Geri Git   RASTGELSİN AMATÖR BALIKÇILIK FORUMLARI > Amatör Balık Avı Genel Bilgiler > Tabiatı ve Canlıları Koruma




Yanıtla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Eski 08-02-2008, 08:55   #1
cumhur
Kaptan
 
cumhur kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 13.09.07
Şehir: alanya
Yaş: 58
Mesaj Sayısı: 288
Varsayılan Haberler


Balık türleri büyük tehdit altında
Çevre kirliliği, aşırı ve bilinçsiz avcılık, petrol ve doğal gaz arama ve çıkarma faaliyetleri, ticari taşımacılık, küresel ısınma, turizm ve nüfus artışı gibi faktörler, balık türlerini tehdit ediyor.
04 Şubat 2008 / 00:05
Reklam

Çevre kirliliği, aşırı ve bilinçsiz avcılık, petrol ve doğal gaz arama ve çıkarma faaliyetleri, ticari taşımacılık, küresel ısınma, turizm ve nüfus artışı gibi faktörlerin, balık türlerini tehdit ettiği bildirildi.

Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Bedii Cicik, balıkçılık sektöründe gelişmiş ülkelerin, çevre ve stoklara duyarlı yöntemler geliştirerek açık denizlerde alternatif av sahaları oluştururken, diğer ülkelerin aynı hassasiyeti göstermediğini, bunun sonucunda da dünya balıkçılığında dalgalanmalar oluştuğunu söyledi.

Doç. Dr. Cicik, 10-15 yıllık süreçte, avcılıkta kullanılan araçların yeniden dizaynı, alternatif yöntemlerin geliştirilmesi, yeni stok sahaları ve avların keşfi, avcılık kotalarına ve av yasaklarına uyumun üretimde artışa neden olduğunu belirtti.

Aynı sürede, çevre kirliliği, aşırı ve bilinçsiz avcılık, petrol ve doğal gaz arama ve çıkarma faaliyetleri, ticari taşımacılık, deniz kazaları, küresel ısınma, turizm ve nüfus artışı gibi faktörlerin balık stoklarının azalmasına yol açtığını belirten Doç. Dr. Cicik, ''Bu olumsuzluklar, stokların her geçen sürede azalmasına yol açıyor ve dolayısıyla türlerin devamı açısından tehlike yaratıyor'' dedi.

Doç. Dr. Bedii Cicik, kirliliğin, fiziksel değişimlere neden olduğu gibi gerek tuzlu ve gerekse tatlı sularda yaşayan canlılarda toplu ölümlere ya da göçe neden olacağına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

''Bu da ekosistemde yapısal bozulma ve başta balıklar olmak üzere hayvansal protein kaynaklarında azalma, dolayısıyla balıkçılığın da olumsuz yönde etkilenmesiyle sonuçlanır. Tehdidin aynı hızla sürmesi halinde, dünya genelinde 19 bin balık türünün yarısının, 2050 yılına kadar yok olma tehlikesi bulunuyor. Bu yok olma süreci, tür stoklarındaki azalma ile kendini göstermeye başladı. Çipura, karagöz, barbun ve lüfer gibi türler bunun en açık göstergesi. Ekonomik değeri yüksek olan bu balıklar da diğer bazı türler gibi risk altında.''

-İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ-

Doç. Dr. Cicik, balıkçılığı etkileyen diğer faktörlerden birinin de iklim değişikliği olduğunu söyledi.

Kış mevsiminde sıcaklıkların normalin üzerinde seyretmesinin, av veren türlerin kıyıya yakın yasak bölgede kalmalarına neden olduğunu ve bunun da avlanma miktarını düşürdüğünü anlatan Doç. Dr. Cicik, ''Akdeniz foklarının sahile yakın bölgelerde görülmesi de suların yeterince soğumadığının ve balık sürülerinin derinlere gitmediklerinin bir göstergesi olmuştur'' dedi.

-KATİL YOSUN VE DENİZ ÇAYIRI ETKİSİ-

Doç. Dr. Cicik, Akdeniz sahillerinde hızla yayılım gösteren katil yosun (Caulerpa Taxifolia) ve deniz çayırının (Posidonia Oceanica) da birçok deniz canlısını tehdit ettiğini söyledi.

