Taygun bunlar senin için kardeşim...

[Wetblue]

Arkadaşlar Eşkina Avunin Yasak Olduğu Yolunda Bir Bilgi Kalmiş Kulağimda . Bildiğim Kadari Ile Nesli Tükeniyor çünki

[Wetblue]

MESAJI YAZDIM AMA BİLGİM DOĞRUYMUŞ AMA DEĞİŞİM OLMUŞ BİLGİLERİNİZE SUNARIM.




37/2 Numaralı Sirkülere Bakış




Denizlerimizde ve içsularımızdaki doğal yaşam alanlarının korunması, buralarda bulunan su ürünleri kaynaklarımızdan amatörce yararlanılması, sorumlu ve sürdürülebilir avcılık için amatör balıkçılığın belirli kurallar çerçevesinde yapılmasının sağlanması amacıyla, 22/3/1971 tarihli 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Su Ürünleri Yönetmeliği'nin 6 ncı maddesine istinaden Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan; 1 Eylül 2006-31 Ağustos 2008 tarihleri arasında amatör (sportif) amaçlı su ürünleri avcılığında uygulanacak “Amatör (Sportif) Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen 37/2 Numaralı Sirküler” 24 Ağustos 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Sirkülerin “Genel Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinde tanımlar yapılmış olup doğrudan bizi ilgilendiren tanımlardan bazıları şunlardır: Amatör balıkçı “Amatör balıkçılık etkinliğinde bulunan gerçek kişi”, Amatör balıkçılık “Sadece rekreasyon, spor veya dinlence amacıyla yapılan, maddi ve ticari kazanç gayesi gütmeyen, avlanılan ürünün satılmadığı balıkçılık etkinliği”, Amatör sualtı avcısı “Gün doğumundan gün batımına kadarki sürede sirkülerce ve güvenlik nedeni ile yasaklanmamış karasularımızda, kendi nefesi dışında ek bir hava kaynağı kullanmadan dalarak su altı tüfeği ve ve yardımcı ekipmanla su ürünleri avcılığı yapan kişi”, Bakanlık “Tarım ve Köyişleri Bakanlığı”, Boy limiti “Balık türlerinin nesillerini devam ettirebilmeleri için bir balığın en az 1 kere yavru vermiş olarak kabul edildiği en küçük yasal avlanma boyu”, Günlük limit “Adet ya da kg cinsinden her amatör balıkçının yasal metotlarla avlanarak beraberinde götürebileceği en fazla balık miktarı”, İl - İlçe Müdürlüğü “Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlüğü”, Sualtı tüfeği “Su altında balık avında kullanılan lastik veya metal yaylı, gaz veya hava basınçlı tüfekler”, Zıpkın “Bir gönder ucuna yerleştirilmiş, bir veya birden fazla sivri uca ve balığın kurtulmasını engelleyen damaklı düzeneğe sahip, yakalanan büyük balıkların son mukavemetini kırma ve sandala alma işlerinde de kullanılan balık avlama aracı”.

37/2 Numaralı Sirkülerde daha önceki sirkülerlerden farklı olarak ilk kez amatör sualtı avcısı tanımına yer verilmiş ve amatör sualtı avcısı “Gün doğumundan gün batımına kadarki sürede sirkülerce ve güvenlik nedeni ile yasaklanmamış karasularımızda, kendi nefesi dışında ek bir hava kaynağı kullanmadan dalarak su altı tüfeği ve yardımcı ekipmanla su ürünleri avcılığı yapan kişi” olarak tanımlanmıştır. Burada dikkat çeken nokta amatör sualtı avcısının sadece “gün doğumundan gün batımına kadarki sürede” su ürünleri avcılığı yapabileceğidir. Gün doğumu güneşin ufukta belirmesini, gün batımı ise güneşin ufukta kaybolmasını ifade eder. Bu durumda avcı güneş ufukta belirmeden suya giremeyecek, akşam ise güneş tamamen battıktan sonra sudan çıkmak zorunda kalacaktır.Güneşin ufukta belirmesinden önceki sürede ve güneşin batımından havanın tamamen kararmasına kadar olan o verimli kısa sürede av yapılamayacaktır.Kanaatimce “gün doğumundan gün batımına kadarki sürede” ifadesi yerine “gündüz” ifadesinin kullanılması daha yerinde olurdu. Zira hukuk sistemimizde gündüz kelimesi “güneşin doğmasından bir saat evvel başlayan ve batmasından bir saat sonraya kadar devam eden zaman süresini” ifade eder. Ayrıca Sirkülerin 11 inci maddesinde denizlerde “gece” zıpkın ve sualtı tüfeği ile avcılık yapılamayacağı belirtilmiştir. Bu iki madde arasındaki terminolojik uyumun sağlanması ve herhangi bir karışıklığa mahal vermemek için gelecek düzenlemede “gün doğumundan gün batımına kadarki sürede” ifadesi yerine “gündüz” kelimesinin kullanılmasının daha yerinde olacağını düşünüyorum.

