Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > BALIK AVI > Dökümanlar ve Makaleler

Dökümanlar ve Makaleler Makale veya döküman yayınlayabiliceğimiz bölüm.




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 08-09-2006, 13:23   #1
Güven ÖZYELDAN
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan Akvaryum Uğruna Siyanürlenen Balıklar

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
Başlık : Akvaryum Uğruna Siyanürlenen Balıklar
--------------------------------------------------------------------------------
Yazar : İhsan ÇELİK
--------------------------------------------------------------------------------
Sayı : 7.Sayı (Temmuz - Eylül 2005)
--------------------------------------------------------------------------------
Konu : Doğa
--------------------------------------------------------------------------------



Mercan kayalıkları resifleri biyolojik çeşitlilik bakımından yağmur ormanlarını andıran ve mercan, balık, omurgasız, karides gibi binlerce tür canlıyı bir arada barındıran global ekosistemin önemli bir parçasıdır. Mercan resiflerinde insanları kendilerine hayran bırakan her renkte canlıya rastlanabilmektedir. Başlangıçta bu güzel dünyayı dalarak izlemekle yetinen insanoğlu, bununla tatmin olmayıp hoşuna giden balıkları, mercanları, deniz yıldızlarını, yengeçleri, anemonları vs. doğal ortamlarından koparıp kendi evinde veya iş yerindeki akvaryumlarda barındırmaya başlamıştır. Gittikçe büyüyen bu heves milyonlarca insanı ve binlerce canlı türünü içine alarak zamanla kocaman ticari bir sektöre dönüşmüştür.

Günümüzde akvaryum sektörü, dünyada multimilyon dolarlık bir ekonomik boyuta ulaşmıştır. Bu kadar büyük bir sektörün ana kaynağını başta balıklar olmak üzere diğer sucul canlılar oluşturmaktadır. Akvaryum canlıları tatlı su ve deniz canlıları olmak üzere iki gruba ayrılmakladır. Tatlı su akvaryumlarında barındırılan canlıların % 98’i insanlar tarafından üretilip çoğaltılırken % 2’si doğadan yakalanmaktadır. Diğer yandan deniz akvaryumu için kullanılan canlıların ancak % 2’si kültür yoluyla üretilebilmektedir, geriye kalan % 98’lik kısmı doğadan temin edilmektedir. Dünyada yıllık 14-30 milyon deniz balığının, 3000 ton civarında canlı kayanın, yüz binlerce kilogram mercanın doğadan toplandığı ve 1500’ e yakın deniz canlısının ticaretinin yapıldığı tahmin edilmektedir. Doğadan bu kadar çok canlının toplanmaya devam edilmesi ekolojik dengeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Deniz akvaryumlarında kullanılan canlıların hemen hepsi ekvatorun 30º kuzey ve 30° güney enlemleri arasında yer alan tropikal bölgelerde özelliklede, mercan resiflerinden temin edilmektedir. Dünyanın değişik yerlerindeki mercan resiflerinden toplanan canlılar talep olan ülkelere ihraç edilmektedir. Yalnızca Filipinler ve Endonezya’daki resiflerden yakalanan deniz akvaryum balıklarının yaklaşık % 85’i Amerika ve Avrupa’ya ihraç edilmektedir. Sri Lanka, Pasifik Adaları, Hawai, Florida, Karayipler, Kızıldeniz Hint Okyanusu adaları ve Doğu Afrika ülkeleri gibi ülkelerde de canlı toplanan resif alanları mevcuttur. Bu ticari işleyiş, çerçevesinde global akvaryum ticareti hızla büyümeye devam etmektedir. Toplam canlı mercan ticareti 1991 yılında % 5’ten 1997 yılında % 53’e çıkmıştır. Günümüzde yalnızca Amerika’daki deniz akvaryumlarında l milyon sert mercan, 6 milyon yumuşak mercan bulunduğu tahmin edilmektedir. Tropikal balıkların ve mercanların kültürü yapılmakta ancak kültür yoluyla üretilen ürün, ihtiyaç duyulan talebin çok altındadır. Örneğin; mercan kültürü yapan mercan çiftçileri mevcuttur. Ancak çiftliklerin ürettikleri mercan toplam mercan tüketiminin yalnızca yüzbinde üçü kadardır.

