Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > SOHBET ve EĞLENCE > TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER

TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER Güncel olaylar hakkında...




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 10-02-2008, 21:34   #1
polmurat
Kaptan
 
polmurat kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 12.11.07
Yaş: 47
Mesaj Sayısı: 319
Varsayılan bir öneri

herkese selamlar.yanlışım varsa düzeltin ama ben sitede rastlamadım.benim gibi yeni arkadaşlar için yeni bir konu altında balıkçılık ile ilgili terimler sözlüğü olsa bence fena olmaz.malum bazen afallayıp kalıyoruz karizma çizilebiliyor.herkese iyi avlar.
__________________
Murat KARAOĞLU(sazancı)
Gaziantep/Batman
1976 O rh(+)




Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünyada bıraktığın eserlere kıymet verme.
polmurat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Eski 10-02-2008, 22:16   #2
cumhur
Kaptan
 
cumhur kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 13.09.07
Şehir: alanya
Yaş: 58
Mesaj Sayısı: 288
Varsayılan

Balıkçılık Terimleri
Abaşo : Aşağı indir, bekle, tut şeklinde emir.
Abis : Denizde sekiz bin metreyi geçen derinlik.
Aborda : Bir teknenin başka bir tekneye yan vererek yanaşması.
Ağ : İplik veya telden kafes şeklinde yapılmış av aracı.
Ağ Çırpmak : Ağın temizlenmesi için yakalarından tutularak çırpılması. Daha çok deniz üzerinde, sandalda yapılır.
Ağ Gözü : Dört düğüm arasındaki açıklık. Tutulacak balığın cinsine göre büyüklüğü olur.
Akyem erisi beyaz olan izmarit, istrangilos, istavrit, uskumru gibi balıklardan elde edilen yem.
Alabanda : Dümenin alabildiğine sağa, ya da sola döndürülmesi. Alabanda İskele denilince, dümen alabildiğine sola, alabanda sancak da ise sağa döndürülür.
Alarga : Açıktan geç, yaklaşma.
Alarga etmek : Açık denize çıkmak, engine açılmak.
Alesta : Hazır ol komutu.
Altıparmak : Palamutun dört yaşında olanına verilen ad.
Alyanak : Çipuraya Marmara'da verilen ad.
Anavasya : Göçücü balıkların Akdeniz’den Karadenize çıkması.
Ançuez : Özellikle hamsi ve sonra çaça, sardalya, tirsi balığından yapılan tuzlu ve yağlı balık ezmesi
Anele : Daha çok gemilerde bulunan, demir bir bedenin ucuna takılan demir halkaya verilen ad. Bu halkalara çımalar bağlanır.
Anele Bağı : Bir halatın çımasını aneleye bağlama işi. Halkanın içinden iki kez geçirilen çıma, kendi bedeni üzerinde dolaştırılıp, iki halkanın (voltanın) içinden geçirilerek boşu alınıp yapılan bağ.
Apazlama : Yandan gelen rüzgar.
Apiko : Zincirin toplanıp harekete hazır olması.
Argonat : Bir tür mürekkep balığı.
Arktik : Kuzey kutbu ile ilgili.
Avara : Gemiden veya kıyıdan açık olmak. Bağlı bir teknenin bağlı olduğu yerden açılması.
Baderna : Halat sargısı.
Balık kırgını : Sularda ısının aniden düşmesi nedeniyle balıklarda görülen baygınlık hali. Bu durumda olan balıklar kıyılara sürüklenir. Balık karaya vurdu deyimi bu olaydan kaynaklanır. Balıkçı Bağı : Halatların ya da misinaların, aneleye (halkaya) bağlanması, ya da kopuk bir misinanın veya halatın birbirine eklenmesi için balıkçıların kullandığı bir düğüm şekli. Halkaya bağlanmak, aneleye bağlanmakta anlatıldığı şekildedir. Kopuk çıma veya misina, uçları yanyana getirilip birbiri üzerinden iki volta atılıp, uçlar voltanan içinden geçirilerek yapılan bir düğüm şeklidir. Çözülmesi imkânsızdır.
Baştan kara : Teknenin başını karaya çekerek yanaşma.
Beden : Mantara bağlı oltanın ucuna bir fırdöndü vasıtasiyle bağlanan ve kalınlığı, oltanın kalınlığından küçük olan misina.
Ben : Oltaya veya tuzağa konan yem. Buna Masara da denir.
Biz : Mersinbalığı türü.
Bodoslama : Teknelerde burnun ve kıçın ucuna yerleştirilen ağaçlar.
Bodoslama demiri : Kayıkların altından, baştan kıça kadar uzanan demir. Bu demir kıçtan başlayıp kayığın burnuna kadar gelir, kayıkların karaya çekilirken altının aşınmasını önler. Bodoslama deyimi, kayığın burnu anlamında da kullanılır.
Bohça : Oltanın bağlı olduğu mantarın etrafında dönerek düğümlenmesi.
Borda feneri : İskele ve sancakta bulunan yeşil - kırmızı seyir feneri.
Bozyel : Lodos.
Çavalye : Tutulan balıkların içine konulduğu yayvan sepet. Sazdan, telden, tenekeden olabilir.
Çelikbeden : Dişleri keskin, yırtıcı balıkların olta takımında iğneden sonra takılan 15-20 cm. uzunluğunda çelik tel. İki ucunda birer fırdöndü bulunur.
Çıma : Halat ucu.
Çombalak : Balığın sudan havaya fırlaması. İçsularda sazan, turnadan kaçarken, alabalık su üstündeki bir böceği kapmak isterken, denizde büyük balıklar küçük balıkları kovalarken görülen bir olaydır.
Çopurina : İzmarite benzeyen bir balık.
Çolun : Balıkçıların kullandığı ağ kepçe.
Çopra : Balık kılçığı.
Curum : Sürü halinde gezen palamut ve torik gibi balıkların gene sürü halinde gezen hamsi, gümüş, uskumru gibi balıklara saldırarak bu sürüleri kıyı ve sığ bölgelere sıkıştırması.
Çuka : Mersinbalığı türü
Defne Yaprağı : Lüferin en küçüğü.
Deniz Tilkisi : Köpekbalığı türünden sapan balığının adı.
Diplarya : Pisi balığının küçüğü.
Erdişi : Yumurta ve spermin aynı balıkta bulunması.
Falyanos : Balina ya da Kadırga balığı, Yunus balığının büyük bir cinsine de bu ad verilir.
Fangri : Mercan balığı türü.
Fanon : Balinaların çenelerini baştan başa kaplayan püskülümsü dişler. Bunlar balinaların çok küçük balıklar dışında başka balık yutmalarına engel olurlar.
Faş Tahtası : Sandalların döşemesini oluşturan tahtalar.
Filet : Derinliği aynı olan sığ sular.
Frişka : Mutedil rüzgâr, saniyede 5-10 metre hızla eser.
Gaco : Palamut yavrusu.
Ganbut : Kefalin küçüğü
Gaya : Gelincik balığına Musevilerce verilen başka bir ad.
Günindi : Batı.
Heyamola : Denizcilerin halat veya kürek çekerken, bir palangayı açıp uzatırken, birbirlerini gayrete getirmek için hep birlikte söyledikleri (ha gayret, haydi çek) anlamında bir sözcük.