Genel tanımlarda sualtı tüfeği “su altında balık avında kullanılan lastik veya metal yaylı, gaz veya hava basınçlı tüfekler”, zıpkın ise “bir gönder ucuna yerleştirilmiş, bir veya birden fazla sivri uca ve balığın kurtulmasını engelleyen damaklı düzeneğe sahip, yakalanan büyük balıkların son mukavemetini kırma ve sandala alma işlerinde de kullanılan balık avlama aracı” olarak tanımlanmıştır. Her ne kadar kendi aramızda sualtı tüfeği için “zıpkın” kelimesini kullanıyorsak da mevzuata göre yapılacak idari kurum yazışmalarında ve görüşmelerinde zıpkın yerine “sualtı tüfeği” kelimesinin kullanılması daha doğru olacaktır. Dikkat edileceği üzere Sirkülerin 11 inci maddesinde zıpkın yerine “Sualtı tüfeği” ile orfoz ve lagos avcılığı yapılamaz denilerek bu husustaki ayrım ortaya konulmuştur.Söz konusu Sirkülerin 3 üncü maddesinde Türk vatandaşlarının amatör balıkçılık yapmaları hususu düzenlemiş olup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişilerin bu sirküler ile getirilen yasak, sınırlama ve sorumluluklara uymak şartıyla amatör balıkçılık yapabileceği; bu kişilere müracaatları halinde, veriliş tarihinden itibaren iki yıl geçerli olmak üzere, il ve ilçe müdürlüklerince “Amatör Balıkçı Belgesi” verileceği, bu belgenin alınmasının veya avcılık sırasında bulundurulmasının zorunlu olmadığı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Amatör Balıkçılık Belgesinin alınmasının zorunlu olmadığı hususunu Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile yaptığımız yazışma sonucu daha önce duyurmuştuk. Bu belgenin alınmasının ve avcılık esnasında bulundurulmasının zorunlu olmadığının Sirkülerde de belirtilmesi üzerine uygulamada birlik sağlanacağını ve amatör balıkçılık belgesi ile ilgili olarak yetkililerin biz amatör avcılarla girdikleri haksız ve yersiz tartışmaların son bulunacağına inanıyorum.