Deniz akvaryumları için her yıl yüz binlerce kilogram mercan ve canlı kaya, 15-20 milyon balık alınıp satılmaktadır. 10000’den fazla farklı canlı türü bu ticaret kapsamına girmektedir. Akvaryum canlılarının doğadan temin edilmesi birçok türün azalmasına veya yok olmasına neden olmaktadır. Örneğin; Endonezya Bangay Adalarının endemik türü olan Bangay kardinal balıklarının (Pterapogon Kauderni) binlercesi deniz akvaryumlarında yetiştirilmek üzere doğadan toplanıp ihraç edilmektedir. Bunun devam etmesi halinde sadece bu adalarda yaşayan bu türün nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Özel ekosistemler sınıfına giren mercan resiflerinin yaşamını pek çok şey tehdit etmektedir. Balıkçıların avlanırken resiflere zarar vermeleri önemli bir tehdit unsurudur. Ayrıca teknelerden bırakılan çapaların, suya giren insanların, insan kaynaklı kirleticilerin verdiği zararların yanı sıra akvaryumlar için mercan, balık, canlı kaya ve diğer canlıların toplanması ile de resiflerdeki yaşam ciddi anlamda tehdit edilmektedir. Binlerce canlının ve canlı kayanın doğal ortamlarından alınması önemli bir sorundur bununla birlikte canlıların toplanması esnasında uygulanan yanlış metotlar, doğaya verilen zararı katlamaktadır.

Resif canlıları özellikle de haliklar doğal ortamlarından akvaryumlara gelinceye kadar çeşitli aşamalardan geçerler. Öncelikli olarak balıkların yakalanmaları gerekmektedir. Balıkları canlı bir şekilde yakalayabilmek amacı ile ağ, tuzak, kepçe gibi değişik ekipmanlar kullanılabilmektedir, fakat en yaygın kullanılan metot sodyum siyanür gibi bazı kimyasal maddelerin kullanılmasıdır. Balıkları sersemletmek maksadıyla uygulanan bu metot balıkların yakalanmasını kolaylaştırmaktadır.

Balık toplayıcıları bir pipetin içine doldurulan seyreltilmiş sodyum siyanürü mercanların arasına saklanmış balıkların üzerine veya yakınlarına püskürtürler. Siyanürü soluyan balık bir süre sonra bayılır, toplayıcıda fazla zahmete girmeden balıkları toplar. Buraya kadar her şey normal görülebilir ancak Sodyum Siyanür güçlü bir zehirdir. Kullanırken hedef balığın dışında başka balıkların ve canlıların etkilenmelerde söz konusudur. Siyanür, mercan poliplerini, simbiyotik algleri ve resif sağlığı için gerekli olan diğer organizmaları öldürmektedir. Siyanür kullanan balıkçı da yapılan bu uygulamadan etkilenir.

Siyanür bu amaçla ilk defa 1960’lı yıllarda Tayvan ve Filipinler’de kullanılmıştır. Son on yıldır siyanür kullanımı yasal olmamasına rağmen resif balıklarını toplamada kullanılmaya devam edilmektedir. Filipinler de balık yakalamak için her yıl 150 ton siyanür kullanıldığı rapor edilmektedir.

Insanoğlu milyonlarca deniz canlısını akvaryumlarda barındırabilmektedir. Bu canlıların büyük çoğunluğu toplandıktan sonra akvaryumlara ulaşmadan ölmektedir. Gelse bile hemen hepsi kısa bir süre sonra ölmektedir. Elbetteki bu katliam başta bilim adamları olmak üzere hükümetlerin ve uluslararası sivil toplum örgütlerinin tepkisine neden olmaktadır. Bu bağlamda pek çok ülkede siyanürle balık avcılığı yasaklanmıştır. Eline kepçeyi alan her dalgıcın balık toplamasına müsaade edilmemektedir. Bu amaçla eğitim programları düzenlenmekte ve bu programın sonunda sertifikalar verilmektedir. Bu konuda çalışan organizasyonlardan en önemlilerinden biri MARINE AQUARIUM COUNCIL (MAC)’dır. Kar amacı gütmeyen bağımsız bir organizasyon olan MAC; Filipinler, Endonezya, AB ve ABD gibi ithalat ve ihracat yapan ülkelerde faaliyet göstererek uluslararası bir örgüt halini almıştır. Bu teşkilatın 60 dan fazla ülkede yaklaşık 3000 üyesi mevcuttur. MAC’ın görevi, mercan resiflerini ve diğer deniz ekosistemlerini korumak, kalite ve standartları belirlemek, sertifikalandırmak ve geliştirmek, tüketicilerin talebini güvenilir ve sertifikalı ürün alımına yönlendirmektir.

