Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > BALIK TÜRLERİ > Su Ürünleri

Su Ürünleri Su ürünleriyle ilgili araştırmalar ve teknik bilgiler.




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 14-06-2009, 18:57   #1
MAVİ FENER
Kaptan
 
MAVİ FENER kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 13.06.09
Yaş: 74
Mesaj Sayısı: 2.415
Exclamation Kerevitler (Su Istakozu)

BESLENME:


Kerevitler gece ve akşam üstü avlanırlar. Genellikle besinlerini güneş battıktan sonra aramaya çıkarlar ve en fazla bu saatlerde temin ederler. Besinlerini gezerek bulurlar veya gizlenerek avlanırlar.

Tabii halde gölde yaşayan kerevitler, çürümekte olan hayvansal ve bitkisel maddeleri, canlı balık yavrularını ve küçük kabuklu böcekleri yerler. Bundan başka kurbağalar, böcekler, larvalar, sümüklüler ve midyeleri besin olarak değerlendirirler. Bazı durumlarda birbirlerini yiyebilirler. Ayrıca balık işkembe ve bağırsaklar, mandıra ve mezbaha atıkları, solucanlar ve su fareleri de kerevitlere besin teşkil ederler.

Kerevitler çoğunlukla canlı yiyecekleri tercih ederler. Çok aç kalmadıkça kokuşmuş besinleri, ölü hayvan artıklarını yemek istemezler. Fakat gıda zorluğunda bulabildikleri ve yenebilen her şeyi yerler.

Metabolizma ısı ile ilgilidir. İlkbahar başlangıcından sonbahara kadar çok iyi beslenirler. Su sıcaklığının 20-25°C olduğu dönem en yoğun besin aldıkları zamandır Kabuk değiştirme döneminde Istakozlar bir müddet için besin almayı durdururlar.

KABUK DEĞİŞTİRME
Kerevitlerde dış iskelet (kabuk) bir destek organı olup, dış etkenlere karşı vücudu koruyucu bir zırh olarak görev yapar. Kitin ve kireç karışımından oluşan bu sert tabaka vücudu tamamen örtmektedir. Zırhın eklem bölgesinde ince vücudun diğer kısımlarında ise kalınlaştığı görülür. Kabuk dört tabakadan oluşmuştur. Kabuğun kimyasal analizinde % 46 kitin, % 40 kalsiyum karbonat ve % 7 kalsiyum fosfat bulunmuştur.

Kerevitin iskeletini teşkil eden bu kabuk, sertleşince büyüme durur. Büyüme kabuğun düşmesiyle mümkün olmaktadır. Eski kabuğun tümüyle düşmesi sonunda bu kabuğun altında daha önceden gelişmiş olan yumuşak yeni bir kabuk çıkar. Bu olaya "kabuk değiştirme" denir. İşte bu yeni çıkan kabuk büyüdükçe kerevit de büyür.

BÜYÜME VE GELİŞİNE
Kerevitlerin büyüme ve gelişmeleri yaşadıkları suların yapısına, iklim koşullarına ve besin kaynağına bağlı olarak değişir.

Besin maddeleri bakımından fakir olan sularda kerevitlerin geç kabuk değiştirdikleri ve cılız kaldıkları görülür.

Kerevitler ilk yılda 8 defa kabuk değiştirerek 5 cm. uzunluğa, ikinci yılda 5 defa kabuk değiştirerek 8 cm. uzunluğa erişirler. Üçüncü yılda 10-12 cm. uzunluğa ve 150-250 gr. ağırlığa erişebilmektedirler.

Kerevitler çevre koşullarına bağlı olmak üzere genellikle 5 yaşında olgunlaşırlar. 20 yıl içinde 20-25 cm. uzunluğa erişebilirler.

Göl Istakozlarının üçüncü yılın sonunda 8-9.5 cm. uzunlukta iken cinsi olgunluğa eriştikleri tespit edilmiştir.

ÜREME

Kerevitlerin cinsiyet organları midenin hemen altında bulunur. Yonca yaprağı şeklinde olan ovaryum iki kanalcıkla ikinci çift yürüme ayakları arasında yer alan toplu iğne büyüklüğündeki cinsiyet deliklerine açılmaktadır. Sonbahara doğru yumurtlama mevsiminde ovaryum şişer ve kahverengiden koyu maviye kadar değişen renkte yumurtalar verir. Yumurtalar cam mavisini andıran yapışkan bir madde içinde muhafaza edilir.