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
Sirkülerin 8 inci maddesinde denizlerde amatör balıkçılar tarafından avlanabilecek bazı türlere ilişkin bilgiler çizelge halinde yer almıştır. Bu çizelgede balıkların türü, Latince adları, santimetre olarak en az boy limiti, adet ve kilogram olarak en fazla miktar limitleri yer almaktadır. Boy limitinde % 5 küçük boylara izin verilmektedir. Adet cinsinden limit verilen türlerde kilogram cinsinden limitlere bakılmayacak, kilogram cinsinden limit verilen türlerde avlanılan tür tek veya karışık olsun 5 kg’ı geçemeyecektir. Kilogram cinsinden sınırlama getirilen türlerde tek bireyin 5 kg’ı geçmesi halinde, bu birey yasal limitler dahilinde kabul edilmektedir. Adet miktarı her türün ayrı ayrı avlanabileceği miktar değil, gün içinde avlanabilecek toplam balık sayısıdır. Adet sınırlamasına tabi birden fazla türün avlandığı durumda, avlanılan balıklar tek tür gibi kabul edilmektedir. Bu durumda avlanılan toplam balık adeti 3’ü geçemeyecektir. Adet ve Kilogram sınırlamasına tabi türlerin karışık olarak avlandığı durumunda ise, adet sınırlamasına tabi türün avlanabileceği adetten az olması halinde, avlanılan tüm balıklar için kg sınırlaması esas alınacaktır. “Kilogram cinsinden sınırlama getirilen türlerde tek bireyin 5 kg’ı geçmesi halinde bu bireyin yasal limitler dahilinde kabul edilmesi” 5 kilogramın üzerinde vurulabilen ve kilogram olarak miktar limitine dahil olan sinarit,levrek gibi balıkları hukuka uygun hale getirmiştir. Ancak kilogram cinsinden sınırlama getirilen türlerden 5 kilogramdan daha büyük bir birey vurulduğunda bu balık yasal limitler “dahilinde” sayılmakta, yani 5 kilogram olarak değerlendirilmektedir. Avcı kilogram cinsinden limit verilen türü avladığı için ve tür tek veya karışık olsun 5 kg’ı geçemeyeceğinden avını sonlandırmak zorunda kalacaktır. Burada şöyle bir durum ortaya çıkmaktadır: Avcı kilogram limitine dahil olan türlerden, örneğin levrek, 5 kilogramın üzerinde bir birey vurunca avını noktalamak zorunda kalacak, ancak akya gibi sayı limitine tabi balıklardan 20 şer kiloluk 2 tane vursa bile avını noktalamak zorunda kalmayacaktır. Zira sirkülerde “adet cinsinden limit verilen türlerde kilogram cinsinden limitlere bakılmayacağı” belirtilmiştir. Bu durum adil değildir. Ayrıca “Adet miktarı her türün ayrı ayrı avlanabileceği miktar olmayıp, gün içinde avlanabilecek toplam balık sayısıdır.” hükmü nedeniyle avcı 2 adet kalkan veya 1 adet turna vurduğunda o günkü avını noktalamak zorunda kalacaktır. Çünkü bu balıklarda adet limiti vardır ve adet miktarı her türün ayrı ayrı avlanabileceği miktar olmayıp gün içinde avlanabilecek toplam balık sayısıdır. “Adet ve kilogram sınırlamasına tabi türlerin karışık olarak avlandığı durumunda ise, adet sınırlamasına tabi türün avlanabileceği adetten az olması halinde, avlanılan tüm balıklar için kg sınırlaması esas alınır.” hükmü ise tamamen bir bilmecedir. Örneğin adet sınırlamasına tabi olan akyadan bir adet 20 kiloluk vuran bir avcı,aynı avda kilogram sınırlamasına tabi olan 500 gr.lık bir kefal vurduğunda adet ve kilogram sınırlamasına tabi türleri karışık olarak avladığı ve adet sınırlamasına tabi tür avlanabileceği adetten az olduğu için (limit en fazla 3 adet akya) avlanılan tüm balıklar için kilogram sınırlaması esas alınacaktır. Bu durumda 20 kiloluk akya kilogram limitine tabi olmadığı halde kilogram sınırlamasına tabi olacak,bu nedenle 5 kilodan büyük olduğu için yasal sınır dahilinde sayılacak, ancak avcı 500 gr.lık kefal nedeniyle miktar limitini geçmiş mi olacaktır? Bu durum tam bir soru işaretidir. Yeni sirkülerin getirdiği avantajların yanında adet ve miktar sayısı bakımından tüm sorulara cevap veremediği, boşluklar bırakması nedeniyle biz zıpkıncılar için yetersiz kaldığını düşünüyorum.