Hırsız : Zokolara bağlanan ve ucunda iğne bulunan köstek.
İğne : Olta takımının ucuna bağlanan ve üzerine yem takılan, galvenizli, damaklı madeni çengel.
İğne iğne : Çapari oltasının her iğnesine balık gelmesi.
İlmek : Düz düğüm.
İlarya : Platerinanın (kefal) küçüğü.
İskandil : Oltanın dibe gitmesi, ya da yüzmemesi için iğneden sonra takılan kurşun ağırlık. 150-300 gr. ağırlıkta olur.
İskarmoz : Küreklerin takıldığı tahta veya demir kazıklar.
İskele : Geminin sol tarafı.
İskele Babası : Halatları bağlamak (volta etmek) için gemilerde, ya da iskelelerde bulunan ağaç veya demirden yapılmış, silindir şeklinde, kısa dikme.
İskorçila : Voli yaparken kullanılan bir tür ağ.
İskota : Yelkenleri bağlamaya yarayan zincir, halat veya palanga.
İsparoz : İspari.
İspendek : Levreğin küçüğü.
İspermeçet : Balinaların başından çıkan ve mum yapımında kullanılan beyaz renkli bir yağ.
İsporka : Bir geminin salgın hastalık nedeni ile karantinaya alınması.
İstinga : Gırgır ağlarının kurşun yakasındaki halkların içinden geçip vinçle çekildiğinde ağın tor kısmının torba halinde tekneye alınmasına yarayan çelik tel.
Kakıç : Büyük balıkları sandala almaya yarayan ucu damaklı kanca.
Kalinos : Levreğe benzer, dere balinası da denilen bir tatlı su balığı.
Kancur : İzmaritin küçüğü.
Kanal : Dipleri düz olan denizlerde, dip akıntıları nedeni ile oluşan bölge.
Kasa : Bir misinanın ucunu ikiye katlayarak kendi bedeni üzerinde düğümlenip yapılan bağ. Kasaya fırdöndü veya beden bağlanır.
Kasara : Küçük güverte.
Katavasya : Isı düşmesi sonucu göçücü balıkların Karadeniz’den Marmara’ya inmesi.
Kekemoz : Küçük kabukluların birleşerek kumluk mahallerde meydana getirdikleri bir tür mercan topluluğu.
Kerteriz : Sandalın bodoslama demiri ve kıyıdaki iki sabit cismin üstüste getirilmesi ile saptanan yer bulma yöntemi.
Kraça : İstavritin küçüğü.
Kıçtankara : Teknenin kıçını karaya çekerek yanaşma.
Kırtıl : Telden ya da sazdan yapılan, dökülmez hokka prensibine göre düzenlenmiş balık tutma aracı.
Kıstırma : Bazı tür oltalarda, fırdöndüler üstüne takılan kurşun levhalar. Ağırlıkları 30-40 gr. olur.
Kıta Sahanlığı : Kıyılara yakın deniz bölgeleri.
Kızartı : Sürüler halinde gezen hamsilerin, büyük balık görünce birbirlerine sokulurken pul dökmelerinden meydana gelen bulanıklık.
Kocakarı soğuğu : 11-19 mart arasındaki şiddetli soğuklara denir. Kışın son soğuklarıdır. Eski dilde: Berd-el-acuz. Berd, soğuk; acuz, kocakarı anlamındadır.
Koloridya : Kolyozun küçüğü.
Köstek : Bedene bağlanan 10-25 cm. arasında değişen misina. Köstek ucuna iğne bağlanır.
Kötekbalığı : Minekopun diğer adı.
Kulaç : Balıkçıların uzunluk birimi olarak kullandıkları deyim. Gerilerek açılmış iki kolun parmak uçları arasındaki uzunluk. Yaklaşık 1.66 m. olarak kabul edilir.
Kullanmak : Büyük balıkları alırken, oltanın boşlanıp tekrar çekilmesi.
Lidaki : Çipuranın küçüğü.
Lipari : İri uskumru.
Litorina : Bir tür deniz kabuklusu.
Litrinos : Mercan balığının küçüğü.
Livar : Balıkların canlı kalması için, sandal içinde ya da dışarda bulunan bir tür küçük havuz.
Mangır : Mercan balığının yavrusu.
Manika : Ambardan güverteye açılan baca.
Mavriko : Uskumrunun en küçüğü.
Mavruşkil : Eşkine'ye verilen başka bir ad.
Mayna : İndirmek.
Meramet : Ağların sakata gelmesi ile yırtılan ağ gözlerinin iğne adı verilen tahta veya plastik bir araç ile onarılması.
Metafora : Filika veya demirleri asmak için kullanılan gemi elemanı.
Mırmır : Çitari balığı.
Neritel : Denizlerin çekilmesi ile meydana gelen yurtlanmaya elverişli bölge.
Neritik : Sığ deniz.
Notilus : Mürekkep balığı türü.
Olta : Mantara bağlı misinaya verilen ad.
Olta takımı : Olta, beden, köstek, iğne ve iskandillerden oluşan balık tutma aracı.
Orkoz : Bir akıntının kıvrılarak aksi istikamete gitmesi.
Orsa : Yelkenleri, mümkün olduğu kadar rüzgarın geldiği yöne çevirerek gitmek. Eş anlamı: Rüzgarüstü.
Pabuç : İzmaritin büyüğü.
Palavra : Yolcu gemilerinde üst güvertenin altındaki güverte.
Paçoz : Kefale verilen başka bir ad.
Peçuta : En büyük palamut türü.
Peleme : Altı düz kayık.
Plankton : Denizlerde yaşayan mikroskopik canlılar.
Platerina : Kefal türü bir balık.
Pruva : Teknelerin ön tarafı, baş kısmı.
Pruva rüzgarı : Baştan esen rüzgar.
Sakata gelmek : Ağların batıklara, kayalara, kekemoza takılarak yırtılması.
Sarıkanat : Lüferden küçük, çinekoptan büyük lüfer türü.
Sancak : Geminin sağ tarafı.
Sekstant : Yer bulmak için güneş, ay ve yıldızların ufuklarla olan açısını saptayan alet.
Sinara : Büyük zoka.
Sivri : Toriğin büyüğü.
Subya : Mürekkep balıklarının mürekkebe benzeyen sıvısı olan türü.
Şip : Mersinbalığı türü.
Teke : Daha çok deniz kıyılarındaki su birikintileri içinde yaşayan çok küçük boy karides.
Tekgöz yem : Balığın ağzından kuyruğa kadar kesilerek ikiye ayrılmış yemi.
Tırlamak : İğneye yakalanan lüfer balığının kurtulmak için yaptığı sert hareketler.
Topuk : Denizdeki lokal sığlıklar.
Tıramola : Yelkeni bir bordadan öbür bordaya almak. Eş anlamı KAVANÇO.
Vardavela : Teknelerde, denize düşmeyi engellemek ve tutunmak için teknelerin etrafına çekilen teli tutan demir ayaklar.
Viya : Dümeni ortaya alarak gemiyi bulunduğu doğrultuda yürütmek için verilen emir.
Voli : Fanyalı ağlarla ağın bir ucu kıyıya, bir ucu da açığa uzatılarak hilal şeklinde dökülüp toplanması.
Volta : Bir misinayı, ya da bir halatı kendi üzerine veya başka bir yere bir kere dolamak.
Vonoz : Palamutun yavrusu; Uskumru yavrusu.
Yaka : Ağların alt ve üst kenarları. Kurşun takılı yakaya kurşun yakası, mantar takılı olanada mantar yakası deniz.
Yaprak yem : Akyem balıklarından çıkarılan fileto halindeki yem.
Zindandelen : Palamutun büyüğü.