Katil yosunun, Suveyş Kanalı'nın açılmasıyla geldiği yönünde iddialar ortaya atıldığını bildiren Doç. Dr. Cicik, şöyle konuştu:

''Bu konuda diğer bir iddia da Monako'da bir deniz akvaryumundan kontrolsüz olarak deniz ortamına atıldığı yönünde. Caulerpa başlangıçta Fransa ve İtalya kıyılarında yayılım göstermiş, Türkiye kıyılarına ulaşması ise 1990'lı yılları bulmuştur. Yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar ikinci görüşü destekler doğrultudadır.

Süveyş Kanalı'nın açılmasıyla Akdeniz'e göç eden 66 türden sadece ikisi olan Gümüş ve Balon balıkları, yeni yaşam ortamlarında fazla miktarda çoğalmaları nedeniyle özellikle Antalya Körfezi'ndeki endemik türlerin ortadan kalkmasına ya da göç etmelerine neden olmuştur.'' Doç. Dr. Cicik, balık türlerinin korunması ve rezervin devamının sağlanması için her kesime sorumluluk düştüğünü kaydetti.

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]



DİKKAT! Kalkan balığı yok olmak üzere
İÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Öztürk, Türkiye'nin kalkan balığı stoklarının aşırı avlanma ve kirlilik nedeniyle sürekli azaldığını söyledi.
02 Şubat 2008 / 00:10
Reklam

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, Türkiye'nin kalkan balığı stoklarının aşırı avlanma ve kirlilik nedeniyle sürekli azaldığını belirterek, ''Karadeniz'de kalkan stoklarının yenilenmesi için 2-3 yıl avcılığın yasaklanması, avlanmaya kapatılması lazım'' dedi.

Prof. Dr. Öztürk, fakülteye ait ''Yunus S'' adlı araştırma gemisiyle 27 Ekim-2 Kasım 2007 tarihleri arasında 10 araştırmacıyla Batı Karadeniz'de İğneada, Bulgaristan ve Romanya açıkları ile Tuna Nehri'nde gerçekleştirdikleri biyoçeşitlilik araştırma seferinin sonuçlarına ilişkin bilgi verdi.

Yıllardır Karadeniz'in kirlendiği ve bu kirliliğe en çok Tuna Nehri'nin neden olduğunun söylendiğini anlatan Prof. Dr. Öztürk, ancak Tuna bölgesindeki mevcut durumu tespit etmek ve bunun Türkiye'ye etkilerini anlamaya yönelik çalışmaların sınırlı olduğunu ifade etti. Bu eksikliği gidermeye çalıştıklarını belirten Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:

''Tuna'dan gelen kirlenmenin Karadeniz'i ne kadar kirlettiğini, bunun Türk boğazları ve Marmara Denizi'ni, hatta Ege Denizi'ni nasıl etkilediğini anlamamız gerekiyor. Çünkü kirlenme, Türkiye'nin su ürünleri üretimine ciddi darbe vuracak nitelikte. Tuna'yı kirleten orta Avrupa, yani AB ülkeleri üzerinde baskı kurmamız gerekir.

Baskı kurmamız için onlardan aldığımız verilerle değil, kendi oluşturduğumuz, ölçtüğümüz, analiz ettiğimiz veri ve değerlerle konuşmamız lazım. Bizim yaptığımız aslında bir anlamda yukarıdaki tuvaleti akan komşuya, 'Niye bu damlamayı, akıntıyı durdurmuyorsun, niçin salonumu kirletiyorsun?' demek. Çünkü kirlenmenin etkileri Karadeniz'e ve doğrudan Türkiye'ye ve Akdeniz'e kadar uzanıyor. Bizim bu konuda ısrarcı olma, bu ülkelere baskı kurma ve işbirliği yapma zorunluluğumuz var.''

''3-4 kilogramlık kalkan göremedik''

Prof. Dr. Bayram Öztürk, yaptıkları çalışmada Kalkan stoklarında büyük bir yıpranma olduğunu gördüklerini belirterek, ''Batı Karadeniz'de gerçekleştirdiğimiz araştırma seferinde elde ettiğimiz bulgulardan birisi, Türkiye'nin kalkan stoklarının sürekli olarak azaldığı. Bu azalmanın sebebi aşırı avlanma ve kirlilik. Bu çalışmamızda 3-4 kilogramlık kalkanlara rastlanmadı. Elde ettiğimiz kalkanların hepsi çok daha küçük, 1 kilogramın altında olan kalkanlar. Bunlar yavru ve genç kalkanlar, esas olgun, yumurta bırakmış kalkanlar değil'' diye konuştu.