YAPAY YETİŞTİRİCİLİK TEKNİĞİ
Yapay olarak yetiştirmede göz önünde bulundurulması gereken en önemli konu içinde kerevit yetiştirilmek istenen göllerin ve derelerin ortam koşullarıdır. Göllerde kerevit yetiştirilmek isteniyorsa suyun sıcaklığının, gıda bakımından ne derece zengin olduğunun, dibinin çamurlu veya kumlu olup olmadığının, derelerde ise suyun yavaş veya hızlı akışının, sıcaklığın önceden tespit edilmesi gerekir. Çünkü her türün kendine has bir yaşama ortamı vardır. Hangi tür kerevit yetiştirmek istiyorsak onun yaşadığı ortamı göz önünde bulundurmamız gerekmektedir

SU İSTEKLERİ
Su sıcaklığı önemli olmakla beraber kerevit, sudaki değişik fiziksel ve kimyasal koşullara karşı nisbeten dayanıklıdır. Suyun sertliği ile sıcaklığı yetiştirici için önemlidir. Kırmızı kerevit için 21-29°C su sıcaklığı uygundur. Bununla beraber su sıcaklığı 13°C'nin üzerinde çamura yuva açan ve hareketsiz bir durumda ısının düşmesini bekler. Beyaz kerevit ise 27°C'de yuva açar ve çamura gömülür.

Bu nedenlerle yetiştiricilikte en önemli faktör sıcaklıktır. Su ısındıkça erimiş oksijen miktarı azalacağından ölümler meydana gelir.


Resim: Louisiana’da kerevit yetiştiriciliğinde kullanılan bir su alanında yetişen aşırı otların temizlenmesi çalışmaları.






Resim: Kontrollu bir ortamda tutulan kerevitler
Kerevitler 5.8-8.2 pH dereceleri arasında yaşamlarını rahatça sürdürebilir. Asitli sularda yaşayan kerevitlerde kabuk ince olur. Yumuşak su kabuk incelmesine, gelişmenin gerilemesine ve yaşam düzeyinin azalma*sına neden olur. Bu nedenlerle kerevit yetiştiriciliği yapılacak suların sert*liği en az 50 ppm olmalıdır. 200 ppm sertlikteki sular iyi bir ortam olarak kabul edilmektedir.

Tuzluluk açısından yapılan deneme sonuçlarına göre kerevitlerin % 0.6 ile % 0.1 tuzlu sularda döl verdikleri ve oldukça iyi gelişme gösterdikleri saptanmıştır.

Doğal koşullara karşı kolay uyum sağlayan kerevitler sentetik kimyasal maddelere ve tarım ilaçlarına karşı çok hassastırlar. Çeşitli plastidlerin kerevitler için zehir olduğu saptanmıştır. Plastidlerin kerevitleri öldürmeyen dozları vücutta birikerek insanlara geçerekte zararlı olabilmektedir.Tarım arazisi yakınında kurulacak kerevit işletmelerinin tarım arazisinden gelecek sularla beslenmemesine dikkat etmek gerekir.


SONUÇ VE ÖNERİLER
Kerevit insan eli altında (yapay olarak) yetiştirilmesi mümkün olan bir canlıdır. Fakat gelişme süresi uzun olduğundan pazarlama için yetiştirilmesi pek karlı olmayabilir. Ama, özellikle göllerimizin zenginleştirilmesi açısından yavru üretim çalışmalarının ele alınması yararlı olabilir. Dış ülkelerde yetiştiriciliği yapılan bazı türlerin ülkemiz göllerinde denenmesi de yararlı sonuçlar verebilir. Bu konuda araştırmalar yapılması gerekmekte olup ülkemizde kerevit yetiştiriciliği konusundaki araştırma sayısı da çok kısıtlıdır. Hele memleketimizde hazineye ait olup, içinde kurbağadan başka bir şey bulunmayan bazı göllerde ve baraj göllerinde kerevit yetiştirilmesi çok faydalı hatta gerekli olduğu söylenebilir
.[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
__________________
İyi günler, bol güneşler dilerim.
Üstad Kaptan
Nuri DENİZ
İstanbul - 1949
İTÜ /Kimya ve İşletme Müh.


MAVİ FENER Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Yanıtla

Sosyal Paylaşım

Konu Araçları
Görünüm Modları

Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı


Saat 18:03.