----------------------------------------------------

DENİZCİLİK TERİMLERİ

ABAŞO Alt ve aşağı [Abaşo Gabya yelkeni]
ABLİ Seren ve bumba cundalarından aşağı iki tarafa inen halatlar
ABORDA Bir teknenin diğerine veya bir iskeleye yanaşması
ABOSA Bosayı tut veya geçici olarak durdur, bosaya vurmak
ABRAMAK Kontrol altına almak, komutası altında tutmak, üstünden gelmek
AÇIKTA EYLENMEK Bir teknenin sahilden veya iskeleden yada limandan açıkta beklemesi
ADMİRALTİ DEMİRİ Çiposu kollarına dik ve hareketli eski sistem bir demir cinsi
AGANTA Zincir veya halatın kısa bir zaman süresi için elde tutulup bırakılmaması [Aganta iskota, aganta borina borinata]
AĞIZ KUŞAĞI Armuz kaplamanın en üst sırası [bindirme kaplamanın da]
ALABANDA Bordanın iç kısmı veya dümenin 35° ye kadar basılması
ALABURA Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi
ALAMA KÜREK Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut
ALAMATRA Karadeniz'de imal edilen balıkçı teknesi.
ALARGA Açıkta demektir. [Alargada bekle, alarga dur][İtalyanca largo]
alargaya çıkmak, [açığa çıkmak]
ALAY SANCAĞI İşaret sancakları ile donatılmaya, alay sancaklarının çekilmesi denir.
ALBERABER Hep birlikte kürek çekmek için verilen komuta
ALESTA Hazır olmak, hazır olarak apikoda beklemek
Alesta tramola [Tramola etmeye hazır ol]
ALTABAŞO Bir yelkenin alt yakası, alt ve aşağı anlamında da kullanılır.
AMORA YAKASI Dört köşe bir yelkenin alt ve ön tarafındaki yaka
[Karula yakası]
ANA GÜVERTE Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi
ANA OMURGA Postaların bağlandığı, baştan kıça kadar uzanan ağaç / demir kısım
ANELE Hareketli demir halka
ANELE BAĞI Aneleye yapılan bir çeşit bağ
APAZLAMA Kemere istikametinden gelen rüzgar [Yelken seyri]
APİKO Demirin vira edilişinde deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet, veya dikkatli olarak beklemek.
ARİYA Yelkenin, sancağın veya çubukların aşağıya indirilmesi
[Ariya sancak, ariya kürek]
ARMA Sabit donanım [Direkçarmıhları, istralyalar]
ARMUZ Güverte ve borda kaplama tahtalarının arasındaki çizgi
[Armuztutmak, armuz kaplama]
ASKI MAPASI Bir demir kaldırmak için bedenine konmuş olan mapa
AŞIRTMA PRAÇERA YELKEN Kavançalı seren yelkeni
AŞOZ Kaplama tahtaları için omurga ve bodoslamalar açılan oyuklar.
AVARA Gemi, bot veya tekninin yanaşık olduğu yerden ayrılması
[Avara etmek]
AYBOCU Zincirin ırgat çalıştırılarak aşağı alınması, indirilmesi
AYI BACAĞI Yelkenlerin farklı kontralarda açılması [Pupa seyir]
AYNALIK Kıç bodoslama üzerine konan ve dümen iğneciğinin üzerine konduğu tahta levha [Ayna kıçlı tekneler]
AYNALIK TAHTASI Bir teknede kıç taraftaki havuzda otururken arkaya dayanmak için konulmuş olan tathta levha
BABA Halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış bir eleman
BABAFİNGO Yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üstteki parça.
[İtalyanca: pappafico][Örnek: okul gemileri]
BADARNA ETMEK Bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması
BAKLA Zincirin bir halkası
BALON-USTURMAÇA Halattan, hasırdan veya sentetik malzemeden yapılmış, içi doldurulmuş veya şişirilmiş bir usturmaça çeşidi
BANDOLET
BANDRA Milliyeti gösteren sancak
BARBARİŞKA Tututlmakta olan bir halatın kaymaması için yapılan bir bağ çeşidi
BASTİNA Palangalarda kullanılan bir nevi dilli makara
[Karnıyarık bastika]
BASTON Ana cıvadranın üzerinde ileriye doğru uzatılmış çubuk
BAŞ Bir teknenin ön ve ileri kısmı
BAŞ BODOSLAMA Omurganın baş tarafından teknenin başını meydana getirmek için yukarı istikamete doğru konulan ağaç parçası
BAŞ KASARA Genellikle gemilerdeki baş tarftaki yüksek kısım
BAŞ OMUZLUK Kemere ile baş bodoslama arasındaki yuvarlak kısım
BAŞ PARİMA Bir botun baş üzerindeki analeye bağlanmış kısa halatı
BAŞLI Baştarafın kıça nazaran daha batık olması
BAŞTANKARA ETMEK Tekneyi bir sahile beya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak
BAŞÜSTÜ Bir botun baştarafında oturabilecek ve ayakta durulabilecek platform
BERMUDA ARMA Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düşünülmüş arma tipi
[Marconi arma] Bu tip armada yelken sereni yok ancak bumbası vardır.
BİNDİRME KAPLAMA Armuz kaplamanın biribir üzerine konularak yapılma şekli
[Bama tiriz]
BİTA Madeni babaların bir tanesine, halat ve zincirlerin volta edilmesi için kullanılan silindirik madeni eleman
BOCURUM Yelkenli teknelerde kıç bodoslama / kıç aynalık üzerinde bulunan direğe çekilen yelken
BORDA Su kesiminden yukarıda kalan kısım
BORDA FENERİ Sancakta yeşil, iskelede kırmızı olarak yakılan 112,5 açılı fener
BORDA İSKELESİ Bir tekneye girip çıkmak için inip kalkabilen ve içeriye alabura olabilen bir merdiven tipi [Pasarella]
BOSA/BOSA TUTMAK Bir halat veya zincirin bedeni üzerine bosa tutarak abramak
BOŞ ALAMAK Gevşek bir halatı germek için fazlasını çekmek
BOŞ VERMEK Halatı kaçırmak
BRANDA Eskiden yelken yapılan bir cins kumaş yada kumaştan yapılan ve gemicilerin hamak olarak kullandıkları yatak.
BUMBA Yan yelkenlerin alt yakalarını germek için kullanılan bir cins seren.Yük gemilerinde yük aktarmak için ucuna palanga takılan seren
BURGATA Halat ve zincir ebadını ölçmek için kullanılan bir ölçü
BÜKÜN Halatın veya bir yomanın sağa veya sola doğru kollarının bükülmesi
CAMADAN Camadan vurmak. Yelken alanının küçültülmesi
CAMADAN BAĞI Bu küçültmeyi yapmada kullanılan bir bağ çeşidi
CAMADAN KALÇEALARI Bu bağı yapmak için yelken üzerinde sıralanmı ve yelkenin her iki yüzünde bulunan bağcıklar.
CANKURTARAN SİMİDİ Denize düşenleri kurtarmak için çok hafif ve yüzer maddeden yapılmış, yuvarlak simit biçiminde ve bir salvoya bağlı aygıt.
CEVİZ Halatların ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapılan bir cins düğüm şeklindeki işleme
CIVADRA Teknenin baş tarafında dışarıya doğru eğik olarak uzanan sabit seren, genellikle yelkenli teknelerde flokları açmak için kullanılır.
CUNDA Uç demektir. Direk cundası, seren cundası, bumba cundası. Cunda yakası: yelkenin seren yakalarına gelen uçlarına denir.
ÇALIM Geminin baş ile kıçı arasında inik meyil veya kıç tarafta su kesiminin altındaki dar kesim.
ÇAMÇAK Teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapılmış bir cins kepçe
ÇARMIK Direklerin her iki bordasına bağlanabilmesi için gerilmiş tel halatlar.
ÇENE Omurga ile bodoslamamın birleştiği köşe
ÇIMA Halat, elincesi veya yomaların uç kısmı
ÇIMARİVA Personelin tekne boyunca yanyana selamlama için dizilmesi
ÇİPO Özellikle admiralti demirinde bedenin üst kısmından anelesinin altında geçen kollara dik olarak bağlanmış hareketli veya sabit ağaç veya metal kollar.
ÇÖRDEK YAKASI Seren yakalarının geriye bakan kısımları, üç köşe yelkenlerdeki en üstteki pik yakası
ÇUBUK Ana direklerin üzerine konulan ekleme direkler