Akvaryum sektörü özellikle Endonezya, Sri Lanka, Filipinler gibi Asya ülkelerinde önemli derecede geçim kaynağı olmuş durumdadır. Filipinler de 7.000, Sri Lanka da 50.000 civarında toplayıcı mevcuttur. Bu rakamların içerisine aileler de eklendiğinde ortaya çıkan rakamın küçümsenemeyecek boyutlarda olduğu görülmektedir. Sektörün ilk basamağında görev alan ve bu işten para kazanan toplayıcıların dışında ithalatçılar, ihracatçılar, toptancılar, taşıyıcılar, aracılar ve perakendeciler gibi değişik kollarda çalışan milyonlarca insan akvaryum canlıları üzerinden para kazanmaktadırlar. Bu kadar geniş kitleyi kapsayan akvaryum sektöründe insanların para kazanma hırsı doğal hayatın zarar görmesine neden olmaktadır.

Resiflerden topladıkları canlılardan gelir sağlayan Filipinler, Endonezya, Sri Lanka gibi ülkelerin insanları bunun yanı sıra resiflere yapılan turizm dalışları sayesinde de para kazanabilmektedirler. Gerek kamu kuruluşları gerekse uluslar arası organizasyonların resiflerin ve denize canlıların korunması yönündeki çabalarına rağmen deniz akvaryumlarında kullanılan canlıların büyük çoğunluğu hala doğadan temin edilmektedir. Pek çok ülkede uygulanan koruma ve kontrol yasalarına rağmen siyanür kullanımı sürmektedir.

Deniz canlılarını, evlerinin bir köşesine kurdukları akvaryumlarda görmek isteyecek, kadar çok seven insanoğlu birkaç yıl sürecek bir heves için canlıların bu şekilde zarar görmesini elbette istemez. Akvaryumlarda barındırılan canlıların doğayı tahrip etmeden güvenli ve tam kontrollü bir şekilde bilinçli uygulanan metotlarla temin edilmesi mümkündür. Bunun yanı sıra kültüre alınan deniz türlerinin çoğaltılması ile de doğaya ve canlılara zarar verilmemiş olur. Üstelik kültür yoluyla üretilen canlılar doğadan yakalananlara nazaran akvaryumlara daha kolay adapte olabildiklerinden akvaryumdaki yaşam süreleri diğerlerinden daha uzun olacaktır.


Kaynaklar

1. Ellis, S. ve Ellis. E., 2002. Recent Advances in Lagoon-based Farming Practices for Eigth Species of Commercially Valuable Hard and Soft Corals - A Technical Report. Center for Tropical and Subtropical Aquaculture Publication No. 147.

2. Green, E., 2002. Understanding the Trade in East Asian Aquarium Species. Marine and Coastal Pragramme UNEP World Conservation Monitoring Centre. Cambridge. United Kingdom.

3. Jones. R. and Steven, A. 1997. Effects of Cyanide on Corals in Relation to Cyanide Fishing on Reefs. Marine and Freshwater Research 48: 517- 522 In [ Holthus, P. 2004. The Marine Aquarium Council and Environmental Certification for the Marine Aquarium Trade Sustainable Use case Study. ([Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]. 2004]

4. Mc Allister, D., Caho, N. And Shih C. 1999. Cyanide fisheries: Where did they start? SPC Live Reef Fish Information Bulletin 5: 18-21. Secretariat of the Pacific Community. In [ Ho Holthus, P. 2004. The Marine Aquarium Council and Environmental Certification for the Marine Aquarium Trade Sustainable Use case Study. ([Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]. 2004]

5. Nolting, M. Ve Schirm, 2003. Marine Ornamental Fish Trade in the Philippines New Ecological and Quality Standards. Lessons Learned No. 2. Sector Project: Polcy Advice for Susutainable Fisheries. Deutsche Gesellschalf für Technische Zusammenarbeit (GTZ) GmbH Division 4500 - Agriculture, Fisheries and food Postfach 5180 65726 Eschborn, Germany.