Kalkan stoklarındaki yıpranmanın durdurulması veya azaltılması için uluslararası ortak bir çalışma yapılması gerektiğine inandıklarını ifade eden Öztürk, 29-31 Ekim 2007 tarihleri arasında Romanya'nın Köstence kentinde düzenlenen ''Karadeniz Ekosisteminin Sürdürülebilir Yönetimi ve Korunması Uluslararası Sempozyumu''nda Bulgaristan, Romanya ve Türkiye'nin içinde olacağı bir ortak çalışma programını önerdiklerini anlattı.

Prof. Dr. Öztürk, ''Karadeniz'deki kalkan balığı avcılığı ve bunların stokları konusunda ortak bir çalışma başlatılmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu balıklar yer değiştiren balıklar. Dolayısıyla bu balıkların stoklarının korunması sadece Türkiye'nin değil, diğer Karadeniz ülkelerinin de görev ve sorumluluğu. Diğer yandan, bu balıkların avcılığı en çok Türkiye'de yapılıyor. Onun için Türkiye'nin bu konuda daha fazla sorumluluk üstlenmesi lazım'' dedi.

''Avlanma yasağı yeterli değil''

Mezgit balığı stoklarının da azaldığını tespit ettiklerini bildiren Prof. Dr. Öztürk, şöyle konuştu: ''Avlanma yasağı yeterli olmuyor. Ayrıca ne yazık ki trolle kaçak avcılık hala var. Karadeniz'de kalkan stoklarının yenilenmesi için 2-3 yıl avcılığın yasaklanması, avlanmaya kapatılması lazım. Bunun yanı sıra Karadeniz'de yasaklara uyulması, kaçak avlanmanın dikkatle izlenmesi ve iyi bir denetleme gerekiyor. Avcılık izleme programının Türkiye'de geliştirilmesi lazım.''

Prof. Dr. Bayram Öztürk, Karadeniz'deki türleri geliştirmek için deniz koruma alanları oluşturulması gerektiğini de dile getirerek, ''Belirli alanların özel koruma alanı ilan edilmesi için çalışıyoruz'' dedi.

Araştırma seferini bu yıl Nisan ayında tekrarlayacaklarını anlatan Prof. Dr. Öztürk, çalışma alanını Sivastopol ve Sinop Burnu'ndan İstanbul Boğazı'na kadar genişleteceklerini bildirdi.

Kirlilik analizi

İÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Gülşen Altuğ da, araştırma seferinde 82 istasyondan su örneği alınarak inceleme yapıldığını söyledi.

Bakteriyel analizler sonucunda özellikle kanalizasyon kaynaklı bakteri (fekal koliform) miktarının Karadeniz'in derinliklerinde yüzey suyundan daha fazla olduğunun anlaşıldığını belirten Altuğ, bunun Karadeniz'e gelen insan kaynaklı atıkların derin deşarj yoluyla da yapıldığını gösterdiğini ifade etti.

Karadeniz'de sanayi ve insan kaynaklı atıklar ile deniz taşımacılığına bağlı kirliliğin hızla arttığını ve ekosistemi tehdit ettiğini vurgulayan Altuğ, Tuna Nehri'nde yapılan bakteriyolojik ve besin tuzları analizlerinden, bölgenin yoğun bir şekilde kirletildiği bulgusuna ulaşıldığını söyledi.

Altuğ, nitrit ve nitrat düzeyinin Tuna Nehri'nde sınır değerlerin çok üzerinde olduğunu, Romanya kıyılarında ise bakteriyolojik verilerin yoğun olduğunu belirterek, petrol hidrokarbonları analiz sonuçlarına göre ise normalde 2,5 mikrogram/mililitre olması gereken petrol miktarının en az 17, en çok 1879 mikrogram/mililitre olarak belirlendiğini bildirdi.