Sirkülerin 9 uncu maddesinde denizlerde ve içsularda amatör balıkçılar tarafından avlanması yasak olan türlere ilişkin çizelge yer almaktadır. Her ne kadar bu canlılar biz zıpkıncıların doğrudan avı olmasa da en azından adlarının ve fotoğraflarının bilinmesi kişisel yararımızadır. Örneğin anı amaçlı denizden çıkarılmak istenen bir pina veya bir triton avlanması yasak olduğu için resmi merciler karşısında bizi suçlu duruma düşürebilir. 36/2 Numaralı Sirkülerde yer alan eşkina yasağı kalkmış, yeni Sirkülerle beraber 1 Eylül 2006-31 Ağustos 2008 tarihleri arasında eşkina avı serbest bırakılmıştır.

Sirkülerin 10 uncu maddesinde içsularda amatör avcılığın esasları belirtilmiş ve daha önceki 36/2 Numaralı Sirkülerde olduğu gibi içsularda sualtı tüfeği, her türlü zıpkın, yaba, balyoz vs. araçlar kullanarak avcılık yapılamayacağı belirtilmiştir. Ayrıca geçtiğimiz aylarda içsularda olta ile amatör avcılık yapan bazı arkadaşlarımızdan kullanılabilecek tekne boyu ile ilgili çeşitli sorular gelmişti, bu soruların cevapları da 37/2 Nuramalı Sirkülerle beraber değişmiştir. İçsularda boyu 7.5 metrenin üzerindeki teknelerle amatör balık avcılığı yapılması, 1 km2 den daha küçük göl ve göletlerde motorlu, motorsuz her türlü tekne ve botla avlanılması yasaktır. Baraj göllerinde yapılan avcılıkta ise DSİ tarafından belirtilen güvenlik sahasında avlanmak tehlikeli ve yasaktır.

Sirkülerin 11 inci maddesinde denizlerde amatör balıkçılığın esasları belirtilmiştir. Daha önceki sirkülerde olduğu gibi denizlerde amatör balıkçılık zaman yasağına tabi değildir. Denizlerde amatör avcılık her türlü olta takımı, serpme ve yemlik uzatma ağı ve sualtı tüfeği ile yapılabilir. 37/2 Numaralı Sirkülerde de sualtı tüfeğinin boyu ile ilgili olarak herhangi bir sınırlama mevcut değildir. Denizlerde olta ile amatör avcılık yapan arkadaşlarımız için belirtmek isterim ki bir amatör en fazla 4 olta takımı kullanabilir. Bir amatörün bir olta takımındaki iğne sayısı, çapari hariç 6 adedi geçemez. Olta ucuna ağ (tırıvırı, paraşüt vs) düzeneği takılarak avcılık yapılması doğaya verdiği tahribat nedeniyle yasaktır. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi denizlerde gece zıpkın ve sualtı tüfeği ile avcılık yapılamayacağı hükmü bu sirkülerde de korunmuştur.Sualtı tüfeği ile yapılacak avcılıkta ışık kaynağı, şnorkel hariç yapay hava kaynağı, tüp, nargile, her türlü soluma cihazı ve yedek hava kaynağı kullanılamaz. Sualtı tüfeği ile orfoz ve lagos avcılığı yapılamaz. Nesillerinin tehlikeye girmesi nedeniyle kırmızı listede yer alan, uluslararası anlaşmalarla koruma altına alınmış bu canlıların her türlü avının yasaklanması gerekirken Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın sadece sualtı tüfeği ile avlanmalarına yasak koyması büyük bir yanlıştır.

