötleğeni
willow: söğüt
windbreak: rüzgar çiti
wintering: kışlama
wire trap: sepet
WNW: batı karayel
workshop: atelye
wrack: deniz yosunu
wrap-up: özet, sonuç
WSW: batı lodos
yearling: bir yıllık yavru
yearly: yıl içerisinde
yield: ürün, verim, kazanç
young tree: fidan
zinc: çinko

extension: ek
gilthead seabream, sparus aurata: çipura
sharpsnout seabream, diplodus puntazzo: çipura?
White seabream, diplodus sargus: sarıgöz
two-banded seabream, diplodus vulgaris: karagöz
european sabass, dicentrarchus labrax: levrek
flat-head grey mullet, mugil cephalus: haskefal
thick-lipped grey mullet, chelon labrasus: kalın dudaklı kefal (mavri)
thin-lipped grey mullet, liza ramada: ince dudaklı kefal (pulatarina)
leaping grey mullet, liza saliens: sivriburun kefal
mussel: midye
blower: vantilatör
sedative: sakinleştirici, yatıştırıcı
ammonia: amonyak
anaesthetic, anesthetic: anestetik, uyuşturucu
therapeutic: tedavi edici
manual: kılavuz
quote: fiyat biçmek, fiyat vermek, belirtmek
entry: giriş, kayıt
coastal department: kıyı kesimi
compartment: bölge, alan, bölme
stamp: pul, damga, aşmak
navigable: gelişe gidişe uygun, açık (su)
inland: iç, karasal, dahili
MAAFR: TBOKB
commercial size: piyasa ebadı/büyüklüğü
molar: azıdişi
gonad: gonad, eşeylik organı
ovary: yumurtalık
belly: karın, göbek
yolk-sac: vitellüs kesesi
adsorption: yüze çekme, adsorpsiyon
adsorb: yüze çekmek
contingent: …e bağlı, tesadüfi, umulmadık, şans eseri olan
background: genel bilgiler, arkaplan
erratic: değişen, kararsız, düzensiz
gregarious: sürü/topluluk halinde (yaşayan), sokulgan
fish barrier for fry: tangab
vertex: zirve, doruk, tepe, başucu
converge: bir noktada birleşmek
exploit: işletmek, yararlanmak
whirlpool: girdap, burgaç
efficacy: yarar, etki
shoal: sığ yer, balık sürüsü
netting: örme işi, ağ örme, ağ
float: şamandıra, yüzertop, ağ mantarı, olta mantarı
pull net: çekme ağı?
çekmek: çekmek, sürüklemek
sack: çuval, torba
terminal: kutup, uç
skimming net: yüzey ağı ?
knot: düğüm
knot net: düğümlü ağ
strainer: süzgeç
bail: çıkarmak, boşaltmak, tahliye etmek, kefalet
scoop net: kepçe ağı
tub: leğen, küçük fıçı
brook: çay, nehir, ırmak
debouch: açılmak (denize vb)
eligible: uygun, seçilebilir, haklı
refraction: kırılma
spot: benek/lekelenmek, yerleştirmek, bulmak, belirlemek
school: balık sürüsü
haul: (balık ağını) çekme(k), sürüklemek, taşımak, ağdan çıkan balık miktarı
abrasion: aşınma, yıpranma
hemorrhage, haemorrhage: kanama
upwelling: akış, sürüklenme
fush: sürü
pivot: eksen, geçiş
bunt: balık ağı, ağ
buoyancy: batmama, özgül ağırlık
sturdiness: sağlamlık
rowing boat: kayık, sandal
adherent: yapışık
scrape: kazımak, kazıyarak çıkarmak, temizlemek
deionize: iyonları gidermek
distill: damıtmak