Bu mesaj en son " 12-09-2006 " tarihinde saat 11:58 itibariyle Güven ÖZYELDAN tarafından düzenlenmiştir....
  Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Eski 12-09-2006, 12:03   #2
Güven ÖZYELDAN
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan Biyolojik Çeşitlilik

Başlık : Biyolojik Çeşitlilik--------------------------------------------------------------------------------
Yazar : Dr. Ümit AVCI
--------------------------------------------------------------------------------
Sayı : 8.sayı (Ekim - Aralık 2005)
--------------------------------------------------------------------------------
Konu : Biyoloji
--------------------------------------------------------------------------------


Yeryüzündeki her bir canlı türünün yaşadığımız gezegende doğumundan ölümüne kadar bir görevi vardır. Canlı türleri, yaşamış oldukları toprak, hava, su ve diğer canlı grupları ile birlikte dünya ekosistemini oluşturmaktadır. Biyolojik çeşitlilik, yeryüzünde yaşayan bitki ve hayvan türleri gibi sahip olduğumuz tüm canlı varlıkları kapsar. Bu kavram tür sayısındaki çeşitlilik yanında tür içindeki genetik farklılık ve yaşama alanlarındaki çeşitliliği de içermektedir. Canlıların taşıdıkları gen sayısı bir bakteride 1.000, bazı funguslarda (mantarlar)10.000, çiçekli bitkilerde 400.000 ve ev faresinde 100000 ‘e kadar değişmekte canlı türlerinin sayısı iyimser olarak 5 ila 30 milyon arasında tahmin edilmektedir. Dünyada toplam 1.742.000 canlı türünün tanımlandığı ve 4.926.000 canlı türünün bulunabileceği belirtilmektedir.

Ülkemizin Asya ve Avrupa kıtaları arasında bir köprü görevi görmesi, ayrıca çok değişik iklim ve topoğrafik yapıya sahip olması, bitki ve hayvan türleri bakımından da oldukça zengin bir çeşitliliğin olması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Türkiye’de 120 memeli, 413 kuş, 93 sürüngen 18 kurbağagil, 276 deniz balığı, 192 tatlı su balığı ve 60-80.000 böcek türünün bulunduğunu bildirmektedirler. Yine ülkemiz bitki türleri bakımından da oldukça zengindir. Bütün Avrupa kıtasında 12.000 bitki türü bulunmasına karşın ülkemizde 9.000 bitki türü bulunmakta ve bu türlerin % 30 ‘u dünyada sadece Türkiye’ de bulunmaktadır. Oldukça fazla sayıda bitki ve hayvan türünün tanımlandığı yer ve anavatanı ülkemizdir. Tüm bu yönleriyle Türkiye, biyolojik çeşitlilik bakımından bir kıta özelliği arz etmekte olup dünyada eşsiz bir yere sahiptir.

BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK VE ZENGİNLİĞİN ÖNEMİ

Insanlığın, tarım ve teknolojide sahip olduğu bugünkü seviyeye, biyolojik çeşitlilik ve zenginlik sonucu ulaştığını söylemek mümkündür. Ekosistemin bize sunduğu birçok yarar vardır. Bu yararlar insan hayatında yaşamsal öneme sahiptir. Ekosistemin birçok yararları olmakla birlikte bunlardan birkaçı insanlara temiz su, hava, gıda, kereste sağlamak tıpta ve eczacılıkta yararlanma ve tarımda zararlı mücadelesini sağlamak, şeklinde sıralanabilir. Ekosistemi oluşturan unsurların kimi yararları aşağıda verilmiştir.

