Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > SOHBET ve EĞLENCE > TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER

TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER Güncel olaylar hakkında...




 
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 15-10-2006, 10:40   #1
Uzm.Dr.Rastgele
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan Fransa'nı derdi ne ?

Arkadaşlar hepimizin de basından takip ettiği gibi Fransız ulusal meclisi ''Ermeni soykırımını inkar etmeyi suç sayan'' yasa tasarısını kabul etti.Fransız parlementosunun aldığı bu karar aslında ulusumuzun suratına vurulan ikinci bir tokattır.Şimdi gelin hep beraber aklı selim insanlar olarak bunun ne anlama geldiğini ve neden böyle bir karar alındığı hususunda fikir cimnastiği yapalım.

Hepimizinde bildiği Osmalı İmparatorluğu çok uluslu bir güç olarak yaklaşık 600 sene kadar tarih sahnesinde mevcudiyetini devam ettirmişdir.Fakat yaşadığı son yıllarında gelişen dünya konjöktörüne ayak uyduramadığından tarihten silinip gitmiş ve Yüce Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bugünkü Cumhuriyetimiz mevcudiyetini bulmuştur.
Az çok orta ve lise eğitimini alan bütün arkadaşlarımızın da bildiği gibi Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinde gidişatın kötüye doğru olduğunu gören kimi sözde aydınlar çıkış yolunu Avrupa hayranlığında bulmuşlar ve bunun için ikdidara geldiklerinde çok çaba göstermişlerdir.Osmanlı mebusan meclisinde ağırlıklı olarak ittihat ve terakki fırkası ağırlıktaydı.Devletin tüm manevralarına ve harekat sahasına artık padişah ve yakınları değil,bu cemiyet yön veriyordu.Adeta günden güne eriyen imparatorlukta tek güç bu cemiyet idi.Koca imparatorluk bu zihniyetin eline kalmış ve hatta koca bir imparatorluğun malesef Genel Kurmay Başkanlığı gibi bir görevi de bu zihniyet ile bir Alman General'e teslim edilmişti.Yaşlı kıta Avrupasının tüm devletleri ağzının suyunu akıta akıta bu koca pastadan bir lokma almaya çalışırken,bir yandan da İmparatorluk içinde yaşayan topluluk ve kavimler isyana teşvik edilmekte ve yüzlerce yıl beraber yaşadıkları insanlara karşı silah vererek kışkırtılmakta idiler.
Yıllardan beri Osmanlı'yı sıcak sulara inmekte tek engel gören Rus'lar olsun,İngiliz'ler olsun,Fransız'lar olsun hepsi bu oyunun içinde.Anadolu'muzun doğu bölgesinde yaşayan Ermeni toplumundan da bu oyuna alet olanlar olmaya başlamıştı o yıllarda.Zamanın Çarlık Rusyası tarafından silahlandırılan Ermeni çeteleri ait oldukları ve yüzlerce yıl beraber yaşadıkları devletine ve insanlarına karşı silahlı eylemlere giriştiler.En başda aklı selim olan ve bu işe karşı çıkan/bu fikre yandaş olmayan Ermenileri katletmeye başladılar.Ve daha sonra da o yörede yaşayan Türk ve Kürtlere yöneldiler.Rus destekli bu Ermeni çeteleri başda Van-Kars-Erzurum-Bitlis-Diyarbakır olmak üzere kendilerine katılmayan Ermenileri ve o yörelerde yaşayan Türk ve Kürt topluluklarını katliama varacak şekilde saldırmaya başladılar.Tabiki bunun karşısında yöre insanları tarafından da karşı saldırılar başlayınca bu haber bir süre sonra İmparatorluk başkenti olan İstanbul'a ulaşınca da,alınan bir karar ile Ermeni toplulukları buulundukları yörelerden,o tarihte imparatorluk sınırları içinde olan başka yörelere gönderilme kararı alındı.Merkezi otoritenin zayıflaması nedeniyle imparatorluk topraklarının batısından doğusuna kadar bir çok yerde eşkiya çeteleri kurulmuş ve tüm topraklarda isyan hareketleri baş göstermekteydi.Tarihde bu tür olaylara ''Tehcir'' yani zorunlu göç adı verilir.Bir çok Ermeni topluluğu kafileler halinde zayıf Osmanlı askeri kuvvetinin kontrolunde bu yörelere göç ettirilirken geçtiği yerlerdeki eşkiya çeteleri tarafından sık sık saldırılara uğramışlar ve kayıplar vermişleridır.Ruslar bu olayları kışkırtırken Adana-Maraş tarafında da Fransız üniforması giydirilen Ermeni topluluklarıda kendi yörelerinde silahlı eylem yapmakta idiler.İşte ''tehcir'' adı verilen zorunlu göç olayı bu şartlar altında karar alınmış ve uygulanmıştır.Başda dediğim gibi az çok orta-lise öğrenimi almış kişi bunun aslının böyle olduğunun bilir.Konuyu merak eden ve derinlemesine daha da bilgi sağlamak isteyen arkadaşlarımız oturdukları yerden internet ortamı vasıtasıyla tüm dünyaya sunulmuş olan devlet arşivlerinden bilgiye ulaşabilirler.