Sirkülerin 12 nci maddesinde yer yasaklarına değinilmiştir. Buna göre Gökçeada Yıldız koyu ile Yelkenkaya arasında sahilden itibaren “Sualtı Deniz Rezervi (Parkı)” oluşturulacak olan (390 14’ 06’’ N -250 54’ 18’’ E; 390 14’ 18’’ N -250 54’ 18’’ E; 390 14’ 24’’ N-250 56’ 06’’ E; 390 14’ 36’’ N -250 56’ 06’’ E) koordinatlarında, 200 m. genişliğinde 1 mil uzunluğundaki alanda her türlü istihsal vasıtası ile avcılık yasaktır. Fokların yaşadıkları mağaralarda ışık kullanmak, her türlü vasıta ile dalış yapmak ve amatör su ürünleri avcılığı yapmak yasaktır. Akdeniz’de, Kızılliman mevkiinde (360 06’ 26’’ N - 330 06’ 40’’ E) , (360 05’ 17’’ N - 330 05’ 31’’ E), (360 06’ 09’’ N - 330 05’ 46’’ E), (360 06’ 00’’ N - 330 07’ 10’’ E) koordinatlarında sportif amaçlı su ürünleri avcılığı yasaktır. Mersin ili, Erdemli ilçesindeki ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü sınırları içerisinde kalan limanda ve limanı çevreleyen 500 metrelik alan içerisinde amatör su ürünleri avcılığı yasaktır. İzmir limanında, Bostanlı Sazburnu ile Üçkuyular vapur iskelesi arasında çekilen hattın doğusunda kalan saha içerisinde her türlü su ürünleri avcılığı yasaktır. Son yasak özellikle İzmirlileri üzecek bir yasak olmuştur. Zira Bostanlı Sazburnu ile Üçkuyular vapur iskelesi arasında çekilen hattın doğusunda kalan saha; yani Mustafa Kemal Sahil Bulvarı,Konak,Alsancak,Karşıyaka günün yorgunluğunu atmak isteyen amatör balıkçıların buluşma yeri iken 37/2 Numaralı Sirkülerle bu saha içerisinde her türlü su ürünleri avcılığı yasaklanmıştır. Geçtiğimiz yıllarda ticari balıkçılara koyulan bu yasak artık amatör balıkçıları da kapsamaktadır. Bu maddede yer yasakları incelenirken “amatör sualtı avcısı” tanımını bir kez daha hatırlamamız gerekmektedir; “Gün doğumundan gün batımına kadarki sürede sirkülerce ve güvenlik nedeni ile yasaklanmamış karasularımızda, kendi nefesi dışında ek bir hava kaynağı kullanmadan dalarak su altı tüfeği ve ve yardımcı ekipmanla su ürünleri avcılığı yapan kişi”. Bu tanımda amatör sualtı avcısının “sirkülerce ve güvenlik nedeni ile yasaklanmamış karasularımızda” avlanabileceği belirtilmiştir ancak sualtında bulunan kültür ve tabiat varlıklarının korunması maksadıyla 2001/2952 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 24 Eylül 2001 tarih ve 24533 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan dalışa yasak sahalarda av yapılabilir mi? Söz konusu yasak kararı Bakanlar Kurulu tarafından verilmiştir. Tarım ve Köyişleri Bakanı da bu karara imza atmıştır. Böylece Sirkülerin 17 nci maddesinde yer alan “Bu Sirkülerde belirtilen yasak, sınırlama ve yükümlülükleri belirlemeye ve ilan etmeye Bakanlık yetkilidir.Mülki idareler, diğer Bakanlıklar ve ilgili kamu kuruluşları, özel ve tüzel kişiler bu Sirkülerde belirtilen yasakları, doğal afetler (kuraklık, sel, yangın, sağlık vb.) haricinde kaldıramazlar, bu yasaklara aykırı veya yeni yasaklama kararı alamazlar, ilan edemezler.” hükmü by pass edilmiştir. Ayrıca söz konusu Bakanlar Kurulu kararında “Aletli dalışa yasak sahalar veya Nefesli dalışa yasak sahalar” değil, her ikisini de kapsayacak şekilde “Dalışa Yasak Sahalar” ifadesi kullanılmıştır. Bu nedenle kanaatimce 2001/2952 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 24 Eylül 2001 tarih ve 24533 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan dalışa yasak sahalarda avlanma amaçlı dalınmamalıdır.