calibrate: ayarlamak
elongate: uzatmak
ramify: kollara ayrılmak, dallanmak
melanophore: melanofor
snout: hayvan burnu
caudal: kuyruklu, kuyruk+, kuyruk gibi
fin: yüzgeç
duct: boru, su yolu, kanal, damar
ventral: karna ait, karın+
pelvic: leğen+
fusiform: iğbiçim, iğsi
dorsal: sırta ait, sırt+
opercular: solungaç kapağına ait
vertebrae: omurlar
pectoral: göğüs+
ray: balık kanadı kılçığı
compress: sıkıştırmak, yoğunlaştırmak
compressed: basık
bossy, (bosy?): kabartmalı, kabarık
cephalic: başa ait, baş+
band: şerit
pyloric: pilorik, pilora ait
caecum: (çoğul caeca) kese, çekum
pedunculus: sap, pedunkulus
trunk: gövde
maxillary: çene kemiğine ait
prophylactic, prophilactic: (hastalıktan) koruyucu, profilaktik
therapeutic: tedaviye ait, tedavi edicci
swirl: girdap, girdap oluşturarak dönmek
sluggish: uyuşukk
swimbladder: hava keseciği
operculum: solungaç kapağı, operkül
gill: solungaç
inflate: şiş(ir)mek
dedicated: özel
dip: daldırmak, batırmak
lethargic: uyuşuk
melanism: renk maddesinin fazlalığı
enucleation: nüvesinin alma, izah, aydınlatma, aydınlanma
exophthalmic: egzoftalmik
sterilizer sterilizatör; buğuhane
spoon kaşık; kaşık şeklinde balık yemi; zoka
salinometer tuzluluk derecesi ölçücüsü; tuzlu su areometresi; tuz terazisi
oxymeter oksijen ölçer(?)
Artemia
enrichment
hypochlorite solution
formol formol (?)
homogenate
cod mezgitgiller; morina balığı
hake barlam; barlam balığı
fillet fileto; dilim; küçük baş sargısı; file; zıh; aerodinamik kuşak; (balık) kılçığı çıkarıp ikiye bölmek
lesion: yara, bere
nodule: yumru, bezecik, düğümcük
ascites: karın iltihabı
spleen: dalak
germ: mikrop
coccus: koküs
mobile: hareketli, mobil
bacillus: basil
myxo: mikso
ulceration: ülser(leşme)
liquefaction: sıvı haline gelme, iltihaplanma
tumefaction: kabartı, şiş, şişme, kabarma
necrosis: doku çürümesi, kangren, nekroz
necrotic: çürüyen
dermal: deriye ait, deri+
epithel: epitel
protozoa: tek hücreliler
viscera: iç organlar
septicemia, septicaemia: septisemi
monogenean: monojen, eşeysiz
digenea: dijen
trematoda: trematoda
twist: bükmek, kıvırmak
attack: saldırmak, zarar vermek
integrate: katmak (vitamin vb)
lipoid: yağlı
ataxic: ataksik
subcutaneous: deri altı
bile: safra, öd
anellid: anelid
modality: şekil, usul, tarz
karst: karst
flow course line: debi gidiş çizgisi
cumulative: eklenik
feeding system: beslenme sistemi
periphery station: çevre istasyonu
intermediary basin: ara havza
addition: katkı
branch: kol (nehir)
river mouth: mansap
downstream: mansap
isohyet: eşyağış eğrisi
mugilidae: kefal balıkları
compound diet: karma yem
moist feed: yaş yem, pasta
cyst: yumurta
leadline: kurşun yaka halatı
floater: yüzdürücü
ripple: kırışık(lık)
meandering water: menderes