DABILBATIM Gemilerin karinası yırtıldığında teknenin su almaması için postaların iç tarafına ikinci bir kaplama konur ki, bu iki kaplama arasındaki double-bottom denir. Bu bölüm safra ve yakıt deposu olarak da kullanılır.
DENİZ DEMİRİ Denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin dalgalar borda vermemesi için baştan veya kıçtan denize attıkları koni şeklindeki branda torba.
DESE ETMEK Halatın veya zincirin iyice gerilmesi
DİNGİ Bir çifte kürekle kullanılan patalya
DİREK FİSTANI Direğin güverteye girdiği veya etrafına çevrilen kuşak
DOBLİN Bir halatın iki çıması arasındaki sarkık kısım
DOBLİN ALMAK [Vermek, Tutmak] Bir halatın iki çımasının gemide kalmak üzere bordadaki veya sahildeki bir babaya iki, üç kez sarılması
DÖKÜNTÜ Deniz yüzeyine yakın kayalık kümeler
DÖŞEKLİ Altı düz olan tekne
DİRİSA ETMEK Yön değiştirmek, rüzgarın dirisa etmesi, bumbayı dirisa etmek
DÜMEN Gemiyi istenilen yöne çevirmek için saç veya tahtadan yapılmış olup kıç tarafa monte edilen yelpaze şeklindeki bir parça
DÜMEN BAŞLIĞI Yeke evini kuşatmak - kuvvetlendirmek için dümen şaftının etrafına geçirilen maden başlık [=dümen tası]
DÜMEN BODOSLAMASI Kıç bodoslama
DÜMEN BOĞAZI Dümen yelpazesinden yukarıda kalan kısım
DÜMEN DOLABI Dümen yekesine bağlı mekanizmasını çevirebilmek için yapılmış olan aygıt.
DÜMEN DONANIMI Dümen yekesi ile dümen dolabı arasında kalan tel halat mekanizma, uskurlu şaft ve kolar ile bunların geçtikleri makaralı sistemin tümüne verilen isim
DÜMEN YELPAZESİ Dümenin esas ana parçası
DÜMEN ZAVİYESİ Dümen yelpaze sathının omurga ile yapmış olduğu açı
DÜMENCİ PUSULASI Dümen dolabının hemen önüne konulmuş olan mıknatisi pusula
DÜMENTASI Yekenin dümene bağlandığı en üst kısım
EĞLENMEK Bir teknenin stop ederek veya çok ağır yol ile gideceği yere varması
EL DONANIMI Mekanik olan ırgat gibi aygıtların el ile çalışabilmesi için yapılmış olan donanım
EL DÜMENİ Kol gücü ile bir taraftan diğer tarafa basılan dümen
EL İNCESİ Bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat
EL İSKANDİLİ Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çımasına 5 kg lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo
FAÇA ETMEK Seren yelkenlerin bir taraftan prasya olduğu halde kapatılması
FAÇUNA ETMEK Badarnanın tel veya mürnel ile sıkı sıkıya bağlanmasıdır.
FALAKA İki matafora cundaları arasında bulunup can halatlarının bağlandığı tel halat.
FARŞ TAHTALARI Ağaç bir teknenin sintine üzerindeki aralıklı tahtaları
FİLİKA Savaş gemilerindeki kürekli veya yelkinli tekneler
FIRDÖNDÜ Zincirin gamba almaması için aralara konan bir eksene bağlı olarak dönen iki yarım bakladan oluşan kilit
FİRENGİ Güvertedeki suyun denize akıtılabilmesi için yalı kütükleri üzerinden bordaya açılan oluklu delikler
FLADOR Çarmıhların gerilmesi için kullanılan sistem
FLAMA Üç köşeli sancak
FLASA Halatı meydana getiren incecik ipler
FLOK Baş taraf çekilen üç köşe yelken
FORA ETMEK Bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması
[Sivil denizcilikte: MOLA]
FRİŞKA Bütün yelkenleri camadan vurmaksızın kullanılabilcek dercedeki sert rüzgar
FUNDO (FUNDA) Demirlemek için verilen komut
GABYA Ana direk ile babafingo çubuğu arasındakı çubuk veya yelken
GAGA Demirin iki ucundaki tırnakların en uç kısmı
GAMBA ALAMAK Halatın veya zincirin kendi etrafında dönmesi veya burulması
GENOVA Flok yerine çekilen çok daha büyük flok
GERDEL Gemi ve teknelerde kullanılan tahta kova
GİZ Kıç direkteki kısa seren
GOMİNA Mil uzunluğun 1/10 = 185 meter
GÖNDER İnce düz ve uzunca olarak çekilmiş çubuklar. [Sancak gönderi, filika kanca gönderi, cıvadra gönderi]
GÖZ DEMİRİ Bir gemide kullanılan ana demirler
GRADİN YAKASI Bir yelkenin yan kenarları
GRANDİ DİREĞİ Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk
GULET Brig'ten küçük iki direkli hafif armalı pruvası kabasorta armalı, praçılaya benzer uskuna
GURCATA Bir direk üzerinde çanaklık kurmak için mauna kolları üzerine omurgaya aykırı olarak yerletirilen kollar. Yelken teknelerinde direkten inen istrelyaları açmak için kullanılan kollar.
GÜVERTE Gemilerde ve teknelerde baştan kıça kadar döşenmiş tahta veya madeni platform döşeme
GÜVERTE KAPLAMASI Güvertenin kaplanması için kullanılan malzeme
GÜVERTE HATTI Güvertenin bordadaki izdüşümü
HALAT Bitkisel sentetik veya çelikten yapılmış ve bükümlenerek çeşitli kollarda biribirlerine sarılmış, bükülmeye ve çekmeye uygun urgan
HALAT BOSA Demir atıldıktan sonra demirin ağırlığını ırgat üzerinden almak için çımaları güvertedeki mapalar bağlı diğer uçlarında ceviz bulunan kısa halatlar.
HAMLA Kürek çekilirken küreğin bir periyot içindeki mesafesi [Hamle]
HAMLACI Kürekli teknelerde serdümene en yakın kürekçi
HAVUZLUK Yelkenli veya kürekli bir teknede kıç tarafta topluca oturulacak yer.
HIRÇA MAPASI Zincirin zincirlikteki çımasının omurgaya bağlandığı kilit
HİSA ETMEK Bir şeyi yukarı kaldırmak. [Hisa sancak, hisa kürek]
IRGAT Demir almada, halatları dolayıp gemiyi yanaştırmada veya karaya çekmede kullanılan, hidrolik, elektirikli, istimli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan yatay veya dikey mekanizma [Yatay ve manivela kuvvetiyle çalıştırılanlar = bocurgat]
ISKAÇA Direk ve cıvadraların alt başların alt başlarındaki topukların yerine oturması için açılmış olan yuva
ISKANCA Değiştirmek [nöbet, vardıya, kürek]
ISKARMOZ Kürekli teknelerde küreğin bağlanması veya oturması için ay veya çelik şeklindeki lumbar ıskarmoz denilen aygıtlar
ISKOTA Yelkenlerin iskota yakalarını kullanmak, yelkeni rüzgar ile doldurmak için halat - palanga donanımı
ISKOTA YAKASI Kabasorta yelkenlerde altyakalar; randa, pik veya floklarda alt geri köşe
İÇ OMURGA Postaları [bir ahşap teknede] omurgaya daha sıkı bağlamak için baştan kıça kadar uzanan ikinci bir omurga
İĞNECİK Dümenin kıç bodoslamaya bağlanabilmesi için, erkek ve dişi olarak konmuş olan menteşe
İSKANDİL Denizin derinliğini ölçmek
İSKANDİL KURŞUNU İskandil salvolarının bağlandığı ağır kurşun - ağırlık
İSKANDİL SALVOSU İskandil kurşunlarının bağlandığı işaretli salvo
İSKARÇA Bir liman veya koy içindeki kalabalık tekne gurubu, karışık olarak demirlemiş olan tekneler topluluğu
İSKELE Teknenin sol yarısı veya gemiye girip çıkmak için kullanılan sürme veya inip kalkan merdiven
İSKELE TAVASI İskelelerin alt ve üstünde girip çıkmada ilk basılan platform
İSPAVLO Katrasız kendirden yapılmış iki kollu sicim [kırnap]
İSTİNGA Yelkenleri toplamak için kullanılan selviçe [Hareketli donanım]
İSTİNGA ETMEK Yelkenleri toplamak
İSTRALYA Direk ve çubukların cundalarında baş ve kıça doğru inen sabit arma, veya teknelerin postalarını baştan kıça kadar birbirlerine bağlayan kuşak
İŞKAMPAVYA Harp gemilerinde personel taşımakta kullanılan motorlu büyük filika

