bu haftaki rapor

Taygun Bey dün gece aniden çıkan bir işisebebşyle bizi ekince , biz de abimle balığaçıktık, bir de ne göreyim Taygun Bey fuara gitmiş ve de uğradığımız felaketten kendini kurtarmış .
Bu faaliyet raporu sanırımbiraz uzak olacak, kış sezonunda birçok yer ile ilgili bilgi vereceğim.
Sabah 5 te kalktım ve abimi aldım yemelrimizi de tedarik ettikten sonra saat 6 gibi yola koyulduk.
yemler
mamun, 8 madya ,10 yengec, 1 sarımlık boru kurdu.
İk durak Sığacık mezarlık önü. Bizden önce gitmiş ve oltalarını denize daldırmıs 2 kişi daha vardi,Bismillah dedik attık oltaları , tık yok. Ne kefal var ne baska birşey.
Bu arada mezarlığı geçip solundaki tepeden aşaı inerek avlanmaya çalıştık zira mezarlık önü anlatıldığı gibi cok sığ ve olta takmaya çok müsait. Balık yok, yer de çok hoş değil atladık 2. durağımıza,
Teos - akkum plajı. Kayalıklardan oltaları salladık, tık yok.
Yolda ilerlerken sağda askeri bölgeye gelmeden güzel bir koy gördük, girdik ilerledik fakat denizin dibini görünce es geçtik.
Muvaffak abinin bahsettiği Doğanbey civarındakı 9. Eylül üniversitesinin kampı önündeki iskele 3. durağımız oldu. Uzun süre bekledik, denizde 30-40 cm lik 2 tane kefalcik gördük. 2 dip kibrisi, 3 dip oltası bıraktık, tık yok. 1 tane ufacık mırmır çekti abim, fakat iskeleden 50-60 mt ileride zarganalar suyun üstünde, iskelede 10 mt dersek 70 mt uzaktalar.
4. durağımız Doğanbeye Gümüldür veya Özdere şaşırabilirim, Maxim otel yanı. Abim yazın buradan çok kefal tutmuş. Attık oltaları , tıkır tıkır birşeyler, kefal hiç yok.2 tane kerpeyi ben çekerken abimde garip kafalı birşey çekti , yorgunluktan ismini hatirlayamiyorumresmi aşağıdadır. Baktık gene birşey yok, atladık arabaya...
5. durak Pamucak sahili. Aman o ne güzel sahil, fakat inanılmaz sığ. Oradaki bir balıkçı abimizle konuştuk yarinki tekne avı için yengeç topluyordu , bu arada oltaları da denizde, balık yok. 8-10 kişi balık avlıyor fakat tık yok!
Dip kıbrısları, fıstık gibi mamunlar kar etmiyor, attığımız yemleri çekiyoruz.
6. durak Kuşadası.
Baktık ki , kuştur vs önü ana baba gibi günü gibi çoluk çocuk balık meraklıları , kadınlar denizinde doğru ilerledik. Yer bildiğimizden değil şansımıza.
Sahile indik baktık Martı otel kapalı , bahçesinden olta sallayanlar var , biz de gittik. Oltalar denizde tık yok. Sonra bir balıkçı arkadaş geldi yanımıza sohbet ettik. Otelin arka tarafında buyuk bir iskele olduğunu , iyi çipura ve mercan !!! yaptığını söyledi, 6 parça ufak çipura almıs (lidaki olduğunu saniyoruz). Topladık eşyaları iskeleye yürüdük ben önden giderken arkama döndüm, abim olta çeken birini seyrediyor, aman yarabbim o ne çipura , rahat 800 gr civarı vardır. Bu arada Tanrı neden başkasına vermez şu balığı diye uzun uzun konuştuk zira adamın balık çekerkenki tavrı ikimiz de gıcık etti.
Yanındaki kişi soruyor, abi çekiyorsun sanırım,
adam göz kırparak , sus der gibi... herneyse,
Geçtik iskelenin ucuna, denize 3 bırakma, 1 de bendeki kamış..
Aynı adam 2. koca çipurayı çekti.
İskele mükemmel, 7-8 mt derinlik ve dipgörünüyor. Dip kumluk ve daha çok şerit yosun. Adamlar açık denize doğru çok iri bir kurşunla 50-60 mt atıyorlar fakat çekerken zıplatarak çekiyorlar çünkü o kadar büyük kurşun yosunlara takılıp kalıyor , gözlemlediğimiz bu. Yemlerine gelince, çiğ sardalya (tuzsuz).
En sonunda bana da bir nasip, el kadar bir sivri burun, onu da çekerken misina direğe dolaşıyor, balık direkte , şaaap iskeleye düşüyor ama anında üstüne basıyorum . Abim yakalayıp atıyor kovaya. Bu arada abimde 1,2 karagöz, isparoz aldı sanırım.
Derken bir görgüsüzlük! 8-9 kişinin olta attığı bir iskelede, zeki :dikkat: bir zıpkıncı arkadaşımız oltalar arasına dalıyor. Birader, ulen benm oltaya gel de popona batırayım derken.... benim ayaklarımı sarkıttığım yerden birden gözüküyor munasebetsiz! eline kopmus bir kıbrıs oltasının iğneleri batmış, iğnenin ucunda ufacık bir izmarit , iskeleye atıyor ve kaçıyor ...
Hava kararmaya başlıyor, tık yok, geri dönüyoruz. Elde kalan , Selçukta çöpşiş...