Koruma alanları

Karadeniz'de deniz koruma alanları oluşturulması çalışmasına ilişkin bilgi veren aynı fakülteden Yrd. Doç. Dr. Bülent Topaloğlu da, Karadeniz kıyısında belirledikleri 3 alan bulunduğunu, bunların Kilyos, Şile ve Cide kıyısı açığındaki bölgeler olduğunu bildirdi.

Buralarda sürdürdükleri bilimsel çalışmalar ve gözlemler olduğunu dile getiren Topaloğlu, ''Kilyos kıyısında önerdiğimiz alanda kalkanların önemli bir beslenme sahası bulunduğunu tespit ettik. Dil ve pisi balığı gibi pek çok balık türünün burada yaşadığını belirledik. Şile kıyısındaki alan deniz kuşlarının önemli bir göç yolu üzerinde. Cide kıyısı da Akdeniz fokunun daha önce gözlendiği, çeşitli deniz memelilerinin beslendiği ve yine deniz kuşlarının önemli göç yollarından biri üzerinde'' diye konuştu.

Yrd. Doç. Dr. Çetin Keskin ise araştırma seferinde deniz tabanında yaşayan dip balıkları ve omurgasız canlılarla ilgili bir dizi trol çalışması yapıldığını belirterek, ''20, 55, 75 metre derinliklerden örnekler alındı. Amaç, farklı derinliklerde türlerin dağılımı ve bolluklarında nasıl bir değişim olduğunu ortaya çıkarmaktı. Araştırma sırasında 23 tür balık yakalandı. Kalkan balıkları ise en fazla 50 metrelik derinlikten elde edildi. Yakalanan balıkların boyları 23-46 santimetre aralığındaydı'' dedi.

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]


Kiralık balıkçı barınağı

5 Şubat 2008 | Balıkçılık

Datça Balıkçı Barınağı ihale yolu ile kiraya veriliyor.
AKP Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hıdır devletin tasarruf altında bulunan Datça Balıkçı Barınağı'nın ihale yolu ile kiraya verileceğini açıkladı.

Datça Limanı mevkiinde bulunan, üzerinde muhdesat ve hazi hazırda kiracı bulunmayan ve imar planında balıkçı barınağı olarak ayrılan 1.806.49 metrekare yüzölçümlü taşınmazla ilgili AKP Muğla Milletvekilik Mehmet Nil Hıdır, Milli Emlak Müdürlüğü yetkilileriyle görüştü.

Görüşme sonucu, ilgili yönetmeliğine göre balıkçı barınaklarının kiraya verilmesi için Ulaştırma Bakanlığı, (Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü) ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan olumlu görüş aldı.

Kira bedelinin 3 bin 650 YTL olması, öncelikle su ürünleri kooperatif veya birliklerine verilmesi kararlaştırıldı.

Haber Ekspres



__________________
Cumhur Gezen
Profosyonel balıkcı
İstanbulu (konum Alanya)1965 B rh+yaş 43 [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
SİTE ÜYESİ ARKADAŞLAR = KONULARA LÜTFEN YORUM YAZINKİ, DOĞRU YANLIŞ, İYİ KÖTÜ, EKSİK VARSA HEP BERABER ÖĞRENELİM.
Ç SULARIMIZ VE DENİZLERİMİZE PLASTİK MADDELERİ ATMAYALIM= her balığa gittiğinizde 2 ad plastiği toplayın - 2 gün fazla balığa gideceksiniz.TEŞEKKÜRLER
cumhur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Sponsored Links
Eski 15-02-2008, 20:14   #2
ünalmusa
Tayfa
 
ünalmusa kullanıcısının avatarı
 
Üyelik Tarihi: 19.08.07
Yaş: 55
Mesaj Sayısı: 234
Varsayılan

elıne vemegıne saglık duyalılıgın ıcın tesekkurler
__________________
MUSA ÜNAL 1969
KAYNARCA/PENDİK/İSTANBUL

ünalmusa Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla
Yanıtla

Sosyal Paylaşım

Konu Araçları
Görünüm Modları

Gönderme Kuralları
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
SimgelerAçık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıtlar Son Mesaj
Çevreyle İlgili Haberler mustfer TARTIŞMA, SOHBET ve HABERLER 13 27-04-2006 05:20


Saat 20:16.