1-Bitki Çeşitliliğinin Önemi :

Bitkiler havayı temizler, erozyonu önler, toprağa organik madde kazandırır, toprak yorgunluğunu giderir. Diğer canlılara barınma ve beslenme ortamı sağlayarak ekosisteme devamlılık kazandırırlar. Insanoğlu, eski çağlarda tarım toplumuna geçmesinden günümüze kadar çok sayıda bitki türünü kültüre almıştır. Tarih boyunca 3000 kadar bitki türünün beslenmede kullanıldığı ve bunların % 30 ‘unun gıda üretiminin çoğunu karşıladığı belirtilmektedir. Geri kalan türlerin de tarım için önemi büyüktür. Bugün Genetik Mühendisliği ve Biyoteknolojideki ilerlemeler sonucu, günümüzde kullanılan çeşitlere yabani akrabalarından gen aktarımı yapılarak zararlı böcek, hastalık, yabancı otlar ve kuraklığa dayanıklı yeni çeşitler elde edilmektedir. Bugün, tarımda kullanılmayan doğada bulunan birçok bitkinin gelecekte tarımda kullanılma potansiyeli vardır. Bugün kültürü yapılan birçok meyve ve sebzenin ilk defa kültüre alındığı yer Türkiye’dir. Bu türlerin ülkemizde bulunan yabani akrabalarının paha biçilmez değeri vardır. Birçok bitki türü, tıp ve eczacılıkta eski çağlardan beri kullanılmaktadır. Son yüzyılda, biyokimya bilimindeki gelişmeler sonucu birçok bitkiden çeşitli bileşikler elde edilmiştir. Günümüzde 250.000 bitki türünden, ancak 5.000 ‘inin eczacılık değeri yönünden incelendiği kaydedilmektedir. Gelecek yıllarda bilimdeki ilerlemelere bağlı olarak birçok bitkiden, değişik hastalıklar için bileşiklerin elde edilmesi mümkündür. Ülkemiz tıp ve eczacılıkta kullanılan ve aromatik bitkiler yönünden zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Ayrıca süs bitkisi olarak ve peyzaj düzenlemelerinde kullanılan soğanlı bitkilerce de zengindir. Önümüzde ki yıllarda, bu yönüyle değerlendirilebilecek çok sayıda bitki türü bulunmaktadır. Yine tarımsal zararlıların mücadelesinde bazı bitkilerden elde edilen bitkisel kökenli ilaçlar kullanılmaktadır. Doğadaki birçok bitki, bu yönüyle de önem arz etmektedir.

2-Hayvan Çeşitliliğinin Önemi :

Insanlar, ilk çağlardan günümüze kadar hayvanları avlayarak, evcilleştirerek gıda kaynağı olarak, taşımacılıkta, giyimde ve tıpta kobay amaçlı kullanmışlardır. Yine kültüre alınan hayvanların yabani akrabaları, hayvan ıslahında kullanılmaktadır. Böceklere bakıldığında 1.200.000 böcek türünden, ancak 750 tür kültür bitkilerinde zararlı olmaktadır. Geri kalan türler bizim için faydalı türlerdir. Bunlardan bazıları tarımda zararlı türlerin üzerinde beslenerek bu türlerin savaşımında kullanılmaktadır. Bitkilerin büyük çoğunluğu tozlaşma için böceklere gereksinim duymaktadır. Böcekler, bitkilerin tozlaşmasını sağlayarak bitki yaşamının devamlılığı ve çeşitliliğine olanak vermekte ve ekosistemin devamlılığını sağlamaktadır. Yine böceklerin önemli bir kısmı, organik maddelerin ayrışmasını ve tekrar toprağa kazandırılmasını sağlamakta adeta doğada birer gönüllü temizlik işçisi gibi çalışmaktadır. Bazı türler de kuşlar, balıklar, sürüngenler gibi hayvanların gıda kaynağı durumundadır .Tüm bu yönleriyle, yeryüzündeki yaşamın böceklere bağlı olduğunu söylemek fazla abartılı olmaz.