Şimdi gelelim Fransa'ya .Zamanında menfaati gereği Osmanlı vatandaşı olan Ermenilere silah vererek o yöredeki Türk ve Kürtleri kırdırmaya çalışmıştır.Çizdiği senaryo gereği o kişilere ileride buralarda sizlere büyük devlet kurduracağız temasını işlemiştir.Ama ne yazıkki yazılan senaryolar Yüce Milletimiz sayesinde Atatürk önderliğinde bozulmuştur.
Eeeee, şimdiki telaşı ne diye düşünürsek bu defa derdi Türkiye'nin Avrupa Birliğine üye olmak istemesindendir.Avrupa birliği Türkiye'yi kabul edecek veya etmiyecek o ayrı konu.Ama ya Türkiye Avrupa birliğine girerse o zaman Almanya ve Fransa için büyük prestij kaybı olur.Çünkü Avrupa Birliği Meclisinde alınan kararlar sahip olunacak nüfüs miktarına göre biçimleniyor.73 milyon nüfüslu bir Türkiye'nin Avrupa komisyonlarında sahip olacağı sandalye sayısı ve alınacak kararlarda çok büyük bir aktör olarak ortaya çıkması fikri Başta Fransa ve diğer üyeleri adeta çıldırtıyor.Eeee, ne yapmak lazım bir şekilde bunu engellemek lazım.Hatta her fırsatta.İşte Fransa ve Almanya'nın derdi bu.Avrupaya muhtaç olan ama asla üye olupda karar almaya katılamayan bir Türkiye.
Şimdi alınan bu karar karşısında ne yapabiliriz:
Bu konu hakkında kendi fikrimiz olabileceği gibi,basından ve etrafımızdan da çok fikirler üretildğine tanık oluyoruz.Yok Türkiye'de yaşayan Ermenileri kovalım-Yok Türkiye'ye çalışmak için gelmiş olan 70.000 civarında olan yabancı işçileri kovalım veya Fransız mallarını boykot edelim..vs....
Bence bu haraket tarzında olan Fransız parlemennto kararı karşısında yapılabailecek ilk iş,Fransızların tarihte Cezayir halkına karşı yaptığı katliamı yüce meclisimizden bir yasa ile geçirerek konuyu sabitleyip dün dünyayanın dikkatini çekmek olmalı.Daha sonra başta islam ülkeleri ve diğer Türk Devletlerinin ulusal parlementolarından da bu veya buna benzer bir yasanın geçmesi için çalışmak gerekir.Her yıl yanılmıyorsam 5 mayıs tarihi olacak,bu tarihi cezayir halkı ile birlikte katliam günü olarak anılması için meclisden karar alınması gerekir.Böyle bir anlayışa geçilmesi halinde savunma pozisyonundan taarruz pozisyonuna geçmiş oluruz.Ülkemizde bilindiği gibi Fransız sermayeli bir çok şirket vardır.Bunların ürettiği malları boykot etmek bence yapılabilecek en şaçma hareket olsa gerek.Çünkü bu şirketlerin yarattığı katma değer ile binlerce insanımız iş ve aş bulmakta iken.Bunları engellemiş olur ve zararının da biz görürürüz.Fransız mallarını boykot edeceksek,ithalat yolu ile yurdumuza gelen içki-gıda maddesi-parfüm/güzellik ürünü ve tekstil gibi bir sürü direkt Fransa'da üretilerek yurda getirilen ürünler var.İsteyen kişiler bu tür ürünleri alırken duyarlı davranabilirler.:dikkat:

Sözün özü sorunun kaynağı Türkiye'de bizlerle binlerce yıldan beri yaşayan Ermeni olsun Musevi olsun,o kişiler değil direkt bildiğimiz emperyalist emelli Fransız yönetimidir.Çünkü biliyorum ki yıllardan beri yaşadığı toplumla entegre olmuş işine aşına bakan Türk Ermeni cemaati de bu gelişmelerden çok rahatsız olmakta ve haksız yere kendilerine kötü gözle bakılmaktadır.
Odaklanılması gereken, asla değişmeyen zihniyete sahip olan şimdikinin modern diye tanımlanan ama her fırsatta gerçek yüzünü çekinmeden gösteren Fransa ve diğer ortaklarıdır.
  Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
 

Sosyal Paylaşım


Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı


Saat 12:04.