Sirkülerin 13 üncü maddesinde diğer yasaklar yer almaktadır. 36/2 Numaralı Sirkülerde olduğu gibi amatör balıkçılıkla avlanmış olan her türlü su ürününün satışı yasaktır. Zira bu yasağın amacı amatör balıkçı ünvanı altında herhangi bir vergi kaydı olmadan kayıt dışı olarak balık vurup satanların kayıt altına alınmış vergi mükellefi ticari balıkçılarla haksız rekabetini önlemektir. Sirkülerde belirtilen koruma altındaki türlerin ve bunlara ait kabuk vb.nin, tahnit edilmiş örneklerinin alımı, satımı, pazarlarda ve iş yerlerinde alım satım amacıyla bulundurulması ve sergilenmesi yasaktır. Deniz ve içsularımızda yapılacak her türlü amatör balıkçılık yarışmaları Bakanlığın iznine tabidir. Yedek hava kaynağı, ışık kaynağı gibi yasaklanan av araç ve gereçlerinin avlanma mahallinde bulundurulması yasaktır. Bakanlık il müdürlüklerince tespit edilerek ilgili kurum ve kuruluşlara bildirilen voli yerlerinde amatör avcılık yapmak yasaktır. Ticarî amaçlı su ürünleri avcılığı yapmak üzere projeye dayalı olarak Bakanlıkça izin verilmiş tüm deniz ve içsu alanlarında kira müddetince kiracı dışında avcılık yapılması yasaktır. Bu yasak alanlarda yapılacak istihsalle ilgili esas ve usuller Bakanlıkça belirlenir.

Sirkülerin 14 üncü maddesinde bu Sirküler hükümlerine aykırı hareket edenlere 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu ile buna tadil eden 3288 ve 4950 sayılı Kanunun ilgili maddeleri uygulanacağı belirtilmiştir.

Sirkülerin 15 inci maddesinde Su Ürünleri Kanunun 33 üncü maddesine atıf yapılarak koruma ve kontrolle görevli olanlar belirtilmiştir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı teşkilatında ve Bakanlığa bağlı su ürünleri ile ilgili teşekküllerde su ürünlerinin, deniz ve iç suların koruma ve kontrolü ile görevlendirilen personel ile emniyet, jandarma, sahil güvenlik, gümrük ve orman muhafaza teşkilatları mensupları, belediye zabıtası amir ve mensupları, kamu tüzel kişilerine bağlı muhafız, bekçi ve korucular ile emniyet ve jandarma teşkilatının bulunmadığı yerlerde köy muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri bu Kanunla (dolayısıyla Sirkülerle) ve bu Kanuna istinaden konulan yasaklardan dolayı, bu Kanun kapsamına giren suçlar hakkında zabıt varakası tutmak, suçta kullanılan istihsal vasıtalarını ve elde edilen su ürünlerini zapt etmek ve bunları 34 üncü madde hükmü saklı kalmak şartı ile adli mercilere teslim etmek; ek madde-3'te yer alan hükümler çerçevesinde idari para cezalarını kesmekle vazifeli ve yetkilidirler.

(Ek madde-3 Bu Kanunun 36 ncı maddesinde yer alan idari para cezaları mahallin en büyük mülki amiri ile denizlerde Sahil Güvenlik Komutanlığı bot komutanları tarafından kesilir ve mahallin en büyük mal memurluğuna yatırılır. Mülki amirler ceza kesme yetkilerini 33 üncü maddede belirtilen görevlilere önceden ilan etmek şartıyla devredebilirler.Cezaların kesilme usulleri, makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolü hususundaki usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.Cezalar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.İdari para cezalarına karşı cezanın tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idare tarafından verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinden inceleme yapılarak karara bağlanır. İtiraz üzerine verilen karar kesindir.)

Sirkülerin 16 ncı maddesinde Su Ürünleri Kanununun 37 üncü maddesine atıf yapılarak zapt edilen su ürünleri ve istihsal vasıtaları hakkında yapılacak işlemler belirtilmiştir:
a) Zapt edilen canlı olmayan su ürünlerinden insan tüketiminde veya sanayide kullanılması mümkün, ancak muhakeme neticesine kadar muhafaza edilmesi mümkün olmayanlar, en yakın Bakanlık laboratuvarında veya kamu kuruluşlarında görevli veteriner hekim, Hükümet, belediye veya sağlık merkezi tabiplerinden birine muayene ettirilir. Tüketiminde veya kullanılmasında sakınca görülmeyenler, derhal mahallin en büyük maliye memuru marifetiyle, maliye teşkilatı bulunmayan yerlerde belediye veya ihtiyar heyeti tarafından en yakın satış yerinde açık artırma sureti ile satılır.