3-Ekosistemin Ekoturizm Olarak Sağladığı Faydalar:

Doğaya dayalı turizm, ekoturizm olarak adlandırılmaktadır. Ekoturizm son yıllarda artan bir önem arz etmektedir. Teknolojik ilerlemeler ve yaşam biçimine bağlı olarak stres altındaki insanlar, doğada kendini dinlendirmektedir. Milli parklara ve doğaya gidilerek stres atılmaktadır. A.B.D.’de Milli Parklar Servisi’nin 1998 yılı ölçümlerine göre, yaklaşık 300.000 turistin milli parkları ziyareti ile, direk ve dolaylı gelir olarak 14 milyar dolar gelir elde edilmiştir. Benzer durum dünyanın diğer ülkelerinde de vardır. Dünya Turizm organizasyonu, ekoturizmin uluslar arası turizmin % 7’sine karşılık geldiğini bildirmektedir. Ülkemizde de Fethiye’de bulunan Kelebekler Vadisindeki kelebekleri görmek amacıyla, tatil sezonu boyunca günübirlik olarak 15.000 turistin ziyaret ettiği bildirilmektedir. Biyolojik çeşitlilik ve doğal güzellikler bakımından, dünyada eşsiz bir yere sahip ülkemiz, ekoturizmde büyük potansiyel arz etmektedir. Ülkemizin sahip olduğu doğal güzellikler ve biyolojik zenginlikler yurt içi ve dışında yeterince tanıtılmalı ve ekoturizm geliştirilmelidir.

*Dr., umitavci81@hotmail.com

Kaynaklar

1. Allen-Diaz,B.,2000. Biodiversty is critical to future healt of California’s ecology and economy. California Agriculture 54 (2).26-34

2. Ekim,T.,1993.In Turkey . Naturopa 73:21

3. Kılar,R.,2003.Kelebekler vadisi kelebekleri. Tüdav eğitim serisi No:494s.

4. Kışlalıoğlu ,M.ve F. Berkes, 1992 Biyolojik çeşitlilik. Türkiye çevre sorunları vakfı yayınları:130s

5. Tan,A.,1998. Current status of plant genetic resources conservation in Turkey . The Proceedings of International Symposium on In Stu Conservation of Plant Genetic Diversity .puplished by CRIFC ,Turkey(Ed.Zencirci et al. )5-6.
  Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 12-09-2006, 14:29   #3
levrek
Kurucu Üye
 
levrek kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 29.10.05
Şehir: izmir-ksk.
Yaş: 57
Mesaj Sayısı: 1.878
Varsayılan

Bilgilendirmelerin için teşekkürler Güven,yakında hepimiz birer bilim adamı olup çıkacağız
__________________


Erol ERDOĞAN 1966

Hepimiz birer gölgeyiz aslında…
Nerede yaşarız, neye benzeriz bir fikrimiz yok, neyiz ne değiliz bir bilgimiz yok. Birbirimiz hakkında bildiğimiz tek şey Nick lerimiz…
Sanal alemin sisleri arasında beliriyor sonra kayboluyoruz. Gerçek olan tek şey; paylaşımlarımız, burada bizi var eden de bir tek bu…(alıntıdır)
levrek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 12-09-2006, 14:40   #4
Güven ÖZYELDAN
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan

VATAN SAĞOLSUN abi ne mutlu vatanımıza bir bilim adamıda biz kazandırabilirsek bizden geçti artık soksanda bilim adamlığını bir yerden dışarı atar bizden sonrakiler başlarının çaresine baksınlar bilim adamı olurken saygılar sevgiler bu arada hafta sonu aliağa olayını unutmadım bir ara konuya değineceğim salaktayım şuan...hürmetler..
  Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 12-09-2006, 15:44   #5
aganta borina borinata
Guest
 
Mesaj Sayısı: n/a
Varsayılan

eline sağlık...

rastgelsin...
  Alıntı Yaparak Cevapla
Yanıtla

Sosyal Paylaşım

Konu Araçları
Görünüm Modları

Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Dev akvaryum MAVİ FENER Videolar 0 24-09-2009 12:07
Kızıma Akvaryum ERCAN48 Akvaryum 6 22-12-2008 11:35
Akvaryum bölümü. ykmk Öneriler, Eleştriler, İstekler 2 15-07-2006 09:47
akvaryum muhabbetci TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER 18 18-06-2006 09:14


Saat 02:08.