KABASORTA ARMA Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köşe yelkenli arma
KALASTRA Kuntra güvertelerin üzerine alınan filikaların oturtuldukları ağaç veya metal kürsü
KALOMA Demir üzerinde bulunan teknelerin denizde bulunan zincir mesafesi. Boşluk ve rahatlık, tolerans, ölçülü
KALOMA ETMEK Zincir gerektiğinde daha fazla salmak, [Kaloma vermek]
KANA RAKAMLARI Gemilerin çektikleri su derinliğini göstermek için baş ve kıç dikmeler hizasına sancak ve iskele taraflara desimetre veya feet cinsinden çizilmiş rakamlar. [Romen ve italik]
KANDİLİSA Yelkenleri yukarı kaldırmak için kullanılan halat.
Trinket ve maestra serenlerinin kandilisası : İstrise
Gabya serenlerin kandilisasına : Manti
Flok ve randa yan yelkenlerin kandilisasına: Çördek /Mandar denir.
KAPELE MUŞAMBA Pusla, dümen dolabı, kaporta, vinç gibi kısımların yağmur ve güneşten korunması için yelken brandasından yapılmış kılıfların geçirilmesi için verilen emir.
KAPLAMA Postaların üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar.
KAPORTA Gemi veya tekne içindeki kapılara ve güverteden aşağı iniş ve çıkış merdivenlerinin üzerindeki kapalı yerlere denir.
KARANFİL Pruva ve grandi direğicundaları arasındaki tel halat
KARAVELE KAPLAMA İçi kutrani dışı armuz kaplama olan bir kaplama şekli.
KARİNA Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmı (dış kısmı).
KARULA YAKASI Bir yan yelkenin direğe yakın alt yakası (köşesi).
KASA Halatların çımalarına açılmayacak şekilde yuvarlak şekilde yapılan ve dikişle emniyete alınan yuvarlak büyük halkalar.
KASARA Teknelerin baş orta ve kıç kısımlarında güverteden daha yüksek olan güvertelere veya kısımlara denir.
KASTANYOLA Demir zinciri akarken durdurabilmek için ırgat etrafına konan demir veya çelik şerit çember (bir çeşit fren balatası).
KAVANCA Herhangi bir şeyi bir taraftan diğer tarafa geçirmek veya aşırmak ya da bir yerden diğer bir yere aktarmak.
KEMERE Güveretenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren enine (omurgaya dik) konan kısımlardır. (yarım oalnına ÖKSÜZ KEMERE denir).
KERTE Bir dairenin 32'de biridir. (11 derece 15 dakika).
KERTERİZ Herhangi bir maddenin bir tekneden olan yönünü mıknatisi veya cayro pusla ile tayin etmek veya ölçmek.
KERYE İki haltı birleştirmek için veya halatın çımasına geçici kasa yapmak için [sadece madeni halatta] kullanılan cıvatalı mengene
KIBLE Güney
KIÇ Teknenin geri tarafı
KIÇ BODOSLAMA Omurgadan kıç taraf kaldırılan dik kısım [Ağaç veya maden]
KIÇ GÖNDERİ Kıç tarafta sancak çekilmesi için dikilmiş olan gönder.
KİLİT 12,5/15 kulaç zincir uzunluğu veya iki kilit zinciri birbirine bağlayan bir tarafı değirmi diğer tarafı harbili bir cins zincir baklası.
KİNİSTİN VALFI Gerektiğinde bir tekneye denizden su almak için su kesiminden aşağıya konmuş ve gerektiğinde uzaktan açılıp kapatılabilecek valf.
KOÇ BOYNUZU Baş ve kıç omuzluklar ile mataforaların üzerinde bulunan ve halat volta etmek için kullanılan boynuz şeklinde iki kulaklı madenler.
KOL Flasaların bir tarafa bükülmeisi sonucu halatta elde edilen elemanlar. Flasa gibi bütün halat boyundadırlar.
KOLTUK Bir teknenin aborda olduğu yere sıkılması için baş ve kıç omuzluklardan verdiği halat.
KONTRA MİZANA DİREĞİ Mizana direğinin gerisindeki direk
KONTRA OMURGA Ana omurganın aşınmaması için altına konan şerit halindeki parça.
KONTRA TAVLON GÜVERTE Eski harp gemilerine ait bir güverte katı
KONTRATA MİZANA DİREĞİ Kontra mizanadan sonraki kıç direk
KÖRKAPAK Lumbuzları içerden kapayan demir kapak
KUNTRA İskota yakasına bağlanan iki inceden birisi iskota olarak kullanıldığında diğeri kuntra olur. Kontra kontr kelimesinden gelme olup, karşı-zıt-yedek anlamında kullanılır.Kuntra omurga, bodoslama-grandi-güverte gibi Kuntra flok-kuntra mizana ve benzeri.
KURT AĞAZI İçinde halat geçmesi için güverte üzerinde baş ve kıç omuzluklarına monte edilen demir yastıklar.
KUTRANİ KAPLAMA Ahşap diagonal (çapraz) kaplama
KÜPEŞTE Güverte üstündeki borda kaplaması.
KÜREK LUMBARI Askeri filikalarda iskarmoz yerine küreklerin oturtuldukları oyuk yerler (küpeştede takazlık tahtasında).
LAÇKA Boşver, boşalt, boşalmış gevşemiş anlamında.
LALE HALATI Dümenlerin denizli havalarda düşüp kaybolmaması için dümen yelpazesinden geçip teknenin kıçına bağlanan bir ince savlo.
LARMO Flokların açıldığı istralya. ( Bazen flok larmosu da denilir).
LAVA ETMEK Boş al ve ger anlamında bir emir. (Boşunu al)
LAVRA DELİĞİ Bir teknenin içindeki suyu askıya alıp boşaltmak için açılmış delik. (Genellikle kıç tarafta havuzluğun altındaki kruzlu yerde).
LİF Nebati halatın yapıldığı malzemenin en ince parçası
LİGA CAMADAN Yelkeni küçült, camadana vur demektir.
LİMBO Bir şeyin bir taraftan diğer tarfa aktarılması. (Marmara etmek sadece sıvı içindir.)
LİVAR Balıkçı teknesinde balıkların taze kalması için alt tarafı denizle ilgili tahta havuz.
LOÇA Demir zincirinin akması için açılmış deliklere geçirilmiş madeni oluk.
LOKMA Zincirin baklalarının ortasına takviye için konmuş parça.
LUMBARA AĞIZI Gemilere girip çıkılan bordada açılan dört köşe kapak.
LUMBUZ Gemideki pencerelere verilen isim.
MANİKA Bir teknenin alt kısımlarına güverteden aşağıya doğru havalandırma için konulan geniş boru.
MAPA Sabit halka.
MARTİN DEMİRİ Çipo ve kolları aynı düzeyde ve kolları da beden etrafında dönebilen bir sistemdeki demirdir.
MASTALYA Tahta leğen.
MASTORİ POSTASI Bir teknedeki en geniş posta.
MATAFORA Teknelerde veya sahilde filika veya botların asılabilmesi için uçlarında palanga bulunan aygıt.
MATAFYON Yelken ve tentelerin delik açıldığında yırtılmaması için delik etrafının takviye edildiği aleminyum veya halat yassı halka.
MAYNA ETMEK Aşağı indirmek (ağır ağır).
MEME Demir kollarının demir bedenine birleştiği noktanın alt kısmı.
MEZESTRE Yarıya kadar indirmek.
MİL [Deniz mili] Denizdeki uzunluk ölçüsü. (6080 feet = 1852 mt)
MİZANA DİREĞİ 3 direkli bir yelkenli gemide en kıçtaki direktir.
NETA Muntazam, düzgün, tertipli veya emniyetli anlamına gelir.
NEVCET Hamak sarılan incelere denir.
OMURGA Bir teknenin postalarının üzerine oturtulup bağlandığı ve baştan kıça kadar devam ettiği ağaç/madeni parçalardır. Genellikle küçük teknelerde yekpare olur.
OMUZLUK Teknenin baş ve kıç tarafındaki 45 derecelik açı civarındaki istikamet.
ORSA Yelkenleri elden geldiği kadar rüzgarın estiği tarafa yaklaştırarak seyretmek. (Orsasına seyir)
ORSA YAKASI : Bir yelkenin direk tarafındaki veya rüzgar üstü tarafındaki yakasıdır.
ORSA ALABANDA EĞLENMEK Rüzgarı bordaya alarak, yelkenleri birbirinin aksine alıp tekneyi yolundan alakoyup vakit geçirmektir.
ORSA ALABANDA TRAMOLA Teknenin başını rüzgara alıp bir kuntradan diğer kuntraya geçmektir.
ORSA HALİNDE Bir teknenin mümkün olduğu kadar rüzgarın estiği cihete yakın seyredişi.
ORSA PUPA ÇEMBERİ Bumbanın cundasına yakın ve iki tarafında da mapa bulunan madeni çember.
ORSADA KAZANMAK Bir teknenin orsa seyrinde az düşme yapıp istediği tarafa gidişte kazanması.
ORSAYA KAÇMAK Bir yelkenli teknenin devamlı olarak baş tutamayıp rüzgar üstüne kaçmasıdır.
ÖKSÜZ KEMERE Kemerenin ortadan kesilmiş olarka yanda kalan kısımları.

