Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > BALIK AVI > ZIPKINLA SUALTI AVI

ZIPKINLA SUALTI AVI Teknikler,sağlık ve zıpkıncılıkla ilgili herşey.




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 23-01-2006, 21:11   #1
Anıl ÜNALAN
Coast Guard.
 
Anıl ÜNALAN kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 30.08.05
Şehir: İzmir...
Mesaj Sayısı: 3.158
Varsayılan Buyrun dalış sonucu oluşabilecek hastalıklar ve yapılabilecek ilk yardım...

Lazım olmaması , lazım olursada kullanılması dileğiyle......
Eklenmiş Dosyalar
Dosya Türü: rar DALIŞ HASTALIKLARI TANI TABLOSU.rar (14,5 KB, 136 Görüntülenme)
__________________
0 Rh (+)
ANIL ÜNALAN
EŞREFPAŞA/İZMİR
Telefon : 05058552330
Ziraat Teknikeri

Anıl ÜNALAN Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Eski 23-01-2006, 21:22   #2
katiti
Kaptan
 
katiti kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 10.11.05
Şehir: İzmir
Yaş: 46
Mesaj Sayısı: 2.176
Varsayılan

anıl güzel bir doküman, çok sağol...
__________________
Mert Topoyan
İzmir - 1978

Navigare necesse est...

2 metre de derindir, 20 metre de derindir...
katiti Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 27-01-2006, 20:10   #3
uzman
Kaptan
 
uzman kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 18.11.05
Yaş: 56
Mesaj Sayısı: 715
Varsayılan

Dökümanı inceledim. Allahtan benim böyle bir sorunum yok dalmayı bırak yüzmeyi zor becerenlerdenim. Ama sizlere biraz daha detaylı bir döküman buldum. Bilgilerinize sunarım...
Saygılarımla...

DALIŞ HASTALIKLARI



HYPOXİA :

Dokulardaki ve hücrelerdeki O2 miktarının azalmasını, yetersizliğini ve normal fonksiyonunu yerine getirememesini ifade eder. Hypoxia geliştiği zaman nabız ve kan basıncı artacak, böylece kalp damar ağacına daha çok kan pompalayıp vücutta bir denge sağlamaya çalışacaktır solunumda da azda olsa bir artış görülebilir. Bununla birlikte dudaklarda, tırnak yataklarında ve deride hypoxia sonucu morarma oluşur. Bir dalgıçta çalışma sırasında bu tür belirtiler görülmeyebilir. Morarma ile ilgili aynı belirtiler uzun süre soğuk su ile temas sonucu da oluşabilir. Eğer hypoxia karbon monoksit sonucu oluşmuş ise dudaklar tırnak yatakları ve deri normalden daha kırmızı görülebilir.

Hypoxia, hücrelerin normal işlevlerini durdurarak, sonuç olarak ölüme yol açar, ama etkilenen hücreler içinde özellikle beyin hücreleri aşırı duyarlıdır. Bilinç kaybı, oksijen hemen hemen yokluğunda gelişecektir. Eğer biraz oksijen varsa hypoxia kademe kademe gelişecektir. Açık devre scuba da hypoxia genelde olasılık dışıdır. Kapalı devre veya yarı kapalı devre sualtı solunum aparatındaki fonksiyon bozukluklarına bağlı hypoxia olabilir.

Hypoxia hastalığına maruz kalan dalgıca solunum durmadan önce yeterli miktarda O2 verilirse kısa süre sonra dalgıcın bilinci yerine gelir ve iyileşir.

Sebepleri :

Nefes yollarında yada akciğerlerde rahatsızlığın bulunması, kan bozukluğu, kansızlık yada karbon monoksit zehirlenmesi sonucu kanın yeterli oksijeni alamaması, aparat devrelerindeki arızalar, vücut hücrelerinin aldıkları yeterli oksijeni herhangi bir nedenle kullanamamalarıdır.

CO2 ZEHİRLENMESİ ( HYPERCAPNİA) :

Dokularda CO2 miktarının aşırı artması olarak tarif edilir. Artış ya teneffüs sırasında CO2 birikimi veya dalgıca gelen gaz içerisinde CO2 bulunması sonucu oluşur. Havada % 0.03 oranında (CO2)Karbondioksit bulunur. %4den sonra ilk zehirlenme belirtileri baş gösterir, % 7 oranına ulaştığında aşırı CO2 sonucu beyinde oluşan kimyasal değişiklikler hypoxia sırasında beyinde oluşan değişikliklere benzememekle birlikte ilk belirtiler ve daha sonraki gelişmeler birbirine çok benzer. Kanda artan CO2 miktarı nefesi ayarlayan merkezi uyarır ve bunun sonucu olarak ta kalp daha hızlı çarpmaya başlar, nefes alıp verme zorlaşır ve giderek nefes alıp verme artar ve sıklaşır, burada baş dönmesi, yorgunluk ve zihinsel karışıklık belirtileri ortaya çıkar, gözlerde yanma ve en son olarak ta şuur kaybı ortaya çıkar.

Ayrıca CO2 zehirlenmesi nitrojen narkozu, merkezi sinir sisteminde O2 zehirlenmesi ve dekomprasyon hastalığı riskini arttırır

Kalıcı beyin hasarı ve ölüm olayı, hypoxia vakalarına oranla daha sıktır. Eğer dalgıç aşırı CO2 nedeniyle bilincini yitirmemişse solunumu orta halli ve boğulma durumu da söz konusu değilse, genel olarak taze hava alımı sonucu yeniden kendine gelebilir. Sonrasında ise nadiren şiddetli baş ağrısı, bulantı ve baş dönmesi görülebilir.

Sebepleri :

Yetersiz nefeslenme, artan tempoyla birlikte artan dokusal üretim, dalış takımlarındaki boşluklar veya regülatördeki ölü hacimler, kapalı devre scuba dalışlarında CO2 mas edici maddedeki hatalar ve son olarak teneffüs ortamına karışmasıdır.

KARBONMONOKSİT ( CO ) ZEHİRLENMESİ :

Genellikle dalgıcın teneffüs ortamına CO gazının karışması neticesinde meydana gelir. Özellikle seyyar hava kompresörleriyle kapalı yerlerde tüplere hava doldurulurken eksoz borusundan çıkan CO gazının tekrar tüplere girmemesine dikkat edilmelidir. CO zehirleyici etkisi hücrelerin oksijen kullanma kabiliyetlerini yok ederek kimyasal değişikliklere sebep olur, hemoglobinin oksijen taşıma kabiliyetini engeller çok küçük konsantrasyonlarda bile belirti gösterebilir. CO zehirlenmesine maruz kalan dalgıçta alında sıkılık ve gerginlik, gittikçe artan baş ağrısı, mide bulantısı, zihinde karışıklık, şuur kaybı ve ölüm meydana gelebilir. Bu belirtilerden biri hissedildiğinde hava kaynağı değiştirilmeli, maske ile oksijen verilmeli, gerekirse suni solunum yapılmalıdır.

Karıştığı Kaynaklar :

Kompresör hava emişine yakın olan motor egzostu, egzost gazının rüzgarın etkisiyle emiş yapılması, kompresörlerde kullanılan uygun olmayan yağlama yağları ve sekman arızası, çok fazla yağ kullanılması ve kompresörün aşırı ısınmasıdır.