Satışa ait bir zabıt tutanağı düzenlenerek, satış bedeli tahkikat sonucuna kadar adli mercilerin emrinde olmak üzere maliye veznesine emaneten yatırılır. Sanığın mahkumiyetinin kesinleşmesi halinde satış bedeli ilgili vezneye gönderilir. Satılamayan veya muhammen bedel üzerinden alıcı bulamayanlardan, insan tüketiminde kullanılması mümkün olanlar Bakanlıkça belirlenen sosyal yardım kurumlarına bağışlanır.

b) Zapt edilen istihsal vasıtalarından sahipleri belli olanlar, muhakeme neticesine kadar yedieminde tutulur. Zapt edilen istihsal vasıtalarından sahiplenilmeyen ve avcılıkta kullanılmasında sakınca görülmeyenler on günlük süre sonunda mahallin en büyük maliye memuru marifetiyle satılır. Satılamayanlar ve avcılıkta kullanılması sakıncalı görülenler bilimsel kuruluşlara bağışlanır.

c) Bağışlanamayan su ürünleri ve istihsal vasıtaları imha edilir. İnsan tüketiminde kullanılması sakıncalı görülen, sanayide hammadde olarak kullanılması mümkün olmayan veya kullanılması mümkün olmakla birlikte satılamayan su ürünleri hakkında da aynı işlem uygulanır.

ç) Bu Kanunla ve bu Kanuna istinaden konulan yasaklardan dolayı zapt edilen su ürünlerinden canlı olanların deniz ve içsulara iadeleri veya bunlar için yapılacak diğer işlemler yönetmelikle düzenlenir.

Sirkülerin 17 nci maddesinde önceki sirkülerde olduğu gibi yasak kararlarıyla ilgilidir. Bu maddeye göre bu Sirkülerde belirtilen yasak, sınırlama ve yükümlülükleri belirlemeye ve ilan etmeye Bakanlık yetkilidir.Mülki idareler, diğer Bakanlıklar ve ilgili kamu kuruluşları, özel ve tüzel kişiler bu Sirkülerde belirtilen yasakları, doğal afetler (kuraklık, sel, yangın, sağlık vb.) haricinde kaldıramazlar, bu yasaklara aykırı veya yeni yasaklama kararı alamazlar, ilan edemezler.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan; 1 Eylül 2006-31 Ağustos 2008 tarihleri arasında amatör (sportif) amaçlı su ürünleri avcılığında uygulanacak “Amatör (Sportif) Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen 37/2 Numaralı Sirküler” ile ilgili olarak bir zıpkıncının ana hatlarıyla bilmesi gerekenleri yazmaya çalıştım. Yaptığım yorumlar kişisel yorumlarım olup herhangi bir kişiyi veya topluluğu bağlamaz. Her zıpkıncının bu Sirküleri baştan sona okuması gerekir, Sirküleri bilmeliyiz ki herhangi bir haksız müdahalede kendimizi savunabilecek bilgimiz olsun. Ayrıca Sirkülerde yer alan kurallara da en yüksek düzeyde riayet edilmesini tavsiye ediyorum. Konulan kurallara uymak bize bir şey kaybettirmez, ancak “bir şey olmaz” diyerek uymadığınız bir kural tatsız bir şekilde bizi resmi kurumlarla karşı karşıya getirebilir. 37/2 Numaralı Sirküler hepimize hayırlı olsun; önümüzdeki yıllarda soru işaretlerinden uzak, net ve amatör balıkçılığın ihtiyaçlarını karşılayacak yeni Sirkülerlerin hazırlanacağına inanıyorum.




Dalışa Yasak Noktalar

KARADENİZ
1. Sinop Boztepe Burnu ile Sinop arası
2. Kayıkbaşı burnu çevresi
3. İnebolu ile İnce burun arası
İSTANBUL BOĞAZI, MARMARA DENİZİ VE ÇANAKKALE BOĞAZI
1. Güzelce ile Değirmenburnu arası Büyükçekmece Koyu
2. Sedef adası çevresi
3. Marmara adası,Gündoğdu Marmara-Çınarlı-Saraylar-Yana koyu arası
4. Marmara adası, Laz kayası çevresi
5. Ekinlik adası kuzeyi
6. Çanakkale Boğazı, Alçıtepe
7. Çanakkale Boğazı, Teke Burnu ile Şehitler Abidesi arası
EGE DENİZİ
1. Gelibolu Yarımadası-Kabatepe limanı açığı
2. Gökçeada Güneyi, Tuz burnu ile aydıncık burnu arası
3. Antik Assos Kenti sahili, kadırgaburnu-Sivriceburnu arası
4. Edremit Körfezi, Maden Adası çevresi
5. Eski Foça-Deveboynu ile Aslan burnu arası (Önündeki adalar dahil)
6. İzmir Körfezi, Urla iskelesi
7. Karaburun Yarımadası-Akburun çevresi
8. karaburun Yarımadası- Kanlıkaya Burnu ile deniz giren Kuzey tarafı
9. Ildır Körfezi, Gerence Körfezi kuzeyindeki Yarımada-Küçük Ada ve Toprak Ada
10.Ildır Körfezi, Ildır sahili, Yassıada ve Karabağ Adası
11. Çeşme Uçburun ile Fenerburnu arası
12. Çeşme Batıburun ile Beyaz burun arası
13. Sığacık Körfezi,Tektaş Burnu ile Gök liman arası
14. Sığacık Körfezi, Teos antik kenti sahili
15. Güllük körfezi, toprak ada çevresi
16. Asin körfezi, Antik İassos kenti
17. Bodrum yalıkavak Yarımadası. Kuzeyburnu ile Gümüşlük Limanı arası
18. Bodrum Turgutreis-yassıada çevresi
AKDENİZ
1. Bodrum, Akyarlar Aspat Koyu
2. Gökova Körfezi. Alakışla Bükü. Karaburun ile Çatalburnu Arası (Yıldız Ada dahil)
3. Gökova-Sedir Adası çevresi ile Karaca Limanı Arası
4. Gökova-Nergis Burnu Çevresi
5. Gökova-Körman Limanı, İnceburun arası
6. Knidos ve Aslanburnu çevresi
7. Palamutbükü-Divanburnu çevresi
8. Datça-İnceburun çevresi
9. Bozburun-Söğütköyü, Söğütbaşı, Değirmen Adası, Taşlıca Adası ve Sulmed Adası dahil
10. Bozukkale çevresi
11. Serçe Limanı
12. Marmaris-Kalabak Burnu-Akçadon Burnu arası, Kızıl Ada ve Arap Adası dahil
13. Marmaris Çiftlik limanı, Çiftlik Adası dahil
14. Marmaris Devetaşı mevkii
15. Köyçeğiz-Bozburun-Eşekburnu arası
16. Fethiye Kapıdağ yarımadası-Güngörmezburnu ile Karaburun arası
17. Fethiye-Kurtoğlu Burnu ile Göcek Sıralıbük koyu arası (Tersane ve Domuz adaları dahil)
18. Fethiye-Ölüdeniz,Gemiler Adası ve Karacaören Adası çevreleri
19. Kötü Burun çevresi
20. Kalkan Çatal Adaları-Sıçan Adası arası
21. Kalkan İnceburun ile Sarıbelen Ada arası
22. Kepeztepe-Heybeli Ada arası
23. Sıcak Koyu-Antik Aperlai Koyu
24. Kekova-Ölüdeniz çevresi
25. Adrasan Suluada çevresi
26. Tuzla Ada çevresi
27. Olimpos Antik Kenti-Ceneviz Limanı ile Çıralı Limanı Karaburun arası
28. Antik Anemorium Kenti Çevresi, Anamur Burnu Çevresi