PALAMAR Gemilerin rıhtıma veya iskeleye bağlanmasında halattan daha kalın yomalara verilen isim.
PALANGA Bir halat ve anaz iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması
PALAVRA GÜVERTE Eskiden harp gemilerinde topların bulunduğu güverte
PATALYA 1-3 çifteye kadar kürekli ahşap teknelere harp gemilerinde verilen isim.
PATRİSA Çubukların bağlanması için cundalarından aşağı ve geriye doğru inen ve tekneye bağlanan sabit arma
PİK Giz veya serenlerin üzerine açılmış üç köşe yelken.
PİK YAKASI Bir yan yelkeninin üst ve köşedeki yakasıdır.
PİYAN Bir halatın çımasının açılıp dağılmaması için çomasına ıspavlo veya gırcıla ile yapılan bir çeşit düğüm şekli.
PORTUÇ Alet edevat veya boya gibi sair şeylerin saklanması için kullanılan dolap veya kamara gibi yerler.
POSTA Üzerine kaplama tahtalarının [veya saçların] tespit edildiği ağaç veya maden eğriler [kaburga]
PRUVA Bir teknenin ön tarından ileri istikameti.
PRUVA DİREĞİ Birden çok direkli teknede ba taraftaki ilk direk.
PUNTEL Güvertenin kuvvetlendirilmesi için alttan dikine konan destek veya güverte üzerindeki vardevelaların tutmak için güverteye dik olarak konulan demir çubuklar.
PUSLA Rota istikametlerini gösteren, kerteriz alıp mevki konmasına yardım eden mıknatısi veya cayro devvaresi ile çalışan seyir aletidir.
PUSLA KARTI Pusla ibrelerinin üzerine oturtulmuş derece veya kerte taksimatı bulunan daire şeklinde bir karttır.
PUSLA MİHVERİ EKSENİ Pusla kartının merkezinin oturduğu ucu sivri bir iğnedir.
PUSLA TASI Mıknatısi puslalarda pirinç veya bakırdan yapılmış (manyetik etkisi olmaması için) yarım küre biçiminde içi boş bir tastır.
PUTA Koymak, donatmak (puta kürek).
RADANSA Halatların çımalarında kasa yapmakta kullanılan madeni halka biçimindeki malzeme
RANDA YELKENİ Yelkenli bir teknede en geriye açılan yan yelkeni.
RODA Kullanılmamış, açılmamış nebati halat sargısı.
ROTA Geminin üzerinde gittiği çizgi.
RUBA ETMEK Yelkenle rüzgarı başa alarak tekneyi geriletmek
RÜŞVET GÜVERTE Yolcu gemilerinde filikaların üzerine oturtulduğu kalastraların bulunduğu güverte.
RÜZGAR ALTI Rüzgarın estiği yönün aksi.
RÜZGAR YAKASI Bir yelkende rüzgarın estiği taraftaki yaka.
RÜZGARÜSTÜ Rüzgarın estiği yön.

SAFRA Bir teknede denge sağlanması için sintinesine konan ağırlık.
SAĞANAK Rüzgarın eserken birdenbire şiddetli esmesi.
SALMA Bir teknenin rüzgara veya akıntıya bağlı olarak dönmesi
SALMA OMURGA Yelkenli bir teknede içerden indirilip kaldırılan madeni veya ağaç levha.
SALPA Demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığını zincire binmesi.
SANCAK Bayrak veya teknenin sağ yarısı, sağ tarafı
SANCAK ALABANDA Dümenin sancak tarafa doğru en çok basılabilmesi için verilen emir.
SANCAK GÖNDERİ Kıç tarafa güverteden sancak çekmek için dikilmiş gönder.
SARAVELE Yelkenin sarılması için verilen komuta denir.
SAVLO Sancak çekmek için kullanılan 1,5 burgatalık ince halat
SELVİÇE Yelkenli bir gemi armasındaki hareketli halatlar.
SEREN Direkler üzerinde yelken açmak için ve işaret çekmek için yatay olarak bağlanmış gönder.
SEREN YAKASI Yelkenlerin derene bağlı üst kısımları. (matafyon yakası).
SIĞ SU Denizin (genellikle sahil kısmına yakın) herhangi bir kısmında teknelerin seyretmelerine uygun olmayacak şekilde az su bulunan pek derin olmayan yerlere denir.
SİLYON FENERİ Gece ve karanlıkta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi direkleri cundalarında yaktıkları ufkun 20 kertelik bir sahasından berrak havada en az 5 milden görülebilen ve pruvadaki grandiye nazaran daha aşağıda olan fenerlerdir. (Beyaz renklidirler).
SİNTİNE Bir teknenin su altında kalan ıslak kısmının iç tarafıdır.
SİS İŞARETİ Siste seyir halindeki gemilerin birbirlerine durumlarını belirtmek üzere düdükle verdikleri işaret.
SİS KAMPANASI Demirde veya şamandrada yatan gemilerin siste mevkilerini belirtmek için çaldıkları kampana
SİYA Kürek çekerekn tekneyi geriye itmek için verilen komut.
SOĞRA [SOKRA] Armuz kaplamada, kısa gelen kaplama tahtalarının uçlarının birleştiği yerdeki çizgi.
SUGA ETMEK Vira edip sıkıştırmak. (Suga kastanyola, suga cıvata vb).
SU HATTI Teknenin gövdesinde ıslak yüzeyle kuru yüzeyi arasında meydana gelen çizgi.
SÜBYE ARMALI Direklerinde seren yelkenleri olmayıp sadece yan yelkenleri bulunan tekneler.
SÜLYEN Yeni konan yada raspa edildikten sonra temizlenmiş olan çelik veya demir saçlar üzerine koruyucu bir astar olarak sürülen genellikle kırmızı renkteki boya
SÜRME OMURGA Salma omurga da denilebilir. [Ana omurga bedenine açılan bir yarıktan aşağı yukarı hareket ettirilebilen tahta veya madeni levha şeklindeki omurga olup yelkenliteknelerde yelkenle seyir anında devrilmemek veya rüzgar altına düşmemek için kullanılır]
ŞAPKA Direklerin üst uçlarına geçirilmiş yuvarlak tabla
ŞEYTAN ÇARMIHI İki halat arasına ağaç basamaklarla yapılan bordadan sarkıtılan merdiven
TALVEK HATTI Boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hat
TARAK GEMİSİ Limanları ve geçitleri derinleştirmek için kepçeli olarak yapılmış özel gemi
TAVA Borda iskelelerinin altında ve üstünde durulacak yer [İskele tavası]
TAVLON GÜVERTE Çok güverteli gemilerin üsten itibaren aşağıya doğru beşinci güvertesi.
Eski harp gemilerine ait bir güverte katı
TAYFA Ticaret gemilerindeki gemiciler
TENTE Güverteyi yağmur ve güneşten korumak için güverte üzeriene açılan branda veya başka bir malzememden yapılmış örtü
TENTE OMURGASI Tentenin orta kısmına ve altına konulan ağaç
TERSANE Gemi yapılan fabrika, tezgah veya sanayi merkezi
TİRENTİ Bir halatın çekilen çıması
TIRNAK Demirin kollarının ucundaki tırnak şeklindeki kısım
TOKA ETMEK Bir şeyi yerine kadar kaldırmak [Sancak toka etmek, işaret toka]
TRAMOLA Yelkenle seyirde rüzgarın bir kontradan diğer kontraya önce pruvanın geçmesi ile yapılan dönüş
UÇKURLUK Bir sancağın direk veya rüzgar üstü tarafındaki yakasındaki takviye edilmesi için geçirilen beyaz renkli şerit. Bu taraftaki yakaya uçkurluk yakası ve içinden geçirilen ve iki ucunda da kanca bulunan salvoya da uçkurluk salvosu denir.
USKUNA Pruva direği kabasorta armalı, grandi direği sübye armalı iki direkli yelkenli tekne
USTURMAÇA Bir birinin üzerine veya rıhtıma yanaşan teknelerin bordalarının göçmemesi veya boyalarının bozulmaması için araya koydukları ağaç,i lastik, plastik veya halatlardan yapılmış olan, balon, silindir biçimindeki yastık.
VARAGELE İki nokta arasında gerilmiş olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bağlı sepet veya iskemle donanımlı insan ve eşya taşımak için kullanılan donanım.
VARDAVELA Teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde personelin korunması için dikilmiş bulunan sabit veya yatar kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmiş demir veya ağaç tiriz.
VARDAVELA PUNTELİ Küpeştelere konmuş olan ağaç veya demir sabit veya yatıp kalkan punteller.
VARİL Mancana büyüklüğündeki madeni fıçı
VELEDİBARKA Fırtınalı havalarda pruva ana istrelyası üzerine açılan flok.
VELEİSTRALYE YELKENİ Pruva direğinden sonra gelen direk üzerine açılan yan yelkenin sereni
VELENA Direkler arasındaki istrelyalar üzerine açılan üçgen şeklindeki yelkenler.
VENTO Bumbaları ve mataforaları bir taraftan diğer tarafa dirisa edebilmek ve sabit tutabilmek için cundalarından alınan halatlar. Bu halatlar gerekirse palangalara da bağlanır.
VİNÇ Gemiye yük alıp vermede kullanılan, ambar ağızlarına yakın olarak konmuş hidrolik - elektirk veya istimle açılan makineler.
VİRA Vidayı, cıvatayı, ırgat veya vinci çevirmek sarma yönünde verilen komut.
VİYA Gemiyi veya tekneyi istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne seyredilmesi için verilen komut.
VOLTA Bir halatın babaya veya biteye bir kez dolaştırmak
VOLTA ALMAK Halatın veya demir zincirinin biribirine dolaşması
YAKA Yelkenlerin köşelerine ve yakalarına denir.
YAKAMOZ Su içinde ışık biriktirebilen tekhücrelilerin total yansıma halinde ışıldaması
YALPA Teknenin sancaktan iskeleye, iskeleden sancağa dalgaların bordadan alınması ile sallanması
YALPA OMURGASI Teknelerin yalpalamasını azaltmak için karina kısmına baştan kıça doğru uzunan omurga biçimindeki çıkıntı.
YAN YELKENLER Yarım serenler ve gizler üzerine açılan yelkenler ile flok ve valenalar
YARIMOTURAK Kürek çekerken ayak dayanılan ağaç puntal [yatay]
YASLAMAK Bir teknenin harket kabiliyetini kaybederek, akıntı veya rüzgar etkisi ile bir rıhtıma veya başka bir tekne üzerine düşmesi
YEKE Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol.
YELPAZE Dümenin su içindeki en geniş kısmı
YOMA Genellikle kalın halatlara denir.
YÜRYA Bir palanganın tirentisini veya bir halatın elle çekerken üzerine yatarka mola vermeksizin çekmek
ZİNCİR MAKİNASI Zincirlik ile üst güverte arasında zincirin arasından geçtiği madeni boru.
ZİNCİRLİK Teknelerin baş tarafında başaltında demir zincirlerinin muhafaza edildiği yer.
ZIRH GÜVERTE Eski zırhlı harp gemilerinde mermilerin delip geçmemeis için konann çelik güverte
ZOKA Uç tarafında sarımsak dilimi biçiminde kurşun bulunanan bir çeşit balık iğinesi [olta]