sızdırmaz: hermetic; impervious; leakproof; waterproof; tight
tarım ilaçları: presticides
radyoaktif izleyici: radioactive tracer
perlit (inci taşı): perlite
talaş: shavings
besleme havzası:
kirletici: contaminant
kara suları: territorial waters
sintine (gemi suyu): bilge
balast: ballast
çöp: garbage
fosseptik: septik tank
Teknik Usuller Tebliği: the Technical Prosedure Communication
açık deniz: open sea
açık deniz balıkçılığı: deap sea fishing
moloz: debris; rubble
hafriyat: excavation; excavations
deniz dibi tarama: sea bottom dredging
çevre kanunu: Law on Environment
motorlu taşıt: motor vehicle
su taşıtı: water craft
çöktürücü: precipitative; floating agent; precipitant
çöktürmek: settle
seyreltmek: dilute
kanalizasyon: canalisation; sewerage
kanalizasyon sistemi: sewerage system; service mains; system of drains
vidanjör (boşaltıcı; lağım boşaltma aracı) nightman; scavenger; sewer man
alıcı su ortamı: receiving water environment
alıcı ortam: receiving environment
kirleten: polluting agency
yağmur suyu: rain water; atmospheric water
yıkama suyu: wash water
katı atık: solid waste
kirlilik yükü: pollution load
Tehlikeli ve Zararlı Maddeler Tebliği: the Dangerous and Harmful Subtances Communication
İller Bankası: the Bank for the Provinces*
hava kirliliği: air pollution*
toprak kirlenmesi: soil pollution*
Çevre Genel Müdürlüğü: the General Directorate of Environment
mahalli çevre kurulu: local environment board
gıda sanayi: alimentary industry
maya fabrikası: yeast factory
makarna fabrikası: macaroni factory
süt ürünleri: milk products
yağlı tohum: oil seed
katı yağ: solid oil
mezbaha: slaughterhouse
entegre et tesisleri: integrated meat plants*
balık unu: fish flour
kemik unu: bone flour; bone powder
yan ürün: by-product
tarla balıkçılığı: field fishery*
içki sanayi: beverage industry
melastan alkol: molasses alcohol*
yer üstü suyu: surface water
düz cam: flatt glass; sheet glass
pencere camı: window pane; window glass
cam yünü: glass wool
taş kömürü: anthracite; hard coal*
linyit: lignite
kok: coke
havagazı: coal gas; gas
terbiye: treatment; improvement
çırçır: cotton gin
petrol rafinesi: petroleum refinery
petrol dolum tesisleri: petroleum filling plants
ağartılmış selüloz: bleached cellulose
ağartılmamış selüloz: unbelached cellulose
kırpıntı kağıt: scrap paper
parşömen kağıdı: parchment paper
dolgulu kağıt: loaded paper
klor alkali: chlorine alkali
perborat: perborate
zırnık: orpiment
boya sanayi: dye industry; dyeing industry
müstahzar: ready-made drug; preparation
tanen: tannin
tanenli: tannic
dağlamak: cauterize
yumuşatma: annealing; softening
difüzör: diffuser
mülki amir: administrative chief
uygun görüşü: opinion of appropriateness*
Mahalli Çevre Kurulu: Local Environment Board
izin belgesi: *
İdari Usuller Tebliği: the Administrative Procedure Communication
batimetrik: bathymetric
dengeleme havuzu: compensating pool; balancing pool*
ön depo: bunker
arıtma çamuru: purification sludge*
devreye almak: circutitization
cüruf: slag
İmar Kanunu: Law on Public Improvement*
İta Amiri:


not: AYMİRA dan alıntıdır
__________________
Cumhur Gezen
Profosyonel balıkcı
İstanbulu (konum Alanya)1965 B rh+yaş 43 [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
SİTE ÜYESİ ARKADAŞLAR = KONULARA LÜTFEN YORUM YAZINKİ, DOĞRU YANLIŞ, İYİ KÖTÜ, EKSİK VARSA HEP BERABER ÖĞRENELİM.
Ç SULARIMIZ VE DENİZLERİMİZE PLASTİK MADDELERİ ATMAYALIM= her balığa gittiğinizde 2 ad plastiği toplayın - 2 gün fazla balığa gideceksiniz.TEŞEKKÜRLER

Bu mesaj en son " 03-12-2007 " tarihinde saat 15:52 itibariyle cumhur tarafından düzenlenmiştir....
cumhur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Yanıtla

Sosyal Paylaşım

Konu Araçları
Görünüm Modları

Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Shimano Ürünleri SHIMANOCU Tanışma 44 07-03-2012 09:59
su ürünleri sözlüğü jellyfish Dökümanlar ve Makaleler 5 23-10-2007 20:02
Su Ürünleri Portalı aserkansatı TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER 0 30-01-2006 08:43


Saat 00:52.