DERİNLİK SARHOŞLUĞU (NİTROJEN NARKOZU) :

Derinlik sarhoşluğu belirli bir derinlikten sonra, soluduğumuz hava içinde bazı asal gazların narkoza dönüşmesinden kaynaklanır. Daha açık bir deyimle gazın insan vücudunda bio fiziksel etkisidir.

Hava içinde bulunan Azot, Karbondioksit ve diğer gazlar bir miktar akciğerlerde erimiş olarak kalıyor. Akciğerlerde kalan bu gazların narkotik oluşu derinlik sarhoşluğunu meydana getiriyor. Her insanın bünyesine göre derinlik sarhoşluğu değiştiği gibi, inilen derinlik kademelerine göre tesir biçimi de değişmektedir. Buna kişinin alkole karşı dayanıklılığı gibi diyebiliriz. Genellikle 30 metre veya 4 ATA basınçtan sonra görülebilir. Derinlik 285 feeti aştığında narkoz tesiri zehirlemeye dönüşür.Semptomlar satha çıkmaya başladıktan sonra ortadan kalkmaya başlar.. Profesyonel balıkadamlarda da derinlik sarhoşluğu günden güne değişebilir. Derinlik sarhoşluğunun meydana gelmesinde en büyük etken dalgıcın kişisel hassasiyeti, asal gazın konsantrasyonu, derinlikle orantılı olarak artar. Nitrojen nar-kozunun en büyük tehlikesi dalgıcın sualtındaki İşini bırakması daha da önemlisi kendi emniyetini tehlikeye atacak hareketler yapmasıdır.

Derinlik sarhoşluğunun ilk belirtilerini anlamak pek mümkün değildir. Ancak bu tehlikenin ilk belirtilerini hissetmekten çok , normal olmayan ön seziler hissedildiğinde, bulunduğunuz derinlikten 20 veya 25 metre yukarı çıktığınız takdirde normale döndüğünüzü göreceksiniz.

Derinlik sarhoşluğunun önlemini gerçekten almak istiyorsanız, şu önerileri dikkate almalısınız;Sinirlerinizi ve kaslarınızı kontrol altına alabilecek kadar eğitim görmeniz, bunun yansıra dinlenmiş bir vücut yapısı, alkolsüz ve her nevi karbonlu içecekten (Kola, gazoz vb. ) uzak, özellikle derinlere dalmamakla sağlıklı dalışlara yer vermelisiniz

Semptomları :

Uyku isteği çok görülür,kendini iyi hissetme,aşırı kendine güven,şuur kaybı,hafıza kaybı,karar değişiklikleridir.

OKSİJEN ZEHİRLENMESİ :

Yüksek konsantrasyonlarda oksijen teneffüs ortamı olarak sık sık kullanıldığında ve oksijen kısmi basıncının yüksek değerlerde olması oksijen zehirlenmesi adını verdiğimiz hastalığı ortaya çıkarır.

Deniz Kuvvetlerinde kullanılan ve kapalı devre sistemi ile uygulanan dalışlarda oksijen zehirlenmesi ihtimali vardır. Bu sistemin ayrı bir dalış çıkış cetvelleri olup, dalgıçların özel bir eğitimden geçmeleri gerekmektedir. Bugün Avrupa ülkelerinde bu sistemi kullanan amatörlerde bulunmaktadır. Bu sistemde emniyet sınırı 7 metre olarak kabul edilir. Yani bu sistemle 7 metreden aşağı inildiğinde tehlikeler başlamaktadır. Kapalı devre dalışında saf oksijen kullanılmaktadır.

Dalışta en çok iki tip oksijen zehirlenmesi görülür. Bu tip bir oksijen zehirlenmesinin olabilmesi bu şartlara oldukça uzun bir süre maruz kalmayı gerektirir. Akciğeri etkileyen O2 zehirlenmesi uzatılan periyotlarda O2 basıncının 0.5 ATA' yı aştığı durumlarda beklenebilir.

Semptomları :

Nefes alırken göğüste şiddetlenen ağrı,ilerleyen durumlarda göğüs bölgesinde yanma ile birlikte hem nefes alırken, hem verirken ağrı, mevcut durum devam ettikçe kötüleşen şiddetli öksürük, nefes sıklaşması

MSS oksijen zehirlenmesi; bu tip zehirlenme dalgıçlıkta çok sık görülür. Genellikle oksijen kısmı basıncının 1.6 atA dan yüksek olduğu zamanlarda görülür, akciğeri etkileyen oksijen zehirlenmesinin aksine MSS oksijen zehirlenmesi çok kısa sürede meydana gelebilir.

Semptomları :

Görüş bozukluğu (Tünel görüş),kulaklarda çınlama, mide bulantısı, seğirme (genellikle yüz hatları çevresinde), sinirlilik hali, baş dönmesi, MSS Oksijen zehirlenmesinin en önemli semptomu havaledir(ihtilaç ve kasılmalar). Havale diğer herhangi bir semptomdan önce veya sonra başlayabilir.

Bu belirtiler görüldüğünde oksijen kısmi basıncı azaltılmalıdır, derinliğin azaltılır, Oksijen yüzdesinin azaltılması, havale anında asla derinliği azaltmayın.(Dalgıç nefesini tutabilir ve ciğerlerde genleşme olabilir), en kısa zamanda doktor çağrılmalıdır.

BOĞULMA VEYA YAKIN BOĞULMA :

Boğulmanın en basit tarifi bir sıvı içine batma neticesinde teneffüsün kesilmesidir.Yakın boğulmanın anlamı boğulmakta olan birinin suni teneffüs ile nefes alıp vermeye başlamasıdır. Boğulma, derin su dalış takımlarıyla nadiren, fakat SCUBA veya hafif dalış sistemleri ile daha sık görülen bir olaydır. Kazanın sebebi ne olursa olsun boğulan kişinin tedavisi onun kurtarıldığı andaki duruma bağlıdır. Eğer kazazedede teneffüs durmuşsa ağız yolu ile suni teneffüse başlanır. Eğer kalp atışı ve teneffüs beraberce durmuşsa kalp masajı/suni teneffüse başlanmalıdır (CPR). Kazazedenin başarıyla hayata döndürülmesi için suda ne kadar süre kaldığına ait belli bir zaman limiti yoktur. Derhal suni solunuma başlanılmamdır. Soğuktan korunmalıdır. Isınma ve suni solunum kazazedeyi hayata döndürebilir. Başarılı bir suni solunum tüm problemleri çözmez. Kazazede kurtulduktan sonraki 12 saat içinde başka semptomlarda gösterebilir. Yakın boğulma ile kurtarılan tüm hastalar kazanın ciddiyetine bakılmaksızın doktor kontrolünden geçirilmelidir. Bir takım tıbbi problemler kurtarıldıktan birkaç gün sonra dahi gelişebilir. Maske ile oksijen verilebilir.

ALINTIDIR
__________________
İyi insan, dost bildiklerinin dost olmadığını öğrendiğinde onlara hala dostluk gösteren insandır...

BALIK TUTULAN TEK GEZEGENİ YOK ETMEYELİM...
A.R.B.
uzman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 27-01-2006, 20:11   #4
uzman
Kaptan
 
uzman kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 18.11.05
Yaş: 56
Mesaj Sayısı: 715
Varsayılan Dalış Hastalıkları Devam...

Aşırı Basınçla İlgili Tüm Kazalara Karşı Korunma :

Bütün dalgıç adaylarının kursa başlamadan önce heyet muayenelerinden geçirilerek öz geçmişinde veya o anda akciğerlerine ait bir hastalık mevcut olup olmadığının kontrolü. Dalgıçlara bu konuda yeterli eğitim vermek. Dalgıçların fiziki kondisyonlarını iyi bir seviyede geliştirmek, geçici göğüs problemleri olanları daldırmamak. Serbest çıkış yapmak veya hava ikmali olmaksızın satha gelme durumunu en aza indirmek.

DEKOMPRASYON HASTALIĞI :

Yeterli bir süre basınca maruz kalmayı takiben yetersiz dekomprasyon yapmanın sonucunda meydana gelen bir durumdur. Sıfır dekomprasyonlu bir dalışta da meydana gelebilir. Deniz seviyesinde insan vücudu 0.79 ATA' lık nitrojen ile doymuş haldedir yüksek basınca maruz kalındığında (Dalton Kanunu) kan ve dokularda daha fazla nitrojen çözünür. (Henry kanunu), çözünen nitrojen miktarı derinlik ve zamana bağlıdır. Dokularda absorbe edilen (çözünen) nitrojen miktarını etkileyen diğer faktörlerde su sıcaklığı, dalgıcın fiziksel aktivitesi, dalgıcın fiziki kondisyonudur.

33 Feetten daha sığda yapılan dalışlarda dalış limitleri dahilinde dekomprasyon hastalığı söz konusu değildir. Çıkış esnasında dokularda absorbe edilmiş olarak bulunan asal gazın (nitrojen) kısmi basıncı dolaşım sistemindekinden daha fazla durumdadır.Böylece asal gazın hareketi tersine dönerek dokulardan dışarı atılmaya başlar. Normal olarak asal gaz akciğerler yoluyla vücudu terk ederler, eğer çıkış çok hızlı veya dekomprasyon kaçırılmış ise çözünmüş olan gaz eriyik halinden değişime uğrayarak tekrar gaz haline döner ve babılları oluşturur. Çıkışla beraber babıllar büyür ve damarları tıkayabilirler, kan akışını engellerler ve semptomlara sebep olurlar. Babıllar toplar damar sisteminde dolaşırlar ve genellikle akciğerlerin kapiller damarlarında tıkanmalara neden olurlar. Genellikle dekomprasyon hastalığının ciddiyeti babılların büyüklüğü, miktarı ve mevkisine bağlı olarak değişir.

Bütün semptomlar rapor edilmelidir.Başlangıçta sadece Tip-1 semptomu (sadece ağrı) daha sonra Tip-2 (ciddi semptom) haline dönüşebilir. Tip-1 tedavisinden sonra 48 saat dalış yapmamak yeterli olabilir. Tip-2 için minimum 2 hafta veya daha uzun süre gerekebilir, bu semptomlara ve tedavi süresine göre değişir.Dalgıcın sualtında fiziki bir darbe sonucu yaralanmasının kesin olmadığı durumlarda problemin dekomprasyon hastalığı olup olmadığına kara vermek çok zordur. Yaralanmalar belli bir bölgeye olan kan akışını ve de asal gaz geçişinin azalmasına sebep olurlar. Dalgıcın ağrısını hafifletmek için asla herhangi bir şey vermeyin. Bu gerçek semptomların gizlenmesine yol açar.

Dalgıçta tedaviye en kısa sürede başlanması gereken Tip-2 semptomları görülmedikçe her zaman Tip-1 semptomu bulunan dalgıç tedavi öncesinde, satıhta komple bir nörolojik muayeneye tabi tutulmalıdır.

Dekomprasyon hastalıklarında en önemli konu dalgıcın bir basınca maruz kalıp kalmadığıdır Şüpheli bir durumda kalırsanız dalgıcın lehine hareket etmek amacıyla tedavi edin

B. TİP-1 BASİT DEKOMPRASYON HASTALIGI (Sadece Ağrı) :

Semptomlar öldürücü veya sakat bırakıcı değildir. Başlangıçta basit semptom olarak karşılaşılan olayların % 30 u tedavi edilmediklerinden daha ciddi semptomlara dönüşmüşlerdir. Ağrı - şiddetli ağrı, kaşıntı - vücudun herhangi bir yerinde olabilir su toplamış şişkinlikler, vücudun herhangi bir yerindeki kızarıklıklar başlıca belirtileridir.

Ağrı :

Tip-1 hastalığının belirtisi olan ağrı genellikle eklem yerlerinde ve ceriden gelen ağrılar şeklindedir. Hasta tarafından ağrının yeri tam olarak teşhis edilemez. Ağrılar hafif şiddetten başlayarak dayanılmaz şiddetle içten gelen ağrılara dönüşebilir. Ağrı genellikle dinlenme durumunda mevcut olup, bölgenin hareket ettirilmesi ile ağrı şiddeti artabilir veya değişmeyebilir.

Tip-1 dekomprasyon hastalığı ağrılarının tanınması için dalgıcın üzerinde alet ve şort olduğu kabul edilerek yapılabilir. Bu bölgenin dışında kalan ağrılar Tip-1 olarak düşünülür. Gövde bölgesindeki ağrılar Tip-1 olabileceği gibi omuriliğe bağlı Tip-2'de olabilir. Bu nedenle gövde bölgesi üzerindeki ağrılar Tip-2 deki gibi tedavi edilir. Ağrı genellikle eklem yerlerinde görülür. Omuzlar, dirsekler,bilek ve eller , dizler, ayak bilekleri, kalçalar.
Kalçada ağrı tek başına Tip-1 olarak düşünülür, ancak bu ağrıların omurilikle bağlantısı olup olmadığını ayırt etmek zor olur. Bu nedenle dalgıcın lehine olarak kalça ağları genellikle Tip-2 gibi tedavi edilirler.

Kaşıntı :

Dekomprasyon hastalığının deride görülen en belirgin işaretidir. Kaşıntı tek başına olduğunda dekomprasyon gerektirmez ancak gerçek Tip-1 hastalığının ilk işareti olabilir. Her durumda dalış amirine veya dalgıç tabibe rapor edilmelidir.

Deride Kızarıklık :

Aşırı kaşıntı ile başlar, kızarma ile devam eder daha sonra bölgede koyu mavi renk değişikliği oluşur. Dekomprasyon tedavisi gereklidir. Deride oluşan bütün kızarıklıklar dekomprasyon gerektirmez.

Şişkinlikler :

Deride su toplanmış şişkinlik görüntüsü arz ederler. Bu şişkinlikler üzerlerine dokunulduğunda sağa sola hareket eden katı bezeler gibidirler.

T1P-2 CİDDİ DEKOMPRASYONHASTALIĞI :

Oldukça ciddi bir durumdur. Hayati tehlike veya kalıcı sakatlanmalar olabilir. Tip-2 dekomprasyon hastalığı semptomları genel olarak arterial gaz embolisi semptomları ayırt edildikten sonra Tip-1 semptomları dışında kalan tüm semptomlar olarak tanımlayabiliriz. Tip-2 semptomlarının tedavisine mümkün oldukça çabuk başlanmalıdır. Aksi takdirde kalıcı sakatlıklar meydana gelebilir.

Semptomları :

Güçsüzlük, uyuşma hissizlik, felç, iğnelenme bir şeyin batması hissi, baş dönmesi. ayakta duramama (aşırı sarhoş gibi) Görüş bozuklukları ( Bulanık görüş, tünel görüş ), işitme problemleri ( Kulaklarda çınlama, sağırlık ), şuur kaybı, biloteral ağrı (simetrik); Vücudun her iki yanındaki aynı organlarda, aynı bölgede meydana gelen simetrik ağrılar.(Her iki diz, ayak bilekleri,omuzlar, kollar, bacaklar), ana gövde ağrıları; mediastinal amfizem, pneurnothorax ve midede gazdan dolayı olan ağrıların bunlardan ayırt edilmesi önemlidir. Kasıklarda ağrı ana gövde ağrısıdır. Aşırı yorgunluk ; dalgıcın sualtında yaptığı işin vermiş olduğu yorgunluğun tamamen haricinde olan bir yorgunluk durumudur. Bundan ayırt edilmelidir. Şok; babılların akciğer dolaşımında tıkanmaya neden olduğu bölgeye göre semptomlar gösterir, göğüs ağrısı (derin teneffüsle gelişir), öksürük kontrolsüzdür, dumanın verdiği rahatsızlık gibi kötüleşir, kısa nefes alma, şok ve ölüm.

Şok, büyük miktarda dekomprasyon zamanı gerektiren uzun dalışlarda veya kaçırılmış dekomprasyonlarda genellikle karşılaşılabilen bir durumdur.

DENİZ TUTMASI
Bilimsel araştırmalarda, deniz tutmasına açık bir dille “HAREKET TUTMASI” deyimi kullanılıyor.
Ne var ki, dalgıçların zaman zaman deniz tutmasından etkilenebileceği de söz konusudur.

Günün koşullarına göre, bazı normal bünyelerde dahi deniz tutması görülebiliyor. Dalış sonrası yorgun olarak dekomprasyon uygularken, deniz tutmasının da görüldüğü belirtilmektedir. Yolculuk sırasında okuma, not alma veya aletlerle meşgul olma gibi hareketlerde deniz tutmasına yol açılmakta.
Bazı bünyelerde deniz tutması şu şekilde gelişmektedir. Dalış sırasında dip zemininde yüzerken, dibin eğimi bu yapıda ki insanları etkileyebilmektedir. Bunun yanısıra, dalış sonrası eğer tekneden uzak bir yerde su üzerine çıkılmış ise, doğal olarak yorgun olduğundan tekneyi tutup dinlenme ihtiyacı sırasında ortaya çıkabiliyor. Ayrıca bu oluşumu çabuklaştıran dalgaların kendini sallaması ve soğuk suda deniz tutmasına olanak sağlamakta.
Deniz tutması, sporla devamlı ilgilenen bünyelerde herhangi bir belirti veya gelişmesi söz konusu olamaz. Ancak stres ve benzeri gibi rahatsız edici uyarıları olduğunda deniz tutmasına yakalanabiliyor. Yeterli ve devamlı bir eğitim ve sporla ilgilenmemiş kişilerde daha çabuk ortaya çıkmaktadır. Buna rağmen, her bünye için deniz tutması değişik alanlarda ve farklı zamanlarda her zaman yakalayabileceği söz konusudur. Deniz tutmasına olanak sağlayan aşırı ve tıka basa yemek yemek, bir gün önce alkollü olmak deniz tutmasına yol açılmaktadır.
Deniz tutmasının ilk belirtilerini şöyle sıralayabiliriz. Öncelikle yüz hatları gerginleşmekte, yüzün solması ve kızarması, dudak üzerinde soğuk terleme, uyuşukluk, bol tükürük salgısı ve kusma ile kendisini göstermekte ve bazen de baygınlık görülebiliyor.
Ayrıca denizcilerin deniz tutmasını bilenleriniz vardır. Örneğin ilk başlayan denizcilerde deniz tutması sık sık görülürken, bir kaç gün veya seferden sonra bu insanlar bağışıklık kazanabiliyor. Ancak ilk zamanlarda karaya çıkıldığında, bu kez de sanki yer sallanıyormuş gibi bir durumla karşılaşılmakta, daha doğrusu bir süre de karada dalgalanıyormuş gibi devam etmekte ve yürüme zorluğu çekilmektedir.
Deniz tutmasına karşı çeşitli ilaçlar vardır. Bu ilaçlar genellikle tekneye, otobüse ve trene binmeden önce alınmaktadır. Özellikle bu gibi ilaçların seyahat öncesi alındığında deniz tutmasına karşı etkili de olabiliyor. Ancak çeşitli firmalarca üretilen bu ilaçların tesir şekli 4 ila 12 saat arasında değişmektedir. Ancak bu tür ilaçların sık sık alınması halinde Scuba sporunda sakıncalı olduğu da TIP' en de belirtilmektedir.

AKCİĞER PERFORMANSI NEDİR?

Ne var ki, bu sporu ister kendi olanaklarıyla, ister kurallarına göre öğrenenler olsun. Yaz sezonunda birkaç dalış uygulaması yapanla, haftada birkaç kez koşan ve spor yapanların vücut yapıları itibariyle de performansları arasında fark olacağını hemen hemen hepimiz biliyoruz. Antrenmansız vücudu buna eklediğimizde akciğerlerin bu derinlerde bir kat daha fazla yorulacağı söz konusudur.

Böyle kimseler, yaz sezonu gelince, sığ sularda deneyim kazanmadan dilediği derinliklerde dalış uyguladığında akciğerlerine zarar gelmeyeceğini düşünmek bir saflık olacağı gibi, herhangi bir tehlikeyle karşılaşmayacağı hususunda kendisine kimse garanti de veremez.

Bu performanssızlığı şöyle açıklayabiliyoruz ; böyle performansız bir akciğerle ağır bir mücadele sonunda bulunduğunuz derinlikten yukarı çıkmaya başladığınız bir sırada, aniden bir baş dönmesi, göz kararması, özellikle solumada zorluk çekmeye başlayabilirsiniz. Daha ziyade, regülatörden hava çekmek istediğiniz halde, hava soluyamazsınız.

Konumuza başka bir yaklaşımla açıklık getirelim. Bulunduğunuz derinlikte, yani 30 veya 40 m. den yukarı çıkarken veya çıkmaya başladığınız sırada, regülatörden hava çekme alışkanlığınızda bir değişiklik hissedebilirsiniz. Hatta zorlanarak hava çekme durumunda kalabilirsiniz. Daha sonra, yukarda belirttiğimiz gibi, sağlığınızda bir değişme olabilir. Bu durumda aklınıza ilk gelen şey şu olmalıdır. Eğer havanız bitmemiş veya az kalmamış, regülatör performansı normal ise, bu zorlanma daha ziyade akciğerlerin yorulmasından kaynaklandığını bilmenizde yarar vardır.

Ancak bu durumda tam aksini uygularsanız, yani bulunduğunuz derinlikten 3 veya 4 metre aşağı inerseniz, nefes alıp vermede zorlanmadığınızı göreceksiniz. Çünkü bu derinlikte akciğer performansı zora alışmış durumdadır. Bu ortama ve koşullara alışmış olan akciğerler az hava yerine daha çok hava harcama alışkanlığı edinmiştir.

Bu arada kısa bir hatırlatma yapmakta yarar vardır. Spor yapan bir futbolcunun takriben hava harcama hızı 90 Lt. / dk. Oysa sporla ilgisi bulunmayan bir insanın ortalama hava harcama hızı ise yarı yarıya olacaktır. İnilen belirli derinliklerde uzun süre dolaşma, balık kovalama, akıntıya kapılma ve zorlanma veya herhangi bir teknik işle uğraşırken akciğerlerin yorulması veya hava tüketiminin hızla yükseleceği de bilinen gerçeklerindendir.

Şimdi ortaya koymak istediğimiz konu şu. Böyle koşullar altında, spor yapmayan amatörler, spor yapana göre hava tüketim hızı daha çok olması söz konusudur. Bu gibi durumlarda sporcu olmayan dalıcılar, sporcu olana oranla, solunum kontrolünü de daha çabuk kaybedecektir. Özellikle antrenmansız vücut bu koşullar altında panik ve stres içersine girmesi halinde, fazla hava tüketimi nedeniyle AZOT - NARKOZU artarak, karbondioksitin yükselmesi, oksijen zehirlenmesine ve daha çok zorlanırsa, hava keseciklerinin yırtılmasına yol açabilmektedir.

Bu durumdan kurtulabilmek için, bulunduğunuz 30 veya 40 metre derinde eğer havanız yeterli ise, bir kaç dakika dinlenmeniz ve sakinleşmeniz bu arada nefes alıp vermeyi de yavaşlatmanız gerekiyor.

Solunumu yavaşlatıp dinlendiğiniz bir sırada, dekomprasyona girmeden, eğer girilmiş ise, duraklama kademelerine uymak suretiyle mümkün olduğu kadar yavaş yavaş yukarı çıkıldığında, bu tehlikenin üstesinden rahatlıkla gelebilirsiniz.

Ancak, Regülatör performansı, yüksek düzeyde çalışan bir modelle dalış uygulanırken eğer, akciğer performansı yetersiz ise, söz konusu tehlike ve risklerle yine karşılaşabilirsiniz. Çünkü kolay solumayı sağlayan yüksek düzeyde çalışan regülatör performansı ve hava akışı, söz konusu olan RİSK' te hiçbir ilgisi yoktur.

TÜRKİYE'DE BASINÇ ODASI MERKEZLERİ


Kurtarma ve sualtı Komutanlığı, Çubuklu - İstanbul
İstanbul Çubuklu' da bulunan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı Sualtı Kurtarma Komutanlığı'nda, basınç odası testleri ve VURGUN hastalığı tedavileri yapılmaktadır.Bu onur verici kuruluşumuzun, kurulduğu tarihten bugüne kadar, sayısız hizmetler vermiş ve bir çok balıkadamın hayatını kurtararak, kendilerine yeniden dalış olanağı kazandırmıştır.

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Deniz ve Sualtı Hekimliği
Ana Bilim Dalı, Çapa - İstanbul


T.C. Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü - Bodrum.

Arama Kurtarma Komutanlığı

Çubuklu/İstanbul


ALINTI
__________________
İyi insan, dost bildiklerinin dost olmadığını öğrendiğinde onlara hala dostluk gösteren insandır...

BALIK TUTULAN TEK GEZEGENİ YOK ETMEYELİM...
A.R.B.
uzman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 27-01-2006, 20:13   #5
uzman
Kaptan
 
uzman kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 18.11.05
Yaş: 56
Mesaj Sayısı: 715
Varsayılan Dalış hastalıkları son...

SIKIŞMA :

Ortam basıncında değişiklik olduğunda dokularda hasar meydana gelir. Sıkışmanın olabilmesi için 4 ana unsurun olması gereklidir. Hava dolu boşluk, ortam basıncında değişiklik, sıkışmanın meydana geldiği yer kapalı olmalıdır (Gaz giriş-çıkışı olmayacak şekilde), katı/sert duvarlar bulunmalıdır.

Kulak sıkışması :

Dış kulak : Kulak ve kulak kanalından oluşur, ses dalgalarını toplar.



Orta kulak :

Kemik boşluğu içinde hava dolu boşluktur. Kulak zarı ses dalgaları ile titreşir. Bu titreşimi orta kulaktaki kemik köprüsü iç kulağa iletir

İç kulak :

İşitme organı (cochlea) ve denge sağlayan organlar (vertibular apparatıs) bulunur.

Östaki kanalı :

Orta kulak boşluğu ile ağız boşluğunu birbirine bağlar, değişen ortam basıncı ve orta kulak basıcının eşitlenebilmesine olanak verir.

Dalışta Fonksiyonu; iniş sırasında dalgıcın orta kulağa basınçlı hava göndererek kulak basıncının eşitlemesine imkan verir, eşitleme boğaz yolu ile gelen basınçlı havanın östaki borusu yolu ile orta kulağa iletilmesi ile sağlanır, sık sık eşitleme yaparak basınç değişikliğinin önünde kalınmasını sağlar.Çıkış sırasında genellikle herhangi bir şey yapmamıza gerek kalmaz, orta kulak boşluğundaki hava genleşir ve hava östaki borsundan dışarı kaçar.


Orta Kulak Sıkışması :

Östaki borsunun tıkanması ile olur, basınç değişikliğinin önüne geçilmediğinde sıkışır, balgam ve soğuk algınlığı sebebiyle tıkanabilir, dış basınç arttıkça orta kulak boşluğunda re latif olarak nispi vakum (alçak basınç) oluşur, nispi vakum sebebiyle; kulak zarı ve diğer dokular gerilir, kılcal damarlar çatlayarak kan, orta kulak boşluğuna dolar, kulak zarı yırtılır. Önlem olarak basıncın önünde kalmak için uygun teknik kullanılmalıdır. Eğer satıhta eşitleyemiyorsanız veya soğuk algınlığınız varsa dalış iptal edilmelidir. Dalış sırasında eşitlemede zorluk çekildiğinde dalışı durdurun ve birkaç feet yukarı gelin. Eğer sıkışma meydana gelmiş ise doku tahribatı tamamen iyileşmeden tekrar dalınmamalıdır.

Semptomları :

Ağrı, kulakta doluluk hissi, burunda ve maskede kan, işitme kaybıdır. Bunların yanı sıra aşağıdaki semptomlarda ortaya çıkabilir.

Caleric Vertigo:

Kulak zarının yırtılması ile orta kulak boşluğuna soğuk su dolar. Sıcaklık dengesi bozularak iç kulak fonksiyonlarını etkiler.

Altemobaric Vertigo:

Orta kulaktaki basınç dengesinin bozulması ile iç kulak fonksiyonlarının etkilenmesi. Çıkış esnasında sık görülür çıkış durdurulur ve 2-4 feet geri gelinirse düzelir~ genellikle sadece birkaç dakika sürer.

Dış Kulak Sıkışması :

Dış kulak kanalının tıkanması ile olur. Kulak kiri, ciddi dış otitis (iltihap) elbise başlığı, kulak tıkacı. Dış kulak kanalında iltihap, kulak kiri, kulak tıkacı ile dalınmamalıdır. Dış kulak sıkışması meydana geldiğinde Tıkanma sebebini yok edilerek dalışa devam edilmelidir.

Semptomlar :

Ağrı, kanama, kulak zarının dışa doğru yırtılması mümkündür,

Sinüs Sıkışması :

Sinüsler, yüz ve kafatası kemikleri arasında hava ile doldurulmuş boşluklardır. Her bir gözün altında birer tane Maxillary sinüs, üzerinde de Frontal sinüs bulunur. Normal olarak tüm sinüslerde ağız-burun boşluğu arasında küçük açıklıklar vardır ve bunlar eşitlemeyi sağlarlar. Sinüs tahribatını, burun kanamasıyla karıştırmamalıdır. Dalış sırasında havanın sinüslere girmemesi, sinüslere giden dar yolların tıkalı veya dolu bulunmasıyla ilgilidir. Buna rağmen derinlere inerek basınç ayarlamasıyla sinüsler zorlanırsa, sinüslerde iç kanamalara yol açılır. Sinüslerde kalan normal hava, dibe doğru indikçe vakum yoluyla sinüslerde bir alt basınç meydana getirir. Bu emiş, sinüs içinde bulunan kılcal damarları zedeler ve iç kanamaya yol açar. Dolayısıyla sinüs boşluklarına ve kanallara sıvı halinde kan dolar. Ne var ki, bu sıvının dışarı çıkması sırasında başta dayanılmaz bir sancı oluşur. Ancak bu sıvının dışarıya atılması halinde baş ağrıları kendiliğinden kaybolur.

Sinüslerin korunması ve önlemi, ıslak başla dolaşmamak ve üşümeye izin vermemektir. Eğer soğuk algınlığınız varsa geçinceye kadar dalışlarınıza ara vermelisiniz. Ayrıca bir uzman doktora gidip sinüslerinizi kontrol ettirmelisiniz.

Sinüs sıkışmasına maruz kalındığında inişi durdurarak birkaç feet yukarı çıkın, eğer eşitleme yapılamaz ve sıkışma meydana gelirse dalışı iptal edin. Önlem olarak soğuk algınlığı veya üşütme durumunda dalış yapmayın.



Semptomları :

Sinüslerde ağrı, burunda veya maskede kan, sinüsler üzerine baskı.

Maske sıkışması :

Sebebi maske içindeki hava ile ortam basıncının eşitlenememesidir. Önlem olarak iniş sırasında maske içine devamlı hava vermek gereklidir

Semptomları :

Bazı durumlarda ağrı, gözün beyaz kısmında kanamalar,deride kanamalar.

Akciğer Sıkışması :

Çok nadir görülür,100 feetten derine yapılan serbest dalışlarda görülebilir. ciğerlerde satıhta alınan 1 ATA hava vardır, Ciğerlerin doku hasarına uğra-nadan dayanabilecekleri bir limit vardır, belli bir derinlikten sonra ciğerlerde meydana gelen nispi vakum (Alçak basınç) nedeni ile ciğerlerde hasar meydana gelir ve kan damarları çatlar. Tedavi olarak maske ile oksijen solunması önerilir. Akciğer sıkışmasının oluşmaması için Derin serbest dalışları yapmayın Satıhtan ikmalli dalışlarda kontrollü iniş yapın,

Semptomlar :

Göğüste ağrı, ağız ve burunda kanlı köpük, solunum zorluğu, muhtemelen öldürücü.

Elbise Sıkışması :

a.Satıhtan ikmalli sistemlerde kullanılan özel kumaş elbiselerde hava boşlukları kalması nedeni ile olur.

b.Sonucunda deri üzerinde çekilmeler. çimdiklenmeler olur neticesinde de morarmalar oluşur.

c.Elbise içinde hava boşluğu kalmamasına dikkat edilerek önlenir.

Diş sıkışması :

Sebep olarak diş dolgularının iyi şekilde doldurulmaması, içlerinde boşluklar kalmasıdır. Dalmadan önce diş dolgularının iyi bir şekilde yapıldığından emin olun. Dişlerinizin bakımlı kalmasına dikkat edin ve diş doktorunuza dalgıç olduğunuzu hatırlatın. Dolgu işleminde itina göstermesini sağlayın. Dalıştan önce diş problemi olanları doktor kontrolünden geçirin.

Semptomları İniş veya çıkış esnasında şiddetli ağrı.

Tersine sıkışmalar (Genleşmeler) :

Çıkış esnasında meydana gelir. Genleşen gazın kaçamaması ve bundan dolayı genleşme dokulara zarar verir, genel olarak sıkışmanın olduğu yerlerde Ters Sıkışmada olabilir. Tersine sıkışma; iniş sırasında problemi olan dalgıçta. çıkışta da benzer olarak görülebilir.

Tersine orta kulak sıkışması :

Ortam basıncı düşer, orta kulak basıncı artar, iç kulağa baskı yapar. Baş dönmesine sebep olabilir.

Tersine sinüs sıkışması :

Çok ağrılı olabilir, Hava sinüsleri yırtarak dokulara yayılabilir, ağrı geçinceye kadar iniş yapılır ve çok yavaş çıkılır.

Karın sıkışması (Mide /Bağırsaklar) :

İnişte pek görülmez. Çünkü mide ve bağırsaklar serbestçe büzülebilirler, esnektirler, çıkışta genleşmenin miktarına bağlı olarak bir limit vardır. Semptomlar çıkışta karın bölgesinde ağrı olarak görünür. Tedavi birkaç feet inerek gazın çıkması için izin verilir.

Tüm Tersine Sıkışmalarda Genel Tedavi Yöntemi:

2-4 feet aşağıya inmek ve Gazın çıkmasına müsaade etmek.


ISI KAYBI (Immersion Hypothermia) :

Soğuk suya girmenin sonucunda vücut ısısının düşmesi. Serin ve soğuk sularda yapılan dalışlarda dikkate alınması gereken bir tehlikedir, önlem almak çok önemlidir. Isı kaybını engellemek için yeterli ısıl koruma kullanın, dip zamanını sınırlayın, dalışı planlayın ve yardımcıları değiştirin. Isı kaybı hastalığının belirtilerini taşıyan bir hasta gördüğünüzde yapmanız gereken ilk şey; hasta kendine gelmeye başlayana kadar 105-110 F (41-43C) sıcak suda tekrar ısındırmak veya ağızdan ılık sıvı vermek Eğer banyoda ise hasta yere uzatılmalı ve gözlenmeli. Hareket etmesine izin verilmemelidir. Eğer dalgıç titremeyi durdurursa veya şuuru!zihinsel durumu değişiyorsa tehlike vardır, ciddi tıbbi problemler gelişebilir Derhal bir doktor ile temas kurulmalıdır.

Semptomları :

Maksimum 35 C vücut sıcaklığına kadar titreme daha sonra azalır, ellerde ağrı, çok soğuk olduğunda ayaklarda ağrı, hafıza ve düşünme kabiliyetinde azalma, dolayısıyla kendinizi tehlikeye düşürme



AŞIRI ŞİŞME SONUCU OLUŞAN DALIŞ HASTALIKLARI :

SEBEPLERİ :
Çıkış esnasında ciğerlerde tutulan gazın genleşmesi veya ciğerlerin birden aşırı basınçlı havaya maruz kalarak hava keselerinde yırtılmaların meydana gelmesi, genleşen gazın kaçmasının engellenmesi, çıkış esnasında nefesin tutulması en çok görülen sebeplerdendir. Hava ciğerlerde astım veya aşırı üşütme neticesinde tutulabilir. Aşırı pozitif basınç SCUBA takımında devamlı akış valfına basarken nefes alındığında da meydana gelebilir. Genellikle SCUBA serbest dalış/serbest çıkışında, hızlı, kontrolsüz çıkışlarda (Fırlama), herhangi bir sebeple şuursuz çıkışlarda (Baygın), SCUBA tüp alıp / bırakma eğitiminde ve panikli çıkışlarda görülür.

Su derinliği 3-4 feet kadar dahi olsa meydana gelebilir. Her kim basınçlı gaz teneffüs eder ve nefesini tutarak çıkış yaparsa bu durumla karşılaşabilir.

HASTALIĞIN ÇEŞİTLERİ :

Hastalığın tipi serbest havanın vücutta toplandığı mevkie göre belirlenir. Bütün durumlarda ilk safha hava keseciklerinin yırtılması ve havanın akciğer dokularında birikimidir, interstitial emphysema (intersiteyşıl amfizem) olarak adlandırılır. İnterstitial emphysema durumunda hava göğüs boşluğuna veya kan dolaşımında herhangi bir yere hareket etmedikçe semptom göstermez Havanın toplandığı mevkiye göre şu hastalıklardan biri oluşur.


Arterial gaz embolisi

Mediastinal emphysema

Subcutaneous emphysema

Pneumothorax

Arterial Gaz Embolisi ( A.G.E. ) :

Göğüste aşırı hava basıncının sebep olduğu en ciddi dalış hastalığıdır.Ciğerlerdeki aşırı basınçlı hava serbest kalarak alveollerin (Hava kesecikleri) etrafındaki kılcal damarlara doğru baskı yapar. Burada oluşan babıllar kalbin sol tarafına taşınırlar. Babıllar buradan arter vasıtasıyla dolaşım sistemine pompalanırlar. Babıllar dolaşım sisteminde tıkanıklığa sebep olurlar ve bu noktadan sonraki hücrelerin kan ihtiyacını engellerler. Sonuç blokajın olduğu yere göre değişir. Bu emercensi bir durumdur.Acilen basınç odası tedavisi gereklidir. Eğer bu hastalıkla karşılaşmak istemiyorsanız, dalışın hiçbir safhasında özellikle çıkışta ASLA nefesinizi tutmayın. iyi bir dalış planlaması yapın, soğuk algınlığı veya akciğer problemi olduğunda dalmayın.

Semptomlar :

Herhangi bir nörolojik bulgu veya semptom olabilir. Güçsüzlük felç, paraesthesis (İğne batma ve uyuşma hissi), şuur kaybı hatırlanması gereken en önemli kural; dipte basınçlı hava teneffüs etmiş olan herhangi bir dalgıç satha şuurunu kaybetmiş olarak gelirse veya satıhta geldikten sonra ilk 10 dakika içinde şuurunu kaybeder veya nörolojik semptom gösterir ise durumu açıklayıcı faktörlere bakmaksızın gaz embolisi olarak değerlendirilmelidir.

Mediastinal ve Subcutaneous Amfizem :



İnterstinaİ amfizem (ciğer hücrelerinde hava) akciğerlerindeki hava keseciklerinin yırtılması sonucu ciğer hücrelerine hava girmesi olarak bahsedilmişti. Mediastinal Amfizem ise gaz genleşmesinin yumuşak dokuları zorlayarak göğsün ortasındaki kısımda birikmesinin sonucudur.

Semptomları :

Sternumun arkasında göğüs ağrısı, ağrı şiddetli sertlik hissinden kuvvetli yakıcı ağrıya kadar değişiklik gösterebilir, başka semptom göstermez. Genellikle semptomlar daha kötüye gitmezler

Subcutaneous Amfizem, mediastinal bölgede bulunan genleşmiş gazın boyundaki subcutaneous dokularına kaçmasıyla oluşur.



Semptomları :

Deri altında pirinç tanesi hissi (elle üstüne bastırıldığında yana kaçma ve çıtırdama), ses tellerine baskı olduğundan ses değişikliği görülebilir, aynı zamanda mediastinal amfizem semptomu da olabilir.

Mediastinal ve Subcutaneous amfizem tedavisi Değerlendirme tabip personel tarafından yapılır. Hastane tedavisi gerekir.(Satıhta %100 oksijen). Aşırı ağrılı durumlarda basınç odası tedavisi uygulanabilir.

Pneumothorax

Sebebi :

Aşırı basınç nedeniyle havanın akciğer zarını yırtarak göğüs duvarı ile akciğer arasındaki bölgeye girmesi olayıdır. Basit pneumothorax ve Tension Pneumothorax olmak üzere iki tipi vardır.

Basit pneumothorax :

Yırtılan yerden kaçan hava göğüs boşluğunda birikerek akciğer üzerine baskı yapar.

Semptomları :

Şiddetli göğüs ağrısı, birikim artmasıyla beraber nefes almada güçlük, akciğer hacminin azalmasıyla orantılı olarak nefes alma hızında artış.

Tension Pneumothorax :

Göğüs duvarı ve akciğer arasındaki gazın devamlı olarak genleşmesi sonucunda basıncın artması ve kalp ve ciğerler üzerine baskı yapmasıdır. Eğer müdahale edilmez ise akciğer tamamıyla işlevsiz kalabilir ve kalp ile akciğer göğüs duvarına doğru sıkıştırılır. Sonunda kan dolaşımı ve teneffüs engellenebilir. Hasar gören ciğerin havayı boşluk tarafına geçirmesi ancak geriye dönmesine müsaade etmemesi sonucunda oluşabilir. Göğsünde serbest hava bulunan dalgıcın üzerinde bulunan basıncı azaltırken (satha gelirken) meydana gelebilir. Tension pneumothorax emercensi bir durumdur ve derhal tedavi gerektirir. Tedavisi acilen basınç odası uygulaması ve göğüste sıkışan havanın dışarı atılabilmesi için ihtisaslı tıp personeli tarafından genleşme borusu veya iğnesi takılması ile gerçekleştirilmelidir.
Gaz embolisi tedavisi esnasında, satha çıkış safhasında hasta dahada kötüleşiyor ise İLK ONCE TENSİON PNEUMOTHORAX'İ DÜŞÜNMELİSİNİZ

Semptomları :

Ağrı, kısa nefes alıp verme, hızlı nefes alıp verme, sonucunda morarma (Siyanoz), kan basıncının düşmesi, şok ve ölüm.

ALINTIDIR
__________________
İyi insan, dost bildiklerinin dost olmadığını öğrendiğinde onlara hala dostluk gösteren insandır...

BALIK TUTULAN TEK GEZEGENİ YOK ETMEYELİM...
A.R.B.
uzman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 27-01-2006, 20:26   #6
katiti
Kaptan
 
katiti kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 10.11.05
Şehir: İzmir
Yaş: 46
Mesaj Sayısı: 2.176
Varsayılan

ali rıza abi teşekkür ederim, dalış notlarımın arasına bunları da dahil edeceğim. anıl ya da taygun bu başlığı dokümanlar kısmına taşıyıp sabitlerse sanırım daha iyi olur...
__________________
Mert Topoyan
İzmir - 1978

Navigare necesse est...

2 metre de derindir, 20 metre de derindir...
katiti Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 27-01-2006, 20:29   #7
uzman
Kaptan
 
uzman kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 18.11.05
Yaş: 56
Mesaj Sayısı: 715
Varsayılan

Rica ederim Mert kardeşim, ne demek. Ben nette gezerken pekçok döküman buluyor, işinize yarayabilecekleri taşıyorum. Ancak, özellikle resim taşımada biraz imtina ediyorum. Hem site alanındaki daralmaya sebep olabileceği hem de yazıya göre daha fazla uğraşı derektirmesi buna sebep oluyor.
Saygılarımla...
__________________
İyi insan, dost bildiklerinin dost olmadığını öğrendiğinde onlara hala dostluk gösteren insandır...

BALIK TUTULAN TEK GEZEGENİ YOK ETMEYELİM...
A.R.B.
uzman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 27-01-2006, 20:29   #8
uzman
Kaptan
 
uzman kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 18.11.05
Yaş: 56
Mesaj Sayısı: 715
Varsayılan Tüp Hava Hesabi

TÜP HAVA HESABI

Bir dalgıcın deniz seviyesinde (1 Atm. Basınçta) ortalama olarak bir dakika içerisinde 25 Lt. hava tüketeceği bilimsel olarak kabul edilmektedir. Bu demektir ki dakikada soluduğumuz hava hacmi basıcın artışına bağlı olarak artmakta ve derin su dalışlarında tüp içindeki hava da dalışımızı kısıtlamaktadır. Dalışa başlamadan önce ineceğimiz maksimum derinlikte tüpümüzün ne kadar yeteceği hesaplanmalıdır. Aşağıdaki örnek ve açıklamalarla konuyu açıklık getirelim.



0 m’ de basınç: 1 atm. x 25 lt = 25 lt./dk.

10 m.’de basınç: 2 atm. x 25 lt = 50 lt/dk.

20 m.’de basıç : 3 atm. x 25 lt.= 75 lt/dk.

( Basınçlar mutlak basınç olarak alınacak )



10 m’ye dalan bir dalgıç 10 litrelik bir tüp ve 200 bar tüp basıncı ile su altında ne kadar kalır?

Öncelikle tüp içinde kaç litre hava olduğunu bulmamız gerekir. Bulmak için biraz önce belirttiğimiz gibi tüp hacmi ile tüp basıncını çarpıyoruz.

200 x 10 = 2000 lt.

Mutlak basınç’ta belirttiğimiz gibi her 10 m’de su basıncı 1 atm. artmaktadır. Dolayısıyla 10 m.’de mutlak basınç 2 atm. olacaktır. Deniz seviyesinde (1 Atm.) bir dalgıç dakikada 25 Lt. hava harcadığını kabul edersek. 10 m. derinde bu dalgıç iki katı hava tüketecektir. Dolayısıyla dalgıç 2 Atm. de bir dakika içer*sinde 50 Lt. hava harcayacaktır.

Tüp içindeki havanın 10 m. derinlikte ne kadar yeteceğini bulmak için tüp içindeki hava hacmini 2 atm.’de dk.’^da soluduğumuz hava miktarına bölüyoruz.

2000: 50 = 40 dk. dır.

Dikkatinizi çekmek isterim ki bu çıkan zaman içine rezerv hava zamanı dahil değildir. 50 bar’lık bir tüp basıncını her zaman rezerv hava olarak saklamanızı ve bu basınçta derhal satıh yapmanızı tavsiye ederim.



Her insanın performansına göre hava tüketimi, yaptığı işle orantılı ol*duğunu biliyoruz. İstirahat eden bir kişi bir dakika içerisinde ortala*ma 6 litre hava tüketirken, aynı kişi yürürken veya çalışırken bu miktar 12-18 Lt./dk. ya çıkmakta. Oysa aynı kişi koşarken veya spor yaparken 50 ila 95 L./dk. arasında hava tüketebilmektedir. Tüm bunlara rağmen deniz altı sporunda veya dalgıçların hava tüketimi tamamen değişmekte ve farklı olarak hesaplan*maktadır.

Hava tüketimi suyun ısısı, yoğunluğu, inilen derinlikte yapılan işin önemi, ay*rıca inilen derinliğin ve dolayısıyla ortamın basıncıyla doğru orantılı olarak art*maktadır

Eğer dalış tüpü doldururken elinizle kontrol ederseniz, tüpün ısındığını fark edersiniz. Bunun nedeni havanın sıkışma*sıyla yoğunluğun artmasıdır. O gün*kü hava koşullarına göre tüpün ısısı 30 - 45 bazen de 60 dereceye kadar yükselebilir. Böyle ısınan bir dalış tüpüne 200 atm’e ka*dar hava basıp daha sonra bu tüpü soğuyabileceği bir yerde bekletirsek, soğuduğunda bu basıncın 180, hatta 170 atm‘e kadar düştüğünü de görürüz.

Dalış tüplerini su dolu bir varile veya havuz içine koymak suretiyle doldurulursa söz konusu ısı farklarını önlemiş oluruz. Böylece hem tüpün fazla ısınması önlenir hem de tehlike riski için önlem almış oluruz. .

ALINTIDIR
__________________
İyi insan, dost bildiklerinin dost olmadığını öğrendiğinde onlara hala dostluk gösteren insandır...

BALIK TUTULAN TEK GEZEGENİ YOK ETMEYELİM...
A.R.B.
uzman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 27-01-2006, 20:31   #9
katiti
Kaptan
 
katiti kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 10.11.05
Şehir: İzmir
Yaş: 46
Mesaj Sayısı: 2.176
Varsayılan

Alıntı:
uzman tafarından gönderildi
Rica ederim Mert kardeşim, ne demek. Ben nette gezerken pekçok döküman buluyor, işinize yarayabilecekleri taşıyorum. Ancak, özellikle resim taşımada biraz imtina ediyorum. Hem site alanındaki daralmaya sebep olabileceği hem de yazıya göre daha fazla uğraşı derektirmesi buna sebep oluyor.
Saygılarımla...
abi tago da söylemişti gerçi daha önce ama [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] diye bir site var. resimleri oraya yükler, buraya da linkini verirsen siteye yük olmaz, aklında olsun...
__________________
Mert Topoyan
İzmir - 1978

Navigare necesse est...

2 metre de derindir, 20 metre de derindir...
katiti Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Eski 27-01-2006, 20:33   #10
uzman
Kaptan
 
uzman kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 18.11.05
Yaş: 56
Mesaj Sayısı: 715
Varsayılan

Mert kardeşim. O siteyi çok iyi biliyorum daaa, malum resim yüklemek için bir zaman gerekiyor. Her zaman bu zamanı bulabilmek mümkün olamıyor. Çoluk-çocuk, yemek bulaşık derken. Ev hali işte...
Saygılar....
__________________
İyi insan, dost bildiklerinin dost olmadığını öğrendiğinde onlara hala dostluk gösteren insandır...

BALIK TUTULAN TEK GEZEGENİ YOK ETMEYELİM...
A.R.B.
uzman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Yanıtla

Sosyal Paylaşım

Konu Araçları
Görünüm Modları

Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
iskenderun...buyrun ozanulas FOTOĞRAFLARIMIZ 21 27-11-2010 19:09
Bayat Ekmekle Yapılabilecek Yemekler - Bayat Ekmek Değerlendirmenin Önemi Taygun KOCABIYIK Balık Yemekleri 4 20-08-2008 22:10
buyrun VOLKAN TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER 26 11-06-2007 00:44
Beyler buyrun... Anıl ÜNALAN TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER 2 03-02-2006 01:01


Saat 16:08.