bu işini görür zannedersem.


__________________
Cumhur Gezen
Profosyonel balıkcı
İstanbulu (konum Alanya)1965 B rh+yaş 43 [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
SİTE ÜYESİ ARKADAŞLAR = KONULARA LÜTFEN YORUM YAZINKİ, DOĞRU YANLIŞ, İYİ KÖTÜ, EKSİK VARSA HEP BERABER ÖĞRENELİM.
Ç SULARIMIZ VE DENİZLERİMİZE PLASTİK MADDELERİ ATMAYALIM= her balığa gittiğinizde 2 ad plastiği toplayın - 2 gün fazla balığa gideceksiniz.TEŞEKKÜRLER
cumhur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 10-02-2008, 22:30   #3
Taygun KOCABIYIK
ADMİN
 
Taygun KOCABIYIK kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 28.08.05
Şehir: İzmir
Yaş: 35
Mesaj Sayısı: 5.838
Varsayılan

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
__________________
Taygun KOCABIYIK
13/07/1988
İZMİR

Her türlü sorun, soru ve iletişim için
-www.facebook.com/taygun.kocabiyik

Bu mesaj en son " 10-02-2008 " tarihinde saat 22:33 itibariyle Taygun KOCABIYIK tarafından düzenlenmiştir....
Taygun KOCABIYIK Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 11-02-2008, 19:32   #4
polmurat
Kaptan
 
polmurat kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 12.11.07
Yaş: 47
Mesaj Sayısı: 319
Varsayılan

fazlasıyla cumhur abi.sağolasın
__________________
Murat KARAOĞLU(sazancı)
Gaziantep/Batman
1976 O rh(+)




Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünyada bıraktığın eserlere kıymet verme.
polmurat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Yanıtla

Sosyal Paylaşım

Konu Araçları
Görünüm Modları

Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
öneri Wetblue Öneriler, Eleştriler, İstekler 9 30-12-2009 12:43
bir öneri mufi Öneriler, Eleştriler, İstekler 1 08-11-2007 21:17
öneri gokseldbuga Makara - Makinelerle İlgili Herşey 8 20-04-2007 20:13
öneri jellyfish Öneriler, Eleştriler, İstekler 15 17-04-2007 23:12


